
Eş Genel Başkanımız Sezai Temelli, seçim çalışmalarımız kapsamında Bismil ve Silvan mitinglerimize katıldı. Temelli, yaptığı konuşmalarda şu ifadeleri kullandı:
Bugün sevgili Leyla Güven açlık grevinin 140’ıncı gününde. Tam 140 gündür bu ülkede adaletsizliğe, hukuksuzluğa karşı direniyor. Tecrit sonlansın diye direniyor. Onunla birlikte Erbil’de Nasır Yağız, cezaevlerinde yoldaşlarımız, dünyanın her yerinde arkadaşlarımız açlık grevleriyle bu adaletsizliğe karşı çıkıyorlar, bu tecrit sonlansın istiyorlar. Çünkü tecrit adaletsizliktir, hukuksuzluktur. Bu, son bulsun diye direniş her gün büyüyor. Biz de buradan onların seslerine ses, mücadelelerine güç katıyoruz.
Ölmeyeceğiz, yaşayacağız, direneceğiz, biz kazanacağız!
Çünkü biz biliyoruz ki bu mutlak tecrit devam ettiği sürece bu ülkeye adalet, huzur, barış gelmez. Mutlak tecridin başladığı günden bugüne her gün adaletsizlik, hukuksuzluk büyüdü ve her yeri kapladı. O yüzden de diyoruz ki bu tecride son verin. Sayın Öcalan, avukatları ve ailesiyle düzenli olarak görüşsün. Bu talep meşrudur, haklıdır. Buna kulaklarını tıkayanlar, bunun gereğini yapmayanlar, yasaları yok sayanlar suç işliyorlar. Buradan bir kez daha Adalet Bakanı’na sesleniyorum: Bir an önce yasaların gereğini yapın.
Yasaların gereği yapılmadığı için cezaevlerinde dört arkadaşımızı yitirdik. Kimse ölmesin istiyoruz, hayatı savunuyoruz, yaşamı savunuyoruz. Artık hiçbir canımızı, hiçbir insanımızı kaybetmek istemiyoruz. Savaş değil, barış diyoruz. Baskı, zulüm değil, demokrasi istiyoruz. O yüzden de bu tecrit bir an önce sonlanmalı. Her kim ki bu iktidara karşı, faşizme karşı mücadele ediyorsa, o yaşamı savunuyordur. Bu ölüm ve şiddet anlayışına karşı yaşamdan yana mücadelemizi vereceğiz. Ölmeyeceğiz, yaşayacağız, direneceğiz, biz kazanacağız!
Bize düşmanlıkla, nefret söylemleriyle, hakaretlerle saldırıyorlar, kabul etmiyoruz!
Bugün Türkiye çok zor koşullardan geçiyor. Bu iktidar ülkeyi adeta bir uçuruma sürükledi. Bu ülke bundan 5-6 yıl önce umuda uyanırken, barış umudunu büyütürken, bunlar çöktürme planı hazırladılar. Bakın ne oldu? Mutlak tecrit başladı, Dolmabahçe Mutabakatı’nı yok saydılar, masayı devirdiler, çöktürme planı hazırladılar, ülke çöktü ülke! Çıkmış sanki 17 yıldır iktidarda başka bir parti varmış gibi, sanki 17 yıldır bu ülkeyi HDP yönetiyormuş gibi hala çıkıp bize saldırıyorlar. Bize düşmanlıkla, nefret söylemleriyle, hakaretleriyle saldırıyorlar. Kabul etmiyoruz! Bu ülkeyi 17 yıldır siz yönetiyorsunuz. 17 yıl sonra ülkenin geldiği hale bakın. Şimdi dönmüş Kürtlere diyor ki defolun gidin. Hiçbir yere gitmiyoruz. Burası bizim vatanımız, burası bizim yurdumuz. 31 Mart'ta sandığa gidiyoruz, siz iktidardan gidiyorsunuz.
Irkçılık, ayrımcılık içlerine işlemiş
Hızını alamıyor; öyle kaygılı, öyle çok korkuyor ki HDP’lilere, bizlere 'dinsiz imansız' diyor. Durmuyorlar, içlerine bu ırkçılık bu ayrımcılık öyle bir işlemiş ki! Bir tanesi diyor ki, 'Oyları haramdır'. Biz de diyoruz ki bizim oylarımız anamızın ak sütü gibi helaldir. Ama bu iktidara verecek bir tek oyumuz bile yoktur. Bitmedi, bir tanesi yine diyor ki 'Bu Ankaralı Kürtler normal'. Biz her yerde normaliz! Bir anormal arıyorsan aynaya bak. Senin aklın gitmiş, meczup olmuşsun.
