Temelli: Kürt düşmanlığı üzerinden yaratılan savaşa son verme zamanı gelmiştir

Eş Genel Başkanımız Sezai Temelli, HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit ve milletvekillerinden oluşan heyetimiz, Ankara İl Örgütümüzü ziyaret ederek basın açıklaması yapmak istedi. Ancak polisin saldırısı sonucunda 3 kişi yaralandı. Ankara İl Örgütünde açıklama yapan Temelli, şöyle konuştu:

Saldırı sonucunda yaralanan 3 arkadaşımız şu anda hastanede

Ankara İl Örgütümüzle ve sevgili vekil arkadaşlarımızla, HDK Eş Sözcümüz Gülistan Kılıç Koçyiğit ile beraber aşağıda bir basın açıklaması yapacaktık. Basın açıklaması için aşağıda buluştuğumuzda Ankara İl Örgütümüzün önü araçlarla işgal edilmişti. Polis araçları adeta il örgütümüzün girişini kapatmıştı. Basın basın açıklaması yapmak için araçların çekilmesini istedik ki basın açıklamamızı yapalım. Tamam çekeceğiz dediler. İki aracımızın arasına bütün arkadaşlarımızı aldıktan sonra da akla hayale gelmeyecek bir şekilde, kabul edilemez bir şekilde bir saldırı gerçekleşti. Bu saldırı sonucunda yaralanan 3 arkadaşımız şu anda hastanede. Onlara buradan geçmiş olsun diyorum, saldırıya uğrayan bütün arkadaşlarımıza geçmiş olsun diyorum.

Anayasal suç işleniyor

Aşağıda aslında birçok suç bir arada işlendi. Ama bunlardan en vahimi tabii ki anayasa suçuydu. Evet bir anayasa suçu işlendi. Tıpkı dün Van’da işlendiği gibi Batman’da, İzmir’de işlendiği gibi. Emniyet müdürleri, emniyet amirleri validen almış oldukları talimat gereği bu saldırıları gerçekleştiriyorlar. Bu basın açıklamalarına izin vermiyorlar. Mitinglerin bile yasaklanması aslında demokratik bir ülkede kabul edilemez. Yarı demokratik ülkelerde bile kabul edilemezken burada açık açık anayasa suçu işlenerek basın açıklaması engellenmekte, basın açıklaması yapmaya çalışan arkadaşlarımız darp edilmekte, hakaret ve tacize maruz kalmaktadır. Bunu kabul etmiyoruz. Bunu kınıyoruz.

Buradan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’na çağrıda bulunuyorum

Buradan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’na çağrıda bulunuyorum. Valilerin bu talimatları anayasa suçudur. Resen bu konuda soruşturma başlatma yetkiniz var. Bu yetkinizi kullanın. Bu talimat eğer İçişleri Bakanlığı’ndan gelmişse o konuda da resen soruşturma başlatma yetkiniz var, başlatın. Çünkü bu anayasa suçudur. Bu eğer bir an önce başlatılmazsa Türkiye’de artık bir devletten bahsetmemiz mümkün değildir. Zaten AKP iktidarı devletin tüm bürokratik kurumlarını, tüm yargı kurumlarını çürütmektedir. Artık Türkiye’de bir hukuktan bahsedilememektedir. Hukuk devleti diye bir şey ortada kalmamıştır. Ama bu gidişle ortada bir devlet de kalmayacaktır. Aşağıda izlediğimiz şey zorbalıktır, zulümdür, şiddettir. Kabul edilebilir bir şey değildir. Şimdi artık bu ülkenin gerçek anlamda savcıları hakimleri harekete geçmelidir. Harekete geçmeyen savcılar ve hakimler hakkında HSK hemen soruşturma başlatmalıdır.

