
Ankara’da Ortadoğu Sanayi ve Ticaret Merkezi’nde (OSTİM) ve İvedik Organize Sanayi Bölgesinde 3 Şubat 2011’de yaşanan iki patlamada 20 işçi yaşamını yitirdi, 53 işçi ise yaralandı. İşyerlerinde denetimsizlik, kayıtdışılık ve hukuksuzluğun neden olduğu bu katliamın üzerinden 8 yıl geçti.
Katliamda yaşamını yitiren Abdullah Karakulak, Abdülkadir Kurt, Ahmet Özdemir, Ali Yiğit, Aydemir Çapraz, Aydın Çapraz, Aytaç Akkaya, Bayram Özkan, Cengiz Soyalp, Cihan Çiftçi Deniz Demirbaş, Dilek Gürer, Dursun Kavak, Hazim Çavdar, Hüseyin Okçu, Hüseyin Yıldız, Mükremin Atmaca, Necdet Ali Tanışma, Satılmış Şimşek, Servet Yurtdaş isimli işçilerimizi bir kez daha saygıyla anıyoruz.
OSTİM ve İvedik işçi katliamı, AKP’nin işçilerin yaşam hakkını nasıl hiçe saydığının önemli bir göstergesidir. Her yıl binlerce işçinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirmesine rağmen asıl sorumlular yargılanmıyor. Yargılananlar da mevcut hukuk sistemi tarafından korunuyor. OSTİM ve İvedik katliamında da gaz firmasının dışında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkilileri dahil hiç kimse sorumlu tutulmadı, yargı önüne çıkarılmadı. Kaldı ki, yargılama aşamasında da firma yetkilileri katliamdan tam olarak sorumlu tutulmadı. Yargıtay aşaması da dahil 4,5 yıl süren dava sonucunda, katliamdan 5 kişi sorumlu tutuldu, 13 sanık beraat ettirildi.
AKP’nin iş cinayetleri sicili oldukça bozuk, lekeli ve kabarık. AKP iktidarları döneminde yaşamını yitiren işçi sayısı en az 23 bin kişi. Ancak AKP iktidarı bugüne kadar ne bu iş cinayetinin siyasi sorumluluğunu üstlendi, ne de iş cinayetlerini önleyecek etkili önlemler aldı. OSTİM katliamından sonra Soma’da, Ermenek’te, Şirvan’da, Torunlar İnşaatta, Esenyurt’ta ve sayılamayacak birçok yerde toplu işçi ölümleri ve iş cinayetleri yaşandı.
Türkiye’de her gün 6 işçi halen sabah çıktığı evine akşam dönemiyor. Eğer bu gidişe kitlesel olarak ‘DUR!’ denilmezse şantiyelerde, tersanelerde, atölyelerde, fabrikalarda, tarlalarda yaşamını yitiren ve o gün akşam evine dönemeyen işçi sadece komşumuz olmayabilir. İş cinayetleri sadece komşumuzun evine düşen bir ateş olarak kalmayabilir. Bugün ona olan, yarın herkese olabilir. O nedenle iş cinayetleri kişisel değil, toplumsal bir sorundur. Onun için iş cinayetlerine yüksek sesle ‘DUR!’ demek, sadece büyük sermaye gruplarına kol kanat geren, işçinin alın terini çalan emek hırsızlarının kârından başka bir şey düşünmeyen AKP iktidarına ve Erdoğan rejimine bırakılmayacak kadar önemlidir, yaşamsaldır.
Emek, Ekonomi, Tarım ve Sosyal Politikalardan Sorumlu
Eş Genel Başkan Yardımcısı
Günay Kubilay
2 Şubat 2019