HDP Şırnak Milletvekili ve Soma Maden Kazası Araştırma Komisyonu Üyesi Faysal Sarıyıldız, Soma Maden Kazası Araştırma Komisyonu'nun Soma'da yaşanan facia ile ilgili hazırladığı rapora ilişkin Meclis'te basın toplantısı düzenledi. Sarıyıldız, 13 Mayıs 2014 tarihinde Manisa'da Soma Kömür İşletmelerine bağlı Eynez bölgesi maden ocağında meydana gelen facianın son yüzyılın en büyük iş cinayetlerinden biri olarak kayıtlara geçtiğini belirterek, Soma katliamının nedenleri arasında havalandırma sistemlerindeki sorunlar, kaçış yolları yetersizliği, kişisel koruyucu donanımların yetersizliği gibi altyapı ve teknolojik sorunlar olmak ile beraber 301 maden işçisinin yaşamını yitirdiği Soma Katliamı'nın birinci dereceden failinin rant hırsı için işçilere kölece bir yaşamı reva gören neo-liberal sistem olduğunu ifade etti.

Sarıyıldız'ın açıklaması şu şekilde:

"13 Mayıs 2014 tarihinde Manisa’da Soma Kömür İşletmelerine bağlı Eynez bölgesi maden ocağında meydana gelen facia son yüzyılın en büyük iş cinayetlerinden biri olarak kayıtlara geçti. Soma Katliamının nedenleri arasında havalandırma sistemlerindeki sorunlar, kaçış yolları yetersizliği, kişisel koruyucu donanımların yetersizliği gibi altyapı ve teknolojik sorunlar olmak ile beraber 301 maden işçisinin yaşamını yitirdiği Soma Katliamı’nın birinci dereceden faili rant hırsı için işçilere kölece bir yaşamı reva gören neo-liberal sistemdir. Bu neo-liberal sistemin ekonomik ve politik organizasyonun icracısı ise AKP Hükümetidir.

AKP hükümetinin neoliberal politikaları –Soma ve Ermenek’te görüldüğü üzere- 18. Yüzyıl vahşi kapitalizmine doğru bandı geri saran bir fıtrata sahiptir. “Bu işin fıtratında var”, “bırakınız yapsınlar bırakınız geçsinler” düsturunun abdestli bir veçhesi olarak hayatımızı kabusa dönüştürmeye devam etmektedir.

Türkiye’de madencilik alanında sermaye birikimi ucuz işçilikle sağlanıyor. Ucuza üretmek için iş, alt işverenlere bölünüyor. Böylelikle üretim maliyetlerini düşürmek adına standartlar ve yasalar ihlal ediliyor. Aşırı zorlamayla üretim miktarları artırılıyor. Bunun her ikisi de işçinin sırtından sağlanıyor. İşte Soma faciası bu modelin, bu sistemin sonucudur.
Soma'da yaşanan felakete, şirketin "ne pahasına olursa olsun, maliyeti düşürme ve üretimi kesintisiz sürdürme" politikası neden olmuştur. Soma Katliamı, teknik düzeydeki sorun ve eksikliklerin ötesinde siyasi iktidar ve sermayenin müşterek teşebbüslerinin icraatı olduğunu bütün çıplaklığıyla bir kez daha ortaya koymaktadır.

AKP’nin kalkınma modeli emek sömürüsü ve işçi katliamları üzerinden şekillenmektedir. AKP Hükümeti’nin övünç duyduğu göklere erişen yüksek kulelerin, kurulan her bir ışıltılı AVM’nin, devasa büyüyen holdinglerin, TOKİ’lerin, HES’lerin altında işçi emeği, işçi kanı ve işçi canı vardır.

Soma Katliamının temel nedenlerinden olan taşeronlaştırma, üretim zorlaması , denetim zaafiyeti ve rödovans dışında önemli etkenlerden biri Türkiye’de uygulanan yanlış tarım politikalarıdır. Katliamın meydana geldiği bölgenin geçim kaynağı olan tütüncülük ve pamuk bitirilirken, bağcılıkta bitirilme noktasına getirildi. Hayvancılık sektörü tarım sektöründen çok daha önce tedavülden kaldırıldığı için en son göz dikilen tarımsal faaliyet alanı ise zeytincilik olmuştur . Oluşan tabloda hanede yaşayan erkeklerin tarlalardan madenlere inme öyküsü tam da burada başlıyor: Kitleler halinde işsiz kalan insanlar barınma, beslenme, güvenlik gibi asgari ihtiyaçlarını karşılamak için değersizleşen yeni bir yaşam tarzını kabul etmeye zorlanmıştır. İnsanlar ilkel maden koşullarına bu şekilde mecbur bırakılmıştır.

Soma’da ölümün sürekli kol gezdiği şartlarda çalışan binlerce işçi, 4 gün önce telefonlarına gelen mesajlar ile Türkiye’deki işsizler ordusuna katıldı. Soma Katliamının işçilere faturası ÖLÜM ve AÇLIK oldu. Bir yandan bin odalı saraylarda yaşayan bir zümreler topluluğu diğer yandan açlık, sefalet ve ölümün insanlara reva görüldüğü bir “Yeni Türkiye” gerçeği karşımızda bulunmaktadır.

Soma'da yaşanan işçi katliamının taşeronlaştırma, piyasalaştırma ve özelleştirme uygulamalarından bağımsız ele alınamayacağı gerçeğidir. Ancak Komisyon hazırladığı raporda BÜYÜK İŞÇİ KATLİAMINI teknik eksiklikler üzerinden değerlendirerek, olayın siyasi ve ekonomik arka planını örtbas etmeye çalışmıştır. Olayın gerçek nedenleri büyük oranda teknik eksiklikler üzerine kurulunca çözümler de bu doğrultuda olmaktadır. Oysa, gerçek neden ucuz iş gücü üzerine kurulu üretim modellemesinden kaynaklanmaktadır. Soma gibi karşımıza çıkacak nice felaketin asıl müsebbibi olan neo-liberal iktisadi politikalarının yarattığı aşırı kâr hırsının araçları olan emek sömürüsü, esnek çalışma rejimi, güvencesiz çalışma, rodövans, havza madenciliği, taşeron ve işçilere dayatılan örgütsüz yaşamdır. 301 maden işçisinin yaşamını yitirdiği Soma maden katliamıyla, taşeron çalıştırmanın vahşi boyutu, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin yetersizliği, devletin denetimsizlik ve cezasızlıkta ısrarı bir kez daha ayyuka çıkmıştır.
Meclis Soma Araştırma Komisyonu hazırladığı rapor kimi bazı doğru tespitleri içermekle birlikte işçi katliamlarının temel nedenini oluşturan üretim sistemi ve çalışma düzenini değiştirecek herhangi bir önermede bulunmamakta, patronların ve hükümetin sorumluluğunu örtbas etmeye çalışmaktadır.

Bu nedenle Halkların Demokratik Partisi olarak; sermayenin çıkarları ve hükümetin politikalarının etkisi altında kalınarak hazırlanan, emekçilerin, toplumun beklentilerine yanıt vermeyen ve iş cinayetlerine çözüm olmayan Soma Meclis Araştırma Komisyonu Raporuna ŞERH koyuyoruz.

HDP, gerek Soma katliamının aydınlatılması ve gerçek sorumluların cezalandırılması için gerekse işçi katliamlarına neden olan üretim sistemi ve çalışma düzeninin değiştirilmesi için yasama sürecinde, işçileri örgütleyerek ve sokakta mücadelesini sürdürecektir."

05.12.2014