Oluçtan Amede gidecek olan Erdoğana çağrı: Ayrımcı sözleriniz için Kürt halkından özür dileyin

9 Ekim’de milletvekillerimizin saldırıya uğradığı Hakkari Yüksekova’yı ziyaret eden Grup Başkanvekilimiz Saruhan Oluç ve beraberindeki heyet, saldırıya uğrayan Hakkari Milletvekilimiz Sait Dede’yi ziyaret ederek kentte esnaf ziyareti gerçekleştirdi. Sloganlarla karşılanan heyetimiz daha sonra açıklama yaptı. Burada konuşan Oluç gündemdeki gelişmeleri değerlendirerek, iktidarın saldırgan ve ayrımcı politikalarına eleştirilerde bulundu.

Kimyasal saldırılara ve Erdoğan’ın ayrımcı açıklamalarına tepki gösteren Oluç şunları söyledi:

Her yerde Kürde düşmanlık yapıyorlar 

Her nerede Kürt varsa bu iktidar orada o Kürde düşmanca davranıyor. Sadece Türkiye sınırları içinde değil sadece Hakkari’de Yüksekova’da Amed’de değil. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi topraklarında da aynı zulümle karşı karşıya kalınıyor. Kuzeydoğu Suriye’de ve Rojava’da da aynı zulümle karşı karşıya kalınıyor. Neden? İnsanlar barış elini uzatıyor Rojava’dan Kuzey Doğu Suriye'den buraya. Düşmanlık yapıyorlar. Orada akrabalarımız, dostlarımız arkadaşlarımız yaşıyor. Barış elini uzatan düşmanlıkla karşılaşıyor. El Nusra, HTŞ ÖSO çeteleriyle gayri nizami savaşı siz sürdürdünüz orada. 

İktidar bölgeyi HTŞ’ye terk ederek mi çekilecek? 

Şimdi oradan geriye çekilmeye çalışıyorsunuz. Binlerce, onbinlerce insanın ölmesine neden oldunuz. Şimdi nasıl olur da geri çekiliriz diye bakıyorsunuz. HTŞ’ye o terör örgütüne terk ederek mi çekileceksiniz? ÖSO çetelerine terk ederek mi geri çekileceksiniz? Demografik değişimi gerçekleştirip mi geri çekileceksiniz? Yıllarca yanlış politika dedik, yapmayın dedik. Uzatılan barış elini tutun dedik. Dinlemediniz. Yanlış politika olduğu ortaya çıktı. Şimdi nasıl geri çekileceksiniz ona bakıyorsunuz. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi topraklarında niye çatışmayı sürdürüyorsunuz? Niye o topraklarda bir savaş ortamı yaratmaya devam ediyorsunuz? 

Hulusi Akar’ın sözlerini hatırlattı 

Türkiye halen kimyasal silah kullandığı iddialarına yönelik sorulara cevap veremiyor. Neden cevap veremiyorsunuz uluslararası alandaki sorulara, kimyasal saldırı araçları kullanıldığı iddialarına? Bakın Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar 2021 yılındaki Meclis konuşmasında Garê operasyonuyla ilgili olarak "Biz biber gazı kullandık" dedi. Dün de arka arkaya "Kimyasal silah kullanmıyoruz" diye açıklama yaptınız. Kimyasal silah anlaşmasının 1. maddesinin 5. fıkrasına aykırıdır bu tutum. Ki Türkiye o anlaşmayı imzalamıştır, taraftır, TBMM imza atmıştır, çok önceden imza atmıştır. Uluslararası örgütlere ve Birleşmiş Milletlere açın oraları, gidip baksınlar böylesi bir silah kullanıldı mı kullanılmadı mı diye. İnsanlık suçu işlenmesin ve o silahlar kullanılmasın. Hiç kimsenin canı yanmasın, ölmesin. Bir an önce barış ortamı sağlansın ve özgürlük olsun bu ülkede. Savaş ve güvenlikçi politikalar ile barış sağlanmaz. Çözüm, şiddete son vererek, diyalog ve barış ortamı sağlanarak yapılır.

Erdoğan, Amed’de Kürt halkından özür dileyecek misin? 

Bu iktidar zorbalığı ve zulmü ve bir şeyi daha sürdürüyor. En tepesinden Kürde düşmanlıktan vazgeçmeyen bir iktidarla karşı karşıyayız. Sorsanız “Yok değiliz, kardeşiz” diyorlar. Nasıl kardeşsiniz? Böyle mi oluyor kardeşlik? Hep bunu söylüyoruz. Böyle mi kardeşlik; milletvekiline saldırarak, Kürt kadınları aşağılayarak, beş, on, on beş çocuk doğuruyorlar deyip Kürt halkını, Kürt kadınları rencide ederek mi oluyor kardeşlik? Yüzyıl sonra Şark Islahat Planı’ndan bugüne kadar aynı politika devrede. Yüzyıl sonra Kürt kadının kaç çocuk doğuracağını konuşan Cumhurbaşkanı sıfatıyla konuşan Adalet ve Kalkınma Partisinin Genel Başkanı var. Böyle mi oluyor kardeşlik? Recep Tayyip Erdoğan yarın Amed’e gidiyor. Kürt kadınlardan özür dileyecek misin? Kürt kadınları rencide ettiğin için, ırkçılık yaptığın için özür dileyecek misin? 

