Şırnak'ın Cizre ilçesinde, 27 Aralık'ta başlayıp 12 yaşındaki Nihat Kazanhan'ın yaşamını yitirmesiyle devam eden olayların ardından HDP, DTK, HDK ve DBP'li seçilmişler, bugün sabah saatlerinde ilçeye geldi. Heyette yer alacağı belirtilen HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ın sarkan programı dolayısıyla gecikmeli olarak dahil olduğu heyette, DTK Eş Başkanı Selma Irmak, HDK Eş Sözcüleri Sebahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü, DBP Eş Genel Başkanı Emine Ayna, Mardin Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanları Ahmet Türk ve Februniye Akyol ile HDP'li vekiller Ayla Akat Ata, Mülkiye Birtane, Gülser Yıldırım, Hasip Kaplan ve Faysal Sarıyıldız, DTK Başkanlık Divanı üyesi Feleknas Uca yer aldı.

İlçeye gelen heyet, ilk olarak DBP İlçe Örgütü binasına gelerek, kendi aralarında kısa bir toplantı gerçekleştirdi. Bu toplantıda HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız'ın ilçede günlerdir yaşanılanlara ilişkin heyete aktarımlarda bulunduğu öğrenildi.

Toplantının ardından seçilmişler, yağışlı havaya rağmen parti binası önünde toplanan halkla buluştu. İlk olarak DTK Eş Başkanı Selma Irmak'ın yurttaşlara seslenmesi öncesinde yaşanan olaylarda yaşamını yitirenler anısına saygı duruşunda bulunuldu.

Atılan sloganların kesilmesinin ardından Selma Irmak, konuşmasına "Bize zulüm edenlere Mazlum Doğan'ın 'yaşamak direnmektir" sözüyle karşılık vereceğiz" sözüyle başladı.

PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın mesajının Botan halkı tarafından umutla karşılandığı ifade eden Irmak, "Botan halkı, önderinin mesajını yürekten savunuyor. Ama bu mesaj karanlık güçler tarafından boşa çıkartıldı. Ey kan emiciler, savaşın da ilkesi var. 12 yaşındaki bir çocuk, nasıl hedef alınır. Bu size kalmaz. Bunu iyi bilin. Nihat henüz oyun yaşında, 12 yaşındaydı. Ama siz ona ve bize yaşamı karartınız. Buradaki karanlık güçler barış umudumuzu kırmak istiyorlar. Bu süreci bozmak istiyorlar. Botan halkı ise, önderinin mesajının gereklerini yerine getiriyor" ifadelerini kullandı.

'Hükümet ve devlete düşen Nihat'ın katillerini bulup cezalandırmaktır'

Bu sözlerinin ardından Cizre'de yaşananlar için 'polislerimiz gaz bombası ve silah kullanmadı' diyen Başbakan Davutoğlu ve İçişleri Bakanı Efkan Ala'ya seslenen Irmak, "Nihat'ın başına isabet eden fişek nereden geldi?" diye sordu.

"Kamu Güvenliği" tartışmalarına da tepki gösteren Irmak, bunun Kürt çocuklarının katledilmesiyle sağlanamayacağını ifade etti. Kürt halkının da buna karşı tavrının olacağını söyleyen Irmak, "Kürt halkı, çözüm süreci için üzerine düşen her şeyi yapıyor. Cizre halkı günlerdir ayakta ve çocuklarının tabutlarını taşıyor. Buna rağmen yine barış diyoruz. Botan halkı üzerine düşeni yaptı ve yapmaya devam ediyor. Sizlere sormak istiyoruz. Sizler sürdürmek istiyorsanız Nihat'ın katillerini bulup, cezalandırmalısınız. Nihat'ın katilleri ortaya çıkartılmayana kadar bunun peşini bırakmayacağız. Buradan devlete uyarımızı yapıyoruz" diye konuştu.

'Yalanlarınızdan vazgeçin'

İlçede yaşanılanlara ilişkin "provokasyon" değerlendirmelerine de tepki gösteren Irmak, "Provokasyon, Nur Mahallesi'nde halkın üzerine kurşun yağdırmadır. Tepede bekletilen panzerlerdir. Katillerden neden hesap sormuyorsunuz. Provokasyon bunlardır" diyerek, devlet ve hükümet yetkililerine yalan açıklamalarda bulunmamaya davet etti.
'Siz kimsiniz ki sizden korkalım'

"Ölümden korkmuyoruz. Siz kim oluyorsunuz da sizden silahlarınızdan korkalım" diyerek, sürdürdüğü konuşmasında "Nihat, Ceylan ve Uğur gibi katledilen kahraman çocuklarımız gibi yüreğimizde yaşıyor" ifadelerini kullanan Irmak, konuşmasını Kürt halkına, çocuklarını itiren ailelere ve Cizre halkına başsağlığı dileyerek konuşmasını tamamladı.
'Öldürdükleri gençlerin faturasını Cizre halkına kesiyorlar'

Irmak'ın ardından ise HDK Eş Sözcüsü Ertuğrul Kürkçü konuştu. Türkiye devrimcilerinin Cizre halkının yanında olduğu mesajıyla konuşmasına başlayan Kürkçü, "Bir cinayete bir daha asla ama asla izin vermeyeceğiz" dedi.

