Milletvekillerimizin İmralı tecridine karşı başlattığı adalet nöbeti, 11’inci gününde devam etti. Nöbete milletvekillerimiz Kemal Bülbül, Abdullah Koç, Erdal Aydemir, Hasan Özgüneş, Ayşe Sürücü, Nusrettin Maçin, Murat Sarısaç Mahmut Toğrul, Fatma Kurtulan, İmam Taşçıer, Hüseyin Kaçmaz ve Celadet Gaydalı katıldı. Burada açıklama yapan Nusrettin Maçin, şunları söyledi:
İmralı, AKP ve MHP’nin savaş konseptinin iki yıldan fazladır Sayın Öcalan ve oradaki siyasi tutuklular üzerinde hukuku hiçe sayarak, insan hak ve özgürlüklerini hiçe sayarak resmen hukukun katledildiği bir adaya dönüşmüş bulunmaktadır. Bütün kesimleri kutuplaştırmak ve baskıları arttırmak için, toplumun bütün taleplerini, eleştirilerini, hak ve özgürlük uğruna verilen mücadeleyi susturmak için İmralı’da başlatılan bu tecrit her yere yayılmış durumdadır. Bugün biz HDP Meclis Grubu da dahil şu an tecrit altındayız.
İmralı’da uygulanan tecrit bir ceza içinde ceza uygulamasıdır
Türkiye işçi sınıfının greve gitmesini engelliyorlar. Veya bir yerde doğa katledildiğinde ve ekolojist örgütler tarafından buna karşı konulduğunda yine polis gücüyle, yani zorla ve şiddetle susturuyorlar. Kadın hakları ve kadın mücadelesi veren kesimler kadın katliamlarına karşı sokağa çıktığı zaman, bu kesime karşı da yine şiddet uygulanmaktadır. Anlaşıldığı gibi İmralı’daki bu tecrit toplumun bütün muhalif kesimlerine uygulanmaktadır. Biz diyoruz ki İmralı’da uygulanan tecrit bir ceza içinde ceza uygulamasıdır. İki sefer ceza uygulanmaktadır. Bir siyasi tutuklunun, bir düşünce insanının en fazla ihtiyaç duyduğu şey, ürettiği düşünceleri ve politikayı toplumun bütün kesimleriyle paylaşmasıdır. Bu sadece aile görüşü ve avukat görüşünün dışında olan, daha fazlası olan bir uygulamadır.
Tecride karşı hayatın bütün alanlarında haykıracağız, hiçbir güç bizi susturamaz
Bu iktidar; içeride ve dışarıda toplum hayatının bütün alanlarında bu savaş konseptine karşı fikir üreten, politika üreten; demokrasi, barış ve diyalog çağrı isteyen bütün kesimleri açıkça polis gücüyle susturmaya çalışıyor. Biz bunu kabul etmeyiz. Kürt halkının 100 yıllık bir mücadele geleneği vardır. 21’inci yüzyıla giriyoruz, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına giriyoruz ve hala tecrit uygulanıyor. Tecrit demek, hukuk devleti olmaktan çıkmak demektir. Tecrit yasaları, kanunları siyasallaştırmaktır. Tam da AKP ve MHP’nin kurmuş olduğu savaş konsepti budur. Bütün toplumu susturmaya çalışıyorlar. Biz Meclis’te, sokakta, fabrikada, tarlada, mahallede hayatın olduğu bütün alanlarda haykıracağız. Bizi hiçbir güç susturamaz.
2023’te bu faşist iktidarı göndereceğiz, 2023 yılını özgürlük yılı yapacağız
Öcalan’ın üzerindeki tecridi kaldırın. İmralı’daki tecridi kaldırın, cezaevlerindeki keyfi uygulamalara, işkence uygulamalarına son verin. Hasta tutsaklara özgürlük diyoruz. Bir insan hastaysa, kendi ihtiyaçlarını karşılayamıyorsa, onun içeride tutulması kadar büyük insan hakkı ihlali olamaz. Basın, kamuoyu, halklarımız şunu bilsin ki; 2023’te bu faşist iktidarı göndereceğiz. Türkiye’ye yeni bir yıl, yeni bir yüzyıl olması dileğiyle; bütün halkların kendini özgürce ifade ettiği, siyasi tutsakların özgürlük yılı olması dileğiyle mücadelemizi büyüteceğiz. Siyasi tutsaklara özgürlük şiarımız ile 2023 yılını özgürlük yılı yapacağız.
5 Ocak 2023