Farklılıklarımızdan gurur duyuyoruz, farklılıklarımızdan güç alıyoruz
Bitmiyor, diyor ki bi tanesi daha “Kürt kökenli kardeşlerim”. Öbürü diyor ki “Kürtçe konuşan vatandaşlarım”. Bak biz bunların hiçbirini tanımıyoruz, bilmiyoruz. Biz Kürdüz, Türküz, Türkiyeliyiz. Kimliklerimizle gurur duyuyoruz, farklılıklarımızla gurur duyuyoruz, o farklılıklarımızdan güç alıyoruz. Ortak vatanımızda çoğulcu, laik, demokratik, cumhuriyeti var edene kadar da bu mücadeleyi sürdüreceğiz.
Bu halka hakaret etmeye son verin
Dini siyasete alet ederek, ayrımcılık yaparak, Kürde düşmanlık yaparak iktidarda kalacaklarını sanıyorlar. Kalamayacaksınız, 31 Mart’ta gidiyorsunuz. Seçimle geldiniz, seçimle gidiyorsunuz. Bu halka hakaret etmeye son verin, düşmanlığa son verin. Siyaseti hep birlikte bu dilden, bu üsluptan, bu anlayıştan kurtaracağız. Siyasetin dili barışın dili olacak. Siyasetin dili, insanca yaşamın dili olacak. Siyasetin dili HDP’nin dili olacak. Ayrımcılığa hep birlikte son vereceğiz.
17 yıl sonra 'Beka sorunu var' diyorlar, beka sorunu yok iktidar sorunu var
17 yıldır iktidardalar. 17 yıl sonra çıkmışlar beka sorunu var diyorlar. Beka sorunu yok bu ülkenin; bir iktidar sorunu var. Buna da HDP son verecek. İşsizlik, yoksulluk sorunu var. Çiftçinin, esnafın sorun var. Bu sorunları görmeyen, bu sorunları çözemeyen acze düşmüş, siyaset yapamayacak hale gelenler tükenmişler ve şimdi kalkmışlar halkı tehdit ediyorlar. Beka sorunu yok; beceriksizsiniz, yönetemiyorsunuz, esas sorun bu!
Böyle kabine mi olur?
Şu kabineye bakın, tüccardan Ticaret Bakanı yapmış! İhracat ne ithalat ne, bu ülkenin dış ticaretinin dinamikleri ne, hepsinden bihaber. Okul sahibinde Eğitim Bakanı yapmış. 17 yıldır iktidardalar, 17 yılın sonunda eğitimin haline bakın! 4+4+4 diye bir sistem getirdiler, çocuk işçiliği ve çocuk evlilikleri arttı. Bunların eğitimden anladıkları bu. Sağlık Bakanı sağlıktan bihaber. Şehir hastaneleri yaptılar, hasta garantisi veriyorlar. Utanmıyorlar. Halka hizmet diye sundukları şey hastalık! Otel sahibi yağmaya çıkmış! Arazi yağmasına çıkmış otel sahibinden Turizm Bakanı mı olur?
Bakanları halka hakaret ediyor, halkla dalga geçiyor
Damattan da Hazine Bakanı! Ekonominin haline bakın. Dolar bir iniyor, bir çıkıyor. Doların her iniş çıkışında, 5.80 oldu, 5.30’a düşsün diye bu halkın sırtına yeni yükler yüklediler. Tüm dünyada en güvenilmez ekonomi Türkiye ekonomisi. Ekonomiyi batırdılar. Elektriğe, doğalgaza, mazota zam... Halk perişan, halk yoksul! Damadın derdi milletin lehçesiyle alay etmek! Hangi birini sayayım. Tarım Bakanı çıkmış halka, millete çok affedersiniz “adi” diyor. Ya, hiç mi utanmıyorsun? Hiç mi edep yok? Sen nasıl bakansın? Sen bu ülkenin tarımını batırmışsın. Patates şirketinin sahibisin diye patates ithal ediyorsun. Bu ülkede et ithalatıyla hayvancılık bitmiş, tarım bitmiş, o utanmıyor halka hakaret ediyor.
Bu talimatçı anlayıştan, bu yalancılardan hep birlikte kurtulacağız
Bu haksızlığa, bu zulme gökler gürlüyor artık. Şimdi bunlardan kurtulma zamanı, şimdi halkın iktidarını var etme zamanı. Yalan haberlerle talimatlarla halkı kandırarak bugüne kadar geldiler. Böyle gelmiş böyle gidecek sanıyorlar. Biz de diyoruz ki böyle gelmiş böyle gitmeyecek! Bu talimatçı anlayıştan, bu yalancılardan hep birlikte kurtulacağız. Bunlar gitmeye hazırlanıyor. Süpürgeler hazır mı? Süpürgeleri hazır edin. Bu kayyımları süpürüp atacağız. Bu yalancıları, bu talimatla çalışanları, çamuru, çöpü, yolsuzluğu, hırsızlığı, baskıyı, zulmü hep birlikte süpürüp atacağız! Kentimizi biz yöneteceğiz. Doğduğumuz yerde doyacağız. Selam olsun buradan Gültan Kışanak’a. Onun şahsında tüm belediye eşbaşkanlarımıza, tüm tutsak arkadaşlarımıza selam olsun!
Nerede bir kayyım varsa bilin ki orada iktidara geleceğiz
Bu zulümden kurtulmak için tecride hayır diyoruz, savaşa hayır diyoruz. Tecrit ve savaş politikalarından beslenenler bu ülkeye kayyımı dayattılar. Bu halkın iradesini yok saydılar. Biz de diyoruz ki irademizi yok sayanları biz de süpürüp atacağız. İrademize sahip çıkacağız. Yerellerde iktidara geleceğiz. Yerel demokrasiyi inşa ederek bu krizden kentimizi de, ülkemizi de hep birlikte kurtaracağız. Silvan’da, Amed’de, Van’da, nerede bir kayyım varsa bilin ki orada iktidara geleceğiz. Ama ondan çok ötesi Muş’ta da, Bingöl’de de, Kars’ta da iktidara geleceğiz.
Bıraktıkları enkazı biz kaldıracağız, gücümüz var
Karamsarlığa yer yok! Hep birlikte bu utançtan bu ülkeyi kurtaracağız. Enkaz bırakıyorlar. Ama bizim gücümüz var. Bu enkazı da biz kaldıracağız. Kentlerimizi de hep birlikte yeniden inşa edeceğiz. Tıpkı geçmişte olduğu gibi, şimdi belediye eşbaşkanlarımızla, belediye meclisimizle, halkımızla, kadınların kentini, emekçilerin kentini var edeceğiz. Gençlerin kentini var edeceğiz. Bu kayyımlar bütün kadın kurumlarını kapattılar, heykellerimizi yıktılar; Ehmedê Xanî'nin, Uğur Kaymaz'ın... Kültürümüze tahammülleri yok. Dilimize tahammülleri yok. Yeniden dikeceğiz heykellerimizi. Yeniden sahip çıkacağız tarihimize, kültürümüze, dilimize. Çok dilli belediyecilik anlayışımızla anadilinde hizmet üreteceğiz. Ana dilinde sağlık hakkını da eğitim hakkını da hep birlikte var edeceğiz.
Gençler siyasete, sorunları çözmeye
Gençler, umutsuzluğa yer yok. Eğitim sorununu da, işsizlik sorununu da hep birlikte sizinle birlikte çözeceğiz. O yüzden diyoruz ki gençler siyasete! Hep birlikte siyaset yapmaya, sorunlarımızı çözmeye! İşte HDP kadınların partisidir, gençlerin partisidir, emekçilerin partisidir. Bu ülkede gençleri yok sayan; onları işsizliğe, eğitimsizliğe mahkum eden bu anlayıştan hep birlikte kurtulacağız. Yerel yönetim, yerel demokrasi anlayışımızla herkese ulaşacağız. Emeklilere, engellilere, herkese ulaşacağız.
Emeklilikte Yaşa Takılanların mağduriyetlerini gidermek için çalışacağız
Emeklilikte Yaşa Takılanlara sesleniyorum: İktidar olduğumuz tüm kentlerimizde, dayanışma ağlarımızla, sizin mağduriyetinizi ortadan kaldırmak için çalışacağız. Mücadele edeceğiz. Engellilere sesleniyorum: Engelsiz kentleri hep birlikte var edeceğiz! Bakın, HDP’nin sesi hakikatin sesi, halkın sesidir. Bu ses hepimizin sesidir.
Sandığa gittiğinizde mücadelemizin özgürlük mücadelesi olduğunu unutmayın
Bugün yerel demokrasi mücadelemiz sadece belediyelerde iktidara gelmek için değildir; bir özgürlük, barış ve demokrasi mücadelesidir. Geçmişten aldığımız mirasın geleceğe taşınmasıdır. O yüzden de bu mücadeleyle bugün tutsak olan tüm arkadaşlarımız özgür olacak. Bugün yerinden yurdundan edilmiş tüm yoldaşlarımız, yerine yurduna dönecek. O yüzden de sandıklara gittiğinizde unutmayın; bu bir hak mücadelesidir. Bu bir özgürlük mücadelesidir. Bu bir barış mücadelesidir.
Gücümüzü demokrasi güçlerine ekledik
Ortaya bir strateji koyduk, bir seçenek yarattık. Türkiye halkları için bir seçenek yarattık. Dedik ki, "HDP’nin tek başına iktidara gelebileceği her yerde iktidara geleceğiz. Ama tek başımıza iktidara gelemiyorsak, Türkiye halkları bu ceberut iktidara mahkum mu yaşasın?" Hayır dedik. Bir seçenek yarattık. Demokrasi seçeneğini yarattık. Toplumsal barış seçeneği yarattık. Tek başımıza iktidara gelemiyorsak HDP'nin gücü var dedik; o gücü demokrasi güçlerine ekledik. Ve dedik ki; nerede halklarımız yan yana gelmişse, nerede demokrasi güçleri açığa çıkmışsa HDP orada olacak; demokrasiyi barışı iktidara taşıyacak.
Demokrasi ve barış mücadelesine güç katacağız
Şimdi sandıklara gittiğimizde binlerce yıllık tarihe kök salmış HDP çınarını gördüğünüzde oyunuzu ona vereceksiniz. Eğer biz aday çıkarmamışsak bilin ki orada da bu iktidarın karşısında bir demokrasi ve barış mücadelesi yapan vardır. Ona da güç katacağız, oyumuzu ona vereceğiz. Bunu anlamayanlar, bunu anlamak istemeyenler bizi suçluyorlar, bize saldırıyorlar. Gazetelerinde talimatla insanları fişlemeye çalışıyorlar. Bak, biz buradayız, sözümüz nettir. Hakikatin sesi burada, alnımız açıktır. Zulme karşı ne diz çökeriz ne de boyun eğeriz.
Utanmasalar kafatasımızı ölçecekler, kolumuza numara yazacaklar
Sizin gibi içinde ırkçılık taşıyanlar bizi fişlemeye çalışıyorlar. Utanmasalar kafatasımızı ölçecekler. Utanmasalar göğsümüze yıldız yapıştıracaklar. Utanmasalar kolumuza numara yazacaklar. Ama diyoruz ki gücünüz buna yetmez! Biz bu tecride de son vereceğiz, bu faşizmi de hep birlikte yıkacağız.
Bizden kaçırdıkları sandıkların peşindeyiz
31 Mart’a kadar 3 gün kaldı. 7 gün 24 saat çalışacağız. Herkese hakikatin sesini, HDP’nin sesini ulaştıracağız. Sandıklarımıza sahip çıkacağız. Nerede bir Silvanlı varsa, oyu buradaysa, atlayıp gelecek. Gelemiyorsa il ilçe teşkilatımıza gitsin, beraber geleceğiz. Hiçbir oyumuzu ziyan etmeyeceğiz. Nerede yaşıyorsak yaşayalım, oyumuz neredeyse mutlaka gideceğiz, kullanacağız. Iğdır’daysa Iğdır’a, Kars’taysa Kars’a, Hakkari’deyse Hakkari’ye... Ama mutlaka oyumuzu kullanacağız. Onlar sandıkları bizden kaçırıyorlar. Nereye götürürlerse götürsünler, o sandıkların peşindeyiz! O sandıkları yakalayacağız ve oyumuzu kullanacağız.
Bir oy Silvan'ı, Amed'i, Türkiye'yi değiştirir
Unutmayın yoldaşlarım, unutmayın arkadaşlarım, unutmayın gençler, bir oy Silvan’ı değiştirir. Amed’i değiştirir, Türkiye’yi değiştirir, dünyayı değiştirir. O yüzden oyunuza, geleceğinize, iradenize sahip çıkın. Umudunuza sahip çıkın. Umudunuzu yalnız bırakmayın. Umudunuzla yürüyün, HDP’yle yürüyün. Silvan ya me ye!
27 Mart 2019