Şehir hastanelerinin kamuya uğrattığı zararı Meclis gündemine taşıdık

Meclis Grup Başkanvekilimiz Fatma Kurtulan, şehir hastanelerinin kamuyu uğrattığı zararın araştırılması için Meclis Başkanlığı'na bir araştırma önergesi sunmuştur:

GEREKÇE

Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın 3. fazı olarak nitelendirilen Şehir hastaneleri süreci, Temmuz 2006’da sağlık hizmetlerinde “Yap-Kirala-Devret” olarak adlandırılabilecek “Kamu Özel Ortaklığı Modeli” ile ilgili uygulama yönetmeliği devreye girmesi ile başlamıştır. Uygulamaya girdiği günden bu yana sürekli eleştirilerin odağında bulunan Kamu Özel Ortaklığı Modeli ile Hazine adına kayıtlı ve sağlık tesisi yatırımı için elverişli taşınmazların, Sağlık Bakanlığı adına tahsisi gerçekleştirilecektir. Bu modelin somut hali dev yapılar olarak göze çarpan şehir hastaneleridir, en önemli örneklerinden biri ise Mersin Şehir Hastanesi’dir. 

Mersin Şehir Hastanesi için yüklenici firmaya sadece kira bedeli olarak aylık 11 milyon TL, yıllık 132 milyon TL ödenmektedir.  Yıllık ödenen 132 milyon TL üzerinden, 5 yıllık kira parası ile bu hastaneyi yapmak mümkün iken, tam 20 yıl boyunca yüklenici firmaya yılda 132 milyon TL para ödenecektir. Ayrıca, kira bedeli dışında 19 kalem hizmete (Yemek, temizlik, güvenlik, otelcilik, görüntüleme, laboratuvar gibi tıbbi olan ya da olmayan hizmetler) karşılık ayda 30 milyon TL yani yıllık 360 milyon TL daha yüklenici firmaya para ödenmektedir. Bu hesapla yüklenici firmaya ayda toplam 40 milyon TL civarında para verilmektedir. Hastanenin ortalama aylık gelirinin 30 milyon TL olduğu düşünüldüğünde her ay yaklaşık 10 milyon TL açık verilip, bu miktar da bütçeden karşılanmaktadır. 

Mersin Şehir Hastanesi’ne yönelik en çok eleştirilen konuların bazıları; hastanenin şehirden uzaklığı nedeniyle merkez ilçelerden bile hastaneye ulaşmanın zorluğu, şehir içi ulaşım araçlarının hastane kapısına gelmesine izin verilmemesinden dolayı hastaların yaklaşık 1.100 metrelik yolu yürümek zorunda bırakılması, hastanenin büyüklüğü, hastane içerisinde merdiven olmaması ve ulaşımın sadece asansörle yapılması hasta ve çalışanların zorlamaktadır. 

Yüklenici firma ile anlaşma sonucu hastaneye yüzde 70 doluluk garantisi verilmiştir. Bu doluluğun sağlanması için Toros Devlet Hastanesi özellikle travmalı hastalara hizmet veren Göğüs Cerrahi, Beyin Cerrahi, Kardiyovasküler Cerrahi benzeri hastalara acil poliklinikte hizmet vermemekte ve 112 ambulansları bütün acil travmalı hastaları Şehir Hastanesine götürmektedir. Bu nedenle gerek doktor ve gerekse de diğer sağlık çalışanları tükenmişlik sendromu yaşamaktadırlar. 

Taşeron olarak uygulanan hizmetler ile ticari alanların işletilmesi özel ortağın tekelinde olmaktadır. Nitekim 25 Temmuz’da bunu doğrulayan bir açıklama Mersin Şehir Hastanesi’nin yüklenici firması CCN Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Murat Çeçen’den gelmiştir, Çeçen’in “hastane boş da olsa dolu da 25 yıl kira alacağız” sözleri kamuoyuna yansımıştır. 

Sayıştay’ın Nisan 2018’de yayınladığı ve ana gövdesini şehir hastanelerinin oluşturduğu Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu 2017 yılı Denetim Raporu’nda da onlarca usulsüzlük tespit edilmiş, on kişilik denetim heyetinin başkanı rapordan sonra görevden alınmıştır. Rapor içeriğindeki bulgulara göre hizmete giren şehir hastanelerine ait varlık ve yükümlülüklerin kayıt edilmediği, devlet tarafından şirkete yapılan 'kira ödemelerinin hatalı muhasebeleştirildiği' ve 'muhasebe içi envanter işlemlerinin yapılmadığı' ortaya çıkmıştır. 

Bütün bu nedenler şehir hastaneleri modelinin kamuyu açıkça ciddi zarara ve mağduriyete uğrattığını gözler önüne sermektedir. Dolayısıyla şehir hastanesi modeli tekrar ele alınmalı, sözleşmelerinin açık ve şeffaf olan, hastane içi ve hastaneye ulaşım bakımından hastaların ulaşımını kolay olan bir modele dönüştürülmelidir.  Kamunun, sözleşmenin mevcut haliyle uğradığı zarar, usulsüz ve şeffaf olmayan çalışma şeklinden dolayı yüklenici firmalardan tahsil edilmeli, şehir hastanelerini bütünlüklü ele alan ve kamu yararına dönüştürülmesine ön ayak olabilecek bir meclis araştırma komisyonunun kurulmasını Anayasa’nın 98’inci, Meclis İç Tüzüğün 104’üncü ve 105’inci maddeleri gereğince arz ve talep ederiz.

 

3 Ağustos 2018

Etiketler: #fatma kurtulan