HDP 2014 Yerel Seçim Bildirgesi

İÇİNDEKİLER

Hedefimiz: Yerinden Yönetim ve Doğrudan Demokrasi 04
HDP’nin yerel yönetimlerdeki hedefleri Mahallelerden merkeze, birlikte mücadele

Demokrasinin Kazanılması Yerelden Başlar 07
'Kent hakkı' yurttaş hakkıdır
Güçlü, Özerk Yerel Yönetimler ve Yerel Demokrasi 10
Bölgesel yönetimler
Etkin ve Demokratik Yerel Yönetim 13
Yerel Yönetimlerde Hedeflerimiz 15

Yerel Demokrasi Ekolojik Denge

'Kent Hakları ' ve Kamu Hizmetleri
Su ve orman hakkı ranta kurban edilemez Öğrenciye ve emekçiye ücretsiz, yurttaşlara ucuz toplu ulaşım
Yerinde dönüşüm ve konut hakkı Yerel yönetimlerden herkese anadilinde, parasız ve demokratik eğitim Yerel yönetimlerden rahat ulaşılabilir, parasız ve anadilinde sağlık hizmeti
Yoksullukla mücadele
Yerel yönetimlerde istihdam
Farklı halklara eşit temsil; tüm inançlara ve inanmayanlara eşit mesafe
Şiddetsiz spor ve kitle sporlarının teşviki Dezavantajlı (emekliler, yaşlılar, engelliler, çocuklar) grupların öncelikleri
Yerel yönetimler ve gençlik
LGBTi temsili Hayvan hakları ve yerel yönetimler

Cinsiyet Eşitlikçi ve Kadın Özgürlükçü Yaklaşım 29
Kadınlar için demokrasi ve eşitlik Cinsiyet eşitliği için temel politikalar
Şehir Senin ve Seçim Senin... 32

HEDEFİMİZ:
YERİNDEN YÖNETİM VE DOĞRUDAN DEMOKRASİ
HDP için yerel yönetimler demokrasinin ve barışın tesis edileceği önemli alanlardır. HDP, gerçek demokratikleşmeye giden yolun, halkların geleceklerini kendi ellerine almasından geçtiğini savunur ve bunun için mücadele eder.

Bu amaca ulaşmak için, halkların; ezilenlerin, yoksunların ve yoksulların yaşamın her alanında söz ve karar sahibi olması; yönetim süreçlerine doğrudan katılması; devletin ve sermayenin hakimiyetinin sınırlandırılması ve aşılması gerektiğini bilir. Yurttaşlar, seçilenleri ve bütün görevlileri denetleme, hesap sorma ve geri çağırma hakkına sahip olmadan bunlar başarılamaz.

Günümüzde dünyanın dört bir yanında bu özlemle süren mücadeleler ve elde edilen kazanımlar, bize bu hedeflerin ulaşılabilir olduğunu gösteriyor ve umutlarımızı artırıyor. Halklar, yaşam alanlarını korumak, daha iyi ve eşit yaşam koşullarına kavuşmak amacıyla örgütleniyor, direniyor, mücadele ediyor ve kazanıyor.

Bugün Türkiye'de yerel yönetimler, o yerellerde yaşayanların iradesi yok sayılarak merkezileştiriliyor. Merkezden alınan kararlarla, yerellere müdahale ediliyor.

HDP, YEREL MÜCADELELERİN DEMOKRATİKLEŞMESİ VE YERELLERDE YAŞAYANLARIN KENDİLERİNİ YÖNETEBİLMESİ İÇİN ‘ŞEHİR SENİN’ DİYOR.
insanların kentsel mekanları ve doğal kaynakları müşterek kullanma hakları engelleniyor. Doğal kaynaklar sermayenin ve kapitalist sis- temin bitmez tükenmez kar hırsıyla gasp ediliyor, özelleştiriliyor ve tüketiliyor. Ortak yaşam alanları tahrip ediliyor.

Yoksullar şehirlerin kenarlarına sürülüyor. Ulaşım ve barınma her geçen gün daha pahalı hale getiriliyor. Temiz içme ve kullanma suyuna parasız erişim hakkı gasp ediliyor. Tarım alanları küçük üreticilerin

elinden alınarak büyük sermayeye devredilirken, topraksızlaşma ve
mülksüzleşme yaşanıyor.


KISACASI,
• Adaletsizlik ve eşitsizlik artıyor,
• Kamusal olan her şey yağmalanıyor,
• Yerel yönetimler merkezileştiriliyor, sermayenin hizmetine veriliyor ve şirketleştiriliyor,
• Güvenlik politikaları, bu gelişmelere muhalefet eden halkın direncini kırmak için artırılıyor...

HDP, tüm bu gelişmelere karşı mücadele ediyor. Şehir merkezlerin- den ve mekanlarından uzaklaştırılanların, ortak yaşam alanlarına, sokaklarına, sularına, mahallelerine, derelerine, meralarına, dağları- na, parklarına, sahillerine sahip çıkanların; yoksullaşan ve yoksunlaşanların; emekçilerin, üreticilerin sesi olarak, yerel yönetimlerin demokratikleşmesi ve yerellerde yaşayanların kendilerini yönetebilmesi için 'ŞEHiR SENiN' diyor.

HDP verel vönetimlerde şunları hedeflivor:

• 'Yerellik hakkını garantiye almak ve demokrasiyi güçlendirmek,
• Halkların yönetime doğrudan katılmasını sağlamak,
• Merkezle yerel arasındaki ilişkiyi, yerinden yönetimin güçlendirilmesi yönünde geliştirmek,
• Yerel yönetimi toplumsal ihtiyaçlar temelinde geliştirmek,
• Yerel kaynakların adil, etkin kullanımını sağlamak,
• Yerelde ortak kamusal alanların çoğaltılmasını sağlayarak, toplumsal dayanışmayı desteklemek,
• Yerellerdeki dil, kültür, inanç, hafıza ve ihtiyaç farklılıklarını göze- ten çoğulcu yaklaşımlar geliştirmek ve farklı grupların birbirleriyle ilişkilenmesini ve müzakeresini desteklemek,
• Yerel hafızayı canlı tutmak,
• Doğayı, suyu, ormanı, dereleri, meraları, sahilleri, tarım alanlarını, su ekosistemini korumak; bunların sermaye değerlendirme alanı olarak kullanımını ve suyun metalaştırılmasını önlemektir.

Mahallelerden merkeze, birlikte mücadele

HDP için şehirler ve kırlar, sosyal bağların, yaşam tarzlarının, kül- türün, hafızanın, doğayla ilişkilerin oluştuğu alanlardır. Bu nedenle de, yerellik ve mekanlar çevresinde süren mücadeleler, demokratik toplum mücadelesinin ayrılmaz bir parçasıdır. Demokratik toplum, ekolojik dengeyi, cinsiyet eşitliğini ve özgürlüğünü gözeten, halkın kendi kendisini yönettiği bir yapıdır, bireyi ve toplumu irade sahibi kılmayı savunur.


HDP, Yerel mücadeleleri siyasi alanda daha görünür kılacak ve dayandıkları düşünceleri, politikaları ve birikimi yerel iktidara taşıyacak demokratik halk seçeneğidir.

HDP, yerel yönetimleri, iktidarı ve muhalefetiyle tüm düzen partilerinden farklı bir yaklaşımla ele alır. HDP için yerel yönetimler, farklı anadillere, inançlara, kültürlere ve kimliklere sahip olan halklara, işçilere, emekçilere, yoksullara, işsizlere, engellilere, çocuklara, esna- fa, kadınlara, LGBTi'lere, emeklilere, köylülere, gençlere eşit ve özgür yaşayacakları ve toplumu dönüştüren, tüm canlıların haklarını gözeten bir yaşama ulaşma mücadelesine imkan yaratan zeminlerdir.


