
Grup Başkanvekilimiz ve Mersin Milletvekilimiz Fatma Kurtulan, Adana Milletvekillerimiz Kemal Peköz ve Tülay Hatimoğulları, Mersin İl ve Tarsus İlçe örgütü yöneticilerimiz ile İHD ve HDK Mersin temsilcileri ve Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Derneği üyelerinden oluşan bir heyet, işkence iddiaları üzerine Tarsus Cezaevi’ne giderek cezaevi idaresi ile bir görüşme gerçekleştirdi.
Görüşmenin ardından cezaevi önünde açıklama yapan Fatma Kurtulan şunları söyledi:
Cezaevleri Türkiye’nin kanayan bir yarası olma durumunu koruyor. Tarsus Cezaevi de şu an Türkiye’de çok fazla hak ihlalin yaşandığı birkaç cezaevinden birisi. Buna dair ilgili bakana bir soru önergesi de verdik. Bize gelen iddialar çok farklı kanallar aracılığıyla ulaşıyor. Avukatlar, aileler, tahliye olanlar üzerinden bize ulaşan beyanlara göre Tarsus Cezaevi’nde sayımlar askeri nizamda yapılıyor ve buna karşı çıkanlar darp ediliyor. Darp edilenler ise doktora götürülmüyor, doktora götürülseler de rapor alınamıyor.
Burada uzun süre bir hasta tutuklu vardı sonra vefat etti. Halime Gülsu uzun süre gözaltında kaldı, gözaltı boyunca ilaçları verilmedi, daha sonra cezaevine getirildiğinde raporları kaybedildi. Doktor o raporu göremediği için tedavi edemedi ve Gülsu bu dayatma içerisinde yaşamını yitirdi.
Zeynep Turan’ın durumunu da cezaevi idaresi ile görüşmemizde dile getirdik. Zeynep Turan’ın tek talebi koğuşa geçmekti. Ancak 29 gün hücrede tutuldu. İddiaya göre hücrede örgüt üyesi olduğunu kabul etmesi dayatıldı sonra çeşitli görüşmeler sonucu Zeynep koğuşa geçebildi.
Burada çocuk tutuklular var ve toplumun vicdanını yaralayan Sisê Bingöl annenin de burada yatıyor olması, onun da ayrıca bir işkenceye maruz kalması. Bunu da dile getirdik. Bunlar hiçbir şekilde cezaevi müdürü tarafından kabul görmedi. İşkenceye sıfır toleransla hareket ettiklerini iddia etseler de bize gelen duyumlar bunun tam tersi. Biz buradaki durumu hem Meclis’in gündemine taşıma hem ilgili muhataplarla görüşme konusunda ısrarcı olacağız. Bir grup avukatımız yine içeriye girecek tek tek tutuklularla görüşecekler, tutukluların beyanlarını yeniden alacaklar.
Bugün karşılaştığımız şey şuydu; cezaevi yönetiminde gördüğümüzü hükümette de görüyoruz. Her yerde, sokaklarda dahi işkencenin yapıldığını görüyoruz, tüm bunlara rağmen “sıfır tolerans" demeleri de çok manidar. İşkenceye sıfır tolerans sözünün pratikte bir karşılığının olmadığını görüyoruz. İşkenceyi teşhir etmeye devam edeceğiz ve sorumluluğu olanların yargılanmaları için takipçi olacağız.
7 Ağustos 2018