Yaşananların, Kürt halkının iradesine tahammül edemeyenlerin zulmü olduğunu söyleyen Kürkçü, "Bunlar provokasyon diye Cemaati göstermeyin. Onları yakalamıyorsanız, onlarla birliktesiniz. Öldürdükleri gençlerin faturasını Cizre halkına mal etmeye çalışıyorlar. 'Biz Nihat'ı öldüren silahları kullanmadık' diyorlar, bunun yalan, yalan, yalan olduğunu biliyoruz. Bunu ispat edeceğiz. Nihat polislerin yeni kullandığı bir gaz bombasına ait kapsülle öldürüldü. O silahı siz biliyorsunuz. O mermileri sokaktan topluyorsunuz" diyerek, elinde Nihat'ın ölüne neden olan kapsülün benzerini tuttu. Bu sözleri üzerine ise kitleden "Katil devlet hesap verecek" sloganları yükseldi.

'Zalimlere asla teslim olmayacağız'

Konuşmasına devam eden Kürkçü, şunları söyledi: "Türkiye ve Kürdistan'da bu zalimlere asla ama asla teslim olmayacağız. Türkiye halkı, Kürtlerin 30 yıllık mücadelesinden büyük bir ders aldı. Bunu yeni yaşamla, tüm Türkiye'ye yayacağız. Erdoğan, imparatorluğunun yıkılmasından korkuyor. Onun imparatorluğunu yıkacağız. Barış temin edilecek diye, Kürt halkı bugüne kadar sürdürdüğü özgürlük mücadelesinden geri adım atmaz. Biz hiçbir diktatörlüğü kabul etmiyoruz. O nedenle ya Sayın Öcalan'ın açtığı yoldan sonuna kadar gidilecek yada hükümet istemiyorsa çıkıp açıkça bunu söyleyecek. O zaman öncekilerin başına ne geldiyse, bu hükümetin de başına o gelecek."

'Nihat son kayıp olmayacaksa hükümet her şeyini kaybedecek'

"Nihat son kayıp olmayacaksa, hükümet her şeyini kaybedecektir" diyen Kürkçü, bunların hesaplarının da sorulacağını söyledi.

Hesap divanının mutlaka kurulacağını ve katillerin hesap vereceğini ifade eden Kürkçü, "Kobanê'de olduğu gibi bütün insanlığın onurunu IŞİD çetecilerine karşı savunmuş bir halk var. Bu halk, çeteciler karşısında kendi onurunu sahiplenirken, siz onlara silah ve cephaneyle geliyorsunuz. Biz bunları asla unutmayacağız" dedi.

'Provokatörün kendisi İçişleri Bakanı'dır'

Kürkçü'nün ardından bu kez DBP Eş Genel Başkanı Emine Ayna, halka seslendi.

Cizrelilere, "Sizlerin karşısında söylenecek söz yok" diyen Ayna, tüm ölümlerden AKP hükümeti ve devletin sorumlu olduğunu, hiçbir şekilde de bu sorumluluktan kaçılamayacağını vurguladı. Hükümetin yaşanan olaylar için 'provokatörler yaptı' diyerek işin içinde sıyrılmaya çalışmasına tepki gösteren Ayna, şunları söyledi: "O provokatörler polis araçlarının içerisinde ise, İçişleri Bakanı provokatörün ta kendisidir. Başkan Öcalan'a verdikleri mesaj; 'Biz barış istemiyoruz'dur. O katillerin yakasına yapışmadığı sürece, 'AKP provokatördür' demeye devam edeceğiz. Karşılarında yüzlerce yıldır mücadele ve direniş geleneği olan bir halk var. 90'ların kirli savaşların içinden büyük bir direniş gücüyle yaşamaya devam eden kocaman bir Kürdistan halkı var. Kimse kimseyi kandırmaya çalışmasın. İçişleri Bakanı'nın bu işin içinde parmağı yoksa, o plakasız polis aracının içindeki polisleri bulmalıdır."

Ayna, bu sözlerinin ardından konuşmasının Söz veriyoruz Başkan Öcalan, özgür olacak. Kürdistan halkı özgür olacak. Özgür yaşamı yaratacağız" sözleriyle noktaladı.

Açıklamaların ardından Figen Yüksekdağ'ın da dahil olduğu heyet ile birlikte binlerce kişi, Nihat Kazanhan için Cudi Mahallesi'nde kurulan taziye çadırına doğru yürüyüşe geçti.

16.01.2015