İstanbul'daki Gezi Direnişi'nden Kuzey Ormanları'na; rant amaçlı 'kentsel dönüşüm projeleri' adı altındaki yağmaya karşı oluşan hareketlerden Anadolu'nun ve Mezopotamya'nın çeşitli yerellerindeki yaşam alanlarını savunan HES karşıtı mücadelelere; Hasankeyf'ten Akkuyu'ya; Dersim'den Dilovası'na; Fırtına Vadisi'nden Ergene Nehri ve Havzası'na kadar, tüm mücadeleler yerel demokrasi talepleri üzerinde yükseliyor.

HDP, bu mücadeleleri siyasi alanda daha görünür kılacak ve dayandıkları düşünceleri, politikaları ve birikimi yerel iktidara taşıyacak demokratik halk seçeneğidir.

Yaşam alanlarının korunması, çoğaltılması, doğanın ve ortak alanla-
rın piyasada alınır-satılır hale gelmekten çıkarılması temel hedefine sahiptir. Gasp edilenlerin yeniden kazanılması ve kamunun hizmeti- ne sokulması mücadelesini sürdürürken, yerel seçimlerde 'Kendimi- zi de kentimizi de biz vöneteceğiz' şiarıyla yeni bir yol açmakta kararlıdır. HDP, mahalleden merkeze ulaşan yeni bir yönetim seçeneği yaratmak için birlikte mücadelenin tek çıkış yolu olduğunu savunur.

DEMOKRASİNİN KAZANILMASI YERELDEN BAŞLAR
HDP için demokrasi, eşitlik ve özgürlük mücadelesi yerelden başlar. Siyasetin demokratikleştirilmesi ve topluma ait kılınması, halkların kendi kendini yönetmesiyle, güçlü, demokratik ve özerk yerel ve bölgesel yönetimlerle mümkündür.

Demokrasi, hiçbir baraj, yasak ve engelin bulunmadığı, basın, düşünce ve örgütlenme özgürlüklerinin olduğu bir ortamda, toplumun farklı kültürlere, anadillere, kimliklere ve inançlara sahip olan kesimlerinin karar verme süreçlerinin tamamında eşit ve adil olarak yer almasıyla gelişir.

Bunun mekanizması ise en küçük yerel birimden, mahalleden merkeze doğru inşa edilecek toplumsal ağlar, meclisler, her türlü örgütlenme araçları, platformlar ve kurumlarla kurulur.

Halkların kendini yönetmesi, güçlü, demokratik ve özerk yerel yönetimlerle mümkündür.
Yerel demokratikleşme, farklı kimliklerin, kültürlerin ve inançların anayasal güvence altına alınması, özgür ve eşit yurttaşlık esasına dayanır.

HDP, Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana çözümsüzlüğe mahkum edilen Kürt sorununun, barışçı, demokratik, eşit haklara ve gönüllü birliğe dayalı çözümünü savunur ve bunun için mücadele eder. Yerinden ve yerelden yönetimi kapsayan, demokratik ve özerk yerel yönetimlerin hem Kürt sorununun çözümünde hem de Türkiye'nin demokratikleşmesinde, toplumsal barışın gerçekleşmesinde, hal ların özgür ve gönüllü birliğinde önemli bir rol oynayacağını savunur.

HDP için yerel yönetimler, yaşamı ilgilendiren kararların doğrudan demokrasi ile alınacağı ve uygulanacağı özyönetimlerdir.
Demokrasi, yönetimi kimin ya da kimlerin ele alacağının seçimi olmadığı gibi, bugün yerel yönetimlerde uygulandığı gibi halkın taleplerinin şikayet veya memnuniyet kutularına, kamuoyu araştırmalarına sığdırılması da değildir. Yerellerde alınan kararlarda meslek kuruluşlarının, sendikaların, kitle örgütlerinin, kadınların ve diğer yerel aktörlerin dışlanması veya ülkenin boydan boya merkezi kararlarla yönetilmeye kalkışılması ise hiç değildir.

HDP için yerel yönetimler, yaşamı ilgilendiren kararların doğrudan demokrasi ile alınacağı ve uygulanacağı özyönetimlerdir. HDP, yerel yönetimleri sadece hizmetlerin üretildiği bir alan olarak görmez, yaşam alanlarımızın üretilen ve oluşan değerlerle biçimlendiğini bilir. Yerelleri, yaşayanların biçim verdiği, doğayla ve tüm canlılarla uyum- lu olarak yaratılan alanlar olarak değerlendirir. Bu nedenle de, halkların ve emekçilerin hafızalarını, değerlerini ve tarihlerini yaşayabilecekleri ve yaşatabilecekleri alanları korumayı ve üretmeyi esas alır.

Kent hakkı vurttaş hakkıdır

HDP, yerel yönetimleri, sadece bir yönetim meselesi olarak de- ğerlendirmez. Yerel yönetimler aynı zamanda bir varlık sorunudur. Halklar ve toplumlar yerellerde var olur; farklı kimlikler, kültürler, toplumsal ilişkiler ve hafızalar yerellerde biçimlenir ve hayata geçer. Yerellerde yaşayanların 'kent hakkı' vardır.


Günümüzde yerel hizmetler kamusal niteliklerinden arındırılarak, hızla alınıp satılır, pazarlanır hale getiriliyor. AKP iktidarı döneminde, yerel yönetimlerde hizmetlerin şirketler tarafından halka satılmasını
teşvik edici bir yol izleniyor. Yaşamsal ve gündelik ihtiyaç olan birçok konu piyasalaştırılıyor, şirketlerin kar sağlayacağı işlere dönüştürülüyor. Yerel ve genel kamusal hizmetler israf sayılıyor ve kamusal olan özelleştiriliyor. Yıllardır döndürülen bu çarklarla, AKP merkezi ve yerel yöneticilerinin, onların çevrelerinin kişisel servetleri de, rant alanlarının paylaşımı kavgasından doğan yolsuzluk ve rüşvet alanı da büyüdükçe büyüyor.
Bu ticari ilişki şehirde yaşayanları müşteri haline getirirken, parası yetmeyenleri de şehirden uzaklaştırıyor. Azami rantı sermayeye aktarmaya dayalı 'kentsel dönüşüm' politikalarıyla ve yasal düzenlemelerle, yoksulların, emekçilerin, Kürtlerin, Alevilerin, Romanların, transların yaşadığı alanlara el konuluyor ve şehir merkezleri sadece parası olanların, zenginlerin yaşadığı yerler haline getiriliyor.


HDP, kırsal alanları da kapsayacak şekilde ‘yerellik hakkı`nı savunur.

Kısacası, 'toplum yararı' ilkesi terk edilerek, yerel hizmetler, sermayeye kaynak aktarımının aracı oluyor.

Yeterli rant alanlarına sahip olamayan orta ve küçük ölçekli şehirler ise adeta ekonomik ve sosyal çöküntü alanlarına dönüştürülüyor. Böylelikle bölgeler arası eşitsizlik, şehir-kır, metropol-az nüfuslu şehirler arasındaki gelir dağılımı adaletsizliği de artıyor.
HDP için 'kent hakkı' her tür kamusal hizmeti edinme; insanca yaşama; kültürel, ekonomik, sosyal, siyasal haklardan eşit olarak yararlanma; kendini ve kentini yönetme, söz ve karar sahibi olma hakkıdır.

HDP, ‘kent hakkı' kavramını geliştirerek, kırsal alanları da kapsayacak şekilde 'verellik hakkı'nı savunur. Bu aynı zamanda, toplumsal ihtiyaçları karşılamak üzere yerel alanları biçimlendirme ve dönüştürme hakkıdır. Üzerinde yaşanan coğrafyanın tamamını kapsayacak şekilde, her yere ve tüm hizmetlere eşit ve özgür biçimde erişimi,

kararlara doğrudan katılımı, siyasi, kültürel, toplumsal ve ekonomik
üretimin her alanına eşit ve özgür müdahaleyi ve katılmayı içerir.

