Van Büyükşehir Belediyesini ziyaret eden eden Eş Genel Başkanlarımız: Demokrasi ittifakında buluşma zamanı

Eş Genel Başkanlarımız Pervin Buldan ve Sezai Temelli, Van Büyükşehir Belediyesi’ne tebrik ziyareti gerçekleştirdi.Buldan ve Temelli'nin ziyareti sırasında, Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Bedia Özgökçe Ertan da kayyımın belediyeye bıraktığı borcun 1 milyar 108 milyon 556 bin olduğunu duyurdu. Buldan ve Temelli, belediye önünde yaptıkları açıklamada şöyle konuştu:

Sezai Temelli: 

Kayyımları süpürdükten sonra Van’a, Amed’e, Mardin’e bir ferahlık gelmiş. 31 Mart seçimlerine giderken çok güçlü bir iddiayı dillendirdik. Dedik ki “kayyımları süpüreceğiz”. Süpürmekle kalmayacağız, AKP-MHP blokunu da gerileteceğiz. Hep birlikte bunu başardık. İşte görüyorsunuz o denli bir bunalımdalar ki ne dediklerini bilmiyorlar. 

Siyasetin kulvarını değiştirdik

Biz siyasetin kulvarını değiştirdik. Bu ülkeyi otoriter rejime, tekçi anlayışa mahkum eden zihniyete en güçlü yanıtı sizler verdiniz. Van'da, Amed’de, İstanbul’da verdiniz. Bu otoriter anlayışa karşı demokrasi ve barışın yolunu açtık. 

Bizler Leyla Güven gibi adalet istiyoruz

Tam 4 yıldır bu ülkeyi tecride mahkum edenlere en güzel cevabı 31 Mart’ta verdik. Dedik ki, "tecrit sonlandırılsın". 4 yıldır Sayın Öcalan’a uygulanan mutlak tecrit bu ülkeyi tecritleştirmiştir. Bizler demokrasi ve barışın yolunu açarken aslında adalet istiyoruz. Tıpkı Leyla Güven gibi adalet istiyoruz. Bugün cezaevlerindeki binlerce tutsak gibi. Hewlêr’de, Strazburg’ta olan yoldaşlarımız gibi adalet istiyoruz. 

Anneler beyaz tülbentleriyle bu kara düzene itiraz ediyor

Bugün cezaevlerinde 3000’den fazla tutsak kritik sınırı aşmış durumda. Anneler beyaz tülbentleriyle bu kara düzene itiraz ediyorlar. Şimdi bu sese ses katma zamanıdır. Adalet Bakanı’na bir kez daha sesleniyorum; bir an önce bu mutlak tecride son verin. Sayın Öcalan, ailesi ve avukatlarıyla düzenli olarak görüşsün. Bu tecridin başladığı günden bugüne ülkeyi her gün yeni bir adaletsizliğe mahkum ettiniz. Ülkeyi OHAL düzenine mahkum ettiniz. Belediyelerimizi elimizden aldınız, kayyım düzenine geçtiniz. 31 Mart’ta biz kayyım düzenine son verdik ama siz OHAL düzeninin devamı için elinizden geleni ardınıza koymuyorsunuz. 

Tüm güçleri demokrasi ittifakında buluşmaya çağırıyoruz

Bu ülkedeki tüm güçleri tüm STK’ları, sendikaları OHAL’e, kayyım düzenine karşı çıkmaya çağırıyoruz. Demokrasi ittifakında buluşmaya çağırıyoruz. Acil ihtiyacımız demokrasi, acil ihtiyacımız bu tecritleşmiş düzene son vermektir. 

Koltukları gasp edenleri tanımıyoruz

Bakın kazandığımız belediyeleri, 'KHK ile ihraç edilenler başkan olamaz' diye gasp ettiler. Onun yerine kazanmamış olanları o koltuklara oturttular. O koltuklara oturanları tanımıyoruz tanımayacağız. 