İktidar şiddet ve savaştan beslendiği sürece zalimliğini her yere yayacak

Bakın bu gidişat Türkiye’yi çok ciddi bir felakete hızla sürüklüyor. Bu iktidar artık yönetemiyor. Yönetemedikçe bu şiddeti bütün sokaklarımıza yayıyor. Evet Suriye’de savaş Türkiye’de şiddet vardır. Suriye’de savaş sonlanmalıdır, Türkiye’de şiddet sonlanmalıdır. Bunun yolu da bu iktidardan kurtulmaktan geçiyor. Bakın buradan Meclis 3 adım mesafede. Buradan Meclis'e de çağrı yapıyorum, Meclis inisiyatif almalıdır. Halkın temsilcileri oradadır. Bir iktidarın milletvekili olmanız o iktidarın o partinin her talimatına uymanız zorunluluğunu getirmez. Halkın temsilcileri olarak bugün halkın, halklarımızın karşı karşıya kaldığı bu şiddete karşı çıkmak gerekir. Bu savaşa karşı çıkmak gerekir. Bugün Suriye’deki savaşın farklı bir tezahürünü aşağıda izledik. Bu iktidar savaştan ve şiddetten beslendiği sürece bu zalimliği her yere yayacaktır. Buna dur diyebilir, durdurabiliriz.

Meclis inisiyatif almalı, hukuku ve demokrasiyi savunmalıdır

Bugün aslında kayyımlara karşı bir miting gerçekleştirecektik. Kayyım rejimine karşı bir miting yapacaktık. Bu miting engellendi, anayasa suçu işlenerek engellendi, altını çiziyorum. Zaten kayyımların atanması da anayasa suçudur. Bu denli ciddi bir hukuksuzlukla karşı karşıyayız. Diyarbakır, Van ve Mardin kayyımları iki ayını doldurdu ve ikinci iki aylık dönem başladı. İkinci iki aylık dönemde de aynı yasa tanımazlık hüküm sürüyor. Bu arada bir çok ilçemizi de kayyım atanmaya devam etti, buna Hakkari ilimiz de eklendi. Son kayyım atamalarından önce Hakkari’de, Gever’de, Nusaybin’de ve Erciş’teki belediye başkanlarımız gözaltına alındı, Erciş eşbaşkanımız dışındaki arkadaşlarımız da tutuklandı. Tutuklanma nedenleri başlı başına bir haksızlık ve hukuksuzluk örneğidir. Dosyalarda hiçbir şey yoktur. Dosyaları tamamıyla uydurma fezlekelerden ve iddianamelerden oluşmaktadır. Kayyım rejimi kabul edilebilir bir rejim değildir. O yüzden diyoruz ki Meclis inisiyatif almalıdır, hukuku ve demokrasiyi savunmalı, demokrasi ve hukuka sahip çıkmalıdır.

Kürt düşmanlığı üzerinden yaratılan savaşa son verme zamanı gelmiştir

Bu iktidar yönetemedikçe Türkiye’ye tek adam rejimini ve kayyım rejimini dayatmaya devam ediyor. Bu iktidar yönetemedikçe tecridi dayatmaya devam ediyor. Bu iktidar yönetemedikçe çürüdükçe, çöktükçe savaşı, savaş politikalarını dayatmaya devam ediyor. Bu iktidar Kürt düşmanlığından beslenerek ayrımcılıkla toplumu bölerek ayakta durmaya çalışıyor. Duramayacaklar. Gidiyorlar, giderken de bugüne kadar yaratmış oldukları tahribatı büyütmeye devam ediyorlar. Buna itirazımız var. Buradan Türkiye’nin her yerine sesleniyorum. Savaşa karşı çıkın, bu savaşın hiçbir haklı gerekçesi yoktur. Tüm uluslararası kamuoyu tarafından da ortaya konulduğu gibi bu savaş kabul edilemez. Tamamıyla Kürt düşmanlığı üzerinden yaratılmış olan bugüne kadar ısrarla sürdürülen bu savaş politikalarına artık son verme zamanı gelmiştir. Yine Türkiye’ye sesleniyorum. Kadınlara, emekçilere herkese sesleniyorum: Kayyım rejimine karşı çıkın. Bu kayyım bizim belediyelerimize atanmıştır. Ama bu kayyım bizim halkımıza atanamaz.

