
Hakkari Milletvekilimiz Leyla Güven'in Sayın Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan mutlak tecridin sonlandırılması amacıyla başlatmış olduğu açlık grevine destek amacıyla İngiltere, İrlanda ve İtalya’dan Diyarbakır’a gelen Avrupa Parlamentosu milletvekilleri ve avukatlar insan hakları örgütleri, meslek odaları ve siyasi partilerin temsilcileri ile görüşmeler gerçekleştirdi. Heyet, İnsan Hakları Derneği (İHD), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (THİV), Diyarbakır Tabip Odası, Diyarbakır Barosu, Barış Anneleri, Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Halkların Demokratik Partisi (HDK), TJA, Leyla Güven’in avukatları ve kızı Sabiha Temizkan ile görüştü.
Cezaevi yönetimi sessizliğe büründü
Leyla Güven ile görüşmek amacıyla Adalet Bakanlığı’na başvuruda bulunan uluslararası heyet, 13 Ocak 2019 tarihinde, Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi önüne giderek, başvurularının akıbetini öğrenmek ve Leyla Güven ile görüşmek amacıyla Cezaevi yönetimi ile görüşmek istedi. Ancak cezaevi önünde bekleyen polisler, heyeti çembere alarak sert müdahalede bulundu. Heyette bulunan İnsan Hakları avukatı Margaret Owen ezilme tehlikesi geçirirken, cezaevi yönetimi görüşme taleplerine herhangi bir yanıt vermedi.
Tecridi sona erdirin, barış sürecine geri dönün!
Diyarbakır Barosu’nda basın mensupları ile bir araya gelen heyet bir açıklama yaptı. Basın açıklamasında konuşan SinnFein ve Avrupa Parlamentosu Milletvekili Martina Anderson şunları söyledi:
“Cezaevlerinde açlık grevinde bulunan tutsaklar, Abdullah Öcalan ile yapılmasına izin verilen görüşmenin tıpkı 2016 yılında olduğu gibi bir taktik olduğuna inanıyor. Biz, İtalya’dan, İngiltere’den ve İrlanda’dan gelen seçilmiş milletvekilleri ve avukatlar olarak, barış sürecine dönüşün, tecrit politikasının ortadan kaldırılması ile kolaylıkla gerçekleşebileceğine inanıyoruz. Türkiye hükümetini baskıyı, işkenceyi ve tecridi sonlandırmaya, barış sürecine geri dönmeye davet ediyoruz.”
Heyet yaşadıklarını ‘skandal’ olarak nitelendirdi
İngiltere İşçi Partisi ve Avrupa Parlamentosu Milletvekili Julie Ward ise “Türkiye’ye 3’üncü gelişim ve tek gördüğüm kötüye giden insan haklarıdır. Burada yaptığımız çeşitli görüşmelerden anladığım şey, insan hakları ihlallerinin günlük rutinin bir parçası haline geldiğidir. Leyla Güven ile görüşebilmek için tüm gerekli prosedürleri takip ettiğimiz halde, onunla görüşmemize izin verilmedi. Bu izin verilmeme hali de kibar bir şekilde yapılmadı. Aksine çevik kuvvet polisinin sert muamelesi ile karşılaştık ve görebileceğiniz gibi biz pek de genç kadınlar değiliz. Tüm prosedürleri takip ettiğimiz halde böylesi bir şekilde davranılmış olmamız bir skandaldır” diye konuştu.
Ayın karanlık yüzü!
İnsan Hakları avukatı ve Barış İçin Dullar Girişimi’nden Margaret Owen ise, Türkiye’deki durumu “Ayın Karanlık Yüzü”ne benzetti.
Uluslararası heyet, gerçekleştirdikleri görüşmelerden edindikleri bilgileri ve kendilerine uygulanan polis şiddetini Avrupa Parlamentosu’na, ülkeleri İngiltere, İtalya ve İrlanda’ya aktaracaklarını belirttiler.
14 Ocak 2019