Kerestecioğlu: Gelin tüm siyasi partiler bir Çocuk Hakları Bakanlığı kuralım

Grup Başkanvekilimiz Filiz Kerestecioğlu, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında Çocuk Hakları Bakanlığı kurulmasına ilişkin kanun teklifi hakkında bilgi verdi:

Biliyorum, ülkenin “büyük”lerinin gündemi çok büyük! Sizler de en çok onların peşindesiniz. Ama bu ülkede çocuklar da var! Ve öyle 23 Nisan’da makam koltuklarına oturtulmaktan çok daha sağlam ve gerçek talepleri ve sorunları var çocukların. 

Çocuklar vardır, çocuklar her yerde

O nedenle çok sansasyonel, kavgacı, “heyt”, “hoyt” nidalarıyla dolu bir gündem olmasa da bugünkü gündemimiz hepsinden önemli. Sizlerin de bu önemli konuyu, özellikle çocuk istismarına ilişkin kanun tasarısının Meclis’te de tartışıldığı bu günlerde, haberlerinizde vurgulayacağınıza inanıyorum. Hani yıllar önce nasıl “kadınlar vardır, kadınlar her yerde” dediysek, şimdi de “çocuklar vardır, çocuklar her yerde” diyerek sözlerime başlamak istiyorum.

Çocuk hakları siyaseti oluşturulmuş değil

Türkiye nüfusunun üçte birini çocuklar oluşturuyor; fakat buna rağmen ülkemizde yıllardan beri bir çocuk hakları siyaseti oluşturulmuş değil. Böyle bir politika yok. Bu nedenle Türkiye’de çocuk istismarı gibi derhal adım atılmasını gerektiren yakıcı sorunlar ortaya çıkıyor. 

Tek isteğimiz var: Çocuklar mutlu yaşasın 

Bizim tek bir isteğimiz var: Tüm çocuklar, ama tüm çocuklar bu ülkede mutlu yaşasın… Bunun için de tek bir çocuk dahi istismara uğramasın, ebeveynlerinin boğuştuğu yoksulluk çocukların kaderi olmasın, her çocuğun barınması için sağlıklı şartlarda bir evi olsun, her çocuk eşit kalitede eğitim alabilsin, sağlığa erişebilsin istiyoruz.

Tarafı olduğu sözleşmelerin gereğini yerine getirmek hükümetin çocuklara borcu

Türkiye başta Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi olmak üzere, çocuk haklarının korunması için devlete yükümlülük veren birçok sözleşmenin tarafıdır. Bu nedenle bütün bunları yerine getirmek hükümetin çocuklara borcudur.

Bu sözleşmelere göre, bütün çocukların eşit biçimde bütün haklarını kullanabilmelerine olanak sağlamak gerekir. Çocuklar hiç bir ayrımcılığa maruz kalmadan eşit haklara sahip olmalı, her türlü hak ihlali ve sömürüye karşı da korunmalıdır. 

Bu sözleşmeleri sıralarsak; 
Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi,
Çocukların Cinsel Suistimal ve Cinsel İstismara karşı Korunmasına İlişkin (Lanzarote) Avrupa Konseyi Sözleşmesi, 
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi, 
Birleşmiş Milletler’in Sınır Ötesi Örgütlü Suçlar Sözleşmesi ve daha pek çok sözleşme ile çocuklara verilmiş birçok söz bulunmaktadır. Sözleşme sözdür, söz yerine getirilir. 

Devlet, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 41. maddesi ile de bu sözlerini kapsayıcı bir taahhütte bulunmuştur. 

Gelin tüm siyasi partiler bir Çocuk Hakları Bakanlığı kuralım

Bu yükümlülüğün yerine getirilebilmesi için çocuğun yararını önceliklendirecek, bütün ilgili kurumların da bu esasla çalışmasını sağlayacak, çocuk haklarını ve çocuğa yönelik hizmetleri bütüncül bir biçimde ele alacak, planlayacak ve çocuk haklarının hayata geçirilmesini sağlayacak bir bakanlık teşkilatına ihtiyaç var. 

İşte bu nedenle geçtiğimiz hafta Meclise bir Kanun Tasarısı verdik. Bir Çocuk Hakları Bakanlığı kurulmalıdır ve gelin tüm siyasi partiler bir Çocuk Hakları Bakanlığı kuralım diyoruz.