YSK hukuksuz kararından geri dönmeli 

Kayyım bir gasp düzenidir. Amed’de, Mardin’de, Van’da gördük bu talanı, gaspı. Gasp edilen her yeri dolaşıp bu talanı, bu gaspı teşhir edeceğiz. Hakkımız olanı aldık. Hakkımız olanı aramaya devam edeceğiz. YSK’ya sesleniyorum; bir hukuksuzluğa imza attınız. OHAL düzeninin adaletsizliğini devam ettirdiniz. Bu hukuksuz kararınızdan geri dönün. Gasp edilmiş belediyeleri halka, onların temsilcilerine teslim edin. Bunu yapabilirsiniz.

Belediyelerimizde açık denetim davetinde bulunuyoruz

Ayrıca Sayıştay ve tüm denetçi kurumlara sesleniyorum; bir an önce kayyım dönemi dediğimiz Türkiye'nin utancı olan dönemine ilişkin inceleme başlatın. Halkın hakkı gasp edilmiş, kamu zarara uğratılmıştır. Belediyeler aşırı borçlandırılmış, belediye kaynakları talan edilmiştir. Tüm bu suçun açığa çıkarılması için açık denetim davetinde bulunuyoruz. Bizim saklayacak hiçbir şeyimiz yok. Bizim geçmiş dönem belediye başkanlarımız bugün tutsak, bir kuruşluk suçlarını bulamazsınız ama 29 aylık kayyım dönemi suç dönemidir. Bir kez daha sesleniyoruz, gelin geçmişi denetleyin gelin bizi her gün denetleyin. 

1600 kilo kadayıf, 2 milyon liralık kuruyemiş yemişler 

Amed'de 1600 kilo fıstıklı kadayıf yemişler. Mardin’de neredeyse 2 milyon liralık kuruyemiş yemişler. Burada milyarlarca lira yemişler. Haram zıkkım olsun. Yedikleri bu halkın hakkıdır. Öyle bir iştahları var ki doymuyorlar. Doymadıkları için de hala halkın hakkını gasp etme peşindeler. Buna izin vermeyeceğiz.

Belediyelerimizde yerel yönetim demokrasi anlayışımızı hayata geçireceğiz. Birlikte yöneteceğiz. Şimdi yerellerde iktidardayız. Üreten biziz, yöneten de biz olacağız. Sadece yönetmekle kalmayacağız, yerelleri denetlemeye devam edeceğiz. 

Demokrasi ittifakı çağrımız aslında hakkımıza sahip çıkma çağrısıdır

Demokrasi ittifakı çağrımız aslında hakkımıza sahip çıkma çağrısıdır,  barışa sahip çıkma çağrısıdır. O yüzden de gelin yan yana duralım bu talan düzenine hep birlikte son verelim. ben tüm belediye eşbaşkanlarımıza, meclis üyelerimize çalışmalarında başarılar diliyorum. 

Pervin Buldan: 

Bu belediye binasını, bu mekanı bir kez daha kazanmanın onurunu yaşıyoruz. Bu anlamda hepinize teşekkür ediyoruz. Sizler bir kez daha iradenize sahip çıktınız. Sizler bir kez daha sevgili Bekir Kaya’ya ve onun şahsında gasp edilen iradenize sahip çıktınız. Çünkü bu binanın içinde sevgili Bekir Kaya ve seçilen tüm arkadaşlarımızın ve Van halkının iradesi gasp edilmişti. Bu gaspı, bu talanı, bu zulmü bitirmenin onurunu ne kadar yaşasanız azdır. Çünkü bu belediyeyi bize kaybettirmek için her türlü oyunu oynadılar, ancak Van halkı hiçbir engel tanımadı. Van halkı tüm müdahaleler karşısında birliğini ve beraberliğini ortaya koydu, Bekir kaya’ya sahip çıktı. 