GÜÇLÜ, ÖZERK YEREL YÖNETİMLER VE YEREL DEMOKRASİ

Yerel yönetimlerin durumu ve işleyişi, bir ülkenin demokrasisi açısından son derece önemli bir göstergedir. Türkiye'yi yönetenler, kuruluşundan bu yana yerel yönetimlere, iktidarın yereldeki uzantısı anlayışıyla yaklaşıyor. iktidarı ve muhalefetiyle Türkiye'deki düzen partileri çeşitli gerekçelerle yerel yönetimlerin güçlendirilmesine karşı çıkıyor ve merkezin yerel yönetimler üzerindeki vesayetinin sürmesini istiyor.
Türkiye'de yerel yönetimler, Anayasa'nın 127. Maddesi'nde belirtildiği üzere merkezi idarenin vesayetine bırakılmıştır. Yerele ilişkin kararlar, Ankara'daki merkezi hükümet ve ilin tek yetkili belediye başkanı tarafından veriliyor. Valiler ve kaymakamlar bu merkezi mekanizmanın birer unsurudur. Atanmış valiler seçilmiş il genel mec- lisini yönetir; belediye yönetimleri ise içişleri Bakanlığı tarafından görevden alınabiliyor.


HDP için sağlık, eğitim, çevre, kültür, ulaştırma, bayındırlık, tarım, trafik ve güvenlik hizmetleri hakkındaki kararların alınmasında ve yürütülmesinde asli yetkili yerel yönetimlerdir.
Türkiye boyutlarında bir ülkenin tek merkezden ve otoriter bir anlayışla yönetilmesi, merkeziyetçi eğilimlerin giderek artması, mevcut yerel yönetimlerin sadece belediyelerden ibaret olması, belediyelerin de merkezle mali ve siyasi kulluk ilişkisine hapsolması, halkın kararlara doğrudan katılamaması ve uygulamaları denetleyememesi demokratik olmadığı gibi artık sürdürülebilir de değildir.

HDP, halkların kendi kendini yönetmesinin en doğru ve en etkin bi-
çim olacağını savunur. Yerellerde kadınların eşit katılımını sağlamak ve kadın dostu kentler yaratmak; kentin çeperlerine sürülmüş işçi ve emekçileri, LGBTi'leri, gençleri, dinsel ve etnik grupları yerellerde oluşturulacak tüm mekanizmalara katmak demokrasi anlayışımızın temelini oluşturur.

HDP için yerellerde kadınların eşit katılımını sağlamak, kadın dostu kentler yaratmak TEMELDİR.

HDP, yerellerin ortak ihtiyaçlarının neler; yönetim işleyişinin nasıl olacağının merkezden değil, yerelde yaşayan halklar tarafından belirlenmesini savunur. Bunun yolu da insana yakın, tanınabilir, kolay yönetilebilir, denetlenebilir bir yerel yönetim uygulamasından geçer.

Merkezi vesayeti ortadan kaldırmak ve yetkinin yerele azami ölçüde devri için, valilerin seçilmesini sağlamak; demokratik yerel yönetimleri fiilen yaratmak, geliştirmek, giderek özerkleştirecek adımları atmak gerekiyor.


Demokratik ve özgür yerel yönetimler anlayışı, halkların kendi kendini yönetmesine imkan tanırken, aynı zamanda tüm Türkiye'de demokratik bir idari yapının oluşmasının zeminini de sağlamlaştırır. Yerellerin kendilerini, topraklarını, bölgelerini ve kaynaklarını etkileyen gelişmeler üzerinde söz ve karar sahibi olmalarına dayanır.

Sağlık, eğitim, çevre, kültür, ulaştırma, bayındırlık, tarım, trafik ve güvenlik hizmetleri hakkındaki kararların alınmasında ve yürütülmesinde asli yetkili yerel yönetimlerdir.

Demokratik, eşitlikçi, özgürlükçü bir yerel yönetim uygulaması, 'yerellik hakkı'nın garantiye alınması yoluyla iktidarın merkezden yerele aktarılmasını sağlar. Yasal, fiili düzenlemelerle özgürlükleri geliştirir.


Bölgesel Yönetimler
Bugün şehirler aynı zamanda sermayenin talepleri yönünde bölgesel ölçekte de planlanıyor ve dönüştürülüyor. Bölgesel ölçekte birçok şehri ilgilendiren, 3. Köprü, Gebze-İzmir Otoyolu, Karadeniz yaylalarını birleştirme projeleri, hızlı tren vb. uygulamalar geliştiriliyor.

Merkezi iktidar ve sermaye grupları, bölgesel karar alma mekanizmalarını kullanırken, o yerellerde yaşayanlar, bölgesel karar mekanizmalarının olmaması nedeniyle, demokratik tepkilerini göstermek ve taleplerini gerçekleştirmek için bölgesel düzeyde hareket edemiyorlar.


Türkiye’nin tamamını kapsayacak şekilde bölge meclislerinin oluşturulması bugünün ihtiyacıdır.

Türkiye'nin tamamını kapsayacak şekilde, sosyal, siyasal, kültürel, ekolojik, ekonomik ve coğrafi nitelikler göz önüne alınarak bölgelerin ve bölge meclislerinin oluşturulması artık bugünün ihtiyacıdır. Bölgelerin bu kapsamda yerel ve demokratik yapılara sahip olması, eşitliğin, barışın ve özgürlüğün ülke düzeyinde güç kazanmasına, halklar arasındaki güvenin ve dayanışmanın artmasına da hizmet edecektir.

Bölge meclisleri Türkiye'nin geneli için de bir demokratik ve yerinden yönetim mekanizmasıdır. Bunlar, yerinden ve demokratik yönetim ölçeğinin kültürel, ekolojik, ekonomik ve toplumsal yapılara uygun yeni bir düzenleme çalışması ve aynı zamanda yerleşim kademelenmesinde ki ölçeğin de yarattığı bir ihtiyaçtır.

Yerel yönetimlerin bölgeler düzeyinde bir yapıya ve işleyişe kavuşması, halkların yerel nitelikteki işlerinin tamamında, kararların ortak alınabileceği yapıların oluşturulmasına dayanır. Böyle bir yapıda bütçe yerelin ihtiyaçları üzerinden ve katılımcı olarak belirlenir. Yatırımların ve harcamaların nasıl olacağı konusundaki karar süreçlerinde, en küçük birimden yukarıya doğru örülmüş mekanizmalar hem şeffaflığı ve doğrudan demokrasiyi, hem de denetimi sağlar.

Bölgesel yönetim, demokratik bir özyönetim ile halkların siyasal eşitliğini gerçekleştirmede, Kürt halkının yerelde ve yerinde kendini yönetmesini de kapsayacağı için önemli bir adım olacaktır.

ETKİN VE DEMOKRATİK YEREL YÖNETİM
HDP, demokratik ve özerk yerel yönetimlerin, yerel hizmetlerin etkin ve adil sunumunun da garantisi olduğunu savunur. Örgütlü ve demokratik halk katılımı sayesinde ortak akıl üreten yerel yönetimler, kalıcı ve sağlıklı yaşam alanları, ekonomik ve toplumsal gelişim sağlayacaktır.

Halkın demokratik örgütlülük modeli halk meclisleridir. Yerel yöne- tim biriminde yaşayan halk, köy-sokak-mahalle-ilçe-il halk meclisleriyle, şehrin, yerel yönetim hizmetlerinin, sosyal-kültürel ve siyasal yaşamın planlanmasına ve sürdürülmesine doğrudan katılır. Halk meclisleri, kararlarının belediye meclisleri ve il genel meclislerinde yer alan temsilciler tarafından uygulanmasını denetler.

Demokratik ve özgür yerel yönetimler anlayışı, kendisini mevcut duruma mahkum etmez, statükoya, bürokrasiye teslim olmaz. Aynı zamanda uzak ve bilinmez yarınlar söylemi ile güncel durumla iliş- kisini koparmaz. Klasik yerel yönetimlerin idari vesayetçi anlayışı karşısında, meşru ve halkın iradesine dayanan demokratik ve özgür yerel yönetimler anlayışını geliştirir.


