HDP Grubu adına Şırnak Milletvekili Faysal SARIYILDIZ’ın RTÜK bütçesi üzerine konuşması

27. Birleşim
12 Aralık 2014-Cuma

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun 2015 bütçesi hakkında konuşmak üzere söz almış bulunmaktayım. Partim adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Görsel ve işitsel medyayı devlet adına kontrol etmek amacıyla kurulan RTÜK, karasal, sayısal, uydu, kablo ve IPTV ortamından yayın yapacak kuruluşlara lisans ve yayın izni vermek, yayınları düzenlemek ve denetlemek, radyo ve televizyonlara para cezası kesmek veya kapatmak gibi geniş yetkilerle donatılmıştır.

Medyaya yönelik ceza verme yetkisi, basın ve ifade özgürlüğünü kısıtladığı gibi, temel bir hak olan halkın haber alma hakkının da ihlali anlamına gelmektedir. Üstelik, radyo ve televizyonlara verilen bu cezaların Türk aile yapısına veya toplumun millî ve manevi değerlerine aykırı yayın gibi son derece muğlak, yorumu kişiden kişiye değişen gerekçelere dayandırılması, keyfî kararların alınmasına olanak tanımaktadır.

Özerk olduğu iddia edilmesine rağmen, üye yapısı itibarıyla fiilî olarak siyasi iktidara bağlı bir kurum olan RTÜK’ün, yargı görevini üstlenerek yayın kuruluşlarına ceza verebilme, hatta kapatma gibi yetkilerle donatılması demokratik değerlerle çelişmektedir. Özellikle siyaset-medya ilişkisi ve siyasi iktidarın medya üzerindeki son yıllardaki baskısı RTÜK’ün ilgi ve yetki alanında olmasına rağmen, bu konudaki rolünü oynayamamıştır. Bunu sadece birkaç örnekle somutlaştırmak istiyoruz.

Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü, yetkisi olmadığı hâlde sürekli Gün TV’yi izleyerek rapor tutmaktadır. Emniyet, raporunu ceza verilmesi için mayıs ayında RTÜK’e gönderir. Örneğin, bu raporlardan birini talimat olarak kabul eden RTÜK, işlem yaparak üst kurul toplantısında iki ayrı maddeden ve üst limitten Gün TV’ye, hem yayın durdurma hem de idari para cezası verdi.

Burada dikkat çeken iki husus vardır: Birincisi, RTÜK’ün Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü ile herhangi bir protokolü bulunmamasına ve bağlayıcı hiçbir yasal mevzuat bulunmadığı hâlde talimatmış gibi kabul edilmiş olmasıdır. İkincisi, müeyyideye konu olan yayınların tamamı Kürtçe ana haber bültenleri olmasına rağmen RTÜK’te herhangi bir Kürtçe çevirmen olmadığı için Diyarbakır Emniyet Müdürlüğünün yapmış olduğu yanlı, subjektif çevirilerin esas alınmasıdır ki bunların çoğu tahrifatlıdır.

Yine, bütün gerekli yasal yükümlülüklerini sağlayarak bir buçuk yıldır RTÜK tarafından uydu lisansı almış olan Gün TV’ye TÜRKSAT uydu kapasitesi vermeyerek uydu yayınına geçmesini hukuksuzca engellemektedir. Oysa 2014 yılında fırlatılan ve yörüngesine başarı ile oturan 4A uydusundan ötürü çok geniş kapasite boş durmaktadır. Gün TV’den çok sonra uydu lisansı alan yayıncı kuruluşlara bu kapasite verilip yayına geçmesi sağlanıyorken Gün TV’nin bu yasal hakkı neden gasp edilmektedir? Bu haksız, hukuksuz, keyfî durumun siyasi sorumlusu Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Sayın Lütfi Elvan’dır.

Toplumsal problemlerin üst düzeyde olduğu Türkiye’de, başta siyasi iktidarın yöneticileri olmak üzere birçok devlet yöneticisi, toplumsal kin ve nefreti körükleyen beyanlarını görsel, işitsel medya aracılığı ile dile getirmektedir. Şefkat Tepe, Tek Türkiye, Sakarya Fırat gibi bu ırkçı, milliyetçi ve militarist diziler özel yayıncı kuruluşlarda olduğu gibi, 76 milyon insanın vergileri ile yayın yapan kamu yayıncısı TRT’ye bağlı kanallarda da yayınlanabilmektedir. Bu konuda 6112 sayılı Yasa’nın 8’inci maddesinin belli fıkraları müeyyide öngörmesine rağmen, bu ırkçı, milliyetçi dizilere bu söylemler ile ilgili şimdiye kadar hiçbir müeyyide kararı alınamamıştır. Son yıllarda ırkçı, faşist ve Kürt halkını aşağılayan dizi furyasına rağmen kaç diziye bu sebeple RTÜK tarafından ceza verilmiştir? Sıfır, elde var sıfır.

