HDP şahsında demokrasiye yönelen saldırılara karşı sessiz kalmayın

Partimize yönelik saldırılara karşı dünyadan gelen tepkilerin tonu sertleşiyor. Sosyalist Enterasyonal’in yanı sıra bir çok ülkedeki siyasi partilerden ve demokratik çevrelerden yapılan açıklamalarda, uluslararası topluma “HDP şahsında demokrasiye yönelen saldırılara seyirci kalınmaması” çağrısı yapıldı. Konuya ilişkin yapılan açıklamalar şöyle:

Sosyalist Enternasyonal’in açıklaması: Türkiye'deki demokrasiyi savunma çağrımız

Türkiye’de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, HDP'nin üyelerini demokratik ve evrensel hukuk kurallarını çiğnemekle suçlayarak bir kapatma davası iddianamesi yayınladı. İddianame ayrıca, partiye ciddi bir tehdit oluşturacak şekilde 687 HDP üyesine siyasi yasak getirilmesini talep ediyor.

HDP'nin bugün 55 milletvekili var. Ülkedeki en büyük ikinci muhalefet partisi ve üçüncü büyük siyasi parti. Son iki yılda 50 kadar HDP'li belediye başkanı görevden alındı ve çok sayıda HDP'li gözaltına alındı. Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada yaptığı bir yorum nedeniyle hapis cezasına çarptırılan HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun vekilliği, TBMM Başkanı tarafından düşürüldü. HDP'nin önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, havalimanında basına yaptığı açıklamalar nedeniyle dün üç buçuk yıl hapis cezasına çarptırıldı ve diğer iki HDP yetkilisi terör propagandası yapmak ve terör örgütü üyesi olmakla suçlanıyor ve hüküm giymeleri halinde uzun bir hapis cezasıyla karşı karşıya kalacaklar. Bu son gelişmeler, Cumhurbaşkanı Erdoğan iktidarı altında, muhalefetteki siyasi güçlerin karşı karşıya kaldığı zor koşulları gösteriyor.

HDP üyeleri, partilerinin geleceğine ve bir sonraki parlamento seçimlerinde aday olmalarının engelleneceğine ilişkin endişelerini dile getirdiler. Sosyalist Enternasyonal, ülkede demokrasinin temel ilkeleri ve önde gelen isimlerini tehdit eden bu ciddi gelişmeleri yakından izlemeye devam edecektir.

Birleşik Krallık- İşçi Partisi’nden Kate Osborne’un açıklaması:

Geçtiğimiz hafta parlamentoda, Westminster Salonunda Türkiye'de muhalefet siyasetçilerinin tutuklanmasına ilişkin düzenlenen bir oturumda Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türk hükümetinin giderek otoriterleşen politikalarına dikkat çektim.

HDP aktivistleri ve siyasetçileri, bu yıl 15 Şubat'ta yapılan 700'ün üzerinde gözaltı da dahil olmak üzere sürekli taciz, tutuklama ve hapis cezasıyla karşı karşıya kalıyor. Bu kişiler “bir terör örgütüne üye olma” veya “bir terör örgütünün propagandasını yapma” kisvesi altında tutuklanıyorlar. Bu süreç parti liderlerinin hepsinin uzun hapis cezalarına çarptırılmasına ve seçilmiş milletvekillerinin ve yerel politikacıların tutuklanıp yerlerine hükümetin kayyım atamasına kadar gitti. Şimdi HDP'ye yönelik devam eden siyasi ve hukuksal saldırının partinin yasaklanmasıyla sonuçlanması olası görünüyor.

Yunanistan’dan SYRIZA’nın açıklaması: Kapatma davası milyonlarca vatandaşın iradesinin ihlalidir

Türkiye’de Anayasa Mahkemesi'ne sunulan kapatma davası, HDP’nin milletvekillerine, belediye başkanlarına ve önde gelen üyelerine yönelik uzun baskı ve hapsetme sürecinin zirve noktasıdır.

Bu dava kapatmayla sonuçlanırsa, Türkiye'de demokrasiyi ve sivil hakları daha da zayıflatacak, en güçlü üçüncü parti olan HDP'yi TBMM'ye gönderen milyonlarca vatandaşın iradesini doğrudan ihlal edecektir.

SYRIZA; HDP ile demokrasi, sivil haklar ve Türkiye ile Yunanistan arasında barışçıl ilişkilerin geliştirilmesi için mücadele eden Türkiye'deki tüm demokratik ve ilerici güçlerle dayanışmasını ve desteğini ifade ediyor.

Yunanistan Komünist Partisi (KKE)’nin açıklaması: Bu siyasi zulme derhal son verin

Yunanistan Komünist Partisi KKE; AKP hükümetini, siyasi muhaliflere yönelik uydurma suçlamalarla artırdığı otoriter ve baskıcı uygulamaları nedeniyle kınıyor.

