Mülteciliğe neden olan savaş ve işgale, hakları pazarlık ve fidye konusu yapmaya son verin

HDK Göç ve Mülteci Meclisi ile HDP Göçmen ve Mülteci Komisyonunun açıklaması:

20 Haziran Dünya Mülteciler Günü’nde emperyalist savaş ve sömürü düzeninin bir sonucu olarak göç etmek zorunda kalan, Yunanistan’a geçerken bindikleri geminin batmasıyla hayatını kaybeden tüm mültecileri; saygıyla anıyor hak mücadelerinin yanında olduğumuzu bir kez daha yineliyoruz. 

Savaş ve çatışmanın yarattığı yerinden etme ve zorla göç halen devam etmektedir. Türkiye’nin Rojava’ya saldırı ve işgalleri ile birlikte Rusya’nın Ukrayna işgali de sürmekte, Afganistan’da da Taliban rejimi İran’a saldırı planlarıyla bugün yerinden etme ve iltica dalgalarını yaratmaya devam etmektedir. Rusya ve Türkiye’yi, halkları yerinden eden savaş ve işgal pratiklerine derhal son vermeye, başta Türkiye olmak üzere Dünya kamuoyunu Ortadoğu’da kadın düşmanlığı ve savaş olmak üzere tüm hak ihlallerini derinleştiren Taliban ile diplomatik ilişkilere son vermeye çağırıyoruz. 

Türkiye’de, Pazarcık merkezli 6 Şubat depremleriyle arttırılan göçmen ve mülteci düşmanlığı, ırkçılık ve milliyetçilik, birlikte yaşayan halkların eşitlik, özgürlük ve dayanışma değerlerine derin zararlar vermiş, seçim sürecinde siyasi partiler aracılığıyla nefret suçları meşru hale getirilmiştir. İltica hakkının gaspı ve bu gaspı meşrulaştırmak için uydurulmuş “Geçici Koruma Statüsü” ve “Uluslararası Koruma Statüsü”nün krizleri yönetemediği özellikle deprem bölgesinde ayyuka çıkmış; mülteciler politikasızlık ve belirsizlik içerisinde her türlü saldırı ve sömürüye açık bir şekilde tüm insani haklardan mahrum bırakılmıştır.  Depremin ardından yaşanan seçim sürecine de bu ırkçı politikalar önemli oranda yön vermiştir.

Seçim sürecince Cumhur İttifakı, Millet İttifakı ve ırkçı pazarlık ittifakları tarafından hedef gösterilen mülteciler, “Geri Gönderme” adı altında uluslararası suçlarla tehdit edilmiştir. Zorla geri göndermeler hızla artarken AKP-MHP hükümetinin bir kez daha Avrupa Birliği ile pazarlık masasına oturmaya çalışması, Avrupa ülkelerinin mülteci meselesine samimiyetsiz ve ırkçı yaklaşımıyla geri gönderme suçu işlenmiştir. AB ile yapılan pazarlıklar mültecilerin haklarının ihlaliyle beraber Türkiye’nin faili olduğu tüm insan hakları ihlallerini de görünmezleştirilmektedir. AB ile Türkiye’nin kirli pazarlıklarına karşı parlamentodaki tek sesin Emek ve Özgürlük İttifakı olduğunu yineliyor, Halkların Demokratik Kongresi ve Halkların Demokratik Partisi olarak Sınırsız, Sınıfsız, Sömürüsüz Dünya sözünden geri adım atmadığımızı bir kez daha dile getiriyoruz. 

Göçmen ve mülteciler insani koşullar dışında ucuz emek gücü olarak sömürülmektedir. Mültecilik statüsünün gaspıyla güvencesiz çalışma koşulları dayatılarak asgari ücretin çok altında, yasal sürenin çok üzerinde saatlerce çalıştırılmaktadırlar. Sendikalaşma ve örgütlenme hakkı gasp edilerek “çalışma izni” patronların insafına bırakılmaktadır. Kadınların çifte sömürüyü en ağır haliyle yaşadığı koşullarda şiddete maruz kaldıkları işyerlerinde, çocuk işçiliğin de önü açılmaktadır. İşçi sınıfının tarihi boyunca sürdürdüğü mücadeleyle kazandığımız emeğimizin haklarının mültecilerden çalınmasını kabul etmiyor, haklarımız için birlikte mücadeleye devam edeceğimizi yineliyoruz.   

