Kadın Meclisimiz, Kadın Meclisi Sözcümüz Ayşe Acar Başaran ve Milletvekilleri, HDK Kadın Meclisleri, DTK Kadın Meclisi, DBP Kadın Komisyonu, HDP Demokratik Yerel Yönetimler Kadın Kurulu, Kadınların Kurtuluşu, SKM, SODAP’lı kadınlar, SYKP Kadın Meclisi, TJA, Yeşil Sol Kadınlar’ın katılımıyla bir ay sürecek olan “Kadın Mücadelesi Her Yerde” kampanyasının startını Ankara Kuğulu Park’ta yaptığı basın açıklaması ile verdi. Polisin engelleme girişimlerine rağmen yapılan açıklamayı Kadın Meclisi Sözcümüz Ayşe Acar Başaran okudu. Başaran, şunları söyledi:
Türkiye ve dünyada kapitalizm krizi yaşanmaktadır. Kapitalizmin krizini aşmanın yolu olarak nefret söylemleri üreten, ırkçılığı örgütleyen, kadınların kazanılmış haklarına saldıran, işçi ve emekçilere daha fazla sömürü dayatan ırkçı-faşist, sağcı iktidarlar, Covid-19 pandemisi döneminde uyguladıkları politikalarla ne kadar kadın, halk ve toplum karşıtı olduklarını bir kez daha göstermişlerdir.
Leyla Güven yaşamını kadın mücadelesine adamıştır
Pandeminin müsebbibi olan kapitalist sistemin yürütücüsü devletler, dünyanın tümünde pandemiyi fırsata çevirerek rejimleri daha fazla otoriterleştirme eğilimi göstermişlerdir. Süreci fırsata çeviren AKP/MHP ittifakı da, kayyımlar eliyle Kürt halkının seçme seçilme hakkını yok saymış; halk iradesine darbe vurmuştur. Kürt halkının iradesini gasp etmekle kalmamış; diline, kültürüne saldırı gerçekleştirmiştir; eşbaşkanlık sistemimize saldırarak kadın kazanımlarımızı gasp etmeye çalışmıştır. Bunun son örneğini; halkın iradesine darbeyi yönetim biçimi haline getirerek 3 milletvekilinin, vekilliğini düşürerek göstermiştir. Vekilliği düşürülen DTK Eşbaşkanı ve Hakkari Milletvekilimiz Leyla Güven, yaşamını kadın ve Kürt halkının özgürlük mücadelesine adamış ve bu uğurda büyük bedeller ödemiştir.
Özgürlük mücadelesini esas alıyoruz
Kadın mücadelesini hedefe koyan, direnen, mücadele eden başta kadınlar olmak üzere bütün kesimlere saldıran, sindirmeye çalışan, halkın, kadınların seçtiği milletvekillerinin vekilliklerini düşüren faşist iktidarlar, salgın döneminde, sömürüyü artırırken, kadınların kazanılmış haklarına saldırırken, sokağa çıkanlara, direnenlere saldırı geliştiriyorlar. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, kadınların öfkesini, ezilen halkların öfkesini dindiremiyorlar, dindiremeyecekler. Onlar; erkek egemenliğinin bekasını, kapitalist sistemlerinin, kendi koltuklarının, Saraylarının bekasını esas alırken, biz kadınlar, kadın eşitlikçi, özgürlükçü mücadeleyi esas alıyoruz.
Kadın düşmanı politikalara süreklilik haline geldi
“Hayat Eve Sığar” çağrıları yaparak sözde halk sağlığına öncelik veren AKP-MHP faşist bloku; Kadın Meclisimiz ve kadın kurum ve örgütlerinin uyarılarına rağmen, kadına yönelik şiddeti önleyecek tedbirler almadı. Aksine, İstanbul Sözleşmesi’ni, 6284 sayılı yasayı adeta yürürlükten kaldırdı. Kadına yönelik şiddetle mücadele eden kadın derneklerine, kadın yapılanmalarına saldırdı. Bunun son örneği, Rosa Kadın Derneği üye ve yöneticileri ile Özgür Kadın Hareketi (TJA) aktivistlerinin gözaltına alınarak tutuklanması oldu. Yetmedi, MHP’nin arkasında durduğu İnfaz Yasası’nı alelacele çıkartarak, kadına şiddet uygulayanları ve taciz faillerini salıverdiler.
Televizyonlara çıkarttıkları profesör, gazeteci, yazar unvanı taşıdığını iddia edenler aracılığıyla algı operasyonları yaratarak çocuk istismarını meşrulaştırmaya çalıştılar. Kürt halkının, kadınların iradesini gasp ederek belediyelere kayyım darbesi gerçekleştirdiler. Biz kadınların yıllar süren mücadelemizle elde ettiğimiz eşbaşkanlık sistemimizi, eşit temsiliyet hakkımızı hedef aldılar. Kadın mücadelesi yürüten kadınlara cinsiyetçi saldırılar gerçekleştirdiler. Kürt annelerine kargo ile cenazeler yolladılar, cenazeleri kaldırımlara gömerek, mezarlıklara saldırarak, bir halkın değerlerine, insanlık değerlerine saldırdılar. Kanal İstanbul, Bursa Kirazlıyayla’da maden işletmesi gibi doğaya, insanlığa düşman, ekolojik yıkıma yol açacak projeleri hayata geçirmeye çalıştılar. Herkese “Evde Kal” çağrısı yaparken, işçileri ölümüne çalışmaya zorladılar. Kadınları yoksulluğa, işsizliğe mahkum etmeye çalıştılar. AKP-MHP blokunun kadın düşmanı bu politikaları süreklilik haline geldi. Bu saldırılar devam ediyor.
