
Edirne’de mültecileri taşıyan panelvanın duvara çarpması sonucu 10 mültecinin yaşamını yitirmesini, 30’unun yaralanması haberini büyük bir üzüntüyle öğrendik. Yunanistan’a ulaşmak isteyen en az 10 mültecinin yaşadığı bu insanlık dramı, kaza değil, cinayettir. Türkiye’de göçmenlere, mültecilere ve sığınmacılara yönelik yaklaşımın bir sonucudur.
Türkiye’nin neredeyse merkez haline geldiği insan kaçakçılığı şebekelerine karşı ciddi ve caydırıcı önlemler almayan hükümet, mültecilerin maruz kaldığı bu insanlık dışı muamelelerin ve mülteci cinayetlerinin sorumlusudur. Ege kıyılarında, Meriç Nehri’nde ve Türkiye’nin muhtelif karayollarında hayatını kaybeden binlerce insanın kanlarından büyük paralar kazanan suç örgütlerine karşı kapsamlı önlemler alınması için başta Parlamento olmak üzere tüm yetkili kurumları harekete geçmeye çağırıyoruz.
Mültecilerin hayatlarını tehdit eden insan kaçakçılığı trafiğinin ortadan kaldırılması için uluslararası kurumların ve hükümetlerin kirli pazarlıklar yapmak yerine insanların vatanlarını terk etmesine sebep olan krizlere karşı köklü çözümler geliştirmeleri gerektiğini savunuyoruz.
Savaş, çatışma ve çeşitli sebeplerle vatanlarını terk etmek zorunda kalan tüm insanların daha iyi ve güvenli bir yaşam imkanlarını kurması için dün olduğu gibi bugün de mücadelemize daha kararlı bir şekilde sürdürecek, mültecilerin haklarını her platformda savunmaya devam edeceğiz.
Gülsüm Ağaoğlu
Göçmen ve Mülteciler Komisyonu Sözcüsü
26 Haziran 2019