Mor Konvoyumuz Kandıradaydı: Bu yürüyüş burada bitmeyecek

Darbeye Karşı Demokrasi Yürüyüşümüz devam ediyor. 15 Haziran’da Edirne Cezaevi önünden yola çıkan Edirne Kolu, önceki dönem Eş Genel Başkanımız Figen Yüksekdağ’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda kadın siyasetçinin tutuklu olduğu Kandıra Cezaevi önüne ulaştı. Son üç gün boyunca İstanbul’da halkla buluşan Edirne Kolu yürüyüşçüleri, sabah saatlerinde Sultanbeyli’den uğurlandı. Uğurlamanın ardından direksiyona kadınlar geçti. Yürüyüş kolu, Mor Konvoyla Kandıra’ya hareket etti. Eş Genel Başkanımız Pervin Buldan, konvoy boyunca aracını kendi kullandı. Heyetin Kandıra'ya ulaşmasının ardından Cezaevi önünde açıklama yapan Buldan şunları söyledi:   

Bugün Edirne yürüyüşümüzün 5. günündeyiz. Darbeye Karşı Demokrasi Yürüyüşümüz kapsamında Kandıra Cezaevine, Kandıra’daki kadın yoldaşlarımıza selam vermek için, onlarla dayanışma duygularımızı paylaşmak için buraya geldik. Kadın Mücadelesi Her Yerde kampanyamızın da bir parçası olarak buraya geldik. Milyonlarca insanın iradesi olan kadın temsilcilerimiz, kadın yoldaşlarımız, kadın milletvekillerimiz ve kadın belediye eşbaşkanımızın, binlerce arkadaşımızın bugün cezaevlerinde rehin olarak tutulduğunu biliyoruz. 4 Kasım 2016’da AKP’nin bir siyasi darbeyle başta kadınlar olmak üzere bu ülkede belediye eşbaşkanlığı yapan, milletvekilliği yapan, siyaset yapan arkadaşlarımızı rehin almasından beri bu siyasi darbeler bitmedi ve sürekli devam etti. Kazandığımız elde ettiğimiz her bir mevzi, siyaseten kazanamayan AKP eliyle zorla, gaspla ve halkın iradesini yok sayarak alındı. 

Kayyım atanması tam da siyasi bir darbedir 

Bugün HDP’nin binlerce seçilmiş temsilcisi ve HDP’ye gönül veren, HDP’ye oy veren binlerce insan cezaevinde rehin olarak tutuluyor. AKP'nin siyaseten kazanamadığı yerlerde HDP’nin kazandığı yerlerde, halkın kendisine temsilci olarak seçtiği insanları görevden alması, belediye eşbaşkanlarımızın yerine kayyım ataması tam da  siyasi bir darbedir. 

Bu siyasi darbe pandemi sürecinde de devam etti. 13 belediyemize pandemi sürecinde kayyım atandı ve halkın iradesi bir kez daha yok sayıldı. Pandemi süreci devam ederken TBMM’de bu halkın iradesi olan milletvekillerinin vekillikleri düşürüldü. Leyla Güven’in, Musa Farisoğlulları’nın ve Enis Berberoğlu’nun vekillikleri düşürülürken aslında bu halkın iradesine bir kez daha saygısızlık yapıldı, haksızlık yapıldı. Bu ülkede bir kez daha hukuksuzluk yapıldı. 

Kandıra'da da Edirne'de de Sincan'da da biat etmeyen halkın temsilcileri var

Bütün bu siyasi darbelerin bu ülkeyi yönetenlerin siyasi kararlar alarak vermiş oldukları emirler sayesinde yapıldığını biliyoruz. Şu anda cezaevinde olan, vekilliği düşürülen ancak dışarıda olan arkadaşlarımız hakkında alınan kararların hukukla bir alakası olmadığını, bütün kararların siyasi olduğunu ifade etmek isterim. Bugün Kandıra Cezaevi’nde de Edirne Cezaevi’nde de Sincan Cezaevi’nde de Silivri Cezaevi’nde de bu ülkedeki hukuksuzluklar karşısında diz çökmeyen, biat etmeyen bir halkın temsilcileri var. 

Bizler Yüksekdağ’ın, Tuncel’in, Kışanak’ın mücadele yolundan yürüyoruz

Şunu herkes çok iyi bilsin ki; bizler Figen Yüksekdağ’ın, Gültan Kışanak’ın, Sebahat Tuncel’in ve içerideki tüm arkadaşlarımızın bize gösterdiği yoldan yürüyoruz. Bize bırakmış oldukları mücadelenin yolunu yürüyoruz. Bu yol onların bize bıraktığı yoldur. Ve arkadaşlarımız özgürlüğüne kavuşuncaya dek bu mücadele devam edecektir.

Kazanımlarımız bu ülkede kadınlar mücadele ettiği sürece var olacak

Kadın kazanımlarına her yerde darbe yapıldığını biliyoruz ve görüyoruz. Kadınların her yerde elde etmiş olduğu bütün kazanımları, AKP hükümeti kadın düşmanı bir anlayışla bizlerin elinden almaya çalışsa da kazanımlarımız bu ülkede kadınlar mücadele ettiği sürece var olacaktır. 

