
Grup Başkanvekilimiz Filiz Kerestecioğlu'nun olası bir deprem durumunda İstanbul'da yaşanabileceklere ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki'nin yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesi:
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Deprem ve Afet Komisyonu 16 Mayıs 2017 tarihinde bir depremRaporu hazırlamıştır. Raporda İstanbul’da gerçekleşecek olası bir deprem durumunda 1999 depreminin ardından “Acil Eylem Planı” çerçevesinde vatandaşların toplanması için ayrılan 493 boş alandan 77’sininkaldığı ve bu alanların 20 hektardan büyük olmadığı belirtilmiştir. Raporda, 2002 yılından günümüze kadar geçen sürede geçici barınma alanı ve toplanma alanı olarak belirlenen yerlerden sadece 14'ünde plan tadilatının yapıldığı da yer almaktadır. Depremin ardından Beyaz Masa Çağrı Merkezi'nin yoğun bir şekilde aranması beklendiğinden, 180 olan hat sayısının 400 'e çıkarılması için çalışma başlatıldığı ifade edilmiştir. Olası deprem sırasında kullanılacak telsiz sistemleri, uydu telefonları, afet kameraları hakkında da bilgi verilen Raporda, telsiz sistemleri için 9 şiddetindeki bir depreme dayanıklı 16 adet betonarme bina, 17 adet depreme dayanıklı telsiz kule, başkanlık, yol bakım, trafik, protokol ve itfaiyenin kullanacağı frekanslar, telsiz ve jeneratör sistemlerinin hazır olduğu belirtilmiştir. 8 itfaiye mutfağı, mobil büfeler ve mobil mutfaklar ile yiyecek ihtiyacının karşılanacağı da Raporda yer almaktadır. Ayrıca Rapor, Kandilli Rasathanesi’nden gelecek bilgiler doğrultusunda İGDAŞ doğalgaz hatlarının kesileceği, 5,7 metre yüksekliğindeki tsunami ihtimaline karşı sahil yollarının kapatılacağı, trafik akışının diğer arterlere yönlendirileceği ve toplu ulaşım araçlarının tek merkezden sağlanacağı bilgilerini de içermektedir.
Öte yandan Fatih, Avcılar, Küçükçekmece, Bağcılar, Bakırköy, Beylikdüzü, Esenyurt, Güngören ve Zeytinburnu ilçelerinin, gerçekleşecek olası bir depremde, can kaybı ve hasar açısından en riskli on ilçe olduğu İstanbul Teknik Üniversitesi ile Şehir Planlama Müdürlüğü tarafından 2015 yılında hazırlanan İstanbul Kentsel Dönüşüm Stratejik Planı’nda belirtilmiştir. Bu plana göre ise mevcut şartlarda gerçekleşecek olası bir depremde öngörülen can kaybı sayısı 15 ile 30 bin arasındadır.
16 Ağustos 2017 tarihinde ise; Elektrik Mühendisleri Odası, İnşaat Mühendisleri Odası, Jeofizik Mühendisleri Odası, Jeoloji Mühendisleri Odası ve Makine Mühendisleri Odası da, "İstanbul Depreme Hazır mı?" başlıklı Raporunu açıklamıştır. Raporda İstanbul nüfusunun büyük bir kısmının birinci derecede deprem bölgesinde yaşamakta olduğu, mevcut yapı stokunun yüzde 50’sinin kaçak olduğu yüzde 40’ının deprem ömrünü tamamlamış olduğu, yüzde 27’sinin deprem riskine bağlı olarak acilen yıkılması gerektiği ve bu binaların sadece yüzde 35’inde DASK yapıldığı belirtilmiştir.Ayrıca nüfusunun büyük bir kısmının birinci derece, diğer kısmının da ikinci dereceden deprem bölgesinde olmasına karşı, yapı stoku, zeminin jeolojik koşulları, denize kıyı olması, deniz dolgu alanları, mühendislik hizmeti almadan üretilen binlerce yapının varlığı, kaçak yapılaşmanın kentin ayırt edici özelliği olması, ulaşım yapılarının, barajların, tarihi eserlerin depremde nasıl bir tepki vereceğinin belirsizliği, kentsel dönüşüm projelerindeki belirsizlikler, şu taşkınlarında bile ortaya çıkan altyapı sorunları, dere yataklarını bile yerleşime açan imar uygulamaları, afet sonrası çalışmaların taşıdığı soru işaretleri, deprem bilincinin İstanbul’da yeterince oturtulmamış olmasının İstanbul’un tahmin edilenden daha yıkıcı bir etki alanı altında bulunduğunun göstergesi olduğu da Raporda açıklanmıştır.