Bütün yetki ve sorumluluğun bir Bakanlıkta, bir elde toplanması, aynı zamanda Devletin Sözleşme ve Anayasadan kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirecek organının belirlenmesini sağlayacak, dolayısıyla denetlenebilir ve hesap verilebilir hale gelinmiş olacak… Diyebilirsiniz “bugün hangi bakanlıktan hesap sorulabilir” diye. Ama bu ilelebet böyle gitmeyecek. Denetlenebilir ve hesap sorulabilir bir ülke olacak. 

Türkiye’nin çocuk hakları tablosu 

Bugün Türkiye’nin bir çocuk hakları tablosunu çizmek istersek, bugün Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre çocuk işçi sayısı 708 bine ulaşmış durumda... Sadece 2017 yılında en az 60 çocuk iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi.

Ceza İnfaz Sistemi Sivil Toplum Derneği verilerine göre Türkiye’de 12-18 yaş aralığında 1715’i oğlan, 63’ü kız olmak üzere 1778 tutuklu, 994’ü oğlan, 28’i kız olmak üzere 1022 hükümlü, toplam 2800 çocuk mahpus bulunuyor.

2016 yılında evlenen her yüz kişiden 18'i maalesef çocuktu. 2017 yılında açıklanan verilere göre, son on yılda evlendirilen kız çocuğu sayısı 482 bin 908. Yine son on yılda 15-17 yaş arası 17 bin 789, 15 yaş altı 244 kız çocuğu doğum yapmış. Bunlar çok ciddi rakamlar. Bunlar seçim gündeminden daha önemli rakamlar. 

Sadece 2016 yılı içerisinde çocuğun cinsel istismarı suçundan 15 bin 51 dava açılmış.
2016’de Şırnak, Mardin, Diyarbakır ve Hakkari’ye bağlı ilçelerde ilan edilen sokağa çıkma yasakları sonrası özellikle hafriyat alanlarında bulunan cisimlerin ve mayınların patlaması sonucu birçok çocuk hayatını kaybetti.

Aslında bu rakamları ardı ardına söylemek de durumun vahametini ortaya koyamıyor. Biz bırakın bin çocuğu, 10 bin çocuğu, tek bir çocuğun dahi zarar görmemesi için her şeyi yapmaya hazırız.

Sadece istismar değil çocukları ilgilendiren her alanda bir politikanızın olması gerekir 

Bu nedenle artık harekete geçmenin vakti… İstismar yaşandıktan sonra verilecek cezaları artırarak, hadım gibi hiçbir soruna çözüm olmayacak popülist yaklaşımlarla çocukların yaşayacağı sorunları ortadan kaldıramazsınız. Asıl olan, yalnızca istismar için değil, çocukları ilgilendiren her alanda bir politikanızın olmasıdır, bu alanda boşluk bırakmamaktır. 

Kanun teklifindeki önermelerimiz şöyle:

Her çocuk ailesinin maddi durumuna bağlı olmaksızın eğitim, sağlık, yaşama, barınma hakkına sahip olacak.

Bakanlık altında çalışacak bir Çocuğun Statüsü Başkanlığı olacak ve bu başkanlık, çocuğun hak sahibi eşit bir birey olarak kabul edilmesi ve saygı görmesi için çalışacak.

Hangi ırktan, hangi milletten olursa olsun, hangi dili konuşursa konuşsun, neye inanırsa inansın hiçbir çocuğun ayrımcılığa uğramamasını sağlayacak.

Göç etmiş ailelere mensup olan çocukları, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği nedeniyle ayrımcılığa uğrayan LGBTİ çocuklar ile engelli çocukları yani toplumda ne yazık ki dezavantajlı durumda olan çocukları destekleyecek.

Kız erkek fark etmeksizin tüm çocukların eşit yurttaşlar olarak gelişmesini sağlamak için toplumsal cinsiyet eşitliği ve cinsel ve üreme sağlığı eğitiminin müfredata alınmasını sağlayacak.

Açıköğretim kitaplarındaki gibi kadınlara yalnızca belirli meslekleri uygun bulanlara karşı, kız çocuklarını mühendislik, bilim ve teknoloji alanlarında da meslek seçmeye teşvik edilecek.

Önemli olan istismarın yaşanmasını önlemek

Yine Bakanlık altında bir Çocuk Koruma Politikaları Başkanlığı oluşturulmasını öneriyoruz.
Bu başkanlığın görevi, birinci adım önlemleri hayata geçirmektir. Yani, çocukların her türlü hizmete eşit biçimde erişmelerini sağlamak ve bu sırada çocukların gelişimlerini takip etmektir. Asıl önemli olan çocuk travma yaşadıktan sonra faili cezalandırmak değil; istismarın yaşanmasını önlemektir. Bunun için yapılabilecek pek çok şey var…

Bu amaçla başkanlık, çocuğun gelişiminin ve olası risklerin takibinin yapılabilmesi için düzenli sağlık takibinin yapılmasından sorumlu olacak. Siz düzenli sağlık takibi yaparsanız çocuğun istismara uğrayıp uğramadığını da, başka sorunları da çok erken tespit edebilirsiniz. Tabi psikolojik takip de bunun önemli bir parçası olacak. 
Okullarda çocuğun gelişiminin ve olası risklerin takip edilmesini sağlayacak.