Barış gelene, demokratik cumhuriyet inşa edilene kadar mücadeleye devam edeceğiz

Halkımız kayyımları kabul etmiyor. Türkiye’nin her yerinde sesini çıkarmaya, kayyım rejimine karşı mücadele etmeye devam ediyor. Sessiz kalırsanız bilin ki kayyım size atanmıştır. O yüzden kayyım Mardin’e, Van’a, Amed’e atanamaz. Kayyım Gever’e, Hakkari’ye atanamaz. Hakkari halkı da Van halkı da Amed halkı da Mardin halkı da kayyımı kabul etmiyor. Kayyımı kabul etmediği için de her gün daha güçlü bir şekilde sesini çıkarıyor. Mücadelesini sürdürüyor. Tüm halkımıza tüm seçilmişlere sesleniyorum: Kayyıma karşı sesinizi çıkartın. Kayyım rejimi savaş politikalarından besleniyor, savaşa karşı sesinizi çıkartın. Türkiye halkları barış istiyor, bir arada yaşama iradesini her gün ortaya koyuyor. HDP bunun mücadelesiyle 7 yıldır ayakta. Evet 7’sinde ne isek 70’inde de o olacak. 70 yılda sürse bu mücadele kararlı bir şekilde bunu sürdüreceğiz. Bir arada yaşama irademizi ortaya koyacağız. Bu ülkeye onurlu bir barış gelene kadar bu ülkede demokratik cumhuriyet var olana kadar da bu mücadele sürecek.

Pence’in önünüze koyduğu şeyi imzalayarak suçlarınızı itiraf ettiniz

O yüzden tüm Türkiye halklarını bu barbarlığa bu zorbalığa karşı yan yana gelmeye çağırıyorum. Sessiz kalmayın, korkmayın. Onlar korkuyorlar, korktukları için işte aşağıdaki biraz önce hep birlikte yaşadığımız rezilliği Türkiye’ye yaşatıyorlar. Korktukları için ellerindeki silah ve şiddet gücüyle halklara zulmü dayatıyorlar. Bugün savaş kabul edilemez dedik, savaşa karşı çıktık. Dediler ki buna savaş demeyin. Bu bir savaş. Ordunun yarısı Suriye  sınırında, ordunun 3’te biri Suriye‘ye girmiş, işgal girişimi söz konusu. ÖSO denilen, milli ordu denilen IŞİD artığı bir çete ile orada bir savaş var. O savaş 120 saatliğine durduruluyor. Bir ateşkes söz konusu oluyor, bu sefer diyorlar ki buna da ateşkes demeyin. Siz aslında Pence’in önünüze koyduğu şeyi imzalayarak bütün bu süreçte yaptığınız şeyleri itiraf ettiniz. Suçlarınızı itiraf ettiniz. Teşhir oldunuz. Suriye  politikanızla bugün Türkiye’de izlemiş olduğunuz politika da gün gibi ortaya çıktı. Bu Kürt düşmanlığı ile gidecek yolunuz kalmadı.

Bütün HDP’lilere sesleniyorum: Bulunduğunuz her yer mücadele alanıdır

"Kürtler Türksüz, Türkler Kürtsüz yapamaz. Bir arada yaşama irademizle Demokratik bir Cumhuriyeti var edeceğiz, demokratik bir çözüm bulacağız" diyen Öcalan’a tecrit uygulayarak aslında Türkiye’nin bir çıkış yolunu kapatma amacındasınız. Buna izin vermeyiz. Hep birlikte Türkiye’nin çıkış yolunu öreceğiz. Demokrasi ittifakı ile yan yana gelerek faşizme karşı mücadele ederek bu ceberrut iktidardan mutlaka ama mutlaka kurtulacağız. Ben bir kez daha hastanedeki arkadaşlarımıza ve burada şiddete maruz kalan tüm arkadaşlarıma geçmiş olsun diyorum. Basın mensubu arkadaşlarıma da geçmiş olsun diyorum. Onlar da saldırıdan etkilendiler. Ama bu zorbalık eninde sonunda son bulacaktır. Hiç kimse umudunu yitirmesin. Bütün HDP’lilere ve arkadaşlarıma çağrı yapıyorum. Bulunduğunuz her yer mücadele alanınızdır. İş yeriniz eviniz, mahalleniz, sokağınız olduğunuz her yerde sesinizi çıkarın. Savaşa hayır deyin, onurlu bir barış demokratik bir cumhuriyet için mücadelenizi yükseltin.   

19 Ekim 2019

Etiketler: #sezai temelli