
Diyarbakır Milletvekilimiz İmam Taşçıer, Meclis Genel Kurulunda partisinin sunduğu ve AKP oylarıyla reddedilen Tahir Elçi cinayetine ilişkin araştırma önergesi üzerine söz aldı. Taşçıer, şöyle konuştu:
2 yıl önce bugün Diyarbakır Baro Başkanı Sayın Tahir elçi onlarca kameranın önünde basın açıklaması yaparken başından kurşunla vurularak öldürüldü. 15 yıllık AKP iktidarının 13. yılında yani bu hükümet döneminde bu olay oldu. Başbakan hemen açıklama yaparak, faillerini yakalayacağız dedi. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Diyarbakır’a gelerek aileye taziye ziyaretinde bulundu ve o da en kısa sürede faillerinin yakalanacağını söyledi.
"Hem kameralar önünde öldürürüz hem de failleri yakalamayız" mı deniyor?
Onlarca kamera kayıttaydı ama failleri halen yakalanmadı, yargı önüne çıkarılmadı hatta ifadesi dahi alınan kimse olmadı. Bu olayı kimler yapmışsa bir mesaj mı verilmek isteniyor? “Biz Kürtleri 90’lı yıllarda olduğu gibi hem kameraların önünde öldürürüz hem de faillerini yakalamayız. Kürtlerin bu coğrafyada yaşama hakları yok” mu demek isteniliyor.
Biz bu senaryoları 80’li ve 90’lı yıllarda görmüştük. Kürt sorununu demokratik ve barışçıl yollarla çözmeye çalışan Kürt siyasetçileri zindanlara atmakla, sivil toplum temsilcilerini yıldırmakla Kürt sorunu çözülmez. Kürt sorunu çözülmeden Türkiye’ye demokrasi gelmeyeceği gibi son 100 yılda yaşanan trajedilerin devam etmesi de ne Türkiye’nin ne de Kürtlerin yararına değildir.
Tahir Elçi kamuoyunda bilinen pek çok davada mağdurları hem yurtiçinde hem de yurtdışında yani AİHM’de temsil etti. İHD üyesi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı Kurucusu olan Tahir Elçi; 1990’lı yıllarda mağdur olanların haklarını savundu. Tahir Elçi 1994 yılında 26 kişinin ölümüne neden olan Kuşkonar ve Koçağaçlı köylerinin bombalanması, Lice davası, Temizöz davası ve Roboski katliamı gibi birçok davada mağdurların avukatlığını yaptı.
Oysa o minarenin altından geçenler dilek dilerler
Öldürülmeden hemen önce de basına yaptığı konuşmasında şunları söylemişti; “Biz Diyarbakırlılar olarak Diyarbakır Barosu olarak tarihi değer ve eserlerimize, insanlığın binlerce yıllık birikimlerine bu kadim şehre sahip olmaya çağırıyoruz. Biz buradan çağrı yapmak istiyoruz.
Biz bu tarihi bölgede birçok medeniyete beşiklik etmiş, ev sahipliği yapmış, bu kadim bölgede insanlığın bu ortak mekânında silah, çatışma, operasyon istemiyoruz. Savaşlar, çatışmalar, silahlar, operasyonlar bu alandan uzak olsun istiyoruz” dedi. Sonra ne oldu önce Tahir Elçi dört ayaklı minarenin ayakları dibinde öldürüldü.
Oysaki o minarenin ayakları altından geçen insanlar dilek dilerler. Ama bugün kadar sokağa çıkma yasağının devam ettiği Cevatpaşa, Fatihpaşa, Dabanoğlu, Hasırlı, Cemal Yılmaz ve Savaş Mahalleleri yerle bir edilip, molozları Dicle Nehri kıyısına atıldı.
Tahir Elçi cinayetinin faili meçhul bırakılacağına yönelik ciddi kaygılar var
Bütün bu nedenlerden dolayı kamuoyunda Tahir Elçi cinayetinin faili meçhul bırakılacağına yönelik ciddi kaygılar bulunmaktadır. Türkiye tarihinde faili meçhul olarak kalmış yüzlerce siyasi cinayetin işlendiği göz önünde bulundurulduğunda bu korkunç cinayetin araştırılması için komisyon kurulması gerekmektedir.
28 Kasım 2017