İş cinayetlerinin önüne geçilmesi ve güvencesizliğin ortadan kaldırılması

GEREKÇE

2012 yılında çıkarılan İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’nınyürürlüğe girmesiyle iş cinayetlerinin önüne geçmesi beklenirken tam tersi olmuş, İSG Yasası’ndan sonra Soma, Ermenek, Torunlar, Şirvan gibi iş cinayetleri yaşanmış, iş kazaları sonucu iş göremezlik oranlarında büyük artış yaşanmıştır. SGK istatistiklerine göre, 2012 yılında 744 işçi hayatını kaybederken, bu sayı 2013’te 1360, 2014’te 1626, 2015’te 1252’ye çıkmıştır. Bugün ortaya çıkan tablo bu yasanın işçiden, emekçiden değil işverenden yana bir yasa olduğunu ortaya koymuştur.

Sendikasızlaştırma verileri de 16 yıllık iktidarı döneminde AKP’nin bu alanda sınıfta kaldığını göstermiştir. OECD verilerine göre, Türkiye’de sendikalaşma oranı son 50 yılın en düşük seviyesine gerilemiştir. Sadece 2018’in Temmuz ayında hayatını kaybeden 195 kişiden 4’ünün sendikalı işçi olması bu gerçeğin en çarpıcı örneklerindendir. Uzun çalışma sürelerinde de Türkiye diğer Avrupa ülkelerine göre açık ara öndedir. İşçiler Hollanda’da haftada 30, Almanya’da 35 saat çalışırken, Türkiye’de bu süre iş güvencesinin kalkması ve esnek çalışma saatleri ile birlikte haftada ortalama 48 saate ulaşmıştır.

2018’in ilk 7 ayında 1098, sadece Temmuz ayında ise 195 işçinin yaşamını yitirdiği Türkiye’de en çok işçi ölümü inşaat sektöründe yaşanmaktadır. Tarım, taşımacılık, metal, enerji ve gıda işkolları işçilerin kurban gittiği diğer iş kolları olmuştur. En fazla ölüm nedeni yüksekten düşme, trafik/servis kazası ve ezilme/göçük olurken, 2018’in Temmuz ayında hayatını kaybedenlerden 8’i kadın işçi, 3’ü 14 yaş ve altında olmak üzere 7’si çocuk işçi, 16’sı mülteci/göçmen işçidir.

Bu tablo göstermektedir ki Türkiye’de işçinin yaşam güvenliğini ve sağlığını korumak için alınması gereken tedbirlerin maliyeti işçinin yaşamından daha pahalı görülmektedir. Nitekim Soma’da 301 madencinin hayatı yapılması gereken yaşam odaları ile kurtarılabilecekken, bir ay önce boş olduğu halde düşen arızalı asansöre binmek zorunda bırakılan Torun Center inşaatındaki işçilerin hayatı kurtarılabilecekken, maliyet hesaplarında işçilerin canı daha ucuz görülmüş, önlemler alınmamıştır.

Her ne kadar sayısal verilerle işçi ölümleri verilse de tahribat hiç şüphesiz çok daha korkunç boyuttadır. İşçiler yalnızca kendilerinin değil aynı zamanda ailelerinin de geçimlerini sağlamak adına güvencesiz, düşük ücretli işlerde çalışmaktadır. Dolayısıyla güvencesiz çalışma koşulları toplumun çok daha büyük bir bölümünü etkilemektedir. Sonuçlarının yalnızca ölüm olmadığı sakatlıkların da yaşandığı göz önüne alındığından güvencesiz çalışmanın bir kangren haline geldiği görülecektir. Bahsi geçen bütün bu koşulların incelenmesi, güvencesizliğin ortadan kaldırılması, iş cinayetlerinin önüne geçilmesi için alınacak tedbirlerin belirlenmesi amacıyla bir meclis araştırma komisyonunun kurulmasını Anayasa’nın 98’inci, Meclis İç Tüzüğün 104’üncü ve 105’inci maddeleri gereğince arz ve talep ederiz.

Fatma KURTULAN

HDP Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili

30 Ağustos 2018