İktidar Tahir Elçi cinayetini karartmaya çalışıyor

1990’lı yıllarda yakılan köylerin, faili meçhullerin ve yargısız infazların takipçisi olan Diyarbakır Baro Başkanı Avukat Tahir Elçi 28 Kasım 2015 tarihinde, Sur ilçesinde devam eden sokağa çıkma yasakları sırasında yok edilen tarihi ve kültürel mirasa, toplumsal barış ihtiyacına dikkat çekmek için basın açıklaması yaptığı anda Dört Ayaklı Minare’nin dibinde katledildi.

Tahir Elçi’nin katledildiği gün delillerin kaybolmaması için olay yeri incelemesi başlatılması gerekirken,  suni bir çatışma gerekçe gösterilerek olay yeri incelemesi yaptırılmamış olması faillerin hala bulunmamasının sebebidir. Devlet katliamı aydınlatmanın değil, aradan geçen dört yılda katliamı karartmanın derdindedir. Geçen 4 yıl boyunca, yargı mekanizması katliamı karartmada ne kadar kararlı olduğunu göstermiştir. Soruşturmada hiçbir gelişme kaydedilmemiş ve katiller korunmuştur. Yürütülen soruşturmada 2 başsavcı ve 4 savcı değişmiş, Elçi’ye doğru ateş ettiği görüntülerde de yer alan 4 kolluk görevlisi ise dosyada sadece tanık olarak gösterilmiştir.

Tahir Elçi’nin, onlarca kişinin gözü önünde ve kameraların canlı kayıt yaptığı sırada katledilmesi karşısında, “Elçi’yi katleden kişi/kişilere ve vurulduğu anı gösteren herhangi bir görüntü kaydına ulaşılmadı” denmesi niyeti açıkça ortaya koymaktır.

Dosyadaki ifadelere, cinayet ile ilgili kimi delillerin UYAP’tan silindiği, bulunan DNA örneklerinin dosyadan çıkarıldığı, savcılar tarafından bilgilerin saklandığı şeklinde beyanlar yansımıştır. Bu ifadelerden de anlaşılacağı gibi soruşturma sadece savcının inisiyatifiyle yürütülmemiştir. Ortaya çıkan bu ifadeler, Adli Tıp ve yargı teşkilatının hukuk dışı uygulamaları ve siyasi baskıları içselleştiren çalışma yöntemini göstermesi bakımından da önemlidir. Elçi cinayeti dosyası, en başından itibaren olay yeri incelemesinin dahi yapılmadığı, delillerin karartıldığı ve sorumluların ortaya çıkmaması için uğraşılan bir hukuk garabetidir.

1992’den itibaren insan hakları savunuculuğu yapmış; katliamları ve faili meçhulleri ortaya çıkarmak için adalet mücadelesi sürdürmüş olan Tahir Elçi’nin faili bizler için bellidir. 1990’lardaki faili belli olan  ancak faili meçhul denilen cinayetlerle, Tahir Elçi’nin failleri aynı zihniyetin ve devlet için bazı odakların ürünüdür.

Bizler Tahir Elçi’nin hayallerinden, ümitlerinden ve mücadele hedeflerinden asla vazgeçmeyeceğiz. Karanlıkları bertaraf etmek için mücadeleye Tahir Elçi’nin bıraktığı yerden devam edeceğiz. Acımız büyük ve taze, yüreğimiz buruk olsa da, Tahir Elçi’den devraldığımız mücadele kültürü, ilkeleri ve mirası elbet bir gün bizleri bu karanlıktan kurtaracaktır.

Bir kez daha Tahir Elçi’yi saygı, sevgi ve özlemle anıyoruz.

Ayşe Acar Başaran
Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Sözcüsü
Batman Milletvekili
28 Kasım 2019