
31 Mart Yerel Seçim Beyannamemizi Ankara'da Belediye Eşbaşkan Adaylarımız, siyasi parti, sivil toplum kuruluşları ve kurum temsilcilerinin katılımı ile gerçekleştirdiğimiz toplantıda açıkladık. "Birlikte Demokrasiye" olarak belirlenen Türkçe seçim sloganımızın da açıklandığı toplantıda Eş Genel Başkanımız Sezai Temelli şu değerlendirmelerde bulundu:
Mutlaka tecridi kıracağız
Mutlak tecridi bitirmek için 101 gündür açlık grevinde olan Leyla Güven yoldaşımıza devrimci dayanışma ve mücadele duygularımızı bir kez daha iletiyorum. Bu ülkede demokrasi ve özgürlüğün hakim olması için bedenini açlığa yatıran bütün yoldaşlarımıza Selma Irmak, Sebahat Tuncel ve Nasır Yağız şahsında hepsini selamlıyorum. Onlar direndikçe mücadelemiz büyüyor.
Yaşanan bütün krizlerin sorumlusu tekçi iktidardır
Bugün Türkiye çoklu bir kriz içinde. Siyasi, toplumsal, ekonomik kriz tüm ülkeyi sardı. Tüm bu krizin nedeni 17 yıldır iktidarda olan AKP ve onun başındaki zattır. Erdoğan'dır. Tekçiliği dayatmasıdır, Saray rejimini bu tekçi rejimi bu ülkeye reva görmesidir. Bu rejim her geçen gün bu ülkeyi içinden çıkılmaz bir yere doğru sürüklemektedir. Hukuksuzluk her yerde hakimdir. Bugün bu ülkede basın özgürlüğü yoktur.
OHAL darbesinden bu yana demokratik siyaset tasfiye edildi
Bugün 15 Temmuz darbe kalkışmasından 20 Temmuz OHAL darbesinden bugüne kadar 170 yayınevi, medya kuruluşu kapatılmıştır. 200’den fazla gazeteci tutsaktır. Bu ülkede basın tecrit altındadır. Bu ülkede fikir özgürlüğü yoktur. Fikrini beyan edenler cezaevindedir. Sosyal medya paylaşımlarından bile binlerce insan cezaevindedir. Bugün bu ülke de demokratik siyaset tasfiye edilmektedir. Demokratik siyaset içinde mücadele edenler bugün cezaevindedir.
İktidar faşizmi süreklileştirmeye çalışıyor
Binlerce yoldaşımız cezaevindedir. Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş şahsında tüm yoldaşlarıma sevgilerimi saygılarımı yolluyorum. Hukuksuzluk her yerde, yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını yitirmiştir. Talimatla hareket eden bir yargı vardır. AİHM kararlarının bile tanınmadığı bir ülkede yaşıyoruz. Bu otoriter rejim faşizmi kurumsallaştırmaya ve bu rejimi sürekli kılmaya çalışıyor.
Tecrit ile ülke giderek içinden çıkılmaz bir hale getiriliyor
Buna karşı direniyoruz. İşte yaşadığımız tüm bu hukuksuzluğun tek açıklaması vardır: Tecrit.
Tüm ülke İmralı karasularını aşan bir tecrit ile karşı karşıyadır. Bizim mücadelemiz tecridi kırmaya savaşı sona erdirmeye yöneliktir. Bunun yolu faşizme karşı yan yana omuz omuza mücadele etmekten geçiyor. Bakın ülke giderek içinden çıkılmaz bir girdaba sürükleniyor dedik. Özellikle iktisadi alanda yaşanan kriz önümüzdeki günlerin ne denli bir felakete gebe olduğunu bize gösteriyor.
Yolsuzlukla ülkeyi yolsuzluğa mahkum ettiler
İşsizlik yüzde 12.3’e çıkmış durumda, bir işsizlik rekoruyla karşı karşıyayız. Yolsuzlukta ısrar edenler ülkeyi yoksulluk çukuruna ittiler. Artık geçim sıkıntısı her eve girdi, her haneye bulaştı. Ekonomi giderek küçülmekte, borçluluk artmakta yönetilemez bir durumla karşı karşıyayız.
İktidar, 80 milyonluk ülkenin gıda sorununu 80 kamyonla çözmeye çalışıyor
Bu iktidar yönetemiyor. 17 yıldır yanlışta ısrar etmelerinin sonucunda büyük bir çöküntü ile karşı karşıyayız. Yönetemiyorlar 80 milyonluk bir ülkenin gıda sorunu 80 kamyon ile çözmeye çalışan bir iktidar bu ülkeyi nereye sürüklediğinin fotoğrafını bize sunuyor.