HDP, Dönüşümün merkezine demokratik, ekonomik, ekolojik ve cinsiyet özgürlükçü kentleşmeyi oturtur. Bu dönüşümü yerel dinamikler ve onların öz örgütleri aracılığıyla yerinde gerçekleştirmeyi esas alır.

Bu yaklaşım,

• Yerelleri, demokratik değerlerin, ekolojik yaşamın, toplumsal üretimin mekanları haline getirmeyi amaçlar. Rantı merkezine alan ve toplumsal yapıyı parçalayan kentsel dönüşüm politikalarını reddeder. Dönüşümün merkezine demokratik, ekonomik,
ekolojik ve cinsiyet özgürlükçü kentleşmeyi oturtur. Bu dönüşümü yerel dinamiklerle birlikte ve onların öz örgütleri aracılığıyla yerinde gerçekleştirmeyi esas alır.
• Yerel yönetim hizmetlerinin sunulmasında belediye şirketleri ve taşeron sistemine son verir. Tüm yerel kamusal hizmetlerin, yerel kamu görevlileri aracılığıyla gerçekleştirilmesini temel alır.
• Doğanın tahribatına karşı çıkar. Yerelleri, sermayenin ve iktidarın üssü değil, tarihsel ve kültürel hafızanın korunduğu, farklılıkların birbirleriyle ilişki içinde bulunduğu demokratik birer yaşam alanı yapmayı savunur. Doğayı, insanı ve tüm canlıları gözeten, doğal dengeyi korumayı esas alan bir yaşam kültürünü yeniden canlandırır.
• Gençliğin dinamizmini ve üretkenliğini yerel yönetimler sürecine katar. Toplumu yerinden dönüştürmeye, gençliğin yaratıcı, özgür ruhunun ve gücünün açığa çıkarılması ve örgütlü kılınması anlayışıyla yaklaşır.
• Yerel yönetimleri toplumun bütün sorunlarıyla ilgili görür. Etnik, ekonomik, tarihsel, kültürel varlığın korunması ve geliştirilmesinde özne ve değişim gücü olarak değerlendirir. Yerel yönetimleri demokrasi okuluna çevirir.
• Adil, eşitlikçi ve şeffaf yerel yönetimlerle, kadın eşitlikçi ve özgürlükçü toplumsallaşmaya hizmet eder.

HDP'nin demokratik yerel yönetimler anlayışının hedefleri şunlardır:
1) Yerel demokrasi

2) Ekolojik denge

3) Toplumsal kamu hizmeti

4) Cinsiyet eşitlikçi ve kadın özgürlükçü yaklaşım

YEREL YÖNETİMLERDE HEDEFLERİMİZ
1. YEREL DEMOKRASİ

Yerel yönetimlerde seçen ile seçilen arasındaki ilişki biçimi, yerel yönetimlerin kimliğini ve hizmet anlayışını da ortaya koyar. Demokratik yerel yönetimlerde, halk meclislerinde tüm bireyler eşit hakka sahiptir. Seçilmiş temsilciler, hiçbir ayrıcalığa sahip değildir. Sorunlar özgürce tartışılarak kararlar ortaklaştırılır.

Tüm yerel yönetim organları ve yerel temsilciler halk tarafından seçilir ve halka hesap verir. Halk tarafından görevden alınabilir. Merkezi yönetime bırakılan konular hariç olmak üzere, kamu hizmetlerinin planlanması ve yürütülmesinde yerel yönetimler yetkilidir.

HDP’nin Yerel demokrasi anlayışı, temsili demokrasiyi aşan doğrudan demokrasiye dayanır.

Yerel yönetimlerde, demokrasiyi belirleyen en önemli unsur, sorunların nasıl tespit edildiği ve kararların nasıl alındığıdır. Mevcut yerel yönetimlerdeki idari sistemin temsili demokrasi biçiminde yürütülüyor olması, demokratik işleyişin geliştirilmesine engeldir.

Yerel demokrasi anlayışımız, temsili demokrasiyi aşan doğrudan demokrasiye dayanır. Toplumsal yaşam ve yönetimin tüm aşamalarına, zengin yöntemler geliştirerek katılımcılık güçlendirilir.
2. EKOLOJİK DENGE

Atmosferi, suyu, toprağı ve bir bütün olarak dünyayı kirleten süreçler, kapitalizmin aşırı tüketim ve çarpık kentleşme politikaları ile ortaya çıkıyor. Aşırı kar hırsına bağlı olarak gelişen kapitalist endüstriyalizm doğayı sömürüyor; küresel iklim değişikliğinin doğa ve canlı yaşam üzerindeki tahribatı birçok yerde geri dönülmez düzeye ulaşıyor.

Kentsel planlama süreçlerinden tarihi mekanların açığa çıkarılıp korunmasına, kültür-sanat çalışmalarından istihdam politikalarına,

geri dönüşüm süreçlerinden tarımsal üretim biçimlerine ve enerji
politikalarına kadar kırsal ve kentsel toplumsal yaşamı ilgilendiren bütün aşamalar, yerel yönetimlerin ekolojik yaklaşımının birer parçasıdır.

HDP, yerel yönetimleri insan kadar, tarihsel varlıklara, bitkiye, hayvana, suya, toprağa, havaya, kültürel mirasa ve tarihe karşı da sorumlu görür.

Ekolojik temelli yerel yönetim anlayışı, toplumun kendini, çevresini ve doğayı tahrip etme sürecini tersine çevirme mücadelesi verir. Halkın kullanım değerini, üretimlerin esası olarak belirler, yerindelik ilkesini önemser.

HDP, çarpık gelişmiş şehirlerin ranta dayanan, evsizleştiren, ötekileştiren 'kentsel dönüşüm' mantığını reddeder. Ekolojik temelli kent- sel planlamayı ve tarım alanlarını, suyu, ormanı, ekosistemi, meraları ve yaşamı korumayı ilke edinir. imara yeni açılacak alanların bu ilkelere uygun tasarımını ve gelişmesini hedefler.

HDP, yerel yönetimleri insan kadar, tarihsel varlıklara, bitkiye, hay- vana, suya, toprağa, havaya, kültürel mirasa ve tarihe karşı da sorumlu görür. Yerel yönetim hizmet ve politikalarını canlıyı koruma ve geliştirme temelinde kurgular. Ticari kaygı ve kar hırsıyla genetiği değiştirilmiş besin ürünleri karşısında organik tarımı destekler.

HDP, nükleer ve termik santrallere, HES'lere, kaya gazı üretimine, doğayı sermaye birikimine sokacak tüm enerji politikalarına karşı yenilenebilir enerji anlayışının geliştirilmesini; yerel yönetimleri bilimin yol göstericiliğinde, yaşam alanlarını ve yaşamı korumakla sorumlu kılar ve halkın enerji ihtiyacının yerel yönetimler tarafından bu anlayışla karşılanmasını savunur.


3. KENT HAKLARI VE KAMU HİZMETLERİ

Kamu hizmeti, yerinden yönetim anlayışı içinde, yerelde, katılımcı demokrasinin tüm unsurlarınca belirlenerek, toplumun en temel ihtiyaçlarından başlayarak üretilmeli ve dağıtılmalıdır.

HDP, yerel halkın inisiyatif aldığı, söz, yetki ve karar mekanizmalarında olduğu ve denetlediği bir kamu hizmeti anlayışını savunur. Kamusal hakların toplumsal haklar olduğu gerçeğinden hareketle, yerel yönetimleri ticari hizmet üreten birimler olarak görmez. Yerel yönetimi, üretirken de tüketirken de ortaklaşmayı amaçlayan bir anlayışla yeniden var etmeyi amaçlar.

insanları yalnızlaştıran hizmet alımı ve kullanımına karşı çıkarak, hizmet üretimi, sunumu ve tüketimini 'kent hakkı' içinde tanımlar ve ortaklaşmasını amaçlar.

