Şırnakta bir uzman çavuşun 13 yaşında bir çocuğu istismar etmesine ilişkin önergemiz

Şırnak Milletvekillerimiz Nuran İmir, Hüseyin Kaçmaz ve Hasan Özgüneş, 14 Temmuz Çarşamba günü Şırnak'ta 13 yaşında bir çocuğun bir uzman çavuşun cinsel istismarına maruz kalmasına ilişkin Meclis araştırması açılmasını istedi.

Daha önce de Şırnak ve ilçelerinde kolluk kuvvetleri ve kamu görevlilerinin istismarına maruz kalan çocuklara ilişkin haberlerin basına yansıdığının hatırlatıldığı önergede, hem 14 Temmuz'da yaşanan cinsel istismar vakasının hem de kolluk ve kamu görevlilerinin benzer vakalara karışıp karışmadıklarının araştırılması istendi.

İlgili araştırma önergesinde şu ifadelere yer verildi:

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA

Türkiye’de çocuklara karşı işlenen cinsel istismar suçları raporlarla ortada iken gerekli ve etkili çözüm yolları ile birlikte adli, cezai yaptırımların uygulanmaması veya göz ardı edilmesi yeni suçların ortaya çıkmasına zemin hazırlamaktadır. Şırnak’ta 14.07.2020 tarihinde bir uzman çavuşun 13 yaşındaki bir çocuğu istismar ettiği görgü tanıkları tarafından tespit edilmiş ve olay sitenin güvenlik kamerasında da görüntülenmiştir. Daha önce de Şırnak ve ilçelerinde kolluk kuvvetleri ve kamu görevlilerinin istismarına maruz kalan çocuklara ilişkin haberler de basında yer almıştır. 14.07.2020 tarihinde Şırnak merkezde yaşanan ve büyük tepki çeken cinsel istismar vakasının yeni vakaların yaşanmaması adına ayrıntılı bir şekilde incelenmesi, kolluk ve kamu görevlilerinin benzer vakalara karışıp karışmadıklarının araştırılması, istismara maruz kalan çocukların tespit edilerek psikolojik destek verilmesi, istismar uygulayan kişilerin tespit edilerek bu kişiler hakkında ağır cezai yaptırımların uygulanması amacıyla Anayasa’nın 98’inci İç Tüzüğün 104’üncü ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması için gereğini arz ve teklif ederiz.

GEREKÇENİN ÖZETİ

Çocuğa yönelik cinsel istismar, Türkiye’nin en önde gelen problemlerinden, insanlık onuruna ve insanın fiziksel bütünlüğüne yapılan korkunç bir saldırıdır. Birçok ülke bu probleme doğrudan hitap edip önlemler konusunda öncü olurken Türkiye’de problemin varlığı inkar edilmese de problemin yoğunluğunun gözlemi ve alınabilecek önlemler olması gereken karşılığı bulamıyor, konunun tartışılmasından kaçılmaktadır. Türkiye’de maalesef her gün onlarca cinsel istismar vakası yaşanmakta ve bu vakaların bir çoğu ölümle sonuçlanmaktadır. Cinsel istismar vakalarıyla alakalı yürütülen birçok soruşturma ise ya çok az ceza ile sonuçlanmakta ya da hiç ceza verilmeyerek yeni suçların yaşanmasına zemin hazırlamaktadır. Yaşanan cinsel istismar vakaları çocuklarda ve cinsel istismara maruz kalan kişilerde ciddi fiziksel ve ruhsal rahatsızlıklar yaratarak bu kişilerin derin travmalar yaşamasına sebep olmaktadır. Cinsel istismar vakaları maalesef Türkiye’de artık sıradan sürdürülebilir bir hale dönüştürüldü ve neredeyse bir kültür haline getirildi. Bunu yapanlara karşı ciddi yaptırımların uygulanmaması ile söz konusu duruma ilişkin uygulanan cezasızlık politikası ile her defasında işlenen suçların üstüne yenileri eklenmektedir. Türkiye’nin taraf olarak imzaladığı ve 2011 yılında yürürlüğe giren Çocukların Cinsel Sömürü ve Cinsel İstismara Karşı Korunmasına Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi gereği (Lanzarote Sözleşmesi) devletin sorumluluklarını önemle hatırlatır ve çocuklara karşı işlenen cinsel istismar vakalarının tespit edilerek gerekli önlemlerin alınması amacıyla Meclis Araştırma Komisyonu kurulması elzem olduğunu belirtmek isteriz.

