
Mardin Milletvekilimiz Mithat Sancar'ın Muğla'da çıplak halde ters kelepçeyle göz altına alınma vakası ışığında işkencenin önlenmesi için Meclis Araştırması açılması üzere verdiği araştırma önergesi:
GEREKÇE
4 Ekim 2017 günü Muğla ili Seydikemer ilçesinde durdurulan araçtan indirilen yedi kişi, asfalta yüzüstü yatırılmış, elleri arkadan bağlanarak çıplak aramaya maruz kalmışlardır. Çıplak ve kelepçeli bir halde uzunca bir süre yol kenarında bekletilen yedi kişinin fotoğrafları çekilerek basına servis edilmiştir. Şüphelilerin darp edildikleri yüzlerindeki kan izlerinden anlaşılmaktadır. Yol kenarında işkenceye maruz kalan kişilere bu muamelenin devam ettiğini gösteren bir fotoğraf daha çok geçmeden basına verilmiştir. Fotoğrafta, Seydikemer Belediyesi yazılı bankın arka tarafında, yüzleri duvara dönük ve belden altları çıplak biçimde tutulan kişiler görülmektedir.
Türkiye'de cezaevlerinde, gözaltına alınırken ve gözaltında işkence, insanlık dışı ve kötü muamele vakalarına ilişkin bilgi ve iddialar hızla çoğalmakta ve yaygınlaşmaktadır. Tarsus T Tipi Kadın Kapalı Cezaevi açıldığı günden bu yana işkence iddialarıyla gündeme gelmektedir. Açlık grevlerini sürdüren Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın KHK ile ihraç edildikleri işlerine dönmeleri ve serbest bırakılmaları için eylem yapan kişiler hemen her gün darp edilerek gözaltına alınmaktadır.
Van ili Gevaş ilçesinde Emniyet Müdürlüğü'ne saldırı düzenlediklerinden bahisle gözaltına alınan ancak kısa sürede mantar toplamak için arazide oldukları anlaşılan kişilerin gözaltında işkence görüntüleri basına yansımıştı. Bu vakaların tespiti, kamu görevlileri hakkında idari soruşturma ve yargılamanın yürütülüp yürütülmediğinin incelenerek cezasızlık engelinin aşılması, işkenceyle mücadele bakımından önemlidir.
İşkence mutlak surette yasaktır. Olağanüstü hal ve savaş hali dahil, hangi durumda olursa olsun daraltılamayacak mutlak bir yasak olan işkencenin mağdurunun kimliği de önemli değildir. Bugün işkenceye maruz kalan tarafın 'düşman' olarak görülmesi, adeta işkenceyi meşrulaştırma aracı olarak kullanılmakta, özellikle iktidara yakın basının benimsediği dil bunu kolaylaştırmaktadır. Bu yapılırken masumiyet karinesi hiçe sayılarak, insanlara suç yakıştırılmaktadır.
Muğla'da yaşananların fotoğraflarının çekilerek basına verilmesi, işkenceyi hukuk ve insanlık dışı bir muamele olarak kınamak yerine, güç gösterisi ve gözdağı aracı olarak algılama ihtimalini akıllara getirmektedir.
TBMM işkenceye hoşgörü gösterilmemesi, işkencenin meşrulaşmaması ve tamamen sona ermesi için harekete geçmesi gereken kurumların başında yer almaktadır. Bu nedenlerle işkence, insanlık dışı ve kötü muamele vakalarının tespiti, bu uygulamaları gerçekleştiren kamu görevlilerinin belirlenerek haklarında soruşturma ve kovuşturma yürütülüp yürütülmediğinin incelenmesi amacıyla Meclis Komisyonu kurulmasını talep ederiz.
11 Ekim 2017