Bu zulüm politikasının yeni örneği, HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'na uydurma "terörizm" iddialarıyla 2,5 yıl hapis cezası veren mahkeme kararıydı.

KKE, Ömer Faruk Gergerlioğlu ve HDP'li milletvekillerine ve diğer siyasi ve sosyal örgütlerin temsilcilerine yönelik kabul edilemez siyasi zulmün derhal sona erdirilmesini talep ediyor.

Sosyal ve siyasi haklar ile bölgede barış için burjuvazinin çıkarlarına ve emperyalist planlara karşı mücadele eden Türkiye halkıyla dayanışmamızı ifade ediyoruz.

Norveç Sosyalist Sol Partisi Genel Başkanı Audun Lysbakken’in açıklaması: Uluslararası toplum bu saldırılara cevap vermelidir

Temel demokratik değerlere ve insan haklarına bağlı politikacılar olarak, bu değerleri tehdit edenlere karşı sesimizi yükseltmek ve bu değerler için mücadele edenlerle dayanışma içinde olmak zorundayız. Özgür ve demokratik bir Türkiye için mücadele edenler, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın utanç verici ve otoriter politikalarının uzun yıllardır birincil kurbanları olmuştur. Son zamanlarda Erdoğan hükümetinin bu baskıları yoğunlaştı.

2016’daHDP’dendemokratik olarak seçilmiş 55 milletvekilinin dokunulmazlıkları hukuka aykırı bir şekilde kaldırılmıştı. Bunlar arasında, daha sonra tutuklanan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da vardı. O zamandan beri HDP, Türk hükümetinin meşru, demokratik bir hareketi ezmek için yaptığı sürekli baskılara maruz kaldı. Bu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin bağlayıcı kararlarına, siyasi mahkumların derhal serbest bırakılmasını talep etmesine ve uluslararası toplumdaki kilit aktörlerin sayısız uyarılarına rağmen gerçekleşti.

Uluslararası toplumun dikkati ölümcül bir salgınla savaşmaya odaklandığından, Türk hükümeti gücünü Türkiye’de demokratik temsiliyetle mücadele etmeye odaklıyor. Son haftalarda hükümet, HDP'ye yönelik hukuki saldırılarını partiyi kapatma nihai amacıyla artırdı. Ve Ömer Faruk Gergerlioğlu ifade özgürlüğüne yönelik korkunç bir saldırıyla milletvekilliğini kaybetti.

Norveç Sosyalist Sol Partisi, demokratik haklar ve insan hakları için olan mücadelesinde HDP'nin ve Türkiye demokratik muhalefetinin yanındadır. Uluslararası toplum ve özellikle Türkiye’nin uluslararası müttefikleri, Erdoğan’ın otoriter hareketlerine sert ve kararlı bir tepki vermelidir.

Bunun için önemli bir adım, Türkiye’den siyasi tutuklularının serbest bırakmasını ve ülkedeki HDP ve diğer demokratik güçlere yönelik yargısal zulmün derhal durdurmasını talep etmek olmalıdır. Tüm uluslararası aktörler; demokratik reformların, temel insan haklarına saygının ve barışçıl müzakerenin tek yol olduğunu açıkça ifade etmelidir.

İsviçre Sosyal Demokrat Partisi Eşbaşkanları Cédric Wermuth ve Mattea Meyer’in açıklaması: Avrupa Konseyi, AGİT ve BM harekete geçmelidir

Sosyalist Parti (SP), Türkiye'deki baskılarda son dönemde görülen tırmanışı endişeyle izliyor ve en güçlü şekilde kınıyor. Kardeş partimiz HDP’yle ve insan hakları ve demokrasi ihlallerine karşı Türkiye'nin en önemli seslerinden biri olan HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’yla dayanışmamızı ifade ediyoruz.

Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun vekilliğinin düşürüldüğü ve Yargıtay Başsavcısının HDP'ye kapatma davası açtığı Türkiye, diktatörlüğün en karanlık dönemine girmekle karşı karşıya. SP, şiddetsiz yollarla bu gelişmelere karşı duran tüm güçlerin yanındadır.

Türk yetkililere HDP Milletvekili Gergerlioğlu'nun demokratik seçilmiş haklarına saygı gösterme çağrısında bulunuyoruz.

AYM’yi kuvvetler ayrılığına saygı göstermeye ve HDP'nin yasaklanması talebine uymamaya çağırıyoruz.

İsviçre Federal Konseyi'ne, Türkiye'ye insan haklarına, hukukun üstünlüğüne ve demokrasiye saygı gösterme konusundaki uluslararası yükümlülüklerini hatırlatması ve ciddi yaptırımlar düşünmesi çağrısından bulunuyoruz.