Demokratik yerel yönetimlerde su ticarileştirilmez. Su üzerinden kâr amaçlı bir fiyatlandırma yapılmaz.

Su ve orman hakkı ranta kurban edilmez

HDP, yaşamın en temel hakkı olan, doğanın kendisini yenileyebilme hakkına sahip çıkar. Su hakkı için ve suyun metalaşmasına karşı verilen mücadele, suyun doğanın hakkı olduğunu kabul ettiğimiz bir mücadeledir. Yaşamın tüm canlılarıyla beraber var olabilmesi, bu temel hakkın korunmasından geçer. Suyun ticarileşmesi, rant aracı haline dönüştürülmesine karşı, halka ihtiyacı kadar temiz içme ve kullanma suyu hakkının korunmasını ve ücretsiz olarak sağlanmasını savunur.

Demokratik yerel yönetimlerde su ticarileştirilmez. Su üzerinden kar amaçlı bir fiyatlandırma yapılmaz, kullanım değerleri temel alınır. Kontürlü su sayacı uygulaması, parası olmayanların suya erişim imkanını ortadan kaldırdığı için, temel ihtiyaç kadarının ücretsiz olmasını hedeflediğimiz evsel suyun kontürlü sayaçla kontrol edilmesi kabul edilmez.

İçme suyu barajları ile derelerin çevresindeki koruma bantları en yüksek seviyeye çıkarılır ve yapılaşmaya asla izin verilmez. Kentte yaşayan hayvan ve bitkilerin su ihtiyacı gözetilerek, kullanımlarını kolaylaştıracak biçimde önlemler alınır. Geçimlik tarımda kullanılan suyun temel ihtiyaç kadarı ücretsiz sağlanır.

Ormanlar rant alanları değildir; ormanlarda her türden ticari faaliyet yasak olmalıdır. Ormanların içinde yapılaşmaya izin verilemez. Orman ekosistemini korumak ve onu yaşatmak temel hedeflerimizdendir.
Öğrenciye ve emekçiye ücretsiz, yurttaşlara ucuz toplu ulaşım, şehir içi toplu ulaşım hakkı, tüm diğer haklar gibi karşılanması gereken bir haktır. Kapitalizm bir yandan bireyciliği körükleyip, tüketimi kışkırtarak trafiği bir keşmekeş haline getirirken, diğer yandan da ihtiyacı karşılayacak düzenlemeleri yapmıyor.

HDP, öğrenciye ve emekçiye ücretsiz, yurttaşlara ucuz bir toplu ulaşım sistemini hayata geçirmeyi hedefler. 'Trafik' sorunu ancak sosyal ve ekolojik bir yerel yönetim anlayışıyla aşılabilir. HDP, toplu ulaşımı yaygınlaştırmayı hedefler.

HDP İÇİN Orman ekosistemini korumak ve onu yaşatmak temel hedeflerdendir.

Yerinde dönüşüm ve konut hakkı

Sağlıklı koşullarda barınma hakkı en temel insan haklarından biridir. Konut hakkını önceleyen, yaşanabilir, insan sağlığına uygun, doğayla uyumlu konut inşa etme yerel yönetimlerin temel görevlerinden biridir.

HDP, ucuz arsa üretimini, yoksullar için ücretsiz ya da ucuz konut yapımı için sosyal projeleri hayata geçirmeyi hedefler. içinde yaşayanları yerinden süren ve rantı hedefleyen kentsel dönüşümler yerine, sosyal projelerle desteklenmiş yerinde dönüşüm modelleriyle kentleri insanca yaşanabilir bir hale kavuşturmayı savunur. Tüm konut alanlarının 'kent hakkı'ndan faydalanabilecek şekilde planlanmasını önceliği olarak tespit eder.

Yerel vönetimlerden herkese anadilinde, parasız ve demokratik eğitim, yaşamın her alanının demokratikleşmesini hedefleyen demokratik ve özgür yerel yönetimler, eğitimde de aynı perspektifle hareket eder ve eğitim hizmetinin yerel yönetimlerde olmasını savunur.

HDP, Eğitimin bütün kademelerde parasız olmasını gözeterek, engelli yurttaşların da her türlü eğitim olanağına ulaşabilmelerini SAVUNUR.

HDP, merkezi yönetimlerin yazboz tahtasına çevirdiği eğitim yerine demokratik, eleştirel, kamusal, cinsiyet eşitlikçi ve anadilde eğitimi amaçlar. Eşitsizlikleri azaltan, saygı ve sevgi temelinde biçimlenmiş bir eğitimin yerel yönetimler eliyle yapılması, yerelde yaşayan halkların ve yerelin ihtiyaçlarının dikkate alınması anlamına gelecektir.

Dil, kültür ve tarih alanında tekçi, inkarcı ve asimilasyoncu eğitimin yerini ilgili coğrafyada yaşayan bütün halkların, kültürlerin ve onların tarihlerinin temel alındığı özgür ve demokratik toplumun yurttaşlarını yetiştirmeyi sağlayacak bir eğitimi hedefler.

Çocukların kendi anadilinde eğitimini gerçekleştirmeleri için, anadilinde eğitim veren kreşler açar. Eğitimin bütün kademelerde parasız olmasını gözeterek, engelli yurttaşların da her türlü eğitim olanağına ulaşabilmeleri için gerekli çalışmaları yapar.

Yerel yönetimlerden rahat ulaşılabilir, parasız ve anadilinde sağlık hizmeti

Sağlık bugünkü ticarileşmiş yapısından hızla kurtarılmalı; mevcut eşitsizlikleri, merkezi sağlık sistemi ve yerel yönetimlerin koordinasyonu ile çözmeyi amaçlayan bir anlayışla sağlık hizmetlerinin üretimi ve dağılımı sağlanmalıdır. Yerel yönetimlerin sağlık politikaları sadece sağlık hizmeti esaslı değil, toplumun geleceğini ve doğayı dikkate alan bir yerden yeniden üretilmelidir.

HDP, sağlık hakkının en temel insan haklarından olduğu bilinciyle,
herkese nitelikli ve ulaşılabilir, ücretsiz sağlık hizmetini yerelin dinamiklerini de dikkate alan bir sosyal güvenlik sistemiyle üretmeyi hedefler. Koruyucu ve önleyici sağlık hizmetleri esasına dayalı bir yaklaşımı esas alan yerel politikaları hayata geçirir.

Aşılama, temiz içme suyu temini, temiz çevrede ve sağlıklı koşullarda yaşam koşullarının sağlanması, gıda kontrolleri, hastalık tarama programları, atıkların ve hayvan hastalıklarının denetimi, hava kirliliğinin önlenmesi, ana-çocuk sağlığı ve bilinçlendirme çalışmalarını sürekli gerçekleştirmeyi savunur.

Acil yardım ve ambulans hizmetleri ile ihtiyacı olanlara evde bakım hizmetinin yanı sıra sosyal güvencesi olmayanlar için başta olmak üzere, ücretsiz sağlık hizmeti verecek tedavi edici sağlık birimlerinin kurulmasını hedefler.

HDP, Koruyucu ve önleyici sağlık hizmetleri esasına dayalı bir yaklaşımı esas alan yerel politikaları hayata geçirir.

Sağlık hizmetlerinin anadilinde verilmesini gerçekleştirir.

Yoksullukla mücadele

Demokratik yerel yönetimler, halkların yaşadığı ağır ekonomik sorunlara çözüm üretilebilmesi için kent dinamikleriyle birlikte üretim ve istihdama yönelik politikaları hayata geçirmelidir.

