
Türkülerine özgürlük istediği için ölüm orucunda hayatını kaybeden Helin Bölek’ten sonra, bu kez “Adil Yargılama” talebiyle ölüm orucunu başlatan Mustafa Koçak’ı kaybetmiş olmanın derin acısı ve üzüntüsü içindeyiz. 297 gün boyunca hepimizin gözleri önünde bedenini eriten Mustafa Koçak’ı da yaşatamadık.
Mustafa Koçak, hiçbir somut delil olmaksızın sadece itirafçı beyanları esas alınarak, mahkemenin vicdani kanaatiyle (!) ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilmişti.
Tek talebi vardı Mustafa’nın: Hakkında beyanda bulunan ve sonradan ifadesini baskı ve işkence altında verdiğini mahkemeye ileten tanığın mahkemece dinlenilmesiydi. Mahkemenin kendiliğinden kabul etmesi gereken böylesine anlaşılır ve insani bir talep uğruna gün be gün ölüme terkedildi Mustafa Koçak.
Mustafa Koçak’ın talebi ve eylemi sadece kendisine yönelik de değildi. İktidarın muhalifleri terbiye etme aracına dönüştürdüğü bağımlı yargıya gösterilen bir tepkiydi. Yargılama sisteminin uydurduğu ve binlerce kişinin haksız yere cezalandırılmasına sebep olan ‘’Gizli tanık’’ uygulamasına, itirafçılaştırmaya karşı toplumsal bir isyandı.
Bu kadar anlaşılır ve haklı bir talebi kabul etmeyen siyasi iktidar, ölüm orucu eylemi süresince, uluslararası sözleşmelere aykırı olarak, zorla müdahale adı altında Mustafa Koçak’a işkence ve kötü muamelede bulunarak adeta ölümünü hızlandırdı.
İktidar, “Türkülerini özgürce söyleyebilme’’ talebini kabul etmeyerek Helin Bölek’in yaşamını kaybetmesine sebep olduğu gibi, bugün de “Adil Yargılama” talebini kabul etmeyerek Mustafa Koçak’ın yaşamını yitirmesine sebep olmuştur. İktidar, ölüm siyasetinde ısrar ediyor, muhaliflerine ölümü dayatıyor. Hepimiz bu öldürücü faşist dayatmalar karşısında yaşatmayı savunuyoruz; herkesi yaşama ve yaşatmak için mücadeleye çağırıyoruz.
Mustafa, insanların inançları gereği aç kalarak, aç kalanı anlamaya çalıştığı Ramazan’ın ilk gününde yaşamını yitirdi. Bu ülkenin inananlarını, iman sahibi insanları da bu durum karşısında tefekkür etmeye ve insanlara ölümü reva gören bu adaletsiz yönetim sistemini daha fazla sorgulamaya davet ediyoruz.
İki gencecik can haklı talepleri kabul edilmeyerek yaşamını yitirmişken, daha fazla acının yaşanmaması için; ölüm orucu eylemleri devam eden İbrahim Göçek, Didem Akman, Özgür Karakaya, Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’ın talepleri derhal kabul edilmelidir. Artık cezaevlerinden tabut çıkmasını, daha fazla canın yitirilmesini istemiyoruz., Hayatını kaybeden Mustafa’ya rahmet, ailesine ve halkımıza baş sağlığı diliyoruz.
Tüm vicdan sahibi çevreleri yaşatma konusunda daha duyarlı olmaya, İbrahim ve açlık grevindeki diğer eylemcileri yaşatmak için harekete geçmeye çağırıyoruz.
Halkların Demokratik Partisi
Merkez Yürütme Kurulu
24 Nisan 2020