Uluslararası toplumu, yani Avrupa Konseyi, AGİT ve BM İnsan Hakları Konseyi'ni; Türkiye'de barışın, hukukun üstünlüğünün ve insan haklarının yeniden bir geleceğinin olması için hemen harekete geçmeye ve mümkün olan her şeyi yapmaya çağırıyoruz.

İtalya’dan Potere al Popolo (İktidar Halka)’nın açıklaması: Kaygı açıklamaları baskı görenler için bir anlam ifade etmiyor

HDP’ye karşı yürütülen son baskı kampanyasını öğrenmenin şok ve üzüntüsü içerisindeyiz. Türkiye, ülkenin üçüncü büyük siyasi partisi olan HDP’yi tamamen yasaklamaya çalışıyor. Olayların bu gidişatı, Türkiye tarihi ve dünya demokrasisi açısından gerçekten karanlık bir anı temsil ediyor.

HDP milletvekillerinden Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun hukuksuzca vekilliğinin düşürüldüğü gün, savcı HDP'yi tamamen kapatmak için yasal işlem başlattı. Türkiye parlamentosu artık çok tehlikeli bir durumda ve Türkiye demokrasisi fiilen kapatıldı.

Türkiye’nin NATO müttefikleri, Afrin’e yönelik işgaline ve sonrasında yaptığı etnik temizliğe göz yumduğu gibi, Türkiye’nin otoriterliğe sürüklenmesine de göz yumdu. Şimdi, ABD ve AB de dahil olmak üzere büyük NATO güçleri, resmi olarak demokrasinin sona erdiriliyor olmasıyla ilgili endişelerini ifade ediyor; ancak bu açıklamalar, uzun yıllardır Erdoğan'ın baskısına karşı cesurca mücadele edenler için pek bir anlam ifade etmiyor.

Bu son hamlenin Türkiye'deki kadınlar, azınlık toplulukları ve muhalifler için ne anlama geleceği konusunda son derece endişeliyiz. Enternasyonalistleri HDP'yi ve Türkiye’deki demokrasi yanlılarını desteklemeye ve yanlarında olmaya çağırıyoruz. HDP'nin davası her yerdeki ilerici siyasetin davasıdır, saldırganlık karşısında barışın davasıdır.

Filipinler’den Emekçi Kitleler Partisi (PLM) adına Reihana Mohideen’in açıklaması: Baskıları durdurun HDP’lileri serbest bırakın

Emekçi Kitleler Partisi (PLM), HDP’ye yönelik kapatma davasını demokrasiye bir hakaret olarak görüyor ve şiddetle kınıyor. Bu baskıya karşı HDP'nin yanındayız.

Pek çok Kürt belediye başkanının görevden alınmasının ardından, Türk yetkililer şimdi de milyonlarca insanın oy verdiği demokratik bir partiyi yasaklamak için harekete geçti. Bu hukuk dışıdır, demokratik değildir ve sivil ve siyasi hakların ihlalidir.

Eski HDP lideri Selahattin Demirtaş, pek çok muhalefet üyesi, milletvekili, belediye başkanı ve gazeteci gibi dört yıldır masum bir şekilde cezaevinde tutulmaktadır.

Türk makamlarını, kapatma işlemlerini derhal durdurmaya, HDP'ye yönelik baskıyı durdurmaya ve seçilmiş tüm HDP temsilcilerini serbest bırakmaya çağırıyoruz.

Avustralya Sosyalist İttifakının açıklaması:

Avustralya Sosyalist İttifakı olarak HDP ile dayanışmamızı uzun zamandır ifade ediyoruz. Otoriter Erdoğan rejiminin partiyi yasaklama yönündeki son girişimlerini kınıyoruz.

HDP, Türkiye'de adalet, demokrasi ve özgürlüklerin önemli bir temsilcisidir ve bu sesin boğulması değil duyulması gerekmektedir. Türk rejiminin uzun süredir devam eden baskıları demokrasiye hakarettir ve her yerde buna karşı durmak gerekiyor.

Türk yetkililer şüpheli ithamlarla, çok sayıda seçilmiş belediye başkanını, milletvekilini ve parti liderini tutukladı ve hapse attı. Milyonlarca kişinin oy verdiği ve parlamentoda önemli temsiliyeti bulunan HDP'yi yasaklamaya yönelik son girişimler, Türkiye halkının sivil ve siyasi haklarını ihlal eden, hukuksuz ve antidemokratik bir hamledir.

Eski HDP lideri Selahattin Demirtaş, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin serbest bırakılması kararına rağmen dört yıldır cezaevinde tutuluyor. Bu tür haksız tutukluluklarla birçok muhalefet üyesi, milletvekili, belediye başkanı ve gazeteci de karşı karşıya.

