KHK’li sağlık emekçilerinin göreve dönüşü sağlanmalıdır!

Sağlık hizmeti, bir süredir halk sağlığı yaklaşımı ile değil, Sağlıkta Dönüşüm Programı ile kâr ve verimlilik hesaplarıyla yönetilir hale geldi. Yakın zamanlarda kendilerine yakın devlet hastanelerini yitiren yurttaşların hastalandığında gidebileceği yerler artık kentin bir ucundaki şehir hastaneleridir. AKP-MHP iktidarı, neoliberal ve muhafazakâr ‘betonlaşma’ politikalarını izlerken halkın sağlığını unuttu. Halk sağlığı ve sağlık sisteminin içinde bulunduğu vahim durumu Korona Virüs salgını yeniden hatırlattı. Salgının bulaşma hızı arttığı için vaka ve ölümlere dair eğriler hızla tırmanmaktadır.

Sağlık hizmetinin iktidar bloğundan aldığı başka bir darbe, 10 bini aşkın hekim ve sağlık emekçisinin Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) işlerinden ihraç edilmeleridir. 15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi’ni fırsata çeviren siyasal iktidar daha da otoriterleşti. Hükümet, Olağanüstü Hal (OHAL) ilan ederek bu süre içinde 12 bini sağlık emekçisi olmak üzere 130 bine yakın kamu emekçisini, adil yargılanma hakkı verilmeden, haksız ve hukuksuz bir biçimde görevlerinden ihraç etti. OHAL’in kaldırılmasından sonra da haksızlıkları giderme konusunda hiç bir çaba içine girmedi. Yaklaşık 4 yıldır, KHK’lerin ek listelerinde ruhsuz bir sayı ile damgalanmış olan sağlık emekçileri birçok hakları askıya alınmış biçimde çok güç koşullara karşın yaşama tutunmaktalar. Koroavirüs salgını ile mücadelede deneyimli ve nitelikli sağlık emekçilerine ihtiyaç vardır. 

Uzunca bir zamandır ifade ettiğimiz gibi tekrarlıyoruz: KHK’li hekim ve sağlık emekçilerinin karşı karşıya kaldığı bu haksızlık giderilmelidir, göreve dönüşleri için yasal adımlar atılmalıdır. Kuşkusuz görevlerine dönüp dönmeme kararını verecek olanlar onurları incinmiş ve yaşamları altüst edilmiş hekimler ve sağlık emekçileridir. Ne var ki sağlık emekçileri göreve dönmek istemese de bu haksızlıklar giderilmek zorunda! Sadece sağlık emekçileri için değil, göstermelik soruşturmalar ve kurum kanaatleri ile ihraç edilen, mahkemelerden beraat ettiği halde görevlerine döndürülmeyen, dayanaksız iddianamelerle hiç bitmeyen yargı süreçlerine maruz kalan, cezaevlerinde adaleti bekleyen 100 binin üzerinde kamu emekçisi KHK ek listelerinden çıkarılarak işlerine döndürülmelidir. 

Bir yandan gecikmiş de olsa adaleti sağlamak, diğer yandan yakıcı salgın karşısında ihraç edilen sağlık emekçilerini göreve çağırmak üzere aşağıdaki önlemleri, AKP-MHP Hükümetinin, başta TBMM’de grubu bulunan partiler olmak üzere bütün siyasal partilerin ve Türkiye kamuoyunun dikkatine sunuyoruz:

  1. Korona Virüs salgını ile mücadele ederken pek çok ülke,  emekli sağlık çalışanlarını göreve çağırmaktadır ya da yurtdışından doktor davet etmektedir. Türkiye’de de adaletin ve toplum sağlığını korumanın bir gereği olarak KHK’li hekim ve sağlık çalışanları derhal görevine geri döndürülmelidir. TBMM KHK’li sağlık emekçilerinin göreve dönüşü için yasal düzenlemeleri ivedilikle başlatmalıdır.
  2. Sağlık emekçileri için başlatılmasını talep ettiğimiz göreve dönüş süreci, Anayasa’nın eşitlik ilkesi gereğince ihraç edilen tüm kamu emekçilerine yaygınlaştırılacak biçimde düzenlenmelidir.
  3. Sağlık emekçilerinin istihdam sürecinde karşı karşıya kaldıkları ve ayrımcılığı beslediğini düşündüğümüz “Güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması” kriteri yasal bir düzenleme ile ortadan kaldırılmalıdır.
  4. KHK’liler yıllardır çalışma, eğitim, burs ve diğer haklarını kullanırken ayrımcılığa uğramaktadır. Bu durumda #EvdeKal çağrısına uyulması için yurttaşlara verilecek tüm ayni ve nakdi destekten KHK’lilerin eşit biçimde yararlanmaları konusunda önlemler alınmalıdır. 
  5. Engelli KHK’liler Korona Virüs salgınına karşı en riskli gruplar içindedir. KHK’li engelli bireyler sosyal izolasyonu çok katmanlı biçimde yaşamaktadır. Talep eden engelli bireylere evlerinde Korona Virüs testi yapılmalıdır ve ihtiyaçları ivedilikle giderilmelidir.
  6. Sosyal mesafeyi korumanın imkansız olduğu ve temel hijyen koşullarının bile sağlanamadığı cezaevlerinde, içinde KHK’lerle ihraç edilmiş bireylerin de olduğu siyasi mahpuslara Anayasa’nın “eşitlik” ilkesi uyarınca ayrımcılık yapılmamalı, eşit koşullarda infaz indirimi uygulanmalıdır.  

Nejla Kurul – Samet Mengüç
Sağlık ve Sosyal Politikalar Komisyonu Eş Sözcüleri
1 Nisan 2020