DTK, DTSO, Diyarbakır, Mardin ve Van Büyükşehir belediyelerinin ortaklaşa düzenlediği Demokratik Ekonomi Konferansı hazırlık çalıştayına katılan HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Yurdusev Özsökmenler, yerel yönetimlerde katılımcı ve cinsiyet eşitlikçi bütçe hakkında DİHA'ya değerlendirmede bulundu.

Katılımcı bütçenin yerelde yaşayan halka danışarak harcamaları halk ile beraber yapmak olduğunu ifade eden Özsökmenler, bunun halkı paranın nereye gittiği konusunda bilinçlendirmek de olduğunu söyledi. Özsökmenler, "Bütçe, genellikle teknik bir konu ve belli yönetimlerin yapacağı profesyonel bir iş olarak algılanıyor. Oysaki bütçe nasıl yaşamak istediğimizi nasıl gerçekleştireceğimiz ile ilgili politik ve siyasi bir mekanizmadır. Bu nedenle biz halkın nasıl yaşamak istediğini ortaya çıkaracak bir yapılanma yani mahalle meclisleri oluşturarak bunu nasıl uygulayacağımız ile ilgili bir mekanizma oluşturmak zorundayız, bu da katılımcı bütçedir" diye konuştu.

Bütçe oluşturulmasında kadın-erkek eşitsizliğine dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizen Özsökmenler, toplumdaki kadın-erkek eşitsizliğinin kaldırılmasının yerel yönetimlerin en önemli görevlerinden biri olduğunu kaydetti. Cinsiyet eşitliği paradigmasının önemine dikkat çeken Özsökmenler, "Hem siyasette hem de yerel yönetimde cinsiyet eşitliği paradigması önemlidir. Kadınlara ve erkeklere göre harcamaların analiz edilmesi ve pozitif ayrımcılık geliştirilmesi gerekiyor" dedi.

Özsökmenler, kadınların, çocukların ve erkeklerin yerellerdeki hizmetlerden nasıl yararlandığını ise şöyle açıkladı: "Mesela bir park yaptık ve o parkta yüksek ücretli bir kafeterya var. Erkeklerin cebinde para olduğu için erkekler gider. Kadınlar erkeklere göre daha yoksuldur. Yoksul kadınlar bu parayı ödeyip o parklara, kafeteryalara gidemiyorlar. O zaman o hizmet erkeğe yapılmış hizmettir. Demek ki biz kadınlar için değil erkekler için bütçe ayırmış oluyoruz. Bu yüzden kadın erkek eşitliğini sağlayacaksak kadın ve erkeğin eşit koşullarda faydalanabileceği politikalar oluşturmak gerekiyor. Bunun için de her hizmetten kim ne kadar yararlanıyor analizini yapmak gerekiyor."

Belediyelerin katılımcı ekonomi modellerini oluşturamayacağını ifade eden ve katılımcı ekonomi modellerini halkın oluşturması gerektiğini belirten Özsökmenler, yerel yönetimlerin ancak katılımcı ekonomi modellerinin oluşturulmasına katkı sunabileceğini söyledi. "Kentin ekonomisinin sadece özel ve kamu üzerinden yürütülmesine karşı çıkmak gerekir" diyen Özsökmenler, "Ekolojik boyutunda ise bu dünya üzerinde yaşayan bütün varlıklarla eşit bir biçimde bu dünyayı paylaştığımızı göz önünde bulunduran bir perspektif ile yaklaşmak gerekiyor" diye konuştu.

Yerel kaynakların yerel yönetimlere, yerel yönetimlerin ise merkezi yönetime bağlı olduğuna işaret eden Özsökmenler, yönetimlerin kendi kaynaklarını kullanabilmeleri için mali özerklik gerektiğini vurguladı. Özsökmenler, mali özerkliğin yerellerin kendi kaynaklarına sahip çıkarak bunu gerçekleştirebileceğini kaydederek, "Belediyelerimiz bu konuda taleplerini dile getiriyorlar. Yerel yönetim özerklik şartından da mali özerkliğe koyduğu hükümetin şerhi kaldırdıktan sonra bu konudaki talepler daha da yükselecektir" diye konuştu.

15.09.2014