
Eş Genel Başkanımız Sezai Temelli, seçim çalışmaları kapsamında Bitlis’in Güroymak ilçesindeydi. Burada düzenlenen halk buluşmasına katılan Temelli bir konuşma da yaptı:
24 Haziran’da hep birlikte sandığa gideceğiz. Oyumuza, irademize sahip çıkacağız. Demokrasinin önündeki barajı hep birlikte yıkacağız. Faşizme karşı omuz omuzayız, bu duvarı hep birlikte yıkacağız. Demokrasinin önünü açacağız, onurlu bir barışı hep birlikte var edeceğiz.
Biz güçlü bir program hazırladık. Tek adam rejimi bu ülkeye hiçbir yarar getirmez. Bu ülkenin tarihi coğrafyası, halkları, herkes yönetimde söz, yetki, karar sahibi olmalıdır. Yerel yönetimle güçlendirilmiş parlamenter demokrasiyi var edebilirsek kendimizi de, kentimizi de, ülkemizi de biz yönetiriz.
Saray ne derse YSK Başkanı onu yapıyor
Bizim Cumhurbaşkanı adayımızın programı tek adam rejimine son verme, çoğulcu demokrasi programıdır. Ortak vatanımızda demokratik cumhuriyeti var etme programıdır. Bir yanda Erdoğan’ın tekçi programı bir yanda Demirtaş’ın demokrasi programı. İşte bunun için tercihte bulunulacak. Bunu bildikleri için Demirtaş’a saldırıyorlar. Demirtaş zaten tutsak. Hiçbir hukuki karşılığı olmadan tutsak. Resmen rehin alınmış durumda. Tutuklu olduğu davaların savcıları, yargıçları FETÖ’den tutuklu. YSK’ya başvuruda bulunuyoruz, hatalarınızı düzeltin, Demirtaş’ın özgürlüğünü sağlayın diyoruz. Çünkü YSK bir anayasa kurumu. Seçimlerin serbest seçim ortamında yapılmasını sağlamak YSK’nin görevi. YSK diyor ki” ben sorumluluk alamam”. YSK hiçbir konuda sorumluluk alamıyor. Saray ne derse YSK Başkanı onu yapıyor. Yüzleri kızarmadan Anayasa’yı ihlal ediyorlar.
AYM bir an önce Selahattin Demirtaş’ı serbest bırakılmasını sağlamalıdır
Mahkemeye başvuruyoruz, üst mahkemeye başvuruyoruz. Reddediyorlar. Şimdi Anayasa mahkemesinin cevabını bekliyoruz. AYM bir an önce Selahattin Demirtaş’ı serbest bırakılmasını sağlamalıdır. Bu sadece seçilme hakkının ihlali değildir. Seçme hakkının da, 7-8 milyon oy alacak seçmenlerin de hakkının ihlalidir. Selahattin Demirtaş alanlarda halkla buluşmalı, programını anlatmalıdır. Bu tekçi anlayışa karşı Demirtaş her yerde programını anlatmalıdır. Seçimlere 3 hafta kaldı. AYM bu 3 haftayı berhava etmemelidir.
Suç olan talimatları yerine getiren herkesten bunun hesabını soracağız
Türkiye kritik bir seçime gidiyor. Türkiye’nin geleceği belirlenecek Bu konuda tüm kurumlar, tüm kamu görevlileri, emniyet güçleri herkes suç içeren talimatlara uymaksızın kamu görevini yerine getirmeli. Türkiye, OHAL koşullarında seçime gidiyor. Adil bir seçim için herkes üzerine düşeni yapmalı. Bu ortak vatanımız için, hepimizin geleceği için olmazsa olmaz. 24 Haziran'dan sonra Erdoğan gidiyor. O gittikten sonra bugün suç olan talimatlarını yerine getiren herkesten bunun hesabını soracağız.
Demirtaş 6-8 Ekim Kobane olaylarından tutuklu değil
Tüm bunlar ortadayken dün Cumhurbaşkanı dedi ki “7 Haziran’dan sonra yaşanan Kobane olaylarının müsebbibini neden serbest bırakacakmışız”. Bir kere Kobane 7 Haziran’dan sonra değil önceydi. Aklı karışmış, paniklemiş. Halk sağlığını bu savaşla bozdular. Ama kendisinin de akıl sağlığı bozuldu. Tarihleri karıştırıyorlar. Yalan söylüyorlar. Diyor ki, “Demirtaş’ın çağrısıyla bu olaylar oldu ve insanlar hayatlarını kaybetti.” Hayır, mahkeme kararlarında da var. Selahattin Demirtaş 6-8 Ekim Kobane olaylarından tutuklu değil. O tarihteki olay denilecek şey IŞİD’in sınır kapısını ele geçirmesidir. Eğer o kapı ele geçseydi çok büyük katliam olacaktı. Tüm dünya ayaktaydı. Sayın Demirtaş, Davutoğlu ile bu konuyu görüşüyordu. Mürşitpınar sınır kapısının açılmasını yardım sağlanmasını ve can güvenliği sağlanmasını istiyordu. Biz tüm dünyaya şu çağrıyı yaptık: herkes duyarlı olsun, Kobane’de çok büyük acılar yaşanabilir, her yere sirayet edebilir, IŞİD güçlenir. Bizim bu çabalarımız ortada. Tanıkları hala canlı. Mahkemeye çağırdık, gelmediler. Ama tarih susmaz, hakikat susmaz, HDP hakikatin sesidir. Demirtaş hakikatin sesidir.
