Genç Vizyon Fikir ve Kültür Kulübü, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi 7'inci Amfi Salonu'nda "Rojava devrimi ve kadın direnişi" konulu panel gerçekleştirdi. HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, HDP Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım, Özgür Hukukçular Derneği Eşbaşkanı Avukat Ercan Kanar ve Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Nazan Üstündağ'ın konuşmacı olarak katıldığı panelde ilk olarak HDP Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım söz aldı. Rojava'da kadın eliyle özgürlüğün geliştiğini söyleyen Yıldırım, Kobanê'de YPJ'nin verdiği özgürlük mücadelesinin tüm Kürdistan ve dünyanın özgürlük mücadelesi olduğunu belirtti. Bugün dört parça Kürdistan'da özgürlük ve demokrasi için ağır bedeller verilerek savaşıldığını ifade eden Yıldırım, bunun köle değil özgür ve irade sahibi kadınlar tarafından yapıldığını kaydetti.

Yıldırım'ın ardından söz alan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Kürdistan'da ve Türkiye'de genç ve dinamik bir döneme girildiğini ifade ederek, "Biz daima genç kalan bir mücadeleyiz" dedi. Ortadoğu ve Türkiye halklarının içine girdiği sürecin demokrasi ve yenilenmenin süreci olduğunu dile getiren Yüksekdağ, bu yenilenmenin ve yeni yaşamın ilk durağının da Rojava olduğunun altını çizdi.
'Rojava Devrimi Kürt halkının özgürlük anlayışının somutlaştığı noktadır'

Kuzey Afrika ve Ortadoğu halklarının kendilerine devrimci bir çıkış açmaya çalıştıklarına dikkat çeken Yüksekdağ, şunları söyledi: "Kimileri bahar dedi, kimileri ise isyan. 3 yıldır mevcut toplumsal düzenlerin ve siyasetin dışında bir yol arama eğilimindeydiler ancak tamamı yenilgiye uğradı. Uğramayan tek alternatif düzen, inşasıyla kendini koyan halk iradesi Rojava Devrimi olmuştur. Rojava Devrimi, Kürt halkının özgürlük anlayışının somutlaştığı, odaklandığı bir noktadır" diye belirtti. Rojava Devrimi'nin siyasi bir devrim denemesi değil, halkın öz gücüyle dâhil olduğu tarihsel bir hareket olduğunun altını çizen Yüksekdağ, Rojava Devrimi'nin emperyalist ve diktatör güçlerin ezberletilen sistemin dışında bir yörünge gösterdiği için hedef haline geldiğini belirtti.

Uluslararası güçlerin oluşturduğu bir gücün Rojava kantonlarına saldırmasının tesadüf olmadığını söyleyen Yüksekdağ, geleneksel Kürt düşmanlığının ve devrimci demokratik bir rejim inşasına girişilmesinin sonucu olarak Kobanê'nin siyasi, ideolojik ve askeri bir kuşatma ortasında kaldığını ifade etti. Kobanê'ye yapılan kuşatmanın başarısız olduğuna işaret eden Yüksekdağ, "Kobanê'deki öz savunma gücü bütün Rojava kantonlarındaki yeni ruhun yaşadığını, denendiğini ve sanıldığı kadar da kolay lokma olmadığını gösterdi. Kobanê direnişi bir iman gücü direnişi olmuştur" dedi. Bir hakikat olarak varlığını sürdüren Rojava Devrimi'nin başka bir devrim olan kadın devrimi ile iç içe geliştiğini vurgulayan Yüksekdağ, Rojava Devrimi'nin ezenler-ezilenler, erkek-kadın arasındaki çelişkiye çomak soktuğunu,ezilenlerden ve kadından yana bir duruş sergilendiğini ifade etti.

Ardından konuşan Özgür Hukukçular Derneği Eşbaşkanı Avukat Ercan Kanar ise, Ortadoğu'nun önümüzdeki süreçte halkların lehine kaderinin değişeceğini belirterek, Ortadoğu'daki direnişin DAİŞ'e ve bölgedeki gerici rejimlere boğun eğmeyeceğini, aşağıdan yukarıya doğrudan demokrasiyi temel alan mutlakıyetçi dinci olmayan bir sistem olacağını ifade etti. Kanar "Umuyoruz ki Kobanê direnişi başarıya ulaşacak" dedi.

Panelde son olarak konuşan Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Nazan Üstündağ da, Rojava'nın Cizîr Kantonu ile ilgili izlenimlerini aktardı. Cizîr Kantonu'nda bulunan halk meclislerinin halkın birçok sorununu çözdüğünü belirten Üstündağ, halkın hiçbir ayrımcılığa maruz kalmadan kendi kendine sorunlarını çözdüğünü belirtti. Üstündağ, "Evet Ortadoğu yanıyor ama ilk defa ezilenlerin tarihi bir tekrar olmayacak. DAİŞ Kobanê'ye girdiğinde Dersim, Halepçe, Ermeni soykırımını hatırlardık ama onlar gibi sonuçlanmayacak. Ezilenlerin tekrar tarihinden koparak tarih çıkaracağına inanıyorum" diye belirtti.

Panel soru cevap bölümünün ardından sona erdi.

19.11.2014