HDP, bölgesel, il, ilçe ve köy gelişmişlik farkını ortadan kaldırmak için, gelişmemiş ve yoksul bölgelere pozitif ayırımcılık uygulamayı, halkla birlikte toplumsal ve katılımcı ekonomik örgütlenmelerin gerçekleştirilmesi için çaba göstermeyi savunur.

Yerel yönetimlerin hizmet üretiminde ve ihtiyaçları olan mal ve emek alımında şirketleri değil, halkın ortaklığına dayanan örgütlenmeleri tercih etmesini hedefler.

Yereldeki tarım ve hayvancılığın desteklenmesi için ekonomik ve
sosyal politikaların hayata geçirilmesini, bitki ve hayvan türlerinin korunması amacıyla doğayla uyumlu ekolojik uygulamaların geliştirilmesini destekler.

ihtiyaç duyulan yerlerde ücretsiz çamaşır evleri, aşevleri veya eve yemek götüren birimler kurulmasını; evsizler ve sokakta yaşayanlar için yaşam evleri açılmasını sağlar.
Yerel yönetimlerde istihdam

Yerel kamu hizmetlerinin piyasaya devredilmesi ya da piyasa koşullarında ve taşeron işçilerle üretilmesi süreci, çalışma düzenini ve istihdam yapısını değiştiriyor. Belediyelerin verdiği hizmetleri üreten kadrolu ve görece güvenceli çalışanların sayıları azalırken, esnek ve kuralsız, güvencesiz çalışma hakim kılınıyor.

Merkezi idarenin yerel yönetimler üzerindeki vesayeti, personel ilişkisinde de görülüyor. Merkezi idare, Belediye Kanunu ile personele ayrılacak payı sınırlayarak, Ankara'dan belediyelerde kaç işçi ve memur çalıştırılacağına karar vererek, yerel yönetimlerin personel politikasını merkezden belirliyor.

HDP, belediyelerin, yönetim süreçlerinde sermaye ve siyasi güç odakları dışında kimseye danışmamasını, yerelin adeta onların yönetimlerine terk edilmesini, o yerelin halklarının, işçi ve emekçilerinin yok sayılmasını kabul etmez.

HDP, Yerel yönetimlerin hizmet üretiminde ve ihtiyaçları olan mal ve emek alımında şirketleri değil, halkın ortaklığına dayanan örgütlenmeleri tercih eder.

HDP, yerel yönetimlerde başta taşeron işçiliği olmak üzere, esnek, kuralsız ve dolayısıyla güvencesiz istihdam biçimlerine son verilmesini hedefler.

Yerel yönetimlerde yaşanan sorunların çözülmesinin, uygulamayı ve sorunları bilen çalışanların karar alma süreçlerine katılımı ile sağlanabileceği bilinciyle, karar alma ve uygulama süreçlerine yerel yönetimlerde çalışan emekçilerin katılımını savunur.

Çalışanların yönetime katılması, aynı zamanda daha nitelikli ve kaliteli bir hizmet verilmesini sağlar. Bu katılım bireysel değil, çalışanların örgütleri, yani sendikaları aracılığı ile olur.

HDP, Çok dilli, çok kültürlü belediyecilik anlayışının ülkenin her yerinde hayata geçirilmesini hedefler.

Farklı halklara eşit temsil; tüm inançlara ve inanmayanlara eşit mesafe

Bugün, ülkenin çok dilli, çok kimlikli, çok kültürlü ve çok inançlı yapı- sına kendini ifade etme ve yönetme kanallarını açmadan, farklılıkları yok sayan bir yerel politikada ısrar ediliyor.

Kentlerin hafızası, yani geçmişi ve tarihsel-kültürel kimliği yok ediliyor, tarihi mekanlar silinip süpürülüyor. Farklı kültür ve kimlik topluluklarının yaşadığı semtler 'dönüştürülerek', şehir merkezleri kültürel ve siyasal açıdan tek tipleştiriliyor. Anadolu'nun, Mezopotamya'nın, Trakya'nın tarihsel ve kültürel çoğulculuğunu tek tipleştirmeye yönelik politikalar sürdürülüyor.

HDP; halklar ve inançlar üzerindeki baskı, sömürü, imha ve yıkım politikalarını reddeder. Halkların kendi özgürlük ve demokrasilerini geliştirmesi ve haklarını elde etmesi gerektiğini kararlıca savunur ve gerçekleşmesi için mücadele eder. Halklar ve inançlar için demokratik cumhuriyet kapsamında sağlanacak çözüme ulaşmayı hedefler. Farklı halkların ve inançların yerel yönetimlerde temsiliyetini ve kültürel ihtiyaçlarının karşılanmasını savunur.

Çok dilli, çok kültürlü belediyecilik anlayışının ülkenin her yerinde hayata geçirilmesi temel hedeflerden biridir. Belediyeler bünyesinde farklı halklar ve inançlardan yurttaşların eşit temsiliyeti, eşit söz
hakkıyla yer alacakları, yerelin halklar inançlar politikasını belirlenmesinin sağlanabileceği halklar ve inançlar meclislerini oluşturur.

HDP, merkezi hükümetin tek din ve mezhebe hizmet anlayışını ret eder; farklı din ve mezheplerin inanç ve ibadet özgürlüğüne saygı duyar.

Eğitim kurumlarının ve ibadethanelerinin varlıklarını sürdürmesini sağlar; camilere, cemevlerine, kiliselere, havralara eşit koşullarda destek verir. inananlar kadar inanmayanların özgürlüğünü de garanti altına alacak önlemleri alır.
Şiddetsiz spor ve kitle sporlarının teşviki

Yerel yönetimler, sporu egemenlerin, sermayenin ve siyasetin tekelinden çıkarmak, şiddetten ve milliyetçilikten arındırmak için çaba göstermelidir.

HDP, bu amaçla rekabetçi sporlar yerine toplumsal sporları temel alarak, ağırlıklı olarak amatör sporları ve kulüpleri destekler; yerelde yaşayan tüm bireylerin yararlanabilecekleri spor alanları yaratır.

Tüm mahallelerin özelliklerine göre kapalı ve açık semt spor alanları, koşu pistleri, yüzme havuzları, bisiklet parkurları yapılmasını ve hal- kın bunlardan ücretsiz yararlanmasını hedefler.

HDP, ağırlıklı olarak amatör sporları ve kulüpleri destekler.

Sporun yaygınlaştırılması için eğitim kurumları ile işbirliği yapar ve kitle sporlarını teşvik eder.

Dezavantajlı (emekliler, yaşlılar, engelliler, çocuklar) gruplar önceliklidir

Bugünkü yerel yönetim anlayışında engelliler, çocuklar ve yaşlılar karar alma süreçlerinde yok sayılıyor. Yaşam alanlarının inşasında bu grupların ihtiyaçları görülmüyor ve sosyal yardım ya da bakım alacak

kategoriler olarak tanımlanıyorlar.

HDP, tüm bu grupların emeğini ve bilgisini önemserken, iyi bir kentin ve kırsalın ancak engellilerin, yaşlıların ve çocukların ihtiyaçlarını karşılayan bir yerel yönetimle mümkün olacağını; ihtiyaçları karşılayacak merkezlerin, dayanışma ağlarının, denetleme mekanizmalarının kurulmasını ve tüm hakların (ulaşım, eğitim, sağlık, konut vb.) demokratik katılımla gerçekleştirilebileceğini savunur.

1. Yaşlılar ve emekliler

HDP, ihtiyacı olanların kalabilmesi için yaşlı bakımevlerinin açılmasının yanı sıra, yaşlıların ve emeklilerin bir arada vakit geçirebilecekleri, toplumla bir arada yaşamaya devam edebilecekleri sosyal mekanlar açmayı hedefler. Sosyal ve kültürel aktivitelere katılmayı teşvik eder, bu tür hizmetler ile ulaşımdan ücretsiz yararlanmalarını sağlar. Kimsesiz yaşlılara evde bakım hizmeti verir.

