2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2013 Yılı Merkezi Yönetim Kesin hesap Kanunu Tasarısı'nın, Meclis Genel Kurul'da görüşme takvimi belli oldu. Takvime göre; Genel Kurul'da 2015 yılı bütçe görüşmeleri, 10 Aralık Çarşamba günü parti liderlerinin bütçe üzerindeki değerlendirmeleri ile başlayacak. 13 gün dürecek görüşmelerde kurum, kuruluş ve bakanlıkların bütçeleri görüşülecek. Genel Kurul'da, hafta sonları da görüşmeler devam edecek, hafta içi ve hafta sonu saat 11.00'de toplanacak ve görüşülen kurum ve kuruluşların bütçelerinin bitimine kadar çalışılacak. Görüşmelerin ardından 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2013 Yılı Merkezi Yönetim Kesin hesap Kanunu Tasarısı Meclis Genel Kurulu'nda oylanacak. Bütçe görüşmelerinde muhalefetin de nasıl bir tutum alacağı merak konusu. Görüşülmeye başlanacak bütçe görüşmelerine ilişkin DİHA'ya değerlendirmelerde bulunan HDP Hakkari Milletvekili Adil Zozani, önlerine getirilen bütçenin, demokratik kurum ve kurullar işletilerek oluşturulmuş bir bütçe olmadığını söyledi.

"Bütçeyi yapan mekanizma ile yöneten mekanizma aynıysa, demokratik bir yönetimden söz edilemez" diyen Zozani, bu durumda demokratik, eşit, özgürlükleri esas alan bir bütçeden de bahsedilemeyeceğini söyledi. Zozani, etki gücü olmayanın, bütçeden payına düşürüleni kabul etmek dışında yapabileceği başka bir şeyinin olmadığını söyledi. Bütçenin performans denetimlerinin de yapılamadığına vurgu yapan Zozani, Parlamentonun yasama ve denetim fonksiyonlarını devreye sokmasının nesnel koşullarının da olmadığını söyledi. Zozani, "Bütçe hakkını kullanırken, hükümetin her dediğinin 'mutlak doğru' olarak ele alındığı koşullarda bütçe hakkı itibarıyla sistem tartışması yapmak kaçınılmazdır" dedi.

Bütçenin ayrıca hedefleri itibarıyla da gerçekçi bir bütçe olmadığını belirten Zozani, Küresel kriz ve olası etkileri hesaba katılmadan toplumsal algı yönetimi esaslarına göre düzenlenmiş olduğunu ifade etti. AKP hükümetleri döneminde 14 bin civarında emekçinin iş cinayetleri nedeniyle yaşamını yitirdiğini vurgulayan Zozani, "Hepimiz yaşamını yitiren insanlara ağladık. Ancak, bir şeyi göz ardı ettik. Türkiye'de emekçilerin yaşamları neden bu denli ucuzlaştırıldı? Vaktin Başbakanı şimdinin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir sözü var: Çinleşeceğiz diye. Çinleşmekten kasıt emek sömürüsünü yaygınlaştırmaktır. Şunu düşündüler. Gelişmiş dünya ekonomileri ağır sanayi yükünden kurtulmak için fabrikalarını gelişmekte olan bölgelere taşıma kararı aldılar. Az maliyetli üretim yapabileceği yeni ülkeler aradılar. Türkiye buna aday oldu. Taşeron uygulaması bu zihniyetin tezahürü oldu" değerlendirmesinde bulundu.

Ortalama kişi başına düşen gayri safi milli hasıla payının 10 bin 500 dolar olduğunu ve bunun Türkiye ortalaması olduğunu vurgulayan Zozani, "Ancak bölgeler arası dağılım böyle mi? Hayır. Örneğin, Bitlis, Hakkari, Şırnak, Kars ve Ağrı'da yaşayan bir vatandaş için bu oran 3 bin 500 dolardır" değerlendirmesinde bulundu. Zozani, İstanbul veya Kocaeli'de yaşayan bir yurttaşın Hakkari'de yaşayan yurttaştan 6 katı daha fazla gelir payına sahip olduğunu, 6 Hakkarilinin bir İstanbulluya ancak eşit olabildiğini kaydetti. Bunun da açık bir şekilde bölgesel kaynak sömürüsünü anlattığına vurgu yapan Zozani, "Aksi taktirde bu denli gelir dağılımı uçurumu oluşmazdı. Gayri safi milli hasıladan en az nasiplenen Kürtlerin yaşadığı coğrafya. Türkiye ekonomisine aldığının çok daha fazlasını veriyor" değerlendirmesinde bulundu.

Bütçeye karşı verdikleri muhalefet şerhinin ilk cümlesinde; "Bütçenin rakamlardan ibaret bir doküman" olmadığı belirlemesinin bulunduğunu kaydeden Zozani, "Tabi ki bütçenin bir ruhu ve karakteri vardır. Hükümetin dönemsel politikaları ile birlikte vizyonunu da bütçe değerlendirmesi ile birlikte okumak gerekir. Bu gerçeklikle baktığımızda Türkiye'nin ekonomik ve yatırım ortaklığı hedefleri itibarıyla tam bir körlük durumu mevcuttur" değerlendirmesinde bulundu.

07.12.2014