Öcalana uygulanan tecrite ilişkin önergemiz

Van Milletvekilimiz Nadir Yıldırım, Abdullah Öcalan'a uygulanan tecridi Meclis gündemine taşıdı. Yıldırım'ın Adalet Bakanının cevaplaması istemiyle hazırladığı soru önergesinde şunları ifade etti:

İmralı F Tipi Cezaevi’nde 27 Temmuz 2011 tarihinden bu yana hiçbir avukat görüşmesi yapılmamaktadır. 27 Temmuz 2011 ile 20 Temmuz 2016 tarihleri arasında yapılan haftalık avukat görüşme başvurularına “gemi arızası” ya da “hava muhalefeti” gibi olumsuz yanıtlar verilmiştir. 21 Temmuz 2016 tarihinden bu yana iseBursa Cumhuriyet Başsavcılığı, avukatların görüş başvurularını, Bursa 1. İnfaz Hakimliği’nin21.07.2016 tarih ve 2016/56 D.İş sayılı kararını gerekçe göstererek ret etmektedir.

Bursa 1. İnfaz Hâkimliği tarafından 21.07.2016 tarihinde şu karar verilmiştir:

“Bursa CBS talep yazısından; 15 Temmuz 2016 günü Ülkemiz de Türk Silahlı Kuvvetlerinin içine sızan cunta tarafından silahlı ve kanlı darbeye kalkışılmış olup, sürecin halen devam ettiği, Ülkemizin varlığı için oluşan bu tehlike için 20 Temmuz 2016 günü itibariyle 3 aylık süre ile olağanüstü hal ilan edildiği… vs gerekçeleri ile 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunun 114/2-3 fıkralarınca, 115/1-b bendince ve 59/4 fıkralarında belirtilen önlemler ve kısıtlamalar kapsamında 20 Temmuz 2016 tarihinde ilan edilen olağanüstü hal sürecince hakimliğimiz karar tarihinden başlamak üzere İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda Bulunan Hükümlülerin;

-          Ziyaretçi kabulünün yasaklanmasına,

-          Yazılı haberleşmeleri ile telefonla görüşmelerinin kısıtlanmasına,

-          Dışarı ile ilişkisinin, ziyaretçi kabulünün ve telefon görüşmelerinin kısıtlanmasına,

-          Hükümlü avukatlarının vereceği belgelerinin kısıtlanmasına”

Bursa 1. İnfaz Hakimliğinin kararındaki hukuka aykırılıklar nedeniyle yapılan itiraz Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 26.07.2016 tarih ve 2016/1127 Değişik İş sayılı kesin kararıyla ret edilmiştir.

Bu bağlamda;

1- Türkiye’de yürürlükteki infaz mevzuatında 667 sayılı KHK ile yapılan eklemeler (karar tarihinde yürürlüğe girmediği halde) ile birlikte bir cezaevine avukat girişini tümden yasaklayan bir hüküm mevcut mudur?

2- Böyle bir hüküm bulunmuyorsa, İmralı F Tipi Cezaevi’nde avukat görüşleri neden ve hangi yasal dayanak ile engellenmektedir?

3- Bursa 1. İnfaz Hakimliği’nin 21.07.2016 tarih ve 2016/56 D.İş sayılı kararında, İmralı Cezaevi’ne avukat girişini yasaklayan bir hüküm mevcut mudur? Söz konusu karardaki herhangi bir hükmün avukat görüşünü de yasaklayacak biçimde genişletilerek yorumlanması hukuka uygun mudur?

4- Mevzuatta avukat görüşünü tümden yasaklayan bir hüküm bulunmuyor ve Bursa 1. İnfaz Hakimliği kararında da avukat görüşünün tümden yasaklanmasına dair bir hüküm bulunmuyorsa, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının ilgili kararı gerekçe göstererek avukat görüşlerini engelleme tutumu hukuka uygun mudur? Uygun değilse Bakanlığınız ilgili Savcılık hakkında ne tür girişimlerde bulunacaktır?

5- 5275 sayılı kanuna 667 sayılı KHK ile yapılan ekler sonrası kanunun 59/5-6 hükümleri gereğince İnfaz hakimlikleri avukat görüşmelerinin izlenmesine, kaydedilmesine, belgelere el konulmasına üç ay süreyle karar verebilir ve bu süreyi müteaddit defalar uzatabilir, kısaltabilir. Kanun hükmü böyle iken Bursa 1. İnfaz Hakimliğinin “olağanüstü hal süresince” uygulanmak üzere kısıtlama kararı alması kanuna uygun mudur? İlgili karar Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesi kararıyla kesinleştiğine ve Bakanlığınız da açık hukuka aykırılığı öğrenmiş bulunduğuna göre, söz konusu Bursa 1. İnfaz Hakimliği kararına karşı Adalet Bakanlığı tarafından “kanun yararına bozma” yoluna başvurulacak mıdır?

15 Temmuz 2017