HDP, yaşlıların ve emeklilerin toplumla bir arada yaşamaya devam edebilecekleri sosyal mekanlar açmayı hedefler.

2. Engelliler

Engelliler, yaşam alanları onlara uygun olmadığı için çoğunlukla eve hapsoluyor ve toplumdan soyutlanıyor. Bunu önlemenin yolu, parkların, yolların, binaların, kaldırımların, yani bütün bir şehrin onların ihtiyaçları göz önünde bulundurularak tasarlanmasıdır.

HDP, engelliler için hizmet birimleri kurarken, bu hizmet birimlerinde işaret dili tercümanı ve sesli uyarıcılar bulundurmayı, şehir tasarımında engellilerin görüş ve önerilerinin alınmasını ve engelli dernekleri ile ortak çalışılmasını savunur. Konutlara, kamu binalarına ve işyerlerine ruhsat verilirken, engelliler için uygunluk kontrolünü hedefler.

Bütün toplu taşıma araçlarının, durakların, istasyonların engelliler

için uygun hale getirilmesini amaçlar. Engellilerin spor yapmasını
destekler, bunun için spor alanları oluşturur, parklardan ve sosyal mekanlardan yararlanmaları için gerekli değişiklikleri yapar. Engelli bireylerin çalışabilmesi için uygun imkanlar yaratır, kurslar ve eğitim yerleri açar.

3. Çocuklar

Çocukları dikkate alan hizmet üretimi demokratik yerel yönetimlerin en önemli görevlerinden biridir. HDP, her çocuğun fiziksel, ruhsal, zihinsel gelişimi ve sağlıklı yaşamını sürdürebileceği koşulların sağlanabilmesi için politikalar geliştirir. Bu amaçla sokakları, oyun alanlarını, okul çevrelerini, spor alanlarını ve parkları çocukları gözeterek düzenler.

Çocukların anadilleriyle eğitim alabilmeleri ve yaşayabilmeleri için gerekli olan kreşleri, çocuk merkezlerini, çocuklara yönelik her türlü sosyal hizmetin yapılabilmesi için çocuk birimlerini açar.

Çocuk işçiliğinin ve uyuşturucu bağımlılığının engellenmesi, sokakta çalışan ve/veya yaşayan çocukların sorunlarının çözülmesi için çabalar.

HDP, Çocuk işçiliğinin ve uyuşturucu bağımlılığının engellenmesi, sokakta çalışan ve/veya yaşayan çocukların sorunlarının çözülmesi için çabalar.

Şiddet gören, istismara uğrayan çocuklar ile kimsesiz çocukların yararlanabileceği rehabilitasyon merkezleri ve çocuk evleri ile gündüz yuvaları, okul sonrası vakitlerini geçirebilecekleri merkezler açar.
Yerel yönetimler ve gençlik

Yaşlı hiyerarşisi tüm çıplaklığıyla hem merkezi hem de yerel siyasette belirgin olarak görünüyor. Yerel yönetimlerde ve belediye meclislerinde gençlerin yer alamaması, gençlerin doğrudan kendilerini ilgilendiren konularda bile söz sahibi olamadığı bir düzenin sürdüğünü gösteriyor.

HDP, gençliği kendi sözünü söylemeye, karar organlarında yer almaya çağırır. Yerel yönetimlerde kurulacak gençlik meclisleri eliyle, gençlerin hem kendilerine ilişkin konularda hem de yerelin yönetimi hakkında kararlara doğrudan katılımlarını hedefler.

En küçük yerel yönetim aşamasından başlayarak; mahalle, ilçe, il örgütlenmelerini ve temsilcilikleri de içerecek şekilde, karar alma mekanizmalarını gençleştirmeyi ve tüm gençlik kesimlerinin yerel yönetimlerde temsil edilmesini savunur.

Ücretsiz ulaşım hakkının yerel yönetimlerce garanti altına alınmasını; ulaşım araçlarının güvenli, rahat, gençlerin ihtiyaçlarına uygun hale getirilmesini ve kentlerde toplu taşıma hatlarının 24 saat ve sık periyotlarla hizmet vermesini amaçlar.

Ücretsiz barınma hakkının yerel yönetim birimlerince sağlanması, yurtların kapasitelerinin artırılması, gençlerin ihtiyaçları temelinde yurtların düzenlenmesi, güvenli hale getirilmesi, giriş ve çıkış saatlerinin esnetilmesini sağlamayı hedefler.

HDP, kente dair her konuda gençlerin oy hakkı olmasını ve sorunların çözümünde aktif rol almalarını sağlar.

Gençliği ilgilendiren tüm konularda gençlerin bilgi sunabilme ve ala- bilme hakkının olmasını; kente dair her konuda gençlerin oy hakkına sahip olmasını ve sorunların çözümünde aktif rol almasını sağlar.
LGBTi temsili

Yaşadığımız coğrafyada eşit yurttaşlar olarak tanınmayan, yaşama, çalışma, barınma, sağlık ve eğitim gibi temel hakları yok sayılan veya gasp edilen, mevcut hükümet ve hükümete yakın basın organları

tarafından hasta ve sapkın ilan edilen, hedef gösterilen, nefret cinayetlerine kurban giden LGBTi'lerin özgürlük, eşitlik ve hak mücadelesi demokratik yerel yönetim anlayışının vazgeçilmez bir parçasıdır.

HDP, kentleri LGBTi'ler için yaşanabilir kılmak, LGBTi bireylerin mahalle meclisleri, belediye meclisleri ve belediye başkanlığına kadar, yerel yönetimin her alanında temsil edilmeleri gerektiği anlayışındadır.

HDP için LGBTİ’lerin özgürlük, eşitlik ve hak mücadelesi demokratik yerel yönetim anlayışının vazgeçilmez bir parçasıdır.

LGBTi'lerin istihdam, barınma, sağlık, ulaşım, eğitim, iş güvenliği gibi sorunlarına ve LGBTi'lere dönük inkar, imha politikalarına ve işlenen nefret suçlarına karşı LGBTi kurum ve aktivistleriyle beraber çözümler üretmeyi temel gündemlerinden biri olarak görür.
Hayvan hakları ve yerel yönetimler insan dünyanın efendisi değil, doğanın bir parçası ve diğerleri arasında bir türdür. Hayvanlar da insanlar gibi algılar, hisseder, acı çeker.

Hayvanlara karşı her türlü şiddet, zulüm ve işkence reddedilmelidir. insanlar, kendi haklarını savunamayan hayvanların da haklarını savunmakla yükümlüdür.

HDP, ekolojik bir toplum hedefiyle hayvanların, doğal yaşamlarına uygun şekilde yaşayabilmeleri için imkanlar yaratır.

Kötü muamele durumunda hayvanların şikayet olanağı bulunmaması gerçeğinden hareketle, bir hayvan hakları denetleme birimi kurar.

Kar ve eğlence amacıyla hayvanlara rahatsızlık verilmesini kabul etmez. insanların kentleri birlikte paylaştığı sokak hayvanlarının rahatça yaşayabilmelerinin ortamını yaratır.

Erkek egemenliği, sömürü düzeni ile el ele vererek kadınları adeta cendereye almış durumdadır. Erkek egemenliği kapitalist sistemle iç içe geçen pratiklerle, erkeklerin kadınlar üzerindeki baskısını yeniden üretiyor. Milliyetçilik, militarizm ve savaş politikaları, kadınlara yöne- lik şiddeti daha da artırıyor.

Kadınların kazanılmış haklarını da hedefe koyan, sistemli bir saldırı politikası yürütülüyor. Her vesileyle kadın-erkek eşitliğine karşı çıkılıyor, gelenekçi erkek ahlakı ile kadınların hayatı denetim altına alınırken, daha çok kadın öldürülüyor, daha çok kadın taciz ve tecavüze maruz kalıyor, kadın cinayetleri ve cinsel saldırılar cezasız kalıyor.