GEREKÇE

İnsan Hakları Derneği(İHD)İstanbul Şubesi Çocuk Hakları Komisyonu'nun 2018’de hazırladığı rapora göre, cinsel suçların yüzde 46'sının çocuklara karşı işlendiği, son 16 yılda 18 yaşın altında 440 bin çocuğun doğum yaptığı ve çocuğun cinsel istismarında Türkiye'nin dünya listesinde 3. sırada olduğu belirtilmiştir. Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2019’daki verilerine göre ise güvenlik birimlerine mağdur olarak gelen çocuklara ilişkin toplam sayının 137 bin 482 olduğu, bunun 18 bin 623’ünün cinsel istismar suçuna maruz kalan çocuklar olduğu yer almaktadır. Yine 2019 yılında Ankara Barosu Çocuk Hakları Merkezi’nin hazırladığı raporda 2019 yılının ilk üç ayında 483 çocuğun, cinsel istismara maruz kaldığı açıklanmış ve Türkiye’de çocuk istismarıyla ilgili dava sayısının son 10 yılda 3 kat arttığı ifade edilmiştir.

Seçim bölgemiz olan Şırnak ve ilçelerinde şimdiye kadar kolluk kuvveti ve kamu görevlileri tarafından onlarca kez cinsel istismar vakaları yaşanmış fakat bir çok kişi ceza almamış, bazı kamu görevlilerinin ise sadece görev yerleri değiştirilmiştir. Şırnak’ın Cizre Merkez Anadolu Lisesi’nde 4 yıl önce göreve başlayan ve aynı zamanda Memur Sen’e bağlı Eğitim Bir-Sen’in okul temsilcisi olan B.E.’nin, 2018 yılından bu yana 50’ye yakın öğrenciyi mesaj yoluyla cinsel istismara maruz bıraktığı öğrenilmiş fakat söz konusu duruma ilişkin yürütülen soruşturma sonuçlanmadan B.E’nin İstanbul’da bir okula atandığı ortaya çıkmıştır. Beytüşşebap İlçesi’nde ise 2019 yılında yaşanan bir istismar vakasında bir kişi belediye personeli ve korucuların istismarına maruz kalmıştır. Yine 2020 yılında 4 öğrenciyi istismar eden öğretmen U.E gözaltına alınmış daha sonra ise serbest bırakılmıştır. Cinsel istismara maruz kalanların bir çoğu baskılardan korktukları için ya ifadesini geri çekmekte ya da şikayet dahi etmemektedir.

Şırnak ve ilçelerinde yaşanan cinsel istismar vakalarına 14.07.2020 tarihinde bir kolluk görevlisi tarafından yenisi eklenmiştir.1. Jandarma Komando Tugayı’nda görevli Uzman Çavuş A. A.’nın, 13 yaşındaki bir çocuğa yönelik cinsel saldırıda bulunduğu, çocuğun çığlık atması ardından komşuların yetişmesi ile çocuk kurtarılmıştır. Olayla ilgili açıklama yapan Şırnak Valiliği “çevreyi rahatsız eden vatandaş” ve “aşırı alkollü” söylemleri ile bir çocuk istismarı olayını basit bir adli olay gibi lanse etmiştir. 13 yaşındaki bir çocuğun ruhsal ve bedensel sağlığına saldırı olan söz konusu vakanın ‘’aşırı alkollü olmakla’’ veya ‘’çevreyi rahatsız eden vatandaş’’ söylemleri ile lanse etmek en basit tabiri ile olayın ciddiyetinin farkına varamamaktır. Bu söylemler gösteriyor ki Hükümet ve mülki idari amirler çocuk cinayetleri, çocuk istismarı ve çocuğa şiddet vakalarının durdurulabilmesi için gerekli görülen hak temelli, bütüncül çocuk politikalarının uygulama konusunda eksiktir ve yanlış politikalarla bu eksikliği gidermemektedir. Bütün bu yaşananlara ve resmi verilere rağmen cinsel istismar davalarının cezasızlık ile sonuçlandırılması cinsel istismara meşru bir zemin oluşturmaktadır.

14.07.2020 tarihinde Şırnak merkezde yaşanan ve büyük tepki çeken cinsel istismar vakasının yeni vakaların yaşanmaması adına ayrıntılı bir şekilde incelenmesi, kolluk ve kamu görevlilerinin benzer vakalara karışıp karışmadıklarının araştırılması, istismara maruz kalan çocukların tespit edilerek psikolojik destek verilmesi, istismar uygulayan kişilerin tespit edilerek bu kişiler hakkında ağır cezai yaptırımların uygulanması amacıyla Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını arz ve talep ederiz.

16 Temmuz 2020