Gülistan Doku için Dersim’de inceleme yapan heyetimiz: Kürdistan’da insanlar kaybolmaz, kaybedilir!

Kadın Meclisi Sözcümüz Dilan Dirayet Taşdemir ve beraberindeki heyetimiz Munzur Üniversitesi Öğrencisi Gülistan Doku’nun kaybolması ve Dersim’de son dönemlerde yaşanan gelişmelere ilişkin bölgede incelemelerde bulundu. Konuya ilişkin Dersim İl Örgütümüzde basın açıklaması yapan Taşdemir şöyle konuştu: 

HDP Kadın Meclisi Diyarbakır Roza Kadın Derneği ve TJA'lı kadınlar olarak Dersim'deyiz. Gülistan Doku 10 gündür kayıp. "Bir kişi daha eksilmeyeceğiz" demeye ve "Gülistan Doku nerede" demeye geldik. Gülistan bulununcaya kadar bu mücadeledeki kararlığımızı göstermek için buradayız. 

Gülistan’ın kaybolduğu günden beri hem Dersim İl Örgütümüz hem vekil grubumuz hem de kadın örgütleri bu işin takibini yaptılar. 5 Ocak’tan beri Dersim’de arkadaşlarımız aileyle ve Gülistan'ın arkadaşlarıyla görüştü. Çalışmaların doğru yürütülmesi kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi için ciddi bir çaba gösterdiler. Bizler de Gülistan'ın durumunu kamuoyuna ve Meclis gündemine taşıdık, taşımaya devam edeceğiz. Gülistan bulunana kadar, bu durum aydınlatılana kadar bu durumun peşini bırakmayacağız. 

Nefesimizin bile takip edildiği bir kentte Gülistan bulunamıyor

Dersim küçücük bir kent ve 7/24 mobeselerle takip ediliyor. Herkesin birbirini tanıdığı, bildiği gibi bir kent. Bırakın insanları, taşların bile bilindiği, nefesinizin takip edildiği bir kentte bunca zamandır Gülistan’dan haber alınamıyor. Dolayısıyla biz bu olayın örtbas edilmeye çalışıldığını, Gülistan’ın bulunması için ciddi bir çalışma yürütülmediği kanısındayız. Özellikle birinci fail niteliğinde olan şahsın durumu ile ilgili açık ve net kamuoyu bilgilendirilmedi. Çünkü daha önce bu kişinin yurt dışına çıktığı söylendi, sonra gözetim altında olduğu söylendi. Peki bu gözetim altında olan kişinin ifadeleri neden kamuoyuyla paylaşılmıyor.  

Kadın örgütleri üstünün örtülmesine izin vermeyecek

10 gündür bu gizem nedir? Bu soru kadın örgütleri ve bizler tarafından merak edilen ve cevap verilmesi gereken bir sorudur, bunun cevaplandırılması gerekiyor. Kadınlara yönelik tacizin istismarın tecavüzün olağan hale getirildiğini çalışıldığını biliyoruz. Dolayısıyla Gülistan’ın kayıp olmasına yaklaşım da şu, bir kadın kayboldu bir süre sonra unutulur. Önemsemeyen, kamuoyunu yeterince bilgilendirmeyen bir yaklaşım söz konusu. Ama biz de kadınlar örgütleri de bu işi takipçisi olacağız ve üstünün örtülmesine izin vermeyeceğiz. 

İnsanlar Kürdistan’da kaybolmaz, kaybedilir

"Kürdistan’da insanlar kaybolmaz, insanlar kaybedilir diye" bir deyim var. Bu, kadınların da gerçeği haline geldi. Maalesef kadınlar öldürülüyor ya da ölüme sürükleniyor bu erkek egemen zihniyet tarafından. Bu meseleye yaklaşımda bir duyarlılık varsa kadın örgütleri ve Dersim halkının mücadelesi sonucundadır. Bugün Gülistan’ın arkadaşları, kadın örgütleri, kadın meclisi Gülistan nerede sorusunu sormaya devam ediyor. Bu sorunun muhatapları ve soruya cevap vermesi gerekenler yürüyüşlere müdahale ediyor, kadınların sesini kısmaya çalışıyor. Bu işin üzerini örtmeye çalışılıyor. Biz bu işin takipçisi olmaya devam edeceğiz. Üstünün örtülmesine izin vermeyeceğiz. 

Bir kişi daha eksilmeyeceğiz

Bir kez daha bir kişi daha eksilmeyeceğimizi buradan ifade etmek istiyoruz. Bu ülkenin en can alıcı sorunlarından biri hem kadınlara yönelik şiddet ve çocuk istismarıdır. Sadece son 1 hafta 10 gündür açığa çıkan istismar vakalarına baktığımızda kadına yönelik şiddetin bu bu boyutta olması, çocuk istismarının bu kadar pervasızlaşması iktidarın politikalarından bağımsız değildir. 