Diyorlar ki Kobane’den dolayı 53 insan öldü. Evet, 53 kişiyi kaybettik. Onların acısı bizim acımız. Bu kirli savaşta, bu provokasyonlarda kimi kaybediyorsak hepimizden gidendir. Bunlar ortak acılarımızdır. Acılarımızda akraba olduk. Bize bu acıları yaşatan bu iktidardan hesabını hep birlikte soracağız.
Sanıyor ki Demirtaş’ı suçlayarak Kürt halkını kandıracak
Bu olaylar üzerinden Demirtaş’ı ve HDP’yi suçlayarak siyaset yapıyorlar. Hala bundan medet umuyorlar ki, sanıyorlar ki bunları söyleyerek Kürt Halkını kandırabilecek, oylarını artırabilecek. Bu halkı kandırarak buradan AKP vekili çıkaracak ve iktidara devam edecek. Bu halk AKP’ye yeterince kredi verdi,bu kredi tükendi. Burada Kürt olup Ankara’da kurt olanlara bir tek oyumuz yok.
Bugün Türkiye halkları, kadınlar, gençler, emekçiler hepimiz yan yana geldik. Bu bir demokrasi buluşmasıdır. Bu bir barış buluşmasıdır. Şimdi hep birlikte oylarımıza sahip çıkarak geleceğimizi bu iktidarın elinden kurtaracağız. Eğer bu iktidardan kurtulmazsak yolsuzluk derinleşecek, yoksulluk artacak. Savaştan da kurtulmalıyız.
Sürekli yol, köprü yaptık diyor; sanırsın otobüs firması işletiyor
Bakın hep bizi suçluyor. Bizi suçlayacağına dön 16 yıllık mazine bak. Bu ülkenin hangi sorununu çözdün? Ne zaman bunu sorsak, diyor ki yol yaptık, köprü yaptık. Sanırsın ki otobüs firması işletiyor. Yaptığın yollar boş köprülerden geçen yok. Geçsek de vergi ödüyoruz, geçmesek de ödüyoruz. Hepimiz yoksullaşmışız o hala yol, köprü yaptık. İlla bir yol yapacaksan bu ülkeden gitme yolu yap, müteahhitlerini de topla git. 24 Haziran’da bunları gönderiyoruz, faşizmin çöplüğüne hep beraber süpürüp atıyoruz.
Saray’ı kapatmadan hiçbirimize kurtuluş yok.
Bunlar tek adamcı zihniyet, demokrasi bilmezler. İşte Bitlis yaşıyor bunu. Kayyum zulmü altında yaşıyor. Sevgili Mehmet Özkan, tutuklu belediye başkanımıza da selamlarımızı yollayalım. Onlarca belediye başkamız bugün tutuklu. Bir suç işledikleri için değil. Bu kayyumcu zihniyet demokrasiye yabancı olduğu için. Kayyum atayarak aslında buraların kaynaklarını bu kayyum eliyle alıp Ankara’nın kara deliklerine taşımak istiyorlar. Öyle bir iştah var ki bunlarda doymak bilmiyorlar. O yüzden bu Saray’ı kapatmadan hiçbirimize kurtuluş yok.
Sarayı yetmezmiş gibi bir de yazlık saray yaptırıyor. 240 bin ağaç kesmiş yazlık saray için. İşte bu kıyım politikasından kurtulmamız gerekiyor.
Yabancı tröstlerle anlaşıp Bitlis’in tütün üreticisine ‘aç kalacaksın’ diyorsun
Bitlis’te 3 kişiden biri işsiz. Bitlis’in tekel fabrikası vardı. İlk fırsatta fabrikayı kapattılar. Bugün tütün piyasası yabancı sigara tröstlerinin elinde Bu ülkede tütün üreticisi yoksullaştı. Ne istiyorsun tütün üreticisinden. Sen sigaraya karşı olsaydın, halkın sağlığını düşünseydin yabancı sigara firmalarıyla anlaşıp bu üreticiyi mağdur etmezdin. Tütün üreticisinin hakkını korumak, onun ekilebilir, arazisini korumaktan geçerdi. Sen tütün üreticisine aç kalacaksın diyorsun. Aç da kalmayacak, yoksul da kalmayacak.