Milyonların yüreği Gültan Kışanak, Figen Yüksekdağ ve Sebahat Tuncel ile birlikte atıyor

Bugün kadın arkadaşlarımız, kadın yoldaşlarımız cezaevlerinde hukuksuzca tutuluyorlar. Ancak biz biliyoruz ki onlar da bizimle birlikte mücadele ediyor. Şu an belki bizi duyamıyorlar ama onların yüreklerinin bizimle attığını çok iyi biliyoruz. Onlar da bilsinler ki milyonların yüreği Gültan Kışanak ile Figen Yüksekdağ ile Sebahat Tuncel ile birlikte atıyor. 

Şöyle ya da böyle bu arkadaşlarımız günü geldiğinde mutlaka özgürlüğüne kavuşacak. Ancak onları rehin tutanlar verdikleri bu kara ve talihsiz kararların altında ezilecekler. Onlar hukuk karşısında hesap verecek. Ve onların kararları tarihin çöplüğüne mutlaka gidecek. 

Bu yürüyüş burada bitmeyecek

Darbeye karşı demokrasi yürüyüşümüz yarın Ankara'da tamamlanacak ancak bu yürüyüş burada bitmeyecek. Bu yürüyüş Türkiye’nin barışı için, kadınların özgürlüğü için, Türkiye'nin demokrasisi içindir. Bu yürüyüş Türkiye halklarının geleceği içindir. Sadece Figen Yüksekdağ, Gültan Kışanak için değil, sadece Selahattin Demirtaş, Abdullah Zeydan, Sebahat Tuncel için değil. Bu yürüyüş mağdur olan, ezilen, yok sayılan, inkar edilen milyonlar içindir. Bu yürüyüş mutlaka sonuca ulaşacak ve mutlaka sonunda barış ve demokrasi elde edilecektir.  

Durdurmaya çalışanlara karşı kararlı ve olgun yürüyüşümüzü devam ettirdik

Biz inanıyoruz ki bugün burada bir engelleme olmasaydı, önümüze bu kadar barikat kurulmasaydı milyonlar sel olup Ankara’ya akacaktı. Ancak her gittiğimiz yerde; Edirne’de de Hakkari’de de gittiğimiz her ilde güvenlik güçlerinin barikatı ile karşılaştık. Olağanüstü hal ilan edilmiş gibi, sıkıyönetim varmış gibi kentlere giriş çıkışlar yasaklandı. Bu ülkenin vatandaşları olarak seyahat özgürlüğümüzü, ifade özgürlüğümüz kısıtlayarak bu demokrasi yürüyüşünü durdurmaya çalışanlara karşı kararlı ve olgun yürüyüşümüzü devam ettirdik, hiçbir provokasyona izin vermedik ve bu yürüyüşü sonuna kadar tamamlama kararı aldık. 

Bizim kararlı ve olgun davranışımız karşısında bu yürüyüşleri yasaklayanlar utanmalıdır

Bizim bu kararlı ve olgun davranışımızdan bu yürüyüşleri yasaklayanlar utanmalıdır. Aldıkları kararlar karşısında ezilmelidir. Bizim bu ülke için barıştan başka, demokrasiden başka, özgürlüklerden başka istediğimiz bir şey yoktur. Türkiye halkları elbet bir gün bunları elde edecektir. Bütün bunlar AKP’nin gidişiyle olacaktır. Kimse merak etmesin AKP gidicidir. Gittikçe büyüyen, gittikçe çoğalan HDP bu ülkeyi yönetmeye adaydır ve bu ülkeyi yönetecektir. 

AYM'nin Demirtaş kararı emsal teşkil etmeli ve arkadaşlarımız tahliye edilmelidir

Selahattin Demirtaş'ın tutukluluk süresinin uzun olduğu ve bunun bir ihlal olduğu, acilen tahliye edilmesi gerektiği yönünde alınan karar şu an cezaevlerinde bulunan bütün arkadaşlarımız için hem de Selahattin Demirtaş'ın diğer davaları için emsal teşkil etmektedir. Anayasa Mahkemesi'nin kararını tanımayanlar, bu haksızlığı bu hukuksuzluğu yapanlar bundan sorumlu olacaktır. Bu karar emsal teşkil ederse hem Selahattin Demirtaş’ın hem de Figen Yüksekdağ’ın ve cezaevlerindeki binlerce tutuklu arkadaşımızın tahliye edilmesi gerekir. AKP'ye sesleniyoruz, aldığınız kararlar yasalara ve Anayasa'ya aykırıdır. Hiçbir kararınız hukuki değildir. Her bir kararınız siyasi karardır. Dolayısıyla bu siyasi kararların hiçbir geçerliliği yoktur. 

Kandıra Cezaevi'ne bir kez daha selamlarımızı gönderiyoruz. Dayanışma duygularımızı tüm arkadaşlarımızla paylaşıyoruz. Yüreğimiz onlarla birlikte atıyor. Bu mücadele onların mücadelesidir. Bir kez daha cezaevlerindeki arkadaşlarımızı sevgiyle selamlıyor, dayanışma duygularımızı gönderiyoruz. Kadınlar olarak onların yanındayız. 

19 Haziran 2020