Soruyoruz... Açıklayın

Merkez Yürütme Kurulumuzun açıklaması:

Günlerdir yazılı, görsel ve sosyal medyada tartışılan, Meclis’te soru ve araştırma önergeleri verilen bir konuda Saray-AKP iktidarı sus pus konumundadır. Konu, SADAT isimli şirkettir. Kendi açıklamalarına göre ‘gayrı nizami harp teşkilatlanmasının unsurları olan pusu, baskın, yol kapaması, tahrip, sabotaj ve kurtarma-kaçırma harekâtları ile bu harekâtlara karşı koyma faaliyetlerinin eğitimini veren’ SADAT, çok açık ki bir tür kontrgerilla yapılanmasıdır. ‘Hizmet verilen ülkelerin silahlı kuvvetlerinin ihtiyaç duyacağı her türlü harp silah, araç gereç, yedek parça, patlayıcı madde ve malzemenin tedarikinde aracılık yapan’ SADAT, şirket adı altında El Kaide türevi El Nusra, Ahrar ül Şam, IŞİD gibi gruplara lojistik destek veren, onları harekete geçiren ve siyasi iktidara bağlılığı olduğu anlaşılan bir yapıdır.

Türkiye’nin yakın tarihi derin devlet, derin operasyonlar, katliamlar, faili meçhul cinayetler tarihidir. ‘Gayrinizami harp örgütlenmesi’ maksadıyla, kimi zaman JİTEM kimi zaman Özel Harp Dairesi adı altında, devlete bağlı kurumlar her türlü hukuksuzluğa ve insanlık düşmanı her türlü faaliyete imzalarını atmışlardır. Şimdi de bir partiye ve bir kişiye bağlılığı olduğu anlaşılan derin ve karanlık yapılanmalar, örtülü ödenekle geliştiriliyor. Saray hukukuna bağlılığı olan bu yapılar, Türkiye’yi her geçen gün uluslararası ve demokratik hukuktan, demokratik siyasetten ve işleyişlerden uzaklaştırıyor; ülkeyi içinden çıkılmaz bir karanlığa sürüklüyor.

Biliyoruz ki, siyasi iktidarın derin yapılanması, bir tür kendi JİTEM’i olan SADAT'ın faaliyetlerinden ibaret değildir. SADAT, buzdağının sadece görünmüş olan kısmıdır. Siyasi iktidar, emniyet, MİT ve jandarma içinde de ideolojik olarak kendine bağlı, El Kaideci kafaya sahip, IŞİD'den farklı düşünmeyen, Saray’a bağlılığı olan amirlerden emir alan birimler ve ekipler oluşturuyor. Kürt coğrafyasında kendini 'Esedullah' vb. isimlerle tanıtan, ırkçı sloganlar atıp duvar yazılamaları yapanlar, operasyonlara katılan askerler arasındaki sakallılar ve Arapça konuşan dövmeliler de bunlardır.

Geçmiş dönemin kontrgerilla yapılarıyla bugünün yapıları, 1990'ların özel harpçileri ile bugünün SADAT’çıları ittifak içindedir. İşte bu ittifakı sürdürebilmek için insanlık düşmanı suç işleyenlere koruma zırhı verildi. Askere, güvenlik güçlerine, korucuya dokunulmazlık yasası çıkarıldı. Ama şu çok açık ki, uluslararası ceza mahkemelerinde bu yasanın hiçbir kıymeti yoktur. İç hukukta bugün için dava açılması engellenebilir, ama insanlığa karşı işlenmiş suçlarda zaman aşımı yoktur; yıllar geçse de bu işlemleri yapmış olanlar yargılanabilir. Diktatörlüklerle yönetilmiş Avrupa’dan Latin Amerika’ya kadar birçok ülkede bunun örnekleri vardır. Elbette demokrasinin yolu açılacak, bu suçları işleyen, bunlara kol kanat geren asker, sivil bürokratlar, siyasiler yargı önünde hesap verecektir.

Şimdi bir kez daha soruyoruz: SADAT ile AKP iktidarının ilişkisi nedir? Bu ilişki devletin hangi kurumlarının içine kadar işlemektedir? SADAT’ın yurtiçinde ve dışında yürüttüğü faaliyetler nelerdir? Hangi kurum veya kuruluşlara eğitim, danışmanlık veya donatım hizmeti verilmiştir? SADAT’ın eğitim kampları nerededir, eğitim almış kaç kişi vardır? Bu kişiler hangi kurum veya kuruluşlarda ve hangi bölgelerde/ülkelerde çalışmaktadır? SADAT, kurulduğu günden bu yana denetime tabi tutulmuş mudur? Denetim yapılmış ise hangi kurum ve kişiler tarafından ve hangi tarihlerde yapılmıştır? SADAT aracılığıyla Suriye’ye silahlar hangi yollarla ve kimler tarafından, kimlere gönderilmiştir? Açıklayın..

Halkların Demokratik Partisi
Merkez Yürütme Kurulu
14 Temmuz 2016