
Eş Genel Başkanımız Sezai Temelli, Gençlik Meclisimizin düzenlediği bahar şöleninde konuştu:
Selahattin Demirtaş Edirne Cezaevi’nde tutsak ama en sahici mücadeleyi halkların adayı olarak Selahattin Demirtaş yürütecek.
Bundan kuşkumuz yok. Çünkü bu fikirleri tutsak edecek bir hapishane henüz var edilemedi.
Bu mücadeleyi 40 yıldır sürdüregelmiş bir partiyiz. Belki 5 yaşındayız, ama arkasında 40 yıllık bir mücadele birikimi var. Hala genciz. Genç başladık, genç bitireceğiz.
Neden adayımız tutsak, neden meydanlarda değil? Kimse cevap veremiyor. Tutuklu olduğu davanın dosyaları FETÖ’cü savcılar tarafından hazırlanmış. Bu savcılar ya cezaevinde ya yurt dışına kaçmış, ama Selahattin Demirtaş tutuklu. Bugünkü Anayasa ihlal edilerek tutuklu ve biz bu koşullarda Cumhurbaşkanlığı seçimine gidiyoruz. Önemli olan bizim programımız, bizim sözümüz.
Biz adayımızı belirlerken de tüm topluma sorduk. Gelin hep birlikte belirleyelim dedik. Çünkü HDP Türkiye’nin partisidir. Bugün herkes kimliği ile, statüsü ile HDP’ye gelerek siyaset yapabilir. Ayrımcılık, düşmanlık yoktur. Nefret söylemi yoktur. Adayımız tam da partimizin ilkelerine uygun bir adaydır.
HDP’ye karşı özel bir kampanya yürütülüyor
Parti içinde bir aday belirleyecek olsak Selahattin Demirtaş’ı belirleyecektik. Ama nereye gitsek herkes bize Demirtaş’ı önerdi. Ne mutlu bize ki, adayımız Türkiye’nin adayı olmuş durumda. Bugün HDP’ye karşı yürütülen düşmanca bir tutum var. Bunlar aslında bizim mücadelesini verdiğimiz fikirlere de düşmanlar.
Bugün buradayım, ama bu sabah Brüksel’e gidiyordum. Fakat giderken yurt dışına çıkamazsın dediler. Neden? HDP’li olmamdan dolayı. Çünkü HDP’ye karşı özel bir kampanya yürütülüyor. Bu kampanyada herkes var, bu kampanyanın karşısında da HDP var. 7 Haziran’dan beri HDP’ye karşı yürütülen bir kampanya ile karşı karşıyayız.
Biz de diyoruz ki, bize karşı yürütülen bu kampanya Türkiye halklarına karşı yürütülen bir kampanyadır. 24 Haziran’da bu düşmanlığa hep birlikte son vereceğiz.
Sadece Erdoğan değil, başkaları da heves ediyor bu işe. Hepsi bir olmuşlar, HDP’ye karşı kampanya yürütüyorlar. Bu bizim gücümüzü gösteriyor. Hepsi heves ediyor. Erdoğan’a verdik ya mesajı, ötekilere de verelim, “sizleri de başkan yaptırmayacağız.”
Adayımız o Saray’ı boşaltmak için kazanacak
Bizim programımızın gücü buradan geliyor. Birileri başkan olsun, tekçilik olsun istemiyoruz. Söz, yetki, karar halkta olsun diyoruz. Yerel demokrasiyle güçlendirilmiş bir parlamenter demokrasi için mücadele ediyoruz. Bizim adayımız kazanacak. Ama Saray’da oturmak için kazanmayacak. O Saray’ı boşaltmak için kazanacak.
HDP halkların partisidir, halklar şimdi iktidara yürüyor
Cumhurbaşkanlığı sistemini kabul etmiyoruz. Bu sisteme son vermek için mücadele edeceğiz. Dolayısıyla bizim sözümüz kurulduğumuz gün verdiğimiz söz gibidir. Halkların kentini de, kendisini de yöneteceği bir sistemdir bu. Temsiliyetin herkesi kapsadığı bir parlamenter sistemdir. HDP bu anlamda en yüksek temsiliyeti sağlamış bir partidir. Bu temsiliyeti Meclis’e taşımak esastır. Mevcut vesayeti yeniden üretmek değildir esas olan. O gelmiş bu gitmişle değil, halkın gelmesiyle var olan bir partidir HDP, halkların partisidir, halklar şimdi iktidara yürüyor.
