
Latin Amerika’da faaliyet gösteren işkence karşıtı örgüt Encuentro de Profesionales Contra la Tortura (EPTC) Leyla Güven, tecrit ve Türkiye'deki yargının muhaliflere yönelik bir baskı aracı olarak kullanıldığına dikkat çektiği bir açıklama yayınladı. Leyla Güven’in 8 Kasım’dan bu yana açlık grevinde olduğunu hatırlatıldığı açıklamada Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin tüm uluslararası insan hakları sözleşmelerine aykırı olduğu da vurgulandı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
Türkiye hükümeti ve yargısı, muhalefeti düşmanlaştıran ve eleştirileri terörizmle karıştıran tehlikeli bir yolu tercih ediyor.
Diktatörlük hükümetleri veya mirasçıları olan ülkelerde adli kararlarda 'terörist' tanımı nihayetinde iktidarın 'komplo kurabileceğine' inandığı herkese karşı kullanarak genişletiliyor.
Türkiye parlamentosundaki en büyük üçüncü parti olan Halkların Demokrasi Partisi HDP'nin karşı karşıya kaldığı durum da budur.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın iktidarı yargı üzerinden, Kürt kökenli eski milletvekili Sebahat Tuncel’i 15 yıl hapis cezasına çarptırdı. Sebahat Tuncel 2013 ve 2014 yıllarında HDP'nin eş genel başkanlığını yapmıştı. Bu hiçbir demokratik ülkede göz yumulmayacak denli bir hak ihlalidir.
Aynı yargı eski milletvekili Gültan Kışanak'ı da 14 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırdı. Her iki suçlama da Pinochet, Videla veya benzeri diktatörlüklerinden çıkmış gibiydi, suçlamalar benzerdi: "bir terör örgütüne üyelik" ve "terörist propaganda".
Türkiye'de hapsedilen siyasi muhalifler susturulamaz. HDP milletvekili Leyla Güven 8 Kasım 2018'den itibaren açlık grevine başladı ve 25 Ocak 2019'da serbest bırakıldı. Hapis kararı, 2017 yılında Suriye Afrin’e başlatılan Türk askeri hareketini “işgal” olarak adlandırdığı için verilmişti.
Aynı şekilde, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın 1999'dan beri mutlak tecrit altında kalıyor olması da kınanmalıdır. Bu tecrit tüm uluslararası insan hakları sözleşmelerince de açık şekilde kınanan ve yasaklanan bir canavarlıktır.
EPCT, iktidarın Türkiye'de uyguladığı bütün eylemleri ve hak ihlallerini şiddetle reddetmekte, kınamakta ve yetkililerden cezai politikasını derhal gözden geçirmesini istemektedir.
Buenos Aires, Şubat 2019