Eş Genel Başkan Yardımcımızın açıklaması:
Bugün büyük işçi katliamının, Soma maden faciasının 2. yıl dönümü. Bundan 2 yıl önce 13 Mayıs 2014'de Soma madeninde yaşamını yitiren madencileri saygıyla anıyor, ailelerinin ve yakınlarının acılarını paylaştığımızı bir kez daha ifade ediyoruz.
Ne yazık ki, aradan geçen uzun süreye rağmen ne Soma'daki katliamın gerçek sorumluları cezalandırıldı ne de yaşananlardan gerekli dersler çıkarıldı. Üstelik aileler ve yakınları için de adalet arayışı bir işkenceye dönüştü.
Soma faciasını 'kaza, kader, fıtrat' olarak doğallaştırmaya çalışan AKP iktidarında iş cinayetleri artmaya devam ediyor. AKP döneminde en az 17 bin işçi iş cinayetinde yaşamını yitirmiştir. Sadece madenlerde yaşamını yitiren madenci sayısı 1470’den fazladır. Sistematik olarak gizlenen meslek hastalıkları sonucu yaşamını yitiren emekçi sayısının ise yüz bini bulduğu tahmin ediliyor.
Bu ağır tablonun nedeni, AKP-Saray iktidarının coğrafyamızı ucuz emek cenneti yapmak için uyguladığı neoliberal; emek, kadın, doğa düşmanı politikalardır. Sermayenin iş güvenliğini maliyet unsuru gören uygulamalarıdır. Kölelik yasaları, güvencesizlik, kadın emeğinin eğretileşmesi, taşeron sistemi, göçmen emeği sömürüsü, esnek iş piyasası yaratmak için başvurulan bütün yollar iş cinayetlerine ve meslek hastalıklarına davetiye çıkarıyor, yeni Soma'ların yolunu döşüyor.
AKP-Saray iktidarı, emek, barış ve demokrasi güçlerine saldırarak, sendikaları kriminalize ederek örgütsüz, savunmasız iş piyasası yaratıyor. Yaratılan ucuz emek rejimi ile çalışan yoksullar artıyor, emekçiler banka kartlarına bağımlı hale geliyor, işsizlik korkusu işçileri can güvenliği olmadan çalışmaya sevk ediyor.
Bütün bu gerçekler ortadayken, iş cinayetlerinden işçileri sorumlu tutmak için katıksız işçi düşmanı olmak gerekir. Saray’ın Sultanı Erdoğan, iş cinayetleri konusunda yaptığı açıklamada 'sıcak diye baret takmıyorlar' diyerek işçileri iş cinayetlerinin faili olarak gösteriyor. Böyle bir zihniyet ne Soma'yı anabilir ne de timsah gözyaşlarıyla iş cinayetlerindeki sorumlulukların üstünü örtebilir.
Soma'yı anmak, Soma'dan doğru dersler çıkartmakla olur. Soma'yı anmak, emeği en yüce değer olarak görmekle, emekçinin yaşam hakkını korumakla ve emekçiye saygı duymakla olur. Soma’yı anmak, kölelik yasalarına karşı durmakla, emeğin hakları için sömürüye karşı mücadele etmekle olur. Soma'yı anmak, barışı savunmakla, ülke kaynaklarını güvenceli yaşam kurmaya ayırmakla olur. Soma'yı anmak, bütçenin militarizme seferber edilmesine karşı çıkmakla, savaşa ve yıkıma dur demekle olur.
Bizler, emeğin haklarını bütünlüklü olarak savunmak ve iş cinayetlerini durdurmak için mücadelemizi sürdüreceğiz. Soma faciasını sorgulamaya, hesap sormaya ve hesap soran ailelerle, emek örgütleriyle dayanışmamızı sürdürmeye ve ortak mücadelemizi büyütmeye devam edeceğiz.
Serpil Kemalbay
HDP Çalışma Yaşamı, Emekten Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı
13 Mayıs 2016