Tarsus Cezaevindeki işkence iddialarına ilişkin araştırma önergemiz

Grup Başkanvekilimiz Fatma Kurtulan, Tarsus Cezaevi'nde yaşanan işkence ve kötü muamele iddialarını Meclis gündemine taşıdı.

“İşkenceye sıfır tolerans” söylemleri ile iktidarın gerek cezaevlerinde, gerek gözaltı merkezlerinde işkence ve kötü muamelenin önüne geçileceği vaatlerine rağmen her gün en az bir işkence haberi kamuoyunun gündemine gelmektedir. Gerek sosyal medya gerekse yaygın medya organları aracılığıyla ya da tutuklu ve hükümlerin ailelerine, avukatlarına beyanlarıyla veya insan hakları derneklerine yaptıkları başvurularla işkence ve kötü muameleye maruz kaldıkları duyulmaktadır.

En çok işkence ve kötü muamele iddialarının geldiği illerden olan Mersin’de, Tarsus ilçesindeki cezaevleri nerdeyse gündemden düşmemektedir. Bu cezaevlerinden biri olan Tarsus 2 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda işkence ve kötü muamele iddiaları uzun zamandır kamuoyunu meşgul etmektedir. Cezaevinde hükümlülere yönelik sürekli hücrede tutulma uygulaması, tek sıra halinde sayım uygulaması, işkenceye varan kaba dayak, darp edilenlerin doktor sevklerinin yapılmaması, darp edilenlere doktor raporu verilmemesi, keyfi görüş yasağı bu iddialardan bir kaçıdır.

En son Tarsus Kadın Kapalı Cezaevi'nde tutulduğu tek kişilik hücreden koğuşa alınması talebiyle 29 gün açlık grevi yapan Zeynep Turan adlı tutuklunun, bu talebine karşılık cezaevi müdürünün kendisine, “Örgüt üyesi olduğunu söyle, seni o koğuşa alayım" dediği iddia edilmiştir.

Yine Tarsus 1 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalan hasta tutuklu 56 yaşındaki Cemil İvrendi’nin sevk edildiği Tarsus Devlet Hastanesi'nde anestezi yapılmadan ameliyat edildiği basına yansımıştır.

“Sistemik lupus eritematozus” hastası Halime Gülsu ise 20 Şubat'ta 2018’de gözaltına alınmış, iddialara göre ilk 15 gün ilaçları verilmemiş, tutuklanıp Tarsus 3 No’lu Kadın Kapalı Cezaevi’ne gönderildiğinde ise doktor raporu, cezaevi yetkilileri tarafından kaybedilmiştir. İki kez komaya giren Gülsu için doktorlar ‘cezaevinde tutulamaz’ raporu vermiş olmasına rağmen bırakılmadığı ve tedavi olamadığı için Gülsu’nun 28 Nisan’da hayatını kaybettiği iddia edilmiştir.

Bunun gibi birçok iddia ve haber toplum vicdanını derinden etkilemektedir. Bu nedenle yerleşkeleri Tarsus’ta bulunan cezaevlerini inceleme, iddiaları yerinde araştırma, sorumluları açığa çıkarma ve ihmali olan görevlileri tespit etme amacıyla Anayasa’nın 98’inci, Meclis İç Tüzüğün 104’üncü ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması için gereğini arz ve talep ederiz.

 

2 Ağustos 2018