Statükoyu kırmak gençlerle mümkün
Sandıklarda bunu göstermeliyiz. HDP, bu kampanya süresince kararlılıkla mücadelesini yükseltecek. 25 Haziran günü bu mücadele bitmeyecek, ama 25 Haziran’da mücadelemiz bugünden daha güçlü olacak. 24 Haziran’a kadar yapacağımız çalışmalar, 25 Haziran sonrasında bize yol gösterecektir. Daha yaygın örgütlenmiş bir sonuçla 24 Haziran’dan çıkacağız. Bunu da ancak sizlerle, genç bir siyasetle yapabiliriz. Siyasete gençlerin katkısıyla yapabiliriz. Bugünkü statükoyu kırmak ancak gençlerle mümkündür.
Gençlerin siyasetten dışlanması politik bir eğilimdir. Buna karşı gençler siyasette var olarak, genç siyaseti var ederek bu statükodan kurtarabilir bu ülkeyi. O yüzden tüm gençleri siyaset yapmaya çağırıyoruz. Bu ancak birlikte başarabileceğimiz bir şey. Bugün seçim çalışmalarımızla, yarın örgütlenme çalışmalarımızla ve demokrasi mücadelemizle mümkün olacak.
Eğer gençler siyasette yoksa, zaten vesayet kendisini yeniden yeniden üretiyordur. Kadınlar ve gençler statükoyu parçalayan güçlerdir. Bu olmadığı sürece erkek siyaseti bu vesayeti yeniden üretir. Vesayetin üretilmesi darbe mekaniğinin yeniden üretilmesidir. Bakın yeniden üretiliyor darbe mekaniği. Türkiye hep işe seçimlerle başlar, demokrasi vaat edenler iktidara gelir. Ama içindeki o darbe mekaniği; gençlerden, kadınlardan, işçilerden, halklardan yoksun bırakılmış o sistem bu mekaniğin bir sonucudur. Bugünkü tekçi sistem de bu mekaniğin sonucudur. Bunu kırmak birlikte örgütlenmekten, gençlik siyasetini hakim kılmaktan geçiyor.
Genç siyaseti faşizmle mücadeleden geçiyor
Siyasi partiler gençlere kontenjan ayırıyorlar, gençleri çalışmaya, afiş asmaya çağırıyorlar. Bir de birkaç genç aday göstererek “seçilme yaşını 18’e düşürdük” diyorlar. Genç siyaseti bu değil. Genç siyaseti faşizme, vesayete karşı yapılacak mücadeleden geçiyor. Tam da bu siyaseti yükseltmenin zamanıdır. Tam da bu siyaseti görünür kılmanın zamanıdır, bunu da ancak HDP’deki gençlerle var edebiliriz.
Tüm gençleri davet ediyoruz. Diyoruz ki, “gelin aday adayı olun, gelin birlikte siyaseti örgütleyelim. Mahallelerimizde, sokaklarımızda iş yerlerimizde örgütleyelim. Değiştireceksek bunu gençlerle başarabiliriz. Gençlerin olmadığı yerde Türkiye’nin önünün açılması mümkün değildir.
Ölümler olmasın diye siyasete müdahil olmak zorundayız
Gençliğe karşı düşmanlığın altında yatan da bu. Bugün iktidar ölüm sayıyor. Her gün rakam sayıyor. Gençlerin ölümleri üzerinden kendi iktidarlarını var ediyorlar. Ölümler olmasın diye siyasete müdahil olmak zorundayız.
HDP’ye karşı bir baraj ittifakı kurdular
Hepsi tekçi. Hepsi tek tek sayıyor. Bu anlayış ülkeyi her geçen gün kötü bir yere getiriyor. Bu kayıkçı kavgası da aynı yere sürükleyecek. Bir yanda cumhur ittifakı, bir yanda millet ittifakı. Bir de bir arada yaptıkları ittifak var, o da baraj ittifakı. HDP’ye karşı bir baraj ittifakı kurdular. Daha önce yıktık, bir daha getirdiler, bir daha yıktık. 24 Haziran’da da yıkacağız. Taş olup başlarına düşeceğiz. Hepsi bu barajın altında kalacak.
