Sancar: Yürüyüşümüz, özgürlük, eşitlik, demokrasi, adalet, iş ve aş yürüyüşüdür

Darbeye Karşı Demokrasi Yürüyüşümüz kapsamında Hakkari ve Edirne’den Ankara’ya olan yürüyüşün startını verdik. İlk olarak Hakkari’de bir araya gelen milletvekillerimiz, MYK ve PM üyelerimiz ile yöneticilerimiz yoğun polis ablukasına ve engellemesine rağmen Hakkari İl binamız önünde açıklama yaptı. Karadeniz’den gelen katılımcıların da dahil olduğu açıklamada konuşan Eş Genel Başkanımız Mithat Sancar, “Biz siyasette ısrarcıyız, demokratik meşru zemini asla terk etmeyeceğiz ama anayasal ve demokratik haklarımızı kullanmaktan asla geri durmayacağız” diye konuştu. Yürüyüşün barış, özgürlük, eşitlik, demokrasi, eşitlik, aş ve iş yürüyüşü olduğunu dile getiren Sancar şunları söyledi:  

Sevgili Hakkari halkı görüyorsunuz, bir araya gelmemizi istemiyorlar. Ama biz yüreklerde birlikteyiz. Yüreklerimiz birdir. Bizim halkımızla aramıza hiç kimse duvar öremez, yüreklerimizi bir birinden koparamaz.

Yargıyı kullanıyorlar, kendi iktidarları için halkın iradesine el koyuyorlar. Darbe nedir, darbecilik nedir? Halkın iradesine el koymaktır. Sadece tankla topla darbe yapılmaz. Yargıyı kullanarak iktidarın imkanlarını kullanarak da yapılır. Her darbecinin ilk işi halkın iradesini gasp etmektir. 12 Eylül'deki generaller de bunu yaptılar. 27 Mayıs'ta da yaptılar. Şimdiki iktidar da aynı yöntemi uyguluyor; yargıyı kullanıyor. 

Halkın sağlığını düşünmüyorlar ama demokratik haklarımız kullanmamız söz konusu olduğunda pandemiyi bahane ediyorlar

Önce halkın iradesini gasp ederler, hemen onunla birlikte özgürlükleri yok ederler. Bizim örgütlenme hakkımız mevcut anayasadan kaynaklıdır. Halkımızın sağlığı bizim için çok değerlidir. Tabii ki sağlık şartlarını biz bu iktidardan önce ve çok daha iyi düşünürüz. Gerçekten pandemi bu iktidar için önemli olsaydı en başta halkın sağlığını koruyacak düzenlemeleri düşünürdü. Şimdi bizim demokratik haklarımız kullanmamız söz konusu olduğunda pandemiyi bahane ediyorlar. Anayasa'nın tanıdığı hakkı uygulatmıyorsa bu iktidar da darbeci bir anlayıştır. Hukuk tanımamak darbeciliktir, anayasa tanımamak darbeciliktir. 

Siyaseti boğmak isteyen her anlayış darbecidir

HDP demokratik siyasette her şart altında var olmayı kafasına koymuş, ruhuna yerleştirmiştir. Biz siyasetle, demokrasiyle bu ülkenin özgürlük sorununu, bu ülkenin Kürt sorununu çözmek için buradayız. Onun için siyasetteyiz ama bu iktidar siyaseti de boğmak istiyor. Siyaseti boğmak isteyen her anlayış darbecidir. Halkın sorunlarını bir kenara bırakıp yandaşa rant, iktidarını devam ettirme gibi hedefleri kendi varlık meselesi haline getiren bir iktidar demokrasiye hiçbir katkısı olmayan bir iktidardır. 

Kayyım politikası en büyük darbeciliktir

Bu yürüyüş demokrasi yürüyüşüdür. Demokrasinin vazgeçilmez şartı halkın iradesine saygı göstermektedir. Kayyım en büyük darbedir. Hakkari halkı belediye başkanlarını yüzde 65 oyla seçmişti. Belediyeye el koymak, kendi memurunu bu belediyenin başına getirmek Hakkari halkının iradesini yok sayma çabasıdır. İşte biz, bu iradeyi korumak için buradayız. 

Bu mücadele Kürt halkının haysiyet mücadelesidir

Bir halkın iradesine saldırmak onun haysiyetini hedef almak demektir. Burada Van’da, Diyarbakır'da, Batman’da, Mardin’de, Iğdır’da ve diğer yerlerde Kürt halkının iradesini yok sayan bu kayyım politikası aynı zamanda Kürt halkının haysiyetine saldırma niyetidir. O yüzden diyoruz ki bu mücadele Kürt halkının haysiyet mücadelesidir. 

Kayyımların yaptığı ilk iş Kürtçeye saldırmak oluyor

Kayyımların ilk yaptığı iş Kürtçe ile ilgili kurumları kapatmak, Kürtçeyi belediye hizmetlerinde kullanılan bir dil olmaktan çıkarmak, kısaca Kürtçe’ye saldırmak oluyor. Bir halkın diline saldırmak haysiyetine saldırmaktır. O nedenle diyoruz ki dilimize kimliğimize sahip çıkma mücadelesi her şeyden önce bir haysiyet mücadelesidir. Biz diyoruz ki bu yürüyüşümüz adalet içindir. Yargıyı, muhalefeti tasfiye etmek için kullanan iktidar, adaleti yerle bir eder. Bir toplumu çürütebilecek, siyaseten, ahlaken çürütebilecek en önemli şey adaleti yok etmektir. İşte biz adalet için yürüyoruz. 

Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, gazeteciler, aydınlar için yürüyoruz; adalet için yürüyoruz

Haksız yere ve hukuksuz yere milletvekilleri düşürülen Leyla Güven, Musa Farisoğulları, Enis Berberoğlu için yürüyoruz. Haksız, hukuksuz yere rehin olarak tutulan önceki dönem eş genel başkanlarımız Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş için yürüyoruz. Sizin çocuğunuz Abdullah Zeydan için Gültan Kışanak için yürüyoruz. Hapiste tutulan bütün gazeteciler ve aydınlar için yürüyoruz. Osman Kavala için yürüyoruz.Barışlar için yürüyoruz, hepsi için yürüyoruz. Biz bu ülkenin tümüne adalet getirmek için yürüyoruz. 

Barış için yürüyoruz, Kürt sorunun demokratik çözümü için yürüyoruz

Biz bir de Kürt sorunun demokratik çözümü için yürüyoruz. Diyoruz ki Kürt sorunu ancak siyasi yöntemlerle demokratik zeminde çözülebilir. Gelin Kürt sorununu, bu ülkenin bütün vicdanlı insanları, bütün demokratları, adaletten yana herkes bir araya gelsin demokratik zeminde çözelim. İktidara da çağrı yapıyoruz. Kürt sorunu bombalarla çözülmez, Kürt sorunu tankla, topla, şiddetle, hapisle asla çözülmez. Geçmişte bunu deneyen bütün iktidarlar bugün tarihin çöplüğünde. Atılan her bomba, sıkılan her mermi bu ülkede yaraları derinleştirir, halkın ekmeğini küçültür, işini alır elinden. O nedenle diyoruz ki barış için yürürken özgürlük için de iş için de aş için de yürüyoruz. Barış en çok yoksulların, emekçilerin ihtiyacıdır. Gelin el ele verelim onurlu bir barış için yürüyelim. Kürt sorunun demokratik çözümü için yürüyelim, bu ülkenin bütün halkları eşit haklarla birlikte yaşasın diye yürüyelim. Hep birlikte yürüyelim kardeşlerim. 

Ülkenin bir ucundan diğer ucuna bütün halkları kucaklayabilecek tek partiyiz

Biz buradan başladık, diğer arkadaşlarımız, Eş Genel Başkanımız Pervin Buldan ile birlikte Edirne’den başladı. Sebebini defalarca açıkladık. Ülkenin bir ucundan diğer ucuna bütün halkları kucaklayabilecek tek parti biziz. İşte o nedenle Hakkari’nin selamı buradan Edirne’ye gidiyor. Edirne’nin selamı tam da buraya Hakkari’nin kalbine geliyor. 

HDP halkların birlikte mücadele umududur

Biz umudu canlı tutmak için yürüyoruz. Herkesi susturduklarında, umutsuzluk bütün yüreklere yerleşir, herkes teslim olur. Umutsuzluk teslimiyettir. Umutsuzluğu yaratan şey susmaktır. Biz demokratik haklarımızı kullanarak itiraz ediyoruz, sesimizi yükseltiyoruz, umudu büyütüyoruz. HDP umuttur, halkların umududur, halkların birlikte mücadelesinin umududur. 

Asıl provokasyon anayasal demokratik meşru hakların kullanılmasını engellemektir

Günlerce bu yürüyüş için TV’lerde olmadık hikayeler uydurdular. HDP’yi sanki provokasyon peşinde olan bir parti gibi gösterdiler. HDP bir provokasyona malzeme vermez, izin vermez hiçbir provokasyona da zemin sunmaz. Asıl provokasyon anayasal demokratik meşru hakların kullanılmasını engellemektir. Bakın 1,5 saattir orada bekliyoruz. Evet kalabalık bir toplantı yapmayacağız çünkü biz de halkımızın sağlığını düşünüyoruz. Burada binlerce kişi bir araya geliriz. Bilmez miyiz her şartta Hakkari halkı, evlatlarını, çocuklarını yalnız bırakmaz. Biz istemedik çünkü halkın sağlığı da bizim sorumluluğumuzdur. Fakat halkın vekillerinin çarşının başında açıklama yapmasına izin vermediler. Bu sadece gerilimi artırmaya yarar. Ama HDP’yi kimse bu yolla gerilim sebebi olmaya çekemez. Biz siyasette ısrarcıyız, demokratik meşru zemini asla terk etmeyeceğiz ama anayasal ve demokratik haklarımızı kullanmaktan da asla geri durmayacağız. 

Halklar arasına ördükleri suni duvarlar yıkıldığında bu ülkeye bahar gelecek

Bıraksalar, devleti kendisi provokasyonlara zemin sunmasa göreceksiniz belirlenmiş heyetlerimiz buradan başlayıp Edirne’ ye kadar yürüdüğünde bu halklarla gönül bağını en güçlü şekilde kuracağız. Biliyoruz ki halklar arasında düşmanlık, kin, nefret yoktur. Bunların tamamı kendi çıkarları peşinde olanların yarattığı yapay duvarlardır. Biz önümüzdeki duvarları yıkacağız. Halkların zihinlerine örülmüş o duvarları mutlaka yıkacağız. Barışla, demokrasi ve siyasetle yıkacağız bunun yolunu hiçbir güç kapatamayacaktır. Türkiye halkları onur haysiyet için buluştuğunda biliyorlar ki Türkiye baharı yaşayacak. Bahar da egemenlerin en çok korktuğu şeydir. Bahar aydınlıktır. Orada hırsızlık olmaz, orada talan yapamazlar, orada yalan söyleyemezler, orada kan politikası işlemez. O yüzden bizim sözümüz halkların baharını bu ülkeye yaşatmaktır. Bunu kararlılıkla yapacağız ama kimse HDP üzerinden provokasyon yapmasın. 

El ele gönül gönüle yürümek bizim bu topraklara borcumuz ve sözümüzdür

Sonuna kadar demokratik kararlılığımızı sürdüreceğiz ama halkımızın bilgeliğinden aldığımız demokratik olgunluğunu da sonuna kadar koruyacağız. Hep birlikte özgürlük yolunda, demokrasi yolunda, barış yolunda, demokrasi, adalet, iş, aş yolunda el ele, el ele tutuşamadığımız yerde gönül gönüle yürüyeceğiz. Bu bizim bu topraklara borcumuzdur. bu topraklarda yaşayan her bir insana sözümüzdür. Bunu mutlaka yapacağız. Söz veriyoruz. Bu ülkeye barışı demokrasiyi özgürlüğü de mutlaka getireceğiz. 

Bu ülke nefes alma ihtiyacı duyuyor

Biz sizinle gurur duyuyoruz. Bu toprakların ne olduğunu biliyoruz. Şu gökyüzünün, bu tertemiz havanın, bütün ülkenin ihtiyacı olduğunu biliyoruz. Bu ülke nefes alma ihtiyacı duyuyor. Bu ülkenin nefesini kısmak isteyen darbeci anlayışa karşı biz Colemergin oksijenini Türkiye’nin bütün halklarına taşıyacağız. Bu tertemiz havayı hep birlikte bütün ülkeye taşıyacağız. 

Bu ülke böyle bir yönetimi ve düzeni hak etmiyor, bu topraklar özgürlük istiyor

Bütün haklara çağrımızdır, tek tek bütün bireylere çağrımızdır. Kendini vicdanlı sayan adaletten yana derdi olan demokrasi içinde yaşamak isteyen bu ülkenin bütün iyi insanlara çağrımızdır. Bu gidişatı hep birlikte durduracağız buna gücümüz var yeter ki birbirimize inanalım, kendimize güvenelim. Bu ülkenin hiçbir ferdi, hiçbir halkı, hiçbir inanç grubu böyle bir yönetime böyle bir düzene müstahak değildir. Bu düzeni bu ülkenin insanları hak etmiyor. Bu topraklar özgürlük istiyor. Bu ülkenin insanları barış içinde eşit bir şekilde kardeşçe yaşamak istiyor. 

Bu yolun sonu er ya da geç barış, demokrasi, özgürlük ve eşitliktir

Bu yürüyüş bunun için de değerli kardeşlerim, buradan başlıyoruz. Edirne’den kardeşlerimiz, yoldaşlarımız başlıyor. Bu yürüyüşün sonu er yada geç özgürlüktür, adalettir, barıştır, özgürlüktür. Buna inancımızı bir an bile kaybetmedik. Biz halkımızla birlikte olduğumuz sürece alnımız eğilmez, dizimiz yere değmez. 

Biz direnmeyi biliyoruz, direnmenin ikinci aşamasındayız şimdi kazanma vaktidir

Biz direnmeyi biliyoruz; bugüne kadar parti olarak da tek tek arkadaşlarımız da bireyler olarak da biliyoruz. Her türlü zulüm uygulandı ama biz ayakta kalmayı, onurumuzla yürümeyi bildik. Şimdi kazanma vaktidir. Bu ülkede demokrasiyi, adaleti, barışı ve özgürlüğü inşa etme vaktidir. Bunun Türkiye’nin bütün halklarıyla, bütün demokratlarıyla, adil bütün insanlarıyla, vicdanlı bütün bireyleriyle inşa etmeye kararlıyız. Bir daha söz veriyoruz. Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum. 

Baweriya me xurt e em dizanin emê bi ser bikevin. Em bi hev re bimeşinin emê teqez bi ser bikevin. Bimînin di xêr û xweşiyê de.

15 Haziran 2020