Okul, hekim ve sosyal hizmet birimi arasında eşgüdümü oluşturacak.
Çocuklarla çalışan tüm kamu görevlilerini, çocuk ihmal ve istismarını takip etmek ve adli ve sosyal hizmet yetkililerine bildirmekle sorumlu tutacak. Yani kalkıp da örtbas etmeye, “çocuğun rızası vardır” demeye kalkmayacak. Bildirme yükümlülüğü olacak ve bu bildirimi yapmazsa da cezalandırma yoluna gidilecek. 

Bu başkanlıkla uyum içinde çalışacak bir de Çocuğa Yönelik Her Türlü Şiddetle Mücadele Başkanlığı kurulmalı diyoruz. Bunca canımızı yakan çocuk istismarını ve ihmalini önlemek ve çocuğu her türlü suistimale karşı korumak olmalı. Başkanlık, çocukların kendilerini koruma kapasiteleri güçlendirmeli. Çocuğun güçlendirilmesi önlemeyi gerçekleştirecek olan en önemli şey. Çocuğu güçlendirirseniz, bilgili, özgür bir yurttaş olarak yetiştirirseniz çocuk istismarı kendisi de önleyebilir. 
Çocukların çocuk yaşta evlilikler dahil olmak üzere çocuğun cinsel istismar ve sömürüsünü teşvik eden her türlü söylemle mücadele etmesini sağlamak, bu kişilerin yasalarca düzenlenen cezaları almasını sağlamak ve bu konuda gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasını temin etmek, çocuk istismarı faillerinin kaydını tumak, bu kişileri bir daha bu suçu işlememeleri için izlemek... Faillerin kaydını tutmazsanız o failler, Ensar'da, Karaman’da olduğu gibi gidip başka bir okulda göreve başlayacak. O yüzden failin izlenmesi çok önemli. 

Bakanlığın çatısı altında ayrıca Çocuk Katılımı Politikaları Başkanlığı oluşturulmasını öneriyoruz. Bu Başkanlık ise, çocuğun düşüncesini özgürce açıklama hakkını ve bu düşüncelerini yazılı, sözlü, basılı, sanatsal biçimde yayma hakkını güvence altına alacak. Çocuklar birer birey, çocukların özgür sözleri var. Onlar karar mekanizmalarına katılmak durumundalar. Biz onların sahibi değiliz. Onları güçlendirmek onları çok fazla şeyden korur. Ama sadece korumak değil. Bu başkanlık çocukların bulundukları yerde karar mekanizmalarına katılımını sağlar. Tabi üniversite öğrencilerinin barış dediği için hapse girdiği bir dönemde bu sözler lüks gelebilir. Ama bu ülke böyle kalmayacak. Demokrasi kültürünü daha çocuk yaşta herkesin yaşamasını ve öğrenmesini temin edecek. Çocukların bulundukları bütün kurumlarda, görüş, düşünce, eleştiri ve taleplerini her hangi bir nedenle korku veya kaygı duymadan, öğretmenden, anne babadan korku kaygı duymaksızın  iletebileceği mekanizmalar oluşturacak. Çocukların karar mekanizmalarına katılımını teşvik edecek. 
Çocuğun dinlenme, boş zaman değerlendirme, oynama ve yaşına uygun eğlence etkinliklerinde bulunma ve kültürel ve sanatsal yaşama serbestçe katılma hakkını koruyacak. 

Eşim Kanada’da da çok bulunmuş birisi. Kendi gözlemini anlatmıştı. İlk gittiğinde bir çocuk yuvasının önünden geçerken çocukların ellerinde dövizlerle döndüğünü görüyor. Öğretmene sorduğunda, “hak aramayı öğretiyoruz” diyor. Bu başkanlık çocuklar hakkını, özgürlüğünü asla bırakmasın diye var.  

Ceza İnfaz Sisteminde Çocuk Haklarının Korunması Başkanlığı da teklifimizde yer alan bir diğer önemli başkanlıktır. İsteğimiz çocuk hapishaneleri kurmak yerine bir tane bile çocuğun hapiste olmaması, dünya örneklerinde olduğu gibi çocuk tutukluluğunun son bulmasıdır.