Arttırılan mülteci düşmanı, ırkçı ve milliyetçi politikanın Türkiye’de birlikte yaşam iradesiyle birlikte eşitlik ve özgürlük mücadelelerine de birer saldırı olduğunun altını çiziyoruz. Bu saldırılardan özellikle kadınların ve çocukların daha fazla etkilendiği, cinsel istismar ve saldırılara açık hale getirildiği bu mekanizmayı kabul etmiyoruz. Bu saldırılara karşı eşit, özgür, birlikte yaşam mücadelemizi güçlendirerek sürdüreceğiz. 

20 Haziran Dünya Mülteciler Günü’nde bir kez daha taleplerimizi yenilemek istiyoruz. 

Türkiye’nin Cenevre Sözleşmesi’ne koyduğu coğrafi şerhe son vererek iltica hakkının acilen hayata geçirilmesi zorunludur. İltica haktır, bu hakkın gaspı, beraberinde eğitim, sağlık, barınma, çalışma, örgütlenme gibi temel haklara erişimin önüne geçmektedir; bu yüzden şerh kaldırılmalı iç hukuk buna göre düzenlenmeli, uluslararası hukukta yer alan haklar tanınmalıdır.

Geri Gönderme Merkezleri kapatılmalı göçmen ve mültecilerin tüm süreçlerinin şeffaf bir şekilde yürütüldüğü ve haklarının güvence altına alındığı Göç ve Mülteci Bakanlığı kurulmalıdır.

Türkiye Rojava’daki işgallere acilen son vermeli, böylece savaş koşullarının getirdiği zorla yerinden edilme durumunun önüne geçerek bölgede demokratik çözüme alan açmalıdır. 

Avrupa Birliği mültecileri Avrupa’dan uzak tutma siyasetine son vermeli, Türkiye’yle fidye ilişkisini bitirmeli; bot batırma, geri itme gibi sınırlarında işlediği suçlara son vermeli; Türkiye sınırlarında uluslararası hukuku uygulamalı, mültecilerin güvenliğini sağlamalıdır. 

Türkiye’de entegrasyon adı altında yürütülen asimilasyona son verilerek birlikte yaşam ve toplumsal dayanışma mekanizmaları kurulmalıdır. 

Depremi  yaşayan herkese uygulanan haklar, göçmen ve mültecilere de uygulanmalıdır.

Mülteci kadınların, LGBTİ+’ların da erkek devlet şiddetine karşı yasal dayanağı olan İstanbul Sözleşmesi’ne acilen dönülmeli ve 6284 sayılı kanunun eşit ve etkin uygulanması sağlanmalıdır.

Göçmen ve mültecilerin emek sömürüsü düzenine son verilmeli, eşit işe eşit ücret hakkıyla güvenceli iş koşullarıyla sendikalaşmanın önü açılmalı ve çocuk işçiliğin mutlaka engellenmelidir.

Göçmen ve mültecilere yönelik yürütülen ırkçı politikalara, ayrımcılığa, şiddete ve sömürüye karşı eşit ve özgür birlikte yaşam inşasını güçlendirmeyi önüne hedef koyduğumuzu dile getiriyor; tüm insan hakları mücadelesi yürüten kurum, kuruluş ve siyasi partileri 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü vesilesiyle ortak bir mücadele hattında buluşmaya birlikte, eşit ve ortak bir yaşamı örmeye çağırıyoruz. 

Halkların Demokratik Kongresi Göç ve Mülteci Meclisi
Halkların Demokratik Partisi Göçmen ve Mülteci Komisyonu
20 Haziran 2023