En az 3 çocuk-kürtaj-sezaryen-kadın istihdam paketi politikaları, kadının eşitsiz konumunu daha da pekiştiriyor, kadın emeği sömü- rüsünü artırıyor.

HDP için kadınların özgürleşmesi, toplumun özgürleşmesidir. Kadının sosyal-siyasal-ekonomik yaşama katılımının ve temsiliyetinin gelişmesi, bütün toplumun ve siyasetin demokratikleşmesinin koşuludur.

Neo liberal ekonomi ve cinsiyetçi politikalarla yaşlı, hasta ve çocuk bakımı kadının ücretsiz emeği ile telafi ediliyor. Kadınların ücretli emeği ise, ev içi rollerle uyumlu ve düşük ücretli yarı-zamanlı işlere, ev eksenli çalışmaya mahkum edilmek isteniyor.

Şehirler, mevcut haliyle, kadınları üretim, eğitim, ticaret, alışveriş, siyaset, kültür ve sanat merkezlerinden dışlayan cinsiyetçi bir planlamayla yönetiliyor. Kadınların şehir yaşamına katılımıyla ilgili ihtiyaçları göz ardı ediliyor.

Kadınların özgürleşmesi, toplumun özgürleşmesidir. Kadının sosyal-siyasal-ekonomik yaşama katılımının ve temsiliyetinin gelişmesi, bütün toplumun ve siyasetin demokratikleşmesinin de koşuludur. Cinsiyetçi işbölümünün, evde-işte-sokakta-siyasette erkek egemenliğinin ve kapitalist sömürünün baskıladığı muazzam kadın potansiyelini açığa çıkaracak, kadın iradesini özgürleştirecek bir yerel demokrasiyi inşa etmek için mücadele ediyoruz.

Kadınların eşit katılımını güvence altına alan, kadınların özgün ihtiyaçlarına uygun, tüm yerel kamu hizmetlerinin kadınların ihtiyaçlarını önceleyerek planlanması ve kadınlara pozitif ayrımcılık ilkesiyle hayat bulan yeni bir demokratik yerel yönetim anlayışını hayata geçirmek mümkündür.
Kadınlar için demokrasi ve eşitlik

Demokratik yerel yönetimlerde kadınlar, yerelde tüm kadınların katılımıyla oluşan kadın meclisleri aracılığıyla, yerel yönetime doğrudan katılır. Kadın meclislerinin, kentsel hizmetlerin öncelikleri, cinsiyet eşitlikçi temelde örgütlenmesi, kadınlara ilişkin taleplerin karşılanması yönünde alacağı kararlar, belediye, il genel meclisi gibi tüm yerel yönetim organları tarafından uygulanır. Kadın Meclisleri, kararların uygulanma süreçlerini denetler.

Tüm yerel yönetim organları, cinsiyet eşitlikçi bütçeyi uygulamakla görevlidir.

Yerel yönetimlerin iç işleyişlerinde cinsiyet eşitliği politikalarını hayata geçirmek amacıyla Kadın-Erkek Eşitliği Komisyonu oluşturulur. Yerel yönetim organlarında çalışan tüm kadınların katılımı ile oluşacak Kadın Kurulu, Kadın Meclisi kararlarının uygulanmasını denetler.

HDP İçin Tüm yerel yönetim organları, cinsiyet eşitlikçi bütçeyi uygulamakla görevlidir.

Mevcut belediye meclislerinde ve il genel meclislerinde kadınların sayısı yok hükmündedir. Bu tablo değiştirilmelidir. Demokratik yerel yönetimler gerçekleşinceye kadar, mevcut yerel yönetimlerin kadın eşitlikçi ve özgürlükçü bir temelde dönüştürülmesi için:

A- Temsilcilerden birinin kadın olduğu eş başkanlık sistemi uygulanır,

B- Tüm yerel yönetim organlarına eşit sayıda kadın aday gösterilmesi sağlanır; belediye başkan adayının kadın olmadığı hallerde, belediye ve il genel meclisi adaylıklarında ilk sıra kadınların olmak üzere fermuar sistemi uygulanır,

C- Özgürlükçü kadın muhtar adayları desteklenir.

Cinsiyet eşitliği için temel politikalar

Yerel yönetimlerde kadınlarla birlikte, kadınlar için asgari olarak şu politikalar hayata geçirilir:
• 8 Mart kadın emekçiler için ücretli tatil ve ücretsiz ulaşım günü olacak,
• TiS'lerde kadına şiddete yaptırım içeren hükümler olacak,
• istihdamda yüzde 50 kadın kotası uygulanacak, tüm meslek alanları kadınlara açılacak,
• Çok dilli ve çok kültürlü kadın kültür ve sanat festivalleri düzenlenecek,
• Cinsiyet eşitlikçi bütçeleme esasına uyulacak ve kadınlara pozitif ayrımcılık politikaları için özgün bir kadın bütçesi oluşturulacak,
• Kent tasarımında kadınların ihtiyaçlarına duyarlı planlama esaslarına uyulacak, yoksul semtlerin öncelikli gelişimi esas olmak üzere, raylı sistem ve toplu ulaşımın yaygınlaştırılması, kaldırım yükseklikleri, sokak aydınlatmaları, kaldırım taşları, park ve çevre düzenlemesi, otobüs durakları, emzirme ve süt istasyonları, acil yardım telefonları gibi kadınların kent yaşamına katılımını kolaylaştıracak planlamalar geliştirilecek,
• Şiddete ve ayrımcılığa karşı kadınları desteklemek üzere yaygın kadın danışma ve dayanışma merkezleri kurulacak,
• Şiddete maruz kalan kadınlara yönelik ilk adım istasyonları ve kadın sığınakları açılacak, bunlar kadın örgütlerinin denetiminde olacak,
• Kadınların sırtına yıkılmış ev işlerinin toplumsallaşması hedefiyle kreşler, yaşlı ve hasta bakımevleri, ucuz yemek merkezleri ve çamaşırhaneler açılacak.

ŞEHİR SENİN VE SEÇİM SENİN...

HDP, demokratik ve özerk yerel yönetimleri, halkın kendi sokağından başlayarak gündelik yaşamı, bugünü ve geleceği hakkında söz ve karar sahibi olabileceği yönetim kademeleri olarak değerlendiriyor.
‘Başka bir yaşam mümkün' diyerek sürdürülen, gençlerin ve kadınların başını çektiği, yaşam alanlarını korumayı ve yerel demokrasiyi güçlendirmeyi hedefleyen mücadeleler ve direnişler demokratik yerel yönetimlerin nasıl olması gerektiğini de gösteriyor. Gezi Direnişi de, yaşam alanlarına sahip çıkma ve yerel demokrasi taleplerini içerme açısından bunun çok çarpıcı bir örneğini oluşturuyor.

Tüm keyfi yönetime, baskılara, polis şiddetine ve tahakküm altına alma çabalarına karşı itiraz ederek sokaklara çıkan, piyasanın diline ve yaşam biçimine tutsak olmayan, örgütlenen ve mücadele edenlerin varlığı; bugün artık ihtiyaçları çok çeşitlenmiş olan halkların, demokratik ve eşit bir geleceği ve yaşamı birlikte oluşturacakları yapılara ihtiyaç duyması hepimizin umutlarını büyütüyor.

HDP, özgürlük ve eşitlik için, halkların kendisini yönettiği, bugünü ve geleceği üzerinde söz ve karar sahibi olduğu bir Türkiye için mücadele ediyor.

HDP, bu mücadelelerin ve direnişlerin, ortak duyguların partisi olarak, özgürlük ve eşitlik için, halkın kendisini yönettiği, bugünü ve geleceği üzerinde söz ve karar sahibi olduğu bir Türkiye için mücadele ediyor.

Demokratik ve halkçı bir seçenek oluşturmak, yerinden ve yerelden yönetimi elde etmek, özerk ve demokratik yerel yönetimleri geliştirmek için 'Şehir senin’, ‘Seçim senin' diyor.