Halkın emeğiyle var edilen fabrikaları zararına satıyorlar
Bunlar bir grup müteahhitle bu devranın döneceğini sanıyorlar. Buna son vereceğiz. Önce kadınlar söylemişti, bu böyle gitmez diye şimdi hep birlikte söylüyoruz, bu böyle gitmeyecek!
Bitlis’te şeker pancarı ekiliyor. Buradan 50 km ötede şeker fabrikası var. 14 şeker fabrikası vardı. 1 milyon insanın hayatını etkiliyor. Muş’taki şeker fabrikasını da satmışlar, bugün onaylanmış. Halkın emeğiyle var edilen fabrikaları zararına satıyorlar. Tek dertleri bir an önce daha fazla para bulup zenginliklerine zenginlik katmak. Yandaş müteahhitleriyle, akrabalarıyla saltanat peşindeler. Bu saltana izin vermeyeceğiz. 24 Haziran hesap sorma günüdür.
Gelir dağılımını düzeltmeden bu ülkeye adalet gelmez. Öncelikli olarak gelir dağılımını düzelteceğiz. Çok kazanandan çok vergi alacağız. Bu haksız gidişe son vereceğiz.
Halka ait olan tüm fabrikaları geri alacağız
3.Havaalanı yaptırdığı müteahhide 25 yıllık akaryakıt ihalesini de vermiş. Gider ayak benden sonrası tufan diyor. Her şeyi yağmalama peşindeler. Ama tüm bunların hesabını soracağız. Tüm bu ihaleleri yeniden ele alacağız. Halkın yararına yeniden düzenleyeceğiz.
Kamuya yani bize, halka ait olan tüm fabrikaları geri alacağız.
HDP’nin sesi geleceğin sesidir
Ziraat Bankası kredisiyle medya kuruluşu aldılar. Yandaş medyayı havuzu büyüttür, bizler dedik bütün medyayı al. Bugüne kadar nasıl ki diz çökmedik gene diz çökmeyeceğiz. Bu sesi her yere ulaştıracağız. HDP’nin sesi geleceğin sesidir.
Yarın sandık görevliliği için son gün
24 Haziran’a kadar her kapıyı çalacağız, her eve gideceğiz. Hakikati anlatacağız. Kurtuluşun birlikte olduğunu anlatacağız. Herkesi bu mücadeleye davet edeceğiz. 7 gün 24 saat çalışacağız. Sandık görevlisi olmak için yarın son gün. Hala sandık görevlisi, müşahit olmamış gençler, beyaz saçlı gençler varsa yarına kadar herkes, HDP’ye başvursun. Tüm tutsak arkadaşlarımız, tüm mağdur arkadaşlarımızı bizden bunu bekliyor. Bu bizim boynumuzun borcudur.
Sandığı evine de götürse karşısına çıkacağız
Bunlarda hile çok, oyun çok. Aslolan hileyi bozmaktır. Bizde de bu feraset var. Biz bu oyunu bozacağız. Her türlü hilelerini bozacağız. Bir seçim kanunu çıkardılar. 16 Nisan hilelerine yasal kılıf hazırladılar. Şimdi de sandıklarımızı bizden kaçırıyorlar. Sadece Bitlis’te 7 binden fazla seçmen oy kullanamasın diye sandıkları kaçırıyorlar Tüm bölgede 270 bin kişinin sandığa ulaşmasını engelliyorlar. YSK 144 bin diyor, ama biliyoruz ki daha fazla seçmenin sandığa gitmesine engel olacaklar. Çünkü bu bölgede HDP’nin oyları yüzde 80-85. Şimdi onlara bir sürpriz yapacağız. Sandığı nereye götürürlerse götürsünler sahip çıkacağız. Nereye götürürlerse götürsüner. Evine de götürse karşısına çıkacağız. Resmi rakam açıklanana kadar da ayrılmayacağız.
7 Haziran’da yarım bıraktığımız işi, 24 Haziran’da tamamlayacağız. 1. Turda da 2. Turda da Demirtaş diyeceğiz. 1 oy Demirtaş’a,1 oy HDP’ye. Bu sayede bu ülkenin önündeki, demokrasinin önündeki barajı aşacağız. Bizler umudun yolcularıyız. Bizler yürüdükçe barışın yolu açılır. Dönen dönsün yolunda, biz dönmeyiz.
2 Haziran 2018