
Bütçe görüşmelerinin bugünkü oturumunda söz alan Adana Milletvekilimiz Meral Danış Beştaş, cezaevinde tutulan Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş’ın TBMM Başkanlığına verdiği soru önergesini okuyarak, TBMM Başkanlığının buna verdiği yanıta ilişkin değerlendirmelerde bulundu.,
Beştaş, soru önergesinin şu anda cezaevinde rehin tutulan Eş Genel Başkanımız Sayın Demirtaş’ın yalnızca kendisi için değil, aynı tarihte kendisi ile birlikte alınarak cezaevinde tutulan 10 milletvekili için de sorduğunu fakat cevabın geldiği tarihte alınan milletvekili sayısının 12’ye çıktığını hatırlatarak şunları söyledi:
Soruları tekrar hatırlamak lazım
1.soru: “Başkanlığını yaptığınız TBMM’nin 10 milletvekilinin herhangi bir Meclis kararı olmaksızın tutuklanmış olmaları hususunda herhangi bir girişimde bulunmayı düşünüyor musunuz?”
Cevap yok.
2.soru: “10 milletvekilinin halen F tipi hücrelerde tek başına tecritte tutuluyor olmaları hakkında herhangi bir girişiminiz olacak mı?”
Cevap yok.
3.soru: “Milletvekillerinin halihazırda dokunulmazlıkları devam ediyor olmasına rağmen bu soru önergesi dâhil bütün yazışmaların denetime tabi tutulmasını Meclis İçtüzüğü ve Anayasa’ya uygun görüyor musunuz?”
Cevap yok.
4.soru: “Meclisin saygınlığına bir saldırı olarak değerlendirilebilecek bu uygulamaların HDP’li vekillere yapılıyor olması karşısında sessiz kalmanın parlamenter demokratik siyaseti ve Parlamentomuzu hiçleştirdiğini düşünüyor musunuz?”
Cevap yok.
5.soru: “Bizimle ilgili daha yargılamalar bile başlamadan kesin hüküm beyan ederek yargıyı tesir altına almaya çalışan Hükümet sözcüleri, Başbakan ve Cumhurbaşkanı beyanlarına karşı Meclis Başkanı olarak Parlamentoya verilen adil yargılanma hakkını koruyacak tedbirler almayı düşünüyor musunuz?”
Cevap yok.
6.soru: “Başkanlığını yaptığınız Parlamentonun 10 üyesinin cezaevinde hangi koşullarda tutulduğunu ve ne tür uygulamalarla karşılaştıklarını yerinde incelemeyi düşünüyor musunuz?”
Buna şöyle bir cevap veriliyor, en azından bir bölümünde: “Aziz milletimizin milli iradenin temsilcileri olan milletvekilleri hukukun üstünlüğünü, hukuk devletini, Anayasa’yı ve yasaları kabul ederek ve demokrasiyi tam manasıyla özümseyerek tek bayrak, tek vatan, tek devlet ve tek millet bilinciyle ülkemizi daha ileri noktalara taşıma gayreti içinde olmalı ve olmaya devam etmelidir.”
Cumhurbaşkanının teklik hayalinin uygulayıcıları olmak zorunda mıyız?
Bunun bir yanıt olup olmadığını sizlere bırakıyorum. Ama biz de Sayın Meclis Başkanına şunu söylemek isteriz; biz milletvekilleri olarak, Sayın Cumhurbaşkanının teklik hayalinin, uygulayıcıları olmak zorunda mıyız? Böyle bir zorunluluğumuz mu var? Bu cevapla “Siz bu teklik hayalinin uygulayıcılarısınız ve parti farkı gözetmeksizin hepiniz bu zorunluluktasınız” denilmek isteniyor. Bizim böyle bir zorunluluğumuz yok!
Peki soru önergesinin cevabında ne var?
Sayın Demirtaş’ın TBMM’de yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin 77 dosyasının olduğu ve ilgili makamlara gönderildiği belirtiliyor. Meclis Başkanına şuradan hatırlatmak istiyorum: Sayın Demirtaş’ın 77 dosyası yok, 102 dosyası var. Çünkü öyle bir acele ettiler ki, talimatlar yerine o kadar hızlı ulaştı ki!
Son paragrafta Sayın Meclis Başkanı gerçekten hoş bir cevap da vermiş: "TBMM Başkanlığı olarak, soru önergenizde aslında tek yanıt bu belirttiğiniz hususlarda yasaların verdiği yetki ve imkânlar dâhilinde elimizden gelen gayreti ve hassasiyeti göstermekte olduğumuzu ve göstereceğimizi tekrar belirtiriz."
Meclis Başkanının hassasiyeti sansür uygulamaksa aman ha hassasiyet göstermesin!
Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş’ın maruz kaldığı uygulamalara gelince: Tek kişilik hücre, avukat denetimi altında görüşüyor, ses kaydı alınıyor, hastaneye gidemiyor, soru önergelerine sansür uygulanıyor, Meclise konuşma gönderemiyor. Eğer Meclis Başkanlığının hassasiyeti buysa, aman ha hassasiyet göstermesin.
Her şey bari yasalar çerçevesinde yürüsün, hiç değilse birkaç kişiyle birlikte kalsın, yazdığı mektuplar normal bir vatandaş gibi incelensin demek geliyor içimden çünkü bu hassasiyetin tersten gösterildiğini…
Bu söylediklerim sadece Eş Genel Başkanımız Demirtaş’la ilgili değil, şu anda cezaevinde tutulan bütün milletvekili arkadaşlarım içindir bu beyanımız.
Meclis Başkanı apartman yöneticisi olsa
Hiç merak etmiyor musunuz? Bu Başkanlığını yaptığınız kurumun üyelerinin şu anda cezaevinde tutulduğu koşulları merak etmiyor musunuz? Siz bir apartman yöneticisi olsanız, bir komşunuzun başına bir şey gelse geçmiş olsun demeye gitmez misiniz? Gidersiniz. Hadi onu da bıraktık, komşunuza geçmiş olsun demeye gitmediniz, peki ailesini, eşini, babasını, annesini arayıp bir geçmiş olsun deme zahmetinde bulunmaz mısınız?
Sayın Meclis Başkanına soruyorum bunu. Bunun Anadolu’nun örf ve adetlerinde yeri var mı bizim geleneklerimizde? Hiçbir yeri yok. Ve yerinde incelemeyi düşünmüyor belli ki. Daha önceki Meclis başkanlarımız en azından sözlü olarak bu durumun Türkiye’ye, TBMM'ye yakışmadığını söylüyorlardı, bunu aşmaya çalıştıklarını söylüyorlardı. Yapamasalar bile bu konuda bir gayret vardı ama şu anda bu cevapla Türkiye Büyük Millet Meclisinin itibarı gerçekten bir kez daha zedelenmiştir.
Biz milletvekilleri olarak bu tabloya itiraz etmezsek hiç kimse bundan azade değil. Hangi sırada olursa olsun bütün milletvekilleri bu uygulamalara maruz kalabilir ama biz hepsinin hak ihlallerini takip edeceğimize söz veriyoruz.
15 Aralık 2016