Resmi rakamlara göre, 18 yaş altı çocukların %68,6’sı hapishaneden tahliye olduktan bir yıl sonra yeniden hapse giriyorlar. Çok önemli bir veri bu. Bu durum, kapatılmanın çocuklar üzerinde iyileştirici bir etkisinin olmadığını ortaya koyuyor. Ayrıca çocuklar hapishanelerde birçok hak ihlaliyle karşılaşıyorlar. Bu yüzden yeni çocuk hapishaneleri açmak yerine denetimli serbestlik uygulaması ve eğitim evleri modelleri üzerinde çalışılmalı, bunların haricinde, hapsetmek dışında seçenekler için çocuk hakları kurumlarıyla çalışmalar yapılmalıdır.

Çocuk Hakları Bakanlığının daha pek çok görevi olacak. Güvenlik gerekçeleriyle çocukların yaşam hakkının ortadan kaldırılmasını engellemek için her türlü çabayı gösterecek bu bakanlık. Dünyanın önde gelen insan hakları kuruluşlarından Birleşmiş Milletler, Uluslararası Af Örgütü, Kürt yurttaşların yaşadığı bölgelerde son yıllarda yüzlerce çocuğun güvenlik güçleri tarafında öldürüldüğünü açıklayan raporlar yayımladı. 13 yıl önce öldürülen Uğur Kaymaz’ın failleri halen cezalandırılmadı. Sokağa çıkma yasakları boyunca bu sayı korkunç biçimde arttı. Şırnak Silopi'de polislerin zırhlı araç ile daldığı evde 2 çocuğun ölmesiyle ilgili Vali “kader” dedi. Bu bakanlık, siyasi saiklerden bağımsız olarak çocukların en temel hakkı olan yaşam hakkını mutlak biçimde korumalıdır.

Biz tüm yurttaşlar için yurttaşlık gelirini de öneriyoruz. Ancak Çocuk Hakları Bakanlığının görevlerinden birisi de bu yurttaşlık gelirinin bakanlıkça tespit edilen gerekli bir bölümün çocukların ihtiyaçları için harcanmasını sağlamak ve bunu denetlemektir.

Çocuk Hakları Bakanlığının talepleri talimat niteliğinde olacak

Bütün bunları Çocuk Hakları Bakanlığı tabii ki yalnız başına yapmayacak; Aile ve Sosyal Politikalar, Eğitim, Sağlık, İçişleri, Çevre gibi pek çok Bakanlıkla da bir arada çalışması gerekiyor. Kanun teklifimizde bu bakanlıklar arasındaki hukuka da değindik. Örneğin park ihtiyacı olunca Çevre Bakanlığı ile iletişim kuracak. Çocuk Hakları Bakanlığının talepleri talimat niteliğinde olacak. 

Çocukların gelişimini takip etmeyen, çocukların kolaylıkla ulaşabileceği başvuru mekanizmaları oluşturmayan, çocuklarla çalışan kurumların personelini bir standarda tabi tutmayan, çocukların eşit haklardan yararlanmasını sağlamayan, çocukların yaşama hakkını güvence altına almayan her hükümet her türlü çocuk hakları ihlalinden sorumludur. 

Bu nedenle, “çocukların en değerli varlıklarımız” olduğu sözünün bir klişeden öteye geçebilmesi ve çocukların haklarının teslim edilerek, gerçekten korunması için, her türlü siyasi ikbal ve korumadan azade bir tutum geliştirmek, olmazsa olmaz bir zorunluluktur. Onları her 23 Nisan’da olduğu gibi makamlara oturtmaktan başka önerilerimiz varsa bunu Çocuk Hakları Bakanlığı yerine getirebilir. 

Çocukların sahibi değiliz, onların sesine kulak vermek görevimiz

Çocukların sahibi değiliz. Onları korumak, birey olarak güçlenmelerini ve güvenli bir ortamda büyümelerini sağlamak bizlerin görevidir. Bu bakanlığı gelin hep birlikte kuralım diyoruz! Gelin bu kanun teklifini hemen Meclis'e getirelim, Komisyonlar üzerinde çalışsın ve hep birlikte Meclis'ten geçirelim bu kanunu. Bizlerin konuya hükümet partisi gibi yaklaşmadığımızı da belirtmek istiyorum. Tasarıya ilişkin her türlü eleştiriye ve ortaklığa kapımız açıktır. Yeter ki çocukların mutluluğunu hep birlikte sağlayalım. Bugün değilse yarın bu bakanlığı kuracağız.