Pertek’te istismarın üstü örtülmeye çalışıldı

Dersim’de Gülistan’ın kaybolması ve hem de Pertek’de çocuklara yönelik istismar olayı bu politikanın nasıl işletildiği nasıl görmezden gelindiği ve üstünün örtüldüğünü gösteriyor. Özellikle Pertek'te Harun Y. isimli bir şahsın 15’e yakın çocuğu taciz ve istismar ettiğine dair kamuoyuna yansıyan bilgiler var. Yine Pertek halkının çabası ile Harun Y ve 3 kişi tutuklandı. 

Göz yumma siyaseti izleniyor

Ama biz biliyoruz ki Harun Y. sadece bu istismar ile gündeme gelmedi daha önce 2015 yılında zihinsel engelli bir çocuğun istismarı ile gündeme geldi ve o olayın üstü örtüldü. Dolayısıyla eğer o gün ciddi bir yargılama süreci yaşanmış olsaydı, gerçekten bu konuya ciddiyetle eğilmiş olunsaydı bugün bu çocuklar bu durumu yaşamayacaktı. Açıkçası bir göz yumma siyaseti izleniyor. Özellikle Dersimde bir göz yumma ve cezasızlık siyasetiyle üstünün örtülmeye çalışıldığını söyleyebiliriz. 

Kadınlara yönelik şiddet ve istismar cezasız kalıyor

Bakın daha geçen aylarda Munzur Üniversitesi’nde Bilgi İşlem Daire Başkanının kız öğrencileri taciz ettiği, para karşılığında ilişkiye zorladığına dair bilgiler kamuoyuna yansıdı. Ama sonuca dönüp baktığınızda bu konuda ciddi bir soruşturma yürütülmediği görülüyor. Failler yargılanmadı, yargılandıysa da takipsizlikle sonuçlandı ve yaptıkları yanlarına kar kaldı. Dolayısıyla kadına yönelik şiddet ve istismar davalarında “Siz yapın nasıl olsa size ceza verecek kimse yok” deniyor. Bu siyasetin kendisinin topluma mesajıdır. Bunun üzerinden topluma bir mesaj verilmeye çalışıyor. Sistematik bir politika olarak hayata geçirilmeye çalışıldığını söyleyebiliriz. Taciz, çocuk istismarı kadına yönelik şiddette ciddi bir artış söz konusu tüm Türkiye'de ama Kürdistan’da cezasız bırakılması ciddi bir politika. Dolayısıyla toplumsal değerleri yürütmeyi kadınları ve çocukları hedef haline getirerek siyaset izlendiğini söyleyebiliriz. 

Kadın ve çocuk bedeni üzerinden bir politik alan yaratılıyor

Benzer durum geçenlerde Şırnak’ta da yaşandı. Şırnak’ta bir okul müdürü 50’ye yakın öğrenciye cinsel içerikli mesaj gönderdi. Bir bakıyoruz aynı şahıs başka bir okulda görevlendirilmiş. Resmen şu söyleniyor: Sen yaptığını sürdürmeye devam et kimse sana müdahale edemez. Buna benzer yüzlerce örneğin şahidiyiz. Biz bunun politika olduğunu biliyoruz. Bu ilk değil, daha önce de benzer örnekler yaşandı. Gençleri bu politikalara alet ederek suskunlaştıran, kadın ve çocuk bedeni üzerinden bir politik alan yaratarak bir siyaset izlendiğini biliyoruz. Biz kadın örgütleri olarak bunun mücadelesini yürütmeye devam edeceğiz. 

Toplumun bütün değerleri alt üst edilmeye çalışıyor

Nasıl Kürdistan’da özel bir hukuk varsa, Kürt ve kadın düşmanı politikalar ve milliyetçilikle kendi hükümdarlığını sürdürüyorsa buradaki kadına yönelik şiddet istismar bir politika olarak geliştiriyor. Bu çöktürme adını verdikleri planın toplumsal ayağı burada, toplumun bütün değerleri altüst edilmeye çalışılıyor. Düşünmeyen sorgulamayan bir nesil için bu politikalarla bir yok etme çürütme siyaseti izleniyor. Bir kez daha halkımıza, kadınlara çağrıda bulunuyoruz. Bu politikalar karşısında bilinçlenerek, örgütlenerek güçlü bir duruş sergileyebiliriz; bu yok edici, çürütücü siyaseti ortadan kaldırabiliriz. Kadınların ve gençlerin bu özel sistematik politika karşısında çok daha bilinçli bir duruş sergilemeleri gerekmektedir. 

Bulunana kadar “Gülistan nerede” diye sormaya devam edeceğiz

Elbetteki bu Kürdistan’a özgü işlenen bir durum olmakla beraber kadınlara ve çocuklara karşı ülke genelinde bir siyasete dönüştü. AKP bunun üzerinden bir rejim kurmak istiyor. Kadın kazanımlarını yok ederek bu rejimi geliştirmek istiyor. Elbetteki bu rejimin ana hedeflerinden biri de kadınlar ve çocuklardır. Bizler de feminist hareket, Kürt Kadın Hareketi ve HDP Kadın Meclisi olarak bu erkek egemen sisteