Özgökçenin AKPlilerce reddedilen çocuk istismarı araştırma önergesi

Van Milletvekilimiz Bedia Özgökçe Ertan'ın hazırladığı, 23 Mayıs 2017 tarihli TBMM Genel Kurulu oturumunda AKP milletvekillerinin oy çokluğuyla görüşülmesi reddedilen, çocuk istismarının önlenmesine ilişkin araştırma önergesi:

GEREKÇE

Çocuk istismarı; ana, baba, bakıcı ya da bir erişkin tarafından çocuğa yöneltilen, toplumsal kurallar ve profesyonel kişilerce uygunsuz ya da hasar verici olarak nitelendirilen, çocuğun gelişimini engelleyen ya da kısıtlayan eylem ve eylemsizliklerin tümüne yönelik yapılan bir adlandırmadır.

Bu eylem ya da eylemsizliklerin sonucu olarak çocuğun fiziksel, ruhsal, cinsel ya da sosyal açıdan zarar görmesi, sağlık ve güvenliğinin tehlikeye girmesi söz konusudur. Bu bakımdan çocuğun fiziksel ya da psikolojik gelişimini olumsuz etkileyen her türlü davranış çocuk istismarı olarak adlandırılmaktadır. Fiziksel, cinsel ve duygusal istismar ve ihmal, çocukların yaşamlarında onarılmaz sonuçlara yol açabilmektedir.Sonuçları gerek tek tek çocuklar açısından gerekse de toplum bakımından bu denli ciddi olan bu suçun önüne geçebilmek için alınması mutlak olan gerekli tedbirler, çok sayıda uluslararası belgede düzenlenmiştir.

Çocuk Haklarına Dair Uluslararası Sözleşme’nin 19, 34, 35 ve 36. Maddeleri, çocukların istismar, ihmal, suistimal ve şiddetten korunması için devletlerin yükümlülüklerini düzenlemektedir.Keza, Türkiye Cumhuriyeti tarafından 2011 yılında onaylanan Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve İstismara Karşı Korunması Sözleşmesi de her türlü cinsel sömürü ve istismara karşı mücadelenin önleyici, koruyucu ve ceza hukuku yönlerine odaklanmayı ve özel bir gözetim mekanizması kurmayı amaçlamıştır.

Fakat son dönemde çocuğa yönelik cinsel şiddet vakalarına ilişkin basında yer alan haberler, çocuk istismarıyla mücadele konusunda referans belge niteliği taşıyan ve Anayasa’nın 90. Maddesine göre uyma yükümlülüğü bulunan bu sözleşmelere rağmen Türkiye’de çocuk koruma mekanizmasının yetersizliğini gözler önüne sermektedir.

Nitekim son olarak Van’ın Erciş İlçesi’ndeki bir köy okulunda M.D. adlı bir öğretmenin en az 9 çocuğa cinsel istismarda bulunması, çocukların şikâyetlerine rağmen okul yönetiminin sessiz kalmasına bağlı olarak istismarın devam etmesi çocuğa yönelik cinsel şiddet vakalarında cezasızlık anlayışının bu suçların devamında belirleyici olduğunu bir kez daha göz önüne sermiştir.

Yine Batman’da 14 yaşındaki bir çocuğun cinsel istismara maruz bırakıldığı ve ardından aylardır sistematik olarak fuhuşa zorlandığı ortaya çıkmış ve ‘gizlilik’ kararının olaya dair yürütülen soruşturmada sadece 3 kişinin tutuklandığı ve ‘kentin tanınan isimleri’ olduğu gerekçesiyle birçok failin ise ifadelerinin dahi alınmadığı ya da kefaletle serbest bırakıldığı iddia edilmiştir.

Daha önce Pozantı, Sincan ve Şakrangibi çocukların tutulduğu ve BM izleme raporunda da yer alan cezaevlerindeki cinsel istismar vakaları yeterince soruşturulmamış ve cezasızlıkla sonuçlanmışken, son birkaç haftada Batman’da, Erciş’te, Heybeliada’da, Adana’da, Esenyurt’ta, Tire’de, Kilis’te, İslahiye’deki AFD kampında çok sayıda çocuğun cinsel saldırıya uğradığı ortaya çıkmıştır.

Bu vakaların neredeyse tamamında ya ilgili Cumhuriyet Başsavcılıkları takipsizlik kararı vermiş ya da idari amirler olayın duyulmaması yönünde çaba sarf etmişlerdir.

Çocuk istismarının kamu otoriteleri olarak önüne geçebilmek ve çocuklara yönelik tam bir koruma sağlayabilmek için devletlerin yasal olduğu kadar idari, denetim ve eğitimsel sorumlulukları da vardır. Nitekim yukarıda verilen örneklerde faillerin eğitim kurumu personeli olması, “kentin önde gelenlerinden olması” çocuklarla çalışan kişi ve kurumların denetiminde, eğitiminde sorunlar olduğunu akla getirmektedir.

Sonuç olarak, çocuklara yönelik cinsel istismarın ve şiddetin önlenmesi, istismara uğrayan çocukların fiziksel, ruhsal, sosyal iyileşmelerinin sağlanması yani tam iyilik haline ulaşmaları ve Türkiye’nin uluslararası çocuk hakları sözleşmelerinden doğan yükümlülüklerinin yerine getirilmesi için gerekli yasal ve idari tedbirlerin alınması, bu vakaların toplumsal nedenlerinin ortaya çıkarılması amacıyla TBMM tarafından bir meclis araştırması açılmasını talep ederim.

23 Mayıs 2017