Tecridin sona ermesi için milletvekillerimiz tarafından Adalet Bakanlığı önünde başlatılan adalet nöbeti 5'inci gününde bir kez daha engellendi. Parti Sözcümüz Ebru Günay, milletvekillerimiz Feleknas Uca, Necdet İpekyüz, Gülistan Kılıç Koçyiğit, Muazzez Orhan, Abdullah Koç ve Kemal Peköz’ün Adalet Bakanlığına yürüyüşü engellendi. Milletvekilleri Meclis Dikmen Kapısında konuya ilişkin açıklama yaptı. Grup adına konuşan Ebru Günay, şunları söyledi:
Halkın iradesini engellemek ve adaletsizliği sürdürmek tecrit politikalarında ısrardır
Tecride karşı Adalet Bakanlığı önünde bir süredir adalet nöbeti yürütüyoruz. Bugün 6’ncı gün ve eylemimizin 6’ncı gününde yine tecrit politikasıyla karşı karşıya kaldık. Meclis Dikmen Kapısındayız ve Adalet Bakanlığı’na kısa mesafede Ankara Emniyet Müdürlüğü tarafından ablukaya alındık. Tam da itiraz ettiğimiz tecrit işte bu. Meclis kapısında milletvekilleri, yani halk iradesi engelleniyor. Adalet Bakanlığı’na, adaletin tesisindeki asıl sorumluya sorumluluğunu hatırlatmak istemek engellenmenin gerekçesi. Adaletin olmadığı, halkın iradesinin engellendiği bir Türkiye fotoğrafıyla karşı karşıyayız. Halkın iradesini engellemek ve adaletsizliği sürdürmek tecrit politikalarında ısrardır.
Cezaevlerindeki her hukuksuzluktan Adalet Bakanlığı’nın her bir bürokratı sorumludur
Biz 6 gündür buradayız. Daha önce Eş Genel Başkanlarımızın başkanlığında bir heyet başvuru yaptı. Ayrıca Saliha Aydeniz’in başkanlığında bir heyet tekrar başvuru yaptı. İki hafta sonra da HDP milletvekilleri olarak gruplar halinde İmralı’ya gidip Sayın Öcalan ile görüşme gerçekleştirmek için Adalet Bakanlığı’na başvuru yaptık. CPT görüşmesinden sonra avukatlar da ısrarlı bir şekilde İmralı’ya gidip müvekkilleriyle görüşmek için başvurularını sürdürüyor. Bizler ısrarcıyız, avukatlar ısrarlı ama Adalet Bakanlığı da hukuksuzlukta ısrarcı. Hala hiçbir talebimize cevap verilmiş değil. Hala avukatların hiçbir görüş başvurusuna cevap vermemiş bir Adalet Bakanlığı söz konusu. Buradan bir kez daha Adalet Bakanı Sayın Bekir Bozdağ’a sesleniyoruz: Türkiye’deki her bir cezaevinin sorumluluğu sizin yetki alanınızdadır. Bir cezaevindeki her hukuksuzluktan başta siz olmak üzere Bakanlığın her bir bürokratı sorumludur.
Sayın Öcalan'la gerçekleşecek olan her görüşme bu ülkede demokrasiye hizmet edecektir
Avukat-müvekkil görüşmesini engellemeniz hukuku açıkça ayaklar altına almaktır, Anayasa’yı ihlal etmektir, taraf olduğunuz uluslararası sözleşmeleri ihlal etmeniz demektir. Bu ülkede adaleti tesis edecek makamın başındaki kişi olarak adaletsizlikte ve tecritte ısrar ederek suç işliyorsunuz. Bir kez daha buradan sesleniyoruz: Bu suçta ısrarcı olmayın. Sayın Öcalan’la yapılacak her görüşme, tecrit politikalarından ve savaş politikalarından vazgeçmektir. Sayın Öcalan’la gerçekleşecek olan her görüşme bu ülkede barışa, demokrasiye ve özgürlüğe hizmet edecektir. Biz bunun için buradayız. Bu sorumluluğu size de hatırlatıyoruz. Barışı, özgürlüğü, demokrasiyi tesis etmek hepimizin sorumluluğudur. Bunun yolu da açık nettir: İmralı’da Sayın Öcalan’ın başta avukatlarıyla olmak üzere dış dünya ile bağlantısının sağlanması ve tecridin ortadan kaldırılmasıdır. Bizler tecrit kaldırıldığında bu ülkede nasıl bir demokratik ve barışçıl ortamın tesis edildiğini geçmişte deneyimleyerek gördük. Bunu yeniden deneyimlemek istiyoruz. Yeniden kalıcı barış ve demokrasiyi inşa etmek istiyoruz.
İmralı’da aile ve avukat görüşlerinin gerçekleşmesi için bir an önce adım atın
Talep çok açık ve basittir, talep hukukun uygulanmasıdır. Bugün Türkiye’nin 3’üncü büyük partisi olarak, hukukun uygulanması için Adalet Bakanlığı’na yürüyoruz ve maalesef Meclis Dikmen Kapısında engellendik. Bu engel halkın iradesine engeldir, hukukun tesisine engeldir, Anayasa’nın uygulanmasına engeldir. Buradan bir kez daha çağrımızı tekrar ediyoruz; hukuksuzlukta ve adaletsizlikte ısrar etmeyin, İmralı’da aile ve avukat görüşlerinin gerçekleşmesi için bir an önce adım atın. Bizler sonuç alıncaya kadar mücadeleye ve adalet nöbetine devam edeceğiz.
27 Aralık 2022