İşkence insanlık suçudur ve zaman aşımına tabi değildir

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu tarafından tüm dünyada 26 Haziran “İşkenceye Karşı Mücadele ve İşkence Görenlerle Dayanışma Günü” olarak ilan edilmiştir. Türkiye, uluslararası olan “İşkenceye Karşı Sözleşme”yi 1988 yılında kabul etmiş, Anayasası ve Ceza Kanunu’nda işkenceyi yasaklamıştır.

Ancak Türkiye’de cezaevlerinde, gözaltı ve geri gönderme merkezlerinde, sokaklarda gerçekleşen protestolar sırasında işkence ve kötü muamele devam etmektedir. Çünkü işkence ve kötü muamele emrini veren ve uygulayan kişilere yönelik önleyici yasal yaptırımlar etkili şekilde uygulanmamaktadır. Kimi kolluk güçleri yurttaşlara fiziksel ve psikolojik işkence uygulamaktadır.

Geçtiğimiz haftalarda Urfa’nın Halfeti ilçesinde aralarında çocukların da bulunduğu 51 yurttaş gözaltına alınmış, bu yurttaşlar serbest bırakıldıktan sonra gözaltında işkence ve kötü muameleye tabi tutulduklarını, vücutlarının çeşitli bölgelerine elektrik verildiğini, kemiklerinin kırıldığını ve cinsel şiddet ile tehdit edildiklerini aktarmışlardır.

Kamuoyunu sarsan bir diğer işkence olayı da, Lübnan’da gözaltına alınıp altı ay boyunca yeri hala açıklanmayan bir “işkence” merkezinde tutulan Ayten Öztürk’e uygulanmıştır. Öztürk altı ay boyunca neredeyse her gün fiziksel ve psikolojik işkenceye ve tecavüz teşebbüslerine maruz kaldığını yargılandığı mahkemede anlatmıştır. Öztürk, tutulduğu bu kayıt dışı yerde başka kişilerin de bulunduğunu yine mahkemeye iletmiş, mahkemeden bu yerin açığa çıkarılmasını talep etmiştir.

Ankara Barosu’nun raporladığı toplumu sarsan diğer bir işkence vakası da 20 Mayıs 2019 tarihinde gözaltına alınan sayısının 100 civarında olduğu öne sürülen kişilere uygulanmıştır. Baronun işkence gördüğünü söyleyen kişilerle birebir yaptığı görüşmeler sonrasında yayınladığı raporda, darp, çırılçıplak soyma, copla makatı zorlama gibi farklı işkence metotlarının kullanıldığı belirtilmiştir.

Adalet ve İçişleri Bakanlıklarının gözetimindeki yerlerde artan işkence ve kötü muamele iddialarının birçoğuna verilen takipsizlik kararları veya yapılan resmi yalanlamalar vahim uygulamaların devam etmesine yol açmaktadır. Bu iddialara yönelik Meclis çatısı altında verilen soru ve araştırma önergelerinde “işkence ve kötü muamele” ifadeleri kullanıldığında, bu önergelerin “kaba ve yaralayıcı” bulunarak iade edilmesi, etkin bir araştırma istenmediğini göstermektedir.

“İşkence insanlık suçudur ve zaman aşımına tabi değildir” ifadesini yetkililere hatırlatıyoruz. İşkence ve kötü muamele emrini verenlerin, uygulayanların ve yetkililerin yargı önünde hesap vermesi için çalışmaya ve işkencenin hedefi olan yurttaşlarla dayanışmaya devam edeceğiz.

Ayşe Acar Başaran
Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Sözcüsü
Batman Milletvekili
27 Haziran 2019