Türk yetkilileri, kapatma sürecini derhal durdurmaya, HDP'ye yönelik baskıyı sonlandırmaya ve seçilmiş tüm HDP temsilcilerini serbest bırakmaya çağırıyoruz.

Ayrıca Avustralya hükümetinden, HDP temsilcilerinin serbest bırakılması çağrısı yapan ve Türk hükümetinin HDP'yi yasaklama girişimlerine muhalefet edildiğini ifade eden bir açıklama yapmasını istiyoruz.

Kıbrıslılar Birliğinin açıklaması:

Kıbrıslılar ile Kürtler arasındaki ilişki sadece bir uluslararası dayanışma konusu değildir. İki milletin kardeşliği ortak bir kader paylaşımına dayanmaktadır.

Kıbrıslılar Birliği, Türk Devleti’nin Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) yönelik yeni saldırılarını kınamaktadır. Şu anda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin üçüncü büyük siyasi partisi olan HDP, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı başvurunun ardından kapatılmak istenmektedir. Şimdiye kadar Τürkiye’deki Anayasa Mahkemesi, son otuz yılda Kürt halkı tarafından destek gören altı siyasi partiyi kapatmıştır.

Bu eylemler Kürt halkını ve mücadelesini susturmadı. Aksine, Kürt siyasi hareketi Türk Devleti tarafından her hedef alındığında güçlendi.

Mevcut durumu sadece mevcut Türk istibdat rejiminin bir ürünü olarak gören siyasi hareketlere katılmıyoruz. Türk Devleti’nin kuruluşundan itibaren Kürtlere ve Kıbrıslılara yönelik saldırıları neredeyse sürekli devam etmiştir. Bunun arkasındaki neden, Kürtlerin ve Türkçe konuşan Kıbrıslıların, Türkiye’nin neo-Osmanlıcı sözde “milli davalarına” karşı her zaman iki engel oluşturmasıdır.

Birleşen halklar asla yenilmez! Kürt halkına mutlu bir Newroz dilerken, verdikleri milli ve demokratik kurtuluş mücadeleleri ile dayanışma ve birliğimizi belirtiriz.

İtalya’dan Rete dei Comunisti'nin açıklaması:

Keyfi tutuklamalar ve tutuklamalar yoluyla partinin ve üyelerinin uğradığı sürekli baskı dalgasının en son adımı başsavcının HDP’ye yönelik kapatma davası açması oldu.

Erdoğan'ın 2023’te yapılması planlanan seçimlerde gerçek bir siyasi alternatif sunan ve kendisine muhalefet eden en önemli güç olan HDP’yi susturmaya çalıştığı ortadadır.

HDP'li yoldaşlarımız için seferber olmaya hazırız, Türk rejiminin bu en son otoriter çıkışını kınayan tüm komünist ve ilerici güçlere katılıyoruz. HDP’nin de dediği gibi “Kendimize güveniyoruz ve kararlıyız. Kazanacağımızdan kuşkumuz yok”.

Birleşik Krallık’taki 26 sendikanın çatı örgütü Genel İşçi Sendikaları Federasyonu adına Genel Sekreter Doug Nicholls:

HDP barışsever demokratların partisidir, TBMM'deki üçüncü büyük siyasi partidir ve sosyal ve hümanist istekleri olan insanları temsil etmektedir. HDP’nin karşı karşıya olduğu tüm ihlal ve haksızlıklara şimdi de onu yasaklamak için yapılan girişimler eklenmiştir.

HDP’nin kapatılması teşebbüsünü ve mevcut rejimin adaletsizliklerine karşı duranlara yönelik haksız muameleleri kınıyoruz.

Bu mesele uluslararası öneme sahiptir ve hepimiz biliyoruz ki, siyasi partilerin yasaklanması ve demokrasinin yerle bir edilmesi arasında çok korkunç tarihsel paralellikleri vardır.

Galiçya Halk Birliği (UPG)'nin açıklaması:

HDP, 2016’dan bu yana baskılarla karşı karşıya kaldı. Onu kapatmaya yönelik son girişim, Erdoğan hükümetinin itaatkar yargı aracılığıyla her türlü muhalefeti ortadan kaldırma politikasının bir adımıdır. Bunu en sert biçimde kınıyoruz.

İspanyol hükümetinin ve Avrupa Birliği'nin ikiyüzlülüğünü de kınıyoruz. Daha dün İspanya Dışişleri Bakanı, "AB ile Türkiye arasındaki ilişkilerde birkaç aydır süren çalkantılı dönemin ardından, belki de olumlu bir tavır geliştirmenin zamanı gelmiştir" dedi. Türkiye'deki muhalefetin özellikle de Kürt halkının karşı karşıya olduğu baskıyı umursamadığını gösterdi. Kürt halkına ve HDP’ye mücadelelerinde Galiçya'dan desteklerimizi tekrar iletiyoruz.

24 Mart 2021