Muhalif siyasetçiler tarafından kullanılan söylemlerden ötürü yayıncı kuruluşlara çok rahat ceza kararı alan RTÜK, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere siyasi iktidarın hiçbir mensubunun söylemlerinden ötürü yayıncı kuruluşlara müeyyide uygulayamamıştır. Örneğin Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan 21 Ekim 2014 tarihinde Ombudsmanlık Sempozyumu'nda Berkin Elvan için vicdansızca "terör örgütünün maşası" tabirini kullandı. Sayın Erdoğan halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, alenen hakaret eden, kişinin hatırasına hakaret, adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ettiği hâlde RTÜK bu sözleri yayınladığı için yayıncı kuruluşlara uyarı dahi vermemiştir. Aynı şekilde, Sayın Erdoğan bir televizyon kanalında “…affedersiniz Ermeni…” diyerek alenen ırkçılık yapmıştır. Bu konuda da RTÜK görevini yapmamıştır. Çünkü RTÜK ihlalin ne olduğuna değil, ihlali kimin yaptığına göre kararlarını vermektedir.

RTÜK’ün iktidar ile olan siyasi göbek bağının kesilmesi ve adil kararlar verebilmesi için acilen şu adımların atılması gerekiyor: RTÜK’ün üye belirleme yönteminde değişikliğe gidilmelidir. Mevcut durumda 9 üyenin tamamı Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından seçilmektedir. Gazeteciler Cemiyeti, Gazeteciler Sendikası, Basın Konseyi, Radyo ve Televizyon Sahipleri ve Yayıncıları Derneği gibi meslek örgütlerinin de üye seçiminde söz sahibi olması sağlanmalıdır. RTÜK’ün medya kuruluşlarına ceza verme yetkisi yargıya devredilmelidir. Bu amaçla, ortaya çıkan şikâyet ve sorunlar medyayla ilgili ihtisas mahkemeleri kurulması yoluyla çözüme kavuşturulmalıdır.

Sayın Başkan, değerli Milletvekilleri; iktidarın arka bahçesi hâline gelen alanlardan biri de TRT’dir. TRT ve bağlı kanalları kamu yayıncılığı yapmakta, gelirini bu halkın vergilerinden temin etmekte, bu sebeple bütün siyasi çevrelere eşit mesafede durma zorunluluğu bulunmaktadır. Siyasi partilerin çalışmaları ve temsilcilerinin konuşmaları arasında fırsat eşitliği gözetmek durumundadır. Oysa kamu yayıncısı TRT iktidarın propaganda aracı ve sopası hâline gelmiştir. Hele Parlamentoda grubu bulunan iktidar, ana muhalefet ve muhalefet partileri arasında bariz farkın bulunmasının ne yasal ne ahlaki ne de uluslararası sözleşmelerde izahı yoktur. İktidardan yana taraflı yayınlarından ötürü TRT, YSK tarafından 30 Mart 2014 yerel seçimlerinde 7, 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 9 olmak üzere toplam 16 yayın durdurma cezası almıştır. Yüksek yargı organı olan YSK’nın verdiği 16 yayın durdurma cezası karar TRT’nin sübjektifliğini, iktidardan yana tarafgirliğini tescillemiştir. Özellikle Cumhurbaşkanlığı seçimindeki TRT, amiyane tabiriyle kraldan daha fazla kralcı takılmıştır.

RTÜK Sayısal Kayıt Arşiv ve Analiz Sistemi verileri esas alındığında TRT 1 ve TRT Haber kanallarında Mecliste grubu bulunan siyasi partilerin haber yapılma süreleri arasında büyük bir uçurum vardır. TRT neredeyse bir partinin resmi yayın organına dönüşmüştür, bu gerçeklik, 6112 sayılı Yasa’nın yayın ilkelerini düzenleyen 8’inci maddesinin (k) fıkrasındaki “Siyasî partiler ve demokratik gruplar ile ilgili tek yönlü veya taraf tutar nitelikte olamaz.” hükmüne açıkça aykırılık teşkil etmektedir. Bu açık ihlallere rağmen RTÜK tarafından TRT hakkında nasıl bir işlem yapılmıştır? Bunu gerçekten TRT, Anadolu Ajansı ve RTÜK gibi medya kurumlarından sorumlu Sayın Yalçın Akdoğan’dan öğrenmek istiyoruz.

SETA Vakfı’nın AKP’yle ilişkisine bağlı olarak birçok yazılı basında olduğu gibi TRT’yi de kendi yayın kuruluşu gibi kullandığını artık sağır sultan bile bilmektedir. Bu kuruluş, TRT ve birçok özel kanala neredeyse yayın politikası belirlemekte ve direkt kurumun başkanı dâhil olmak üzere yöneticilerinin moderatörlüğünde tartışma ve haber programları yapılmaktadır. Yani Hükûmet neredeyse artık bütün kanallarda olduğu gibi halkın vergisi ile ayakta duran TRT’de de kendi çalıp kendi oynamaktadır.

Sayın Başkan, değerli vekilleri; TRT 6, ilk dönemler Hükûmete yakın çevrelerin güdümünde yayın politikası izlerken, bugün daha da marjinalleşerek tümüyle cemaatin güdümüne girmiştir. Öyle ki TRT 6’nın artık cemaat kanalı olan Dünya TV’nin bir şubesi gibi çalışmaya başladığını Hükûmete yakın kesimler bile dile getirmekten geri durmamaktadır. Şimdi cemaat mensupları uzaklaştırılmaya çalışılmakta ama bu konuda da yeterince başarılı olunamamaktadır. Zaten hiçbir kuruluş felsefesi olmayan, yasal dayanaktan yoksun ve Hükûmet eliyle deyim yerindeyse korsan yayın yapan böyle televizyon kuruluşundan zaten başka bir yayın da beklenemezdi.
Teşekkür ederim.