
Şırnak Milletvekilimiz Aycan İrmez, Şırnak kent merkezinde gerçekleştirilen yıkımda evi yıkılan yurttaşın zararının, 25 yıl önce aldığı ceza gerekçesiyle tazmin edilmemesi Meclis gündemine taşıdı. Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'ün cevaplaması istemiyle verilen öergede şu ifadelere yer verildi:
Şırnak kent merkezi ve ilçelerinde toplamda 13 kez hukuki dayanağı tartışmalı ve halk nezdinde hiçbir meşruiyeti olmayan bir şekilde sokağa çıkma yasağı ilan edilmiştir. Bu yasakların sonuncusu kent merkezinde ilan edilmiştir. Şırnak kent merkezinde 14 Mart 2016 tarihinde ilan edilen yasak, 245 gün boyunca kesintisiz bir şekilde devam etmiştir. 3 Haziran 2016 tarihinde operasyonların bittiği resmi olarak açıklanmasına karşın yasak, 14 Kasım 2016 tarihinde kısmi olarak, 10 Nisan 2017 tarihinde ise tamamen kaldırılmıştır.
Toplamda 12 mahallesi bulunan Şırnak’ın özellikle Dicle, Bahçelievler, Cumhuriyet, İsmetpaşa, Gazipaşa, Yeşilyurt, Yeni ve Aydınlıkevler mahallelerinde çatışmalar bittikten sonra da haftalarca devam eden sokağa çıkma yasağında, binlerce ev ve iş yerinin iş makinaları tarafından yıkımına devam edilmiş ve kent merkezi kelimenin tam anlamıyla haritadan silinmiştir. Operasyonların bittiğinin resmi olarak açıklandığı 3 Haziran 2016 tarihinden Eylül 2017 tarihine kadar kent merkezindeki yıkım devam etmiştir.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bağlı ekipler tarafından, kent merkezinde sağlam kalan evlerin de boşaltılması tebliğ edilmiş ve hasarlı olmayan evler de yıkıma dahil edilmiştir. Sokağa çıkma yasakları esnasında evi yıkılan bir yurttaşımıza Şırnak Valiliği’nin zarar tespit komisyonu tarafından zararının tanzim edilmeyeceği tebliğ edilmiştir.
Söz konusu tebliğde, “5233 sayılı terör ve terörle mücadeleden doğan zararların karşılanması hakkındaki kanun kapsamında yapılan müracaatın incelenmesi sonucu; 04/10/2004 tarih ve 2004/7955 sayılı yönetmelik hükümlerine göre, KANUN KAPSAMINA GİRMEDİĞİNDEN, 5233 sayılı kanunun 2. Maddesinin f bendinde; 3713 sayılı kanunun 1’inci , 3’üncü ve 4’üncü maddeleri kapsamındaki suçlar ile terör olaylarında yardım ve yataklık suçlarından mahkum olanların bu fiillerinden dolayı uğradığı zararlar bu kanunun kapsamı dışında olduğu belirtilmiş....Talebin REDDİNE; ... komisyonumuzca oy çokluğu/oy birliği ile KARAR verildi.” ifadeleri yer almaktadır.
Kent merkezindeki yıkımlar idarenin almış olduğu karar doğrultusunda gerçekleştirilmiştir. Kişinin tüm bu olaylar başlamadan öncesinde ceza almış olması ve idarenin yıkım kararı göz önüne alındığında tüm bu olaylar arasında illiyet bağı bulunmamaktadır.
Bu bağlamda;
1. Ceza hukuku ile mülkiyet hakkının hiçbir şekilde birbiri ile bağlantılı olmadığı ve hiçbir kanun hükmünde böyle bir kararın olmadığı açıktır. Buna rağmen Şırnak Valiliği tarafından yukarıdaki kararın verilmesininkapsamı, içeriği, gerekçesi ve hukuki dayanağı nedir?
2. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne ve Anayasa’nın sosyal devlet ilkesine aykırılık teşkil etmesine karşın, özel mülkiyet hakkının keyfi bir şekilde gasp edilmesinin dayanağı nedir?
3. Söz konusu karar mülksüzleştirmeamacı mı taşımaktadır?
4. Şırnak’ta yaşam alanları yıkılanyurttaşların mülkiyet hakları neden korunmamaktadır?
5. Şırnak, Cizre, Silopi ve İdil’de mülkiyet hakkının ihlali; zorla yerinden edilmeler,mülk sahiplerinin rızası dışında az hasarlı ve hasarsız evlerin yıkılması ve acele kamulaştırmalar yoluyla bir çok şekilde gerçekleştirilmiştir. Mülkiyet hakkının sınırlandırılması veya ortadan kaldırılması, çok sıkı şartlara bağlanmış ve istisnai rejimler ile genişletilebilirken bu durumun olağan rejim haline dönüştürülmesinin nedeni nedir?
6. Yurttaşların geçmiş dönemde aldıkları cezalar bir fişleme aracı haline getirilerek aleyhlerinde mi kullanılacaktır?
13 Ekim 2017