Diyarbakır Milletvekilimiz Feleknas Uca, AFAD tarafından kurulan Nusaybin Êzidî kampının savaş karargahına dönüştürülmesi ve bunun sonucunda kampta kadın ve çocukların yaşadığı sorunlara ilişkin Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yanıtlaması istemiyle bir soru önergesi verdi. Önergenin gerekçesi şöyle:
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü nedeniyle Türkiye’de sokaklara çıkan kadınlar, Türkiye’de kadınların maruz kaldığı şiddet, taciz ve katliamların son bulması için yasal düzenlemelerin yapılması ve var olan yasaların pratikte uygulanması taleplerini dile getirdiler. Son beş yılda 1134 kadının erkekler tarafından öldürüldüğü Türkiye’de hala yargı kadın faillerine “iyi hal” indirimi uygulayarak cezasızlık politikası yürütmektedir. Öte taraftan, devletin kolluk güçlerince kadınların ölü bedenlerinin kamusal alanda çıplak bir şekilde teşhir edilmesi devletin bizzat cinsel şiddeti kadınlara karşı bir tehdit aracı olarak kullandığını göstermektedir.
Kadın kıyımının oldukça yaygın olduğu Türkiye’de son iki yıldır kadınların ana gündemi kadına yönelik cinsel, fiziksel, ekonomik gibi her türlü şiddet biçimini bertaraf edecek özsavunma biçimleri oldu. Kadınlar bulundukları her yerde örgütlenip özsavunma ilkelerine sarılarak hayatlarına sahip çıkmak için çeşitli yapılar oluşturdu. Türkiye'de de 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nün bu seneki temasında ise Şengal'de İŞİD terör örgütünün saldırıları sonrasında yerlerinden edilen, göçe zorlanan ve İŞİD çeteleri tarafından ele geçirilen Şengalli Ezidî kadınlar yer aldı. Êzidîlerin 74'üncü katliamı olarak tarihe geçen, terör örgütü İŞİD’in 3 Ağustos 2014 tarihinde Şengal'de yaptığı işgal ve katliamda Zorla Alıkonulan Kadınlar İçin Mücadele Platformu’nun 4 Ekim 2015 verilerine göre, 4 bin ila 7 bin arasında çocuk ve kadın İŞİD tarafından alıkonuldu ve Rakka, Musul ve Telafer gibi birçok pazarda satıldı. İŞİD işgaline maruz kalan Êzîdîler Diyarbakır, Şanlıurfa/Viranşehir, Şırnak, Siirt, Batman/Beşiri ve Batman/Merkez'deki belediyelerce kurulmuş mülteci kampları ile AFAD’a bağlı Midyat ve Nusaybin kamplarına yerleştirildiler.
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Mülteci Hakları Komisyonu gibi kurumların raporlarına göre, büyük kayıplar yaşayan ve savaştan kaçarak kamplara yerleşen Êzidî kadınları yerleştikleri kamplarda da büyük sorunlarla karşı karşıya kaldı. Söz konusu kurumlar Êzidîlerin bu kamplarda çok zor şartlar altında yaşadıklarını ve en temel insani ihtiyaçlarını bile zorlukla karşılayabildiklerini defalarca kamuoyu ile paylaştılar. Yine, bu kurumlar kadınların kaygı ve güvensizlik, çaresizlik, değersiz hissetme, nefret ve öfke, suçluluk duygusu, utanç, gece uyumakta zorluk çekme ve sık sık ağlama gibi duygular taşıdıkları ve ciddi bir travma ile karı karşıya olduğunu belirttiler.
Son iki aydır bu kamplardan biri olan Nusaybin’de AFAD tarafından kurulan Êzidî kampına asker, polis ve özel hareket timleri; TOMA, akrep, kirpi, panzer ve özel harekât birliklerin taşındığı otobüsler gibi birçok zırhlı araç kampta konuşlandırılmıştır. Yine, bu araçların ve özel timlerin 24 saat boyunca kampa giriş çıkış yaptığı ve bu kampta kaldıkları görülmüştür. Böylece büyük bir katliamı yaşayan, yerleştikleri kamplarda büyük zorluklarla karşı karşıya kalan ve savaşın etkilerini hala üzerinden atmamış başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere Êzidî halkı bu yeni uygulamalar ile tedirginlikleri, endişeleri, korkuları kat be kat artmıştır.
Bu çerçevede;
-
1
Nusaybin’de sokağa çıkma yasağının başladığı günden beri AFAD’ın kurduğu Nusaybin Ezidî Mülteci kampında asker, polis ve özel harekât timleri ile TOMA, akrep, kirpi, panzer gibi askeri araçların kampa yerleştirildiği ve özel hareket timlerin 24 saat boyunca kampa giriş çıkış yaptığı iddiaları doğru mudur?
-
2
Söz konusu iddialar doğru ise kolluk kuvvetlerinin Nusaybin Ezidî mülteci kampında konumlandırılmasının sebebi nedir? Söz konusu birimler kampta ne kadar kalacaklardır?
-
3
Mülteci kamplarının savaş ve kriz dönemlerinde savaş alanlarından uzak tutulma zorunluluğu getiren Birleşmiş Milletler Sözleşmesine aykırı olan bu uygulamanın yasal gerekçesi nedir?
-
4
Anayasaya aykırılık teşkil eden bu uygulama emri hangi kişi/ler ya da kurum tarafından verilmiştir? Emri veren söz konusu kurum ya da kişi/ler kimlerdir?
-
5
Yine, Nusaybin Ezidî kampına hangi birimler yerleştirilmiştir? Söz konusu birimde hangi faaliyetleri yürütmektedirler? Bu birimde kaç kişi görevlendirilmiştir? Bu birimler hangi kişi ya da kuruma bağlı olarak faaliyet yürütmektedirler? Bu birimlerin son dönemlerde ırkçı ve faşist duvar yazılarıyla gündeme gelen “Esedullah Timi” ile bir bağlantısı nedir?
-
6
Bir buçuk yıl önce İŞİD saldırısından büyük kayıplar vererek Türkiye’ye kaçan Ezidîlerin yerleştiği kampın savaş karargahı olarak kullanılması; burada her gün tank ve topların patlama sesi başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere, Ezidî mültecilerin bu süreçten nasıl etkilendiğini ortaya çıkaracak bir araştırma yapmayı planlıyor musunuz?
-
7
Kadınların ve çocukların ikinci defa savaşa maruz kalmasının önüne geçmek için başbakanlığınız ne gibi tedbirler almıştır? Yine bu sürecin yol açacağı derin travmaların giderilmesi için ne gibi çalışmalar yapmayı planlıyorsunuz?