Temelli: Bunların elinde iki şey kalmış biri savaş, biri kayyım

Eş Genel Başkanımız Sezai Temelli, Diyarbakır’da gerçekleştirilen 1 Eylül Dünya Barış Günü mitingine katıldı. Burada güncel gelişmeleri değerlendiren ve Kayyım Darbesine tepki gösteren Temelli, şöyle konuştu:

Korkaklar polis bariyerlerinin, beton bariyerlerin arkasına saklanarak bu kenti yöneteceklerini sanıyorlar. Buna izin verecek miyiz, vermeyeceğiz. Bu kent bizim, bu sokaklar bizim asla vazgeçmeyeceğiz, asla geri adım atmayacağız.

Barış gelene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz

Onurlu barış mücadelesinden on yıllarca, asla vazgeçmeden, asla bu yoldan dönmeden bugüne kadar geldik. Bugünden sonra da kararlı bir şekilde bu ülkeye, bu topraklara Orta Doğu’ya barış gelene kadar bu mücadelemizi sürdüreceğiz.

Savaştan beslenenler Kürt düşmanlığıyla savaşı dayatıyor

Bugün 1 Eylül. 1 Eylül 1939'da Naziler Polonya’yı işgal etti. Faşizm her yeri kapladı. Bütün dünyayı kavurdu ve insanlık bir karar verdi. Bir daha böyle birşey yaşanmasın, bir dünya savaşı daha yaşanmasın diye. O günden bugüne bir dünya savaşı yaşanmadı fakat dünyanın her yerinde savaşlar yaşandı. Kapitalizm vahşetini, zulmünü her yere taşıdı. Şimdi de bu vahşet bu savaş burada, Orta Doğu’da, Rojava’da, Başur’da, Bakur’da. İşte o yüzden bu savaşa destek olanlar, bu savaşı var edenler, bu savaştan beslenenler Kürt düşmanlığı ile bu savaşı bize dayatmaya devam ediyor.

Tarih Gandi’yi, Mandela’yı yazdığı gibi Öcalan’ı da yazacak

Tarih barışı çağırıyor, ya bu sese kulak verirsiniz ya da tarihin çöplüğünde yerinizi alırsınız. Bu iktidar savaş tamtamları ile tarihin bu çağrısına sırtını dönerek çoktan tarihin çöplüğünde yerini aldı. Tarih bunları layık olduğu gibi yazacak. Ama tarih barış isteyenleri de yazacak. Tıpkı geçmişte olduğu gibi. Gandhi'yi yazdığı gibi, Mandela'yı yazdığı gibi bugün de Öcalan'ı yazacak. Barış isteyen barış mücadelesi veren Kürt halkını yazacak, onun onurlu evlatları yazacak. Ve biz bu mücadelede hiç kimseyi unutmayacağız, unutursak kalbimiz kurusun. İşte o yüzden bu mücadeleyi dünden yarına taşıyacağız. Savaş diyenlere, savaşı dayatanlara inat barış, demokrasi toplumsal barış diyeceğiz.

Bunların elinde iki şey kalmış biri savaş, biri kayyım

Bunlar çaresiz, bunlar acze düşmüş, bunlar siyaset yapamaz hale gelmişler. Bunların elinde iki şey kalmış biri savaş, biri kayyım. Bundan başka bir şey bilemezler, yapamazlar. Orta Doğu halklarına, Kürt halkına savaşı dayatıyorlar. Bir gün Katar’da fuara koşuyorlar bir gün Rusya’da fuara koşuyorlar silah alıp, silah satıyorlar. Mermiden düşmanlıktan besleniyorlar. Halkın aşını işini çalıyorlar, savaşı dayatıyorlar. Emperyalist güçlerin arasında oyuncak olmuşlar. Rusya ile pazarlık, ABD ile pazarlık, onunla pazarlık bununla pazarlık. Akıllarına hiç Kürtlerle barışmak gelmiyor. Ama unutmasınlar bu coğrafyanın kadim halkı olan Kürtler bu coğrafyaya barışı getirecek olanlardır. O yüzden Kürtlerle barışmadan, Kürtlerle bir yol aramadan ne Orta Doğu’ya ne de dünyaya barış gelir.

Kıt akıllılar halka savaşı dayattı

Sayın Öcalan çok net bir şey söyledi: Kürtler Türksüz, Türkler Kürtsüz olmaz. Bu sosyolojiyi en iyi anlayan bir şekilde ifade etti. Barışın yolunu açmak için bir çaba ortaya koydu, koymaya devam ediyor. “Ben bir haftada bu işi bitiririm” dedi, “Savaşı sonlandırırım” dedi. Ama savaştan beslenenler, savaştan başka çözüm akıllarına gelmeyenler, bu kıt akıllılar halklara gene savaşı dayattılar. Zulmü dayattılar, kayyımı dayattılar.