Bu iktidar ülkeyi terörize ediyor
Sadece son 5 yılda 500 binden fazla esnaf iflas etti. Çiftçiler perişan mazot alamıyor, gübre alamıyor ama bu tarım terörünün suçlusu olarak çiftçiler gösteriliyor. Evet bugün bu ülkeyi baştan sona terörize eden bu iktidardır. Bu ülkeyi bu felakete sürükleyen bu iktidardır. Bunu gizlemek için her gün elindeki medya ile algı yönetimi üzerinden kendisini gizlemeye, suçlarını örtmeye çalışan bir iktidar var.
HDP ne diz çöker ne de boyun eğer
Ve bunu yaparken de sabah akşam HDP’yi suçlayarak, düşmanlaştırarak ve ötekileştirerek kendisi ve bakanlarıyla HDP’ye saldırı başlatmış durumda. Ama bilmiyor ki ne kadar saldırırsa saldırsın HDP ne diz çöker ne baş eğer. Barış ve demokrasi mücadelesine dün olduğu gibi bugün de aynı kararlılıkla devam edecektir.
HDP kazanınca herkes kazanacak
İşte tüm bu akıl tutulmasına hep birlikte 31 Mart’ta dur diyeceğiz. Unutmayın yoldaşlarım HDP kazanınca kadınlar, gençler, inşaatlarda, tekstil atölyelerinde çalışan emekçiler kazanacak, Çukurova’nın Karadeniz’in tarım emekçileri kazanacak. HDP kazanınca hiçbir hukuki bağlayıcılığı olmayan KHK ile ihraç edilenler, EYT’liler, atanmayan öğretmenler kazanacak.
HDP demokrasi için seçenektir
HDP seçenektir. Türkiye halkları seçeneksiz değildir. HDP barış, demokrasi, Türkiye’nin geleceği için seçenektir. 31 Mart’ta hep birlikte bu seçeneği var edeceğiz. Biz çoğulcu, laik, herkesin eşit ve birlikte yaşadığı bir cumhuriyeti, demokratik cumhuriyeti kurmak için geliyoruz. Bütün yetkileri bir adama devreden anayasaya karşı demokratik bir anayasayı var etmek için geliyoruz.
Kimsenin kimseye üstün olmadığı bir ülkeyi yaratmaya geliyoruz
Bütün yetkileri tek adama devreden anayasaya karşı, eşit yurttaşlık temelinde bir anayasayı var etmek için geliyoruz. Otoriterliğe karşı yerel demokrasi ve radikal demokrasi ile var edilmiş bir parlamento için geliyoruz. Türk’ün Kürt’ten, erkeğin kadından, Sünni'nin Alevi'den üstün sayılmadığı bir ülkeyi var etmek için geliyoruz.
Hukukun üstünlüğünü sağlamak için geliyoruz
Üreten biziz yöneten de biz olacağız demek için geliyoruz. Türkiye’de hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığını sağlamak düşünce ve ifade özgürlüğünü hakim kılmak için geliyoruz. Tek adam anlayışına karşı demokratik toplum ve özgür yurttaş gerçekliğine merhaba demek için geliyoruz ve bunu da hep birlikte başaracağız.
Türkiye halklarına demokratik siyaset seçeneği sunuyoruz
Yeni yaşamı inşa etmek için önümüzde tarihi bir fırsat var. 31 Mart yerel seçimleri bu fırsatı tüm Türkiye halklarına sunuyor. HDP olarak aldığımız kararla Türkiye siyasetine demokratik bir zemin sunduk. Tüm kayyum illerinden kayyumları süpürüp atacağız. AKP elinde yolsuzluk ve hizmetsizlik yaşayan Muş, Bingöl, Kars gibi kentlerde belediyeyi AKP’den alacağız. Ama bunun ötesinde tüm Türkiye’ye ve demokrasi güçlerine emekçilere, kadınlara, STK’lara, sendikalara, hakkı kısıtlanmış tüm mağdurlara, hakkı elinden alınmış olanlara bir seçenek sunuyoruz.
Gelin demokratik zeminde faşizme karşı buluşalım
Gelin demokrasi zemininde buluşalım gelin hep birlikte faşizme karşı, AKP-MHP blokuna karşı güç birliği yapalım ve 24 Haziran’da yarım bıraktığımız işi 31 Mart’ta tamamlayalım. Radikal demokrasi perspektifimiz ile yerellerde yerinden yönetim anlayışımızla, katılımcı bütçe anlayışımızla geçmişten gelen birikimlerimizi geleceğe akıtarak özgür yarınları var edeceğiz. Yerel demokrasiyi güçlendireceğiz. O yüzden de diyoruz ki;
Amed Ya Me Ye
Mardin Ya Me Ye
Kars Ya Me Ye
Türkiye Ya Me Ye
16 Şubat 2019