Sezai Temelli: Bu iktidardan kurtulamazsak bütün kazanımlarımız yok olacaktır

Eş Genel Başkanımız Sezai Temelli'nin Ankara'da düzenlediğimiz deklarasyon toplantısında yaptığı konuşma:

Bugün Türkiye’nin ve Ortadoğu’nun içerisinden geçtiği tarihsel kırılma anında bir araya geldik. Şu günlerde karanlığın en zifiri halini yaşıyoruz. İnsanlarımız yoksulluktan dolayı intihar ediyorlar. Gençlerimiz geleceksizlik, kadınlar her türlü eşitsizlik, işsizler çaresizlik içerisinde geleceği göremiyorlar. Ekonomik ve siyasi kriz geleceğimizi görünmez kılıyor. “Yoksulum” demenin, “iş-aş istiyorum” demenin, barış istemenin suç sayıldığı bir rejim içindeyiz. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, kısa adıyla Saray rejimi. 

AKP-MHP ittifakı kurmaca bir istisna hali yaratmıştır

Bugün kamu hukuku ile siyasi olgu arasında bir dengesizlik var. Bu dengesizlik hukukun askıya alındığı bir istisna halinin sürekliliğini var ediyor. OHAL dönemiyle biçimlenen bu yeni hal Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin temel karakteridir. AKP-MHP ittifakı kurmaca bir istisna hali yaratmıştır. İstisna hali özel bir hukuk değildir, hukukun askıya alınmasıdır. Tam yetkili, yasaları askıyla alan ve kararnamelerle hareket eden tek adam rejimi demokratik siyaseti tümüyle tasfiye etme peşindedir. Durduramazsak, yıkamazsak, bu istisna hali bizi totaliter bir rejime sürükleyecektir. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. bBz bu gidişatı durdurabiliriz… Ama bundan önce bu gidişatı durdurabileceğimizi tüm Türkiye’ye duyurmuş olduk. Toplum yan yana geldi siyaseti toplumsallaştırdık, siyaset toplumsallaştı. Bir seçenek yarattık. 31 Mart önemli bir eşikti. Ve gelecekte, tarihe dönüp bakıldığında 31 Mart’ın ne denli önemli bir eşik olduğu çok daha iyi anlaşılacak. 

Bu sisteme en güçlü yanıtı Kürt halkı Türkiye halkları, kadınlar ve emekçiler verdi

31 Mart'a karşı bu faşist iktidar saldırıya hemen geçti. İlk günden, kayyım kararnameleri hazırlanmaya başladı. Biliyordu ki yıkılıyor. Biliyordu ki ayakta kalmasının yegane yolu savaş politikaları, kayyım rejimiydi. O yüzden kayyımda ısrar ediyor, o yüzden demokratik siyaseti 2016’dan beri tasfiye etme peşinde. Buna karşı en güçlü yanıtı İstanbul’a kayyım atadığında, 23 Haziran’da yine biz verdik. Güçlü bir şekilde bu rejimi, kayyım rejimini kabul etmeyeceğimizi bir kez daha gösterdik. 24 Haziran’da hayata geçen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin birinci yılıydı. Daha bir yıl dolmadan tükenmiş olan bir sisteme en güçlü yanıtı Kürt halkı verdi, Türkiye halkları verdi, kadınlar verdi, emekçiler verdi. 

Bu iktidardan kurtulamazsak bütün kazanımlarımız yok olacaktır

İktidar bir kez daha saldırmaya devam etti. Çünkü heybesinde siyasete dair bir şey kalmamıştı, tükenmişti. O yüzden de 19 Ağustos’ta bir siyasi darbe gerçekleştirdi. İktidar hala bu otoriter rejimle hala bizim geri adım atacağımızı sanıyor. Ama biz mahallemizde, evlerimizde, iş yerlerimizde örgütlü mücadelemizle, geçmişimizden aldığımız güçle bunu hayata geçirdik. 19 Ağustos’tan sonra da böyle yaptık ve tüm Türkiye’ye tüm dünyaya bir çağrı yaptık. Savaşa karşı çıkan kayyım rejimine karşı çıkmadan bu iktidardan kurtulamayız.

Gelin omuz omuza verelim, gelin şu an yan yana duralım. Bu iktidardan hep birlikte kurtulalım. Şimdi bu iktidardan kurtulma zamanı. Bunu başaramazsak bütün demokratik kazanımlar, bütün haklar yok alacaktır. Tarihte bunun örnekleri çok. Bugün faşizmden post-faşizme bu otoriter rejimlerin baskısı altındayız.

Cezaevlerindeki yoldaşlarımızla, halkımızla bir tutum belgesi hazırladık

Ama umutsuz değiliz. Demokrasi ittifakında buluşarak yan yana gelerek. 31 Mart’ta nasıl güçlü bir adım attıysak şimdi bunu hep birlikte başarabiliriz. Bugün şimdi tüm kurumlarımızla, cezaevindeki yoldaşlarımızla ortaklaşarak, bir tutum belgesi hazırladık. Bu aynı zamanda halkımızla var ettiğimiz bir siyasi mücadelenin yol haritasıdır. Şimdi bunu sizlerle paylaşacağız. 

20 Kasım 2019