Olası bir depremin gerçekleşme riskinin ve öngörülen can kaybı sayısının bu kadar yüksek olduğu İstanbul’daİstanbul Büyük Şehir Belediyesi tarafından, geçici barınma alanlarının ve toplama alanlarının özelleştirilmesi ve özel kuruluşlarca ranta dönüştürülmesi; İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Gökçe’nin verdiği bilgiler doğrultusunda da görülmektedir ve bu durum İstanbul’da yaşayan milyonlarca insanı tedirgin etmektedir. Gökçe’nin verdiği bilgilere göre; 1999-2003 yılları arasında toplanma yeri olarak belirlenen bazı alanlar daha sonra imara açılmış ve özelleştirilmiştir.Zincirlikuyu’daki Zorlu AVM’nin yer aldığı Karayolları 17. Bölge Müdürlüğü arazisi, Torun Center’ın bulunduğu Ali Sami Yen Stadı ve Likör Fabrikası alanı,Taş Yapı’nın gökdelenlerinin bulunduğu Kadıköy Meteoroloji binası ve alanı,Acıbadem’deki Akasya AVM’nin yer aldığı eski Otosan Fabrikası arazisi, Bakırköy’deki Marmara ve İstanbul Forum AVM’nin bulunduğu alan, Ataköy Konakları alanı ve Capacity AVM alanı, Zeytinburnu’ndaki 16.9 kulelerinin yer aldığı arazi, Forum İstanbul alanı, Sahilpark Veliefendi Konutları arazisi ve Onaltı Dokuz Konutları arazisi, Şişli’deki AnthillResidence alanı, Bahçelievler’deki StarcityOutlet Center’ın bulunduğu alan, Zaman Gazetesi ve Meydan AVM alanı, Bayrampaşa’daki Ora AVM alanı, (Bakırköy), Beşiktaş’da bulunan Selenium Plaza alanı olmak üzere daha birçok toplanma alanı imara açılmış ve özelleştirilmiştir.
Bu bağlamda;
1. Olası bir İstanbul depreminde en fazla kayıp vereceği belirtilen Fatih, Avcılar, Küçükçekmece, Bağcılar, Bakırköy, Beylikdüzü, Esenyurt, Güngören ve Zeytinburnu ilçelerinde can kaybını ve hasarı en aza indirmek için ne gibi önlemler alınmıştır? Kentsel Dönüşüm Planlaması çerçevesinde bu ilçelerde şimdiye kadar neler yapılmıştır?
2. 1999 depreminin ardından toplanma alanı olarak belirlenen 493 boş alandan geriye neden sadece 77 boş alan kalmıştır?
3. Hangi bölgelerdeki toplanma alanı yerleri ve kamusal alanlarimara açılmış ve özelleştirilmiştir?
4. Toplanma alanı olarak belirlenmelerine rağmen özelleştirilen boş alanlar hangi nedenlerle, kimler tarafından ve hangi tarihte özelleştirilmiştir?
5. Toplanma yeri olarak kalan yaklaşık 20 hektarlık 77 boş alana ortalama kaç insan sığınabilecektir?
6. Olası bir deprem durumunda askeri alanlar insanların sığınabileceği toplanma yeri olarak kullanılacak mıdır? Bu konuda yaptığınız çalışmalar var mıdır?
7. Olası bir İstanbul depreminde Marmaray Hattı ve Avrasya Tüneli’nde deprem güvenliği nasıl sağlanacaktır ve ulaşım halinde olacak insanların can güvenliğini koruyacak tahliyeleri nasıl yapılacaktır?
8. Dünya genelinde afet yönetimi stratejisinin belirlenmesi ve uygulanmasından sorumlu kuruluş olan Birleşmiş Milletler Uluslararası Afet Risk Azaltma Stratejisi (UNISDR) vardır. Türkiye’de de doğal afetlerde uygulanacak risk azaltma stratejisi oluşturulmuş mudur?
9. Kentleşme ve imar konularında hükümetinizin yaptığı yanlışlar nedeniyle İstanbul’da doğa olaylarının sürekli doğal afetlere dönüşmesiyle ilgili ne düşünüyorsunuz?
10. Olası bir deprem halinde kanalizasyon sularının şebeke suyuna karışması ihtimaline karşı alınmış ciddi önlemler var mıdır?
11. İstanbul’da şiddetli yağışlar yaşandığında bile yollar kapanıyor ve ulaşım sağlanamıyorken, Raporda öngörüldüğü belirtilen7.6 büyüklüğündeki bir depremde yaralılara ulaşmak, depremzedelere hizmet götürmek nasıl sağlanacaktır?
12. İstanbul Büyükşehir Belediye’sinin inşaat alanlarını belirlemesindeki ve arazileri imara açmasındaki kıstasları nelerdir?
13. Bakanlığınız ile Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ve belediyelerin görev, yetki ve sorumlulukları belirlenmiş midir?
17 Ağustos 2017