Seçimlerin önemine de değinen Oluç şunları söyledi: 

Kürt halkının ve demokrasi güçlerinin oyları kimin Cumhurbaşkanı olacağını belirleyecek

Hep birlikte başarı elde edeceğiz, Meclis'te en güçlü grubu kuracağız. Cumhurbaşkanlığı seçiminde Cumhur İttifakı, Millet İttifakı kafaya geldiler. Matematiksel olarak eşitler, cumhurbaşkanlığı seçiminde HDP seçmenlerinin Kürt halkının ve Türkiye demokrasi güçlerinin oyları kimin cumhurbaşkanı olacağına karar verecek. O nedenle bu seçimler bizler için çok önemli bir seçimdir. Bu seçimleri başarıyla atlatmak demek Türkiye’de hukuka, adalete, özgürlüğe ve barışa bir adım daha yaklaşmak demektir. Bunu gerçekleştirmek için de hep birlikte en kararlı mücadelemizi sürdüreceğiz. 

Tekirdağ'da, Karadeniz’de nasıl sınır ticareti yapılabiliyorsa Hakkari’de de Kürdistan’da da yapılabilmesi lazım 

Biz istiyoruz ki Hakkari bütün ilçeleriyle birlikte Türkiye’nin diğer kentleri gibi eşit bir muamele görsün. Özgür olsun insanlar. Hakkari’nin çok ciddi bir sorunu var. Geçtiğimiz hafta TBMM’ye Hakkari’nin sivil toplum örgütleri gelip bizleri ziyaret ettiler. Bu sorun sınır ticaretinin rahatlıkla yapılabilmesi sorunu. Buna hala izin verilmiyor olması, bu adımın atılmıyor olması kabul edilebilir bir şey değil. Bunu Meclis'te dile getirdik, burada söylüyoruz. Gittiğimizde yine Ankara’da söyleyeceğiz. Hopa ile Batum arasında nasıl sınır ticareti yapılıyorsa, Artvin Karadeniz’de nasıl Edirne ve Trakya’da sınır ticareti yapılıyorsa, aynı şekilde Hakkari’de de bu sınır ticaretinin Kürdistan coğrafyasından gelenlerle yapılabilmesi gerekiyor. Bunun için adım atılması gerekiyor. Bunun için iktidara da muhalefete de çağrımızı yaptık. Bir kez daha burada dile getiriyoruz. 

Leyla Güven’e Kürtlerin gasp edilen haklarını savunduğu için ceza verildi 

Hakkari Milletvekilimiz Leyla Güven'i konuşmadan, onun adını anmadan Hakkari’de konuşmak mümkün değildir. Leyla Güven özgürlük ve barış mücadelesini sürdürdüğü için bugün cezaevinde. Daha geçtiğimiz hafta Leyla Güven’e 3 ağır propaganda cezası verdiler, toplamda 11 yıl 7 ay. Ne yapmış Leyla Güven? Barışı konuşmuş, özgürlüğü konuşmuş, eşitliği konuşmuş, hakkı konuşmuş, adaleti konuşmuş, Kürt halkının gasp edilen hakları için mücadele etmiş. Propaganda diye 11 yıl 7 ay ceza vermişler. Hem Leyla Güven’e hem cezaevindeki bütün arkadaşlarımıza, Selahattin Demirtaş’tan Figen Yüksekdağ’a Gültan Kışanak’tan Aysel Tuğluk’a kadar söz veriyoruz, hepsine bu haksızlıkları, hukuksuzları mutlaka ama mutlaka ortadan kaldıracak demokratik bir ortamı bu ülkede bu topraklarda sağlayacağız. Hepinizi cezaevinden çıkaracağız. 

Hukuk, adalet ve özgürlük gerçekleştiği zaman mücadelemiz başarıya ulaşmış olacak 

Ancak hukuk ve adalet yerine geldiği zaman ancak özgürlükler ve demokrasi gerçekleştiği zaman o zaman bizlerin mücadelesi başarıya ulaşmış olacaktır. Hepimize kolay gelsin, hepimize başarılar. Bu mücadeleyi en kararlı biçimde sürdürmeye devam edeceğiz. An serkeftin diyorum.

22 Ekim 2022