Kayyımlar sizlerin geleceğini de çaldı 

Kayyımların yaptıklarını burada tek tek anlatmayacağız. Sevgili Bedia Özgökçe Ertan ve Mustafa Avcı şahsında seçilen tüm arkadaşlarımız bu talanı her platformda anlatacaklar. Onların hırsızlıklarını ifşa edecekler. Çünkü onlar sadece çalmakla, yemekle kalmadılar. Onlar aynı zamanda sizlerin yarınlarını çaldılar. Sizlerin geleceğini çaldılar. Geleceğiniz için, yarınlarınız için Van halkı seçilen tüm arkadaşlarımızın yanında olmalıdır. Evet imkanlarımız kısıtlı ama biz bütün bu imkansızlıklara rağmen halkımızın gücüne inanıyoruz. Sizlerin bize vereceği desteğe inanıyoruz. 

Atanan belediye başkanları meşru değildir 

Van'da birçok ilçemizde de kazandık. Ancak bizi derinden yaralayan ve her yerde ifade etmeye çalıştığımız 3 belediyemiz var. KHK ile ihraç edilen arkadaşlarımıza buralarda mazbata verilmedi. Bu kabul edilemez. Van’da seçilen arkadaşlarımızın meşru belediye başkanları olarak görülmesi birinci görevimiz olmalı. Onların yerine atananlar, halkımız tarafından hiçbir zaman meşru görülmeyecektir. Tuşba, Edremit, Çatak halkının seçtiği belediye başkanları meşru belediye başkanlarıdır. Zorla, gaspla mazbataları başkalarına vermek Türkiye'de uyguladıkları siyasetin yeni bir yöntemidir. Ama bu yöntem halkımız tarafından kabul görmeyecektir. Yol yakınken bu belediyeler seçilen arkadaşlarımıza geri verilmelidir. 

Kimyalarını bozduğumuz için bize saldırıyorlar 

Biz bu ülkede yeni bir şeyin altına imza attık. Biz seçim kampanyamızda dedik ki “kayyımları göndereceğiz, Batı’da da AKP ve MHP’ye kaybettireceğiz”. Bunu başardık. İşte bunun için, onların kimyasını bozduğumuz için bizlere saldırıyorlar. Biz onlara kaybettirdiğimiz için bize saldırıyorlar. 

AKP'ye kaybettirenlerin demokratik ittifak içinde hareket etmesinin zamanıdır

Ama seçim sonuçları herkese ders vermiştir. Özellikle AKP hükümetine ders vermiştir. Kürtleri inkar eden, toplumsal muhalefeti göz önünde bulundurmayan yönetime büyük bir ders verilmiştir. Ancak hala yapılan konuşmalar kutuplaştırıcı ve yok sayan bir dile sahiptir. Seçim sonuçlarından alınan ders AKP hükümetine şunu öğretmelidir: Ayrım yapmadan bu ülkede yaşayan herkesi bir görerek Kürdüyle, Türküyle, Arabıyla, Ermenisiyle, kadınıyla, genciyle herkesi eşit görmek zorundasınız. Bu halk size sandıkta bunu beyan etti. O yüzden demokrasi ittifakı önemli bir ittifak olacaktır. AKP'ye kaybettiren kesimlerin demokratik ittifak içinde bir bütün olarak hareket etmesinin zamanı şimdidir. Biz de bugün buradan bunu ilan ediyoruz. 

Öcalan ile görüşme barışın, demokrasinin, adaletin, hukukun yolunu açar

Zulme karşı, inkara karşı barışı, adaleti, demokrasiyi, birlik ve beraberliği esas almak zorundayız. Türkiye’ye kazandıracak olan budur. Birlik ve beraberlik demokrasi çerçevesinde olmalıdır. En başta da elbetteki tecridin kaldırılması gerekiyor. Leyla Güven, cezaevlerinde tutsaklar, Avrupa’da, dünyanın her yerinde binlerce insan bedenini açlığa yatırdı. Onların talebi meşrudur. Bu talebi yok saymak hiçbir hukuka uymaz. O yüzden bir kez daha çağrımızı yapıyoruz. Sayın Öcalan ile avukat ve aile görüşmeleri acilen başlamalı. Bu görüşme barışın, demokrasinin, adaletin, hukukun yolunu açar. Bu talepler karşısında sessiz kalmayın. 

 

28 Nisan 2019