Merkez Yürütme Kurulu üyemiz Sayın Serpil Kemalbayın Ücretli ev emeği bildiğiniz gibi başlıklı köşe yazısı

AKP-Saray iktidarında esnek ve güvencesiz iş piyasası yaratmak üzere sayısız neoliberal yapısal düzenleme yapıldı. Can alıcı birkaç yasal değişiklik planı ise sırada bekletiliyor. Eğer engelleyemezsek; ev işçilerini de ilgilendiren kölelik yasası dediğimiz kiralık işçi bürolarının yasalaşması, kıdemin fona devri ve kamu emekçileri alanının güvencesizleştirilmesi gerçekleştirilecek. Bu paketler ile yerli ve yabancı sermaye için tam anlamıyla dikensiz gül bahçesi, ucuz emek cenneti yaratılmış olacak. Hükümet mevcut militarize olmuş siyasi zemini, fiili darbe koşullarını, savaş ve yıkım atmosferini kölelik yasalarını geçirmek için çok iyi bir şekilde değerlendirmek istiyor

Bu arada bütün bu saldırıların topluma bir ihtiyaçmış gibi sunulması hükümetin sürekli olarak uyguladığı bir yöntem olmaya devam ediyor. Medyanın sahte müjdelerle kamuoyu oluşturma çabası, Hükümetin algı yaratma operasyonlarının parçası olarak sürüyor. 

Bunun son örneği geçen hafta medyaya servis edilen, ev hizmetlerinde çalışanlar için 1 Nisan 2015’de yürürlüğe giren ‘10 günden az, 10 günden çok çalışma’ farkı getiren torba yasanın kayıtlı çalışmada başarı kazandığına dair haberler oldu.

Hatırlanırsa bir süre önce, evlerde temizlik yapan, çocuk, yaşlı, hasta bakan yüzde 99’u kadınlardan oluşan işçilerinin ‘kolay sigorta’ talepleri 6552 nolu torba yasaya gerekçe yapılmıştı. Tabi her zaman olduğu gibi emekçilerin sorunlarını çözmek için değil, kendini geniş kesimlere duyurmuş ve sahiplenilmiş bir talebin iktidar tarafından istismar edilmesi amacıyla bunu yaptılar.

Bu hafta basında bir başarı öyküsü gibi sunulan da bu konudaki haberlerde, ‘Nisan 2015- 2016 döneminde ev hizmetlerinde 10 günden fazla çalışan 5 bin 252 ve 10 günden az çalışan 5 bin 107 kişi olmak üzere toplam 10 bin 359 çalışanın sigorta primleri SGK’ya ödendi’ diyerek hükümetin büyük bir başarıya imza attığı vurgulanıyordu.

6552 sayılı torba yasası sayesinde ev işçilerinin kayıt altına alınmasında büyük bir mesafe kat edildiği algısı yaratılmaya çalışılıyor. Fakat bu başarı öyküsü asla gerçeği yansıtmıyor. Bir milyonu aşkın ev işçisi varken söz konusu rakamlardan yola çıkarak bir başarıdan söz etmek zaten mümkün değil. Kaldı ki torba yasa ev işçilerine ‘kolay sigorta’ getirmediği için gerçekleşen artışı bu yasaya bağlamak ta anlamlı değil.

1 Nisan 2015’den buyana 5 bin 252 kişi, yani ev işçilerinin sadece binde 5’i sosyal güvenlik şemsiyesi altına alınmış görünüyor. Devede kulak bile olmayan bu istatistik Hükümet için bir başarı değil başarısızlık ilanı olarak okunabilir ancak.

Öte taraftan 5 bin 107 kişi, yani yaklaşık olarak diğer binde 5 ise sadece iş güvenliğine karşı sigortalanmış olup, diğer işçiler gibi sigortalanma şartı yasayla kaldırılmıştır. Bu pozisyondaki işçiler yasal olarak sigortasız çalıştırılan işçilerden oluşuyor. Burada da bir başarı değil tam tersine hak gaspı söz konusudur. Anayasanın eşitlik ilkesine ve uluslararası sözleşmelere aykırı bir durum söz konusudur.

Nitekim mecliste bekletilen; emek, meslek örgütlerinin hassasiyeti nedeniyle sürekli meclise gelmesi ertelenen 170 nolu kiralık işçilik yasasının gerekçeleri arasına yine ev işçileri konmuştur. Bu da bir önceki torba yasanın başarısızlığının Hükümet tarafından itiraf edilmesi olarak okunmalı. Bir kez daha not etmekte fayda var ki, kapsamına mevsimlik tarım işçileri ile birlikte ev işçilerini süresiz olarak çalıştırmayı alan kiralık işçilik yasası da iddia edildiği gibi kayıtlı çalışmayı ve istihdamı artırmayacak. Tam tersine bütün çalışanlara güvencesizliği ve kölelik koşullarını getirecek. 

Öte taraftan bu sahte başarı öyküleri bir tarafa, istatistiklerdeki küçük te olsa ilerlemedeki payın ev işçilerinin örgütlerine ait olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Çünkü uzun zamandır ev işçilerinin sendikaları ev içi emeği gündemleştiriyor, Hükümetin torba yasalarını deşifre ediyor, sigortasız çalıştırılma ve iş cinayetleri konusunda açtıkları davalar ile seslerini geniş kesimlere duyuruyor. Müjdeli haberlere rağmen ev işçilerinin yasal statüsü bildiğimiz gibi olmaya devam ettiğinden, iş yasasına alınma talebi ve ‘Kolay sigorta’ talebi ev hizmetinde çalışanların mücadele ettikleri başlıklar arasında en önde duruyor. 

İkinci bir gerçek başarı öyküsü ise bu zor günlerde yüzümüzü güldüren ‘Toz Bezi’ filmine dair. 2 Ev işçisi kadının hikayesini beyaz perdeye taşıyan Ahu Öztürk’ün ‘Toz Bezi’ filmi büyük bir başarı yakaladı. Nürnberg Film Festivali’nde En İyi Film ve En İyi Kadın Oyuncu ödüllerini alan, İstanbul Uluslararası Film Festivali’nde bütün ödülleri ‘süpüren’ bu eser bize ücretli ev emeği mevzusunun derinlerinde gezinme fırsatı sunuyor. 


Serpil Kemalbay

Halkların Demokratik Partisi
Çalışma Yaşamı ve Emekten Sorumlu
Eş Genel Başkan Yardımcısı

Etiketler: #ev işçisi , #emek