AKP-MHP’nin “normali” kadın düşmanlığıdır
Kadın düşmanı politikalarla ömrünü uzatmaya çalışan AKP-MHP iktidarı, bir “normalleşme” söylemi tutturmuşl gidiyor. Beslendiği erkek egemenliği üzerinden “normalleşme” adı altında, binbir emekle, mücadele ederek elde ettiğimiz kazanımlarımıza gözünü dikmiş durumdalar. Biz kadınlar biliyoruz ki, AKP-MHP ittifakının “normal” dediği faşizmdir, cinsiyetçiliktir, kadın düşmanlığıdır.
Onların “normal”i, kadın katliamlarıdır, onların “normal”i intihar adı altında kadınların yaşamlarını sona erdirmektir. Onların “normal”i, Gülistan Doku’nun kaybedilmesi olayında gördüğümüz gibi, genç kadınlara yönelik polis, asker eliyle sömürge siyaseti uygulamaktır, katilleri korumaktır. Biz bu “normal”i kabul etmiyoruz.
Kadınlar, sokaklar terk etmemeyi düstur edinmiştir
Kazanımlarımıza yönelen bu saldırılar yeni değil. AKP-MHP faşist iktidarı döneminde de, önceki iktidarlar döneminde de kadın kazanımlarımıza saldırılar yaşandı. Fakat onların görmediği, görmek istemediği bir şey var ki, kadınlar gerek Türkiye ve Kürdistan’da, gerek Lübnan’da, gerek Fransa’da, ABD’de, dünyanın her yerinde, bu saldırılara karşı direnmeyi, sokakları terk etmemeyi düstur edinmiştir. Biz Kadınlar; mücadele mirasımızı, Rosalardan, Claralardan, Saralardan, Newyorklu dokuma işçisi kadınlardan, Gezi direnişinden, 8 Martlarda sokakları özgürleştiren kadınlardan aldık. Onların mücadele iradesini sürdürmekte kararlıyız.
Kadın mücadelesi her yerde kampanyası başlatıyoruz
Kadın kazanımlarımıza saldırı varsa bunun karşısında biz kadınların da direnişi ve mücadele kararlılığı vardır. İşte, tam da bu süreçte örgütlenen erkek egemenliği karşısında HDP Kadın Meclisi olarak, 1 ay sürecek “KADIN MÜCADELESİ HER YERDE” kampanyası başlatıyoruz.
HDP Kadın Meclisi olarak, başlattığımız kampanyamızın startını, bileşen eşbaşkanlarımız, eşsözcülerimiz, HDK ve DTK olarak “BİZ VARIZ, BURADAYIZ, KADIN MÜCADELESİ HER YERDE” diyerek veriyoruz. Evde, sokakta, mecliste, iş yerinde; kısaca yaşamın her alanında haklarımıza sahip çıkacağız.
Hep Birlikte erkek iktidarların korkusu olalım
Meclis’ten geçirilmek istenen istismar yasasına karşı, “İstismarın Affı Olmaz” diyeceğiz.
Siyasi tutsaklar için ölüm yasası anlamına gelen ancak çeteler, hırsızlar, kadın tacizcileri ve şiddet faillerini salıveren kadın düşmanı İnfaz Yasasına karşı sokakları terk etmeyeceğiz.
“Eşbaşkanlık Mor Çizgimizdir” diyerek kadın düşmanı kayyımların kentlerimizi erkekleştirmesine izin vermeyeceğiz.
Adeta bir cins kırımına dönüşen kadın katliamlarına karşı “Bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz yok” diyerek her yerde örgütleneceğiz.
AKP-MHP erkek ittifakı bilsin ki; kazanılmış haklarımızı onların insafına terk etmeyeceğiz. Biz Kadınlar biliyoruz ki birlikte güçlüyüz. Bizi yaşatacak olan kadın dayanışmamız ve mücadelemizdir.
Tüm kadınlara çağrımızdır; gelin HEP BİRLİKTE mücadelemizle erkek iktidarların korkusu olalım. Yaşanabilir bir dünya için kadın kazanımlarımızı gasp ettirmeyelim.
Direnmeye devam edeceğiz
Tüm bu saldırıların tek bir amacı vardı. Biz kadınları “biat ettirmek”, “makbul kadın” sıfatına bürünmemizi sağlamak. Faşist, erkek egemen iktidarların hedefi kadınları susturmak, dört duvar arasında sıkıştırmak, kadınların kazanılmış haklarına saldırarak gasp etmektir. Ancak unuttukları bir şey var ki, biz kadınlar, geçmişte olduğu gibi eşit, özgür bir yaşam için direnmeye ve mücadeleye etmeye daha kararlı ve güçlü devam edeceğiz.
HDP Kadın Meclisi olarak; HEP BİRLİKTE, kayyıma karşı, istismara karşı, infaz yasasına karşı, kadına yönelik şiddete karşı; Meclis’te, sokakta, mahallede, evde, meydanlarda, fabrikalarda, atölyelerde ve kentlerin her noktasında mücadele halinde eylem ve örgütlenme halinde olacağız. Kadın Mücadelesi Her Yerde. Jin Jiyan Azadî
8 Haziran 2020