HDP’ye baraj yapmak demek aslında Kürt halkını dışlamak demek, Kürt düşmanlığını yeniden üretmek demek. Bu sistem düşmanlık üzerine kurulmuş bir sistem. Barajın da nedeni bu. Sadece Kürt halkına değil; emekçilere, gençlere, kadınlara, esnafa, çiftçilere tüm mağdurlara siyaset yapma hakkını engelleyen bir sistem.
Bu barajı bir daha yapılamaz şekilde yıkacağız. O yüzden 24 Haziran’da parlamentoya çok güçlü bir şekilde döneceğiz. Çünkü HDP parlamentoda olduğu sürece halkların, hakikatin, gençlerin sesi orada olacak. Gençlik meclisi bu anlamıyla çalışmalarını güçlendirmelidir. Eğer siyasete gençler yön verecekse bu meclis çalışmaları dünden çok daha önemlidir.
24 Haziran, evet önemli bir uğraktır. 25 Haziran’da HDP çok daha güçlü bir şekilde yoluna devam edecektir. Önümüzdeki dönemin en ciddi programı hızlı bir demokratikleşme programı olmak zorundadır. Cumhurbaşkanı adayımız da, milletvekili adaylarımız da programımızı ev ev, sokak sokak herkese anlatacaktır.
Partili Cumhurbaşkanlığı kabul edilebilir bir sistem değildir. 16 Nisan Referandumu ve o günden bugüne geçen sürede bunun Türkiye’ye getirdiği zulmü, şiddeti, savaşı hep birlikte izledik. Partili Cumhurbaşkanlığı sistemini kabul etmiyoruz. Biz halkların bizzat kendi temsiliyeti ile var olacağı bir sistemi savunuyoruz. O yüzden yerelden başlayarak tüm meclislerimizde söz, yetki, kararın emekçilerde, kadınlarda, gençlerde olmasını istiyoruz. Gençlik meclisleri de bu anlamda büyük önem taşıyor.
Cumhurbaşkanlığı sistemine karşı mücadele önceliğimiz olacak
Cumhurbaşkanlığı sistemine karşı mücadele önceliğimiz olacak. Bu Erdoğan’ın kendisi için uydurduğu bir sistemdir. Uydurma bir sistemdir. Siyasi literatürde bir karşılığı yoktur. Bu sistemi meşru kılacak her türlü şeyden uzak duracağız. Bunu meşru kılacak her türlü adımı da teşhir edeceğiz. Bir vaat yarışı değil tam da bu sisteme karşı hep birlikte bir mücadelenin içinde olacağız.
HDP bu ülkede halkların umududur. HDP umudun partisidir. HDP bu ülkede demokrasi mücadelesi veren, onurlu barış mücadelesi veren halkların, emekçilerin, Arapların, Alevilerin, Hristiyanların, Kürtlerin, Ermenilerin, Pomakların, Arapların, Êzidîlerin, mütedeyyinlerin partisidir. Bu ülkede nefes alan, varım diyen herkesin partisidir. Vardık, varız, var olacağız.
Emek sermaye çelişkisinin ne olduğunu en iyi bilen partiyiz. Bize diyorlar ki “kimlik siyaseti yapıyorsunuz.” Biz hem kimlik hem sınıf siyaseti yapıyoruz. Sınıf mücadelesi kimliklerle olur. Kimlik mücadelesinin kendisi bizzat sınıf mücadelesidir. O yüzden Türkiye’nin sol partisi HDP’dir, devrimci partisi HDP’dir.
Kimlik siyaseti ile sınıf siyasetinin buluştuğu bu güçlü partiye karşı hepsi sağdan sayarak hesap yapıyor. Biz de soldan sayıyoruz. İşçilerden, kadınlardan, emekçilerden yana hep birlikte soldan sayıyoruz. Bu hesabı HDP 24 Haziran’da bozacak.
5 Mayıs 2018