Halı hırsızları, leblebiciler kent yönetebilir mi?

Kayyım zulümdür, kayyım savaştır, yolsuzluktur, işsizliktir. 2016 yılında OHAL darbesi ile kayyımları atadılar. Kayyım döneminde bütün yaşananlar tüm çıplaklığı ile ortada. Hırsızlıkları, yolsuzlukları, talanları, zulümleri. Bunlar halı hırsızı, bunlar leblebici, bunlardan ne olur bunlar bir kenti yönetebilir mi? Bunları bu kentten tıpkı dün olduğu gibi hep birlikte süpürüp atacağız.

Hepiniz oradaydınız, hepiniz suça ortak oldunuz

Ne isterseniz bunlarda var, her türlü suç bunlarda var. Diyor ki, "Ben bakana hediye verdim, bakan diyor ki ben hediye almadım. Soruyoruz bakanlara, Cumhurbaşkanı’na; nerede bu hediyeler, nerede bu paralar? Hepiniz oradaydınız, hepiniz o suça ortak oldunuz. Tüm bu suçların hesabını soracağız. İşte bunun hesabını vermemek için her gün düşmanlık, zulüm ve savaş politikaları... Ama bundan kaçamazlar. Eninde sonunda iki elimiz yakalarındadır.

Başka kayyımlar atayacakmış, fezleke gönderecekmiş; elinden geleni ardına koyma

OHAL düzeniyle, kayyım düzeniyle ayakta duracaklarını sananlar, barış isteyenleri tehdit ediyorlar. Sabah gözünü açıyor HDP'yi tehdit ediyor, akşam yatıyor HDP'yi tehdit ediyor. Bizden o kadar çok korkuyor ki bu korkusunu gizlemiyor. Kayyımlar atamışlar, başka kayyımlar atayacakmış, yok fezlekeler getireceklermiş. Meclis açılınca onu yapacakmış, bunu yapacakmış. Hadi oradan! Elinden geleni ardına koyma.

Sandıksız demokrasi uydurma peşinde; ona diktatörlük denir

Tehditle ayakta durmaya çalışıyor. Halkın iradesini yok sayarak ayakta duracağını sanıyor. Demokrasilerde başlangıç adımı sandıktır. Sandığı yok saydığınız bir yerde artık demokrasiden bahsedemezsiniz. Demokrasinin eksiği, fazlası vardır, binbir çeşidi vardır ama sandıksızı yoktur. Bu şimdi sandıksız bir demokrasi uydurma peşinde. Ona demokrasi denmez, diktatörlük denir. Biz de bu diktatörlüğe izin vermeyeceğiz.

Diktatörlük hayali görenler sandığı yok etmeye çalışıyor

Diktatörlük hayali görenler, bu halkın iradesini yok sayanlar sandığı yok etmeye çalışıyorlar. 31 Mart'a giderken her türlü hileyi, her türlü sandık gaspını yaptılar yetinmediler. Bu halk çıktı o güçlü iradesini sandığa yansıttı. Türkiye’yi değiştirdi. Bütün Kürt illerinde değil, Tüm Türkiye de yeni bir siyaseti var etti. Tüm Türkiye halklarına umudu ve cesareti aşıladı. Yeni bir yol açtı. Üçüncü  yolu açtı. Bunu içine sindiremeyen bu iktidar birçok belediye başkanımızın mazbatasını gasp etti. YSK eliyle tuzak kurdu, yetinmedi belediye meclislerimizi gasp etti, yetinmedi İstabul’a kayyım atadı. Seçimi iptal etti ama cevabını 23 Haziran’da İstanbul’da verdik.

Halk iradesine kayyım atamak aczin en büyüğü

Tüm bunlardan ders çıkarmak yerine, tüm bunları doğru okumak yerine bu halkın iradesine saygı göstermek yerine, bildiğinden vazgeçmedi. Bu halkın iradesini yok sayarak kayyım atadı. İşte bu halk bunu kabul etmez, kabul eden de bizden değildir. Bu halk onlarca yıldır, bunca bedel ödeyerek bu mücadeleyi vererek gelmiş bir halk. Barış için, demokrasi için. Şimdi bütün bunları yok sayarak, bu hakkı gasp ederek buraya kayyım atamak aczin en büyüğüdür.

Siyaset var, siyaset sokakta

İşte içine sürüklendikleri durumun en çıplak fotoğrafı kayyımdır. Bu fotoğrafı tüm dünya görüyor. Herkes görüyor, bu fotoğrafa gereken cevabı herkes veriyor. Siyaseten tükendiler siyaset yapamaz haldeler. O yüzden siyaset yok, kayyım var. Siyaset yok, savaş var. Siyaset yok, şiddet var. Şiddeti de, savaşı da, kayyımı da kabul etmiyoruz. Siyaset var, siyaset sokakta, siyaset Amed’de, Van’da, Mardin’de. Siyaset bizim. Sokağımıza, kentimize, geleceğimize sahip çıkacağız siyaset yapacağız, hakkımızı savunacağız. Herkesi siyaseti yapmaya davet edeceğiz. Gelin yan yana duralım, omuz omuza verelim, faşizmi hep beraber  yıkalım, Türkiye’yi demokratikleştirelim.

Kendi partisine bile kayyım atıyor

Bu kayyımcı zihniyet ekonomiyi de yönetemiyor. Ekonomiyi yönetemediği için aslında her yere kayyıma atıyor. Merkez Bankası’na kayyım atıyor. Kendi partisine bile kayyım atıyor. Kayyımsız yapamıyor yönetemiyor. Siyaseti, ekonomiyi tüketti bu kayyımcı zihniyet. Toplumu bölmeye çalışıyor. Kürt düşmanlığı, kadın, emekçi düşmanlığı ile toplumu bölüp bunun üzerinden ceberut iktidarını var etmeye çalışıyor. Biz de onlara inat diyoruz ki bir aradayız yan yanayız. Kadınlar, emekçiler, Kürt halkı, Türkiye halkları yan yanayız.

Türkiye’ye sesleniyoruz: Amed’e gelin, Van’a gelin, Mardin’e gelin

Bir aradayız. Demokratik Cumhuriyeti sana inat, senin o küçük ortağına inat mutlaka ama mutlaka bu topraklarda inşa edeceğiz. Bu topraklara da Orta Doğu’ya da barışı getireceğiz. O yüzden dedik ki şimdi demokrasi ittifakı zamanıdır. Yan yana gelme zamanıdır. Tüm Türkiye’ye sesleniyoruz: Amed’e gelin, Van’a gelin, Mardin’e gelin. Gelemiyorsanız neredeyseniz orada çıkın sesinizi yükseltin. Demokrasi, barış deyin. Hep birlikte bu ceberut iktidardan kurtulmak için tüm emekçiler, kadınlar, gençler, 72 millet yan yana gelin, omuz omuza verin. Gelin demokrasi ittifakını, mahalle mahale, sokak sokak, işyeri işyeri her yerde kuralım.

Meclis bu iktidara rağmen inisiyatif almalı

Bu iktidardan kurtulmanın yolu demokrasi ittifakıdır. Bu iktidardan kurtulmanın yolu Kürt halkına saygı duymak, onunla yan yana gelmektir. Hep birlikte yan yana geleceğiz, demokrasi ittifakını iktidara taşıyacağız ama onun için önce yol temizliği lazım. Yargıda yapmamız gerekenler var. Meclisi göreve çağırıyoruz. Meclis bir an önce toplanmalı. Yargıda yapılması gereken acil konularda Meclis inisiyatif almalı. Bu iktidara rağmen inisiyatif almalı ve gerekli yasaları çıkarmalı. Binlerce tutsak yoldaşımız, Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş, Selma Irmak, Sebahat Tuncel yoldaşlarım özgür kalmalı. Yerinden yurdundan uzakta yaşayan, sürgünde olan yoldaşlarım yurduna dönmeli. Bu bağımsızlığını ve tarafsızlığını yitirmiş yargı uygulamalarına son verilmeli.

Herkesin kendini içinde bulacağı bir anayasa için yan yana gelmeliyiz

Bundan öte bu ülke anayasasını yazmalı. Eşit yurttaşlık temelinde bir anayasa var etmeliyiz. Bir anayasa taahhüdünü bu ülkeye vermeliyiz. Bu taahhüdü veriyoruz. Herkesin kendini içinde bulacağı bir anayasa için yan yana gelmeliyiz, bütün halkların eşit haklarla var olacağı sivil, siyasal ve sosyal haklarla var olabileceği bir anayasayı var edeceğiz. Ve işte bu ülke o zaman demokratikleşecek ve işte o zaman bu ülkeye barış gelecek, huzur gelecek ve o zaman ülkeden tecrit kalkacak. Tecridi sonlandırmak için, kayyımlardan kurtulmak için bu mücadeleyi vereceğiz.

Sandık bize geliyor, hazır olun

Diyorlar ki, "2023'e kadar seçim yok". Ben de diyorum ki, "sandık bize geliyor". Hazır olun arkadaşlar. Hazır olun. Nasıl ki 31 Mart’ta bu kayyımları süpürüp attık şimdi de bunların tümünden bu ülkeyi kurtaracağız. Hepinizin yolu açık olsun, hepinize başarılar diliyoruz. Sokaktayız, tencelerimizle, süpürgelerimizle her yerdeyiz. Kayyım gidene kadar arkadaşlarımız geri gelene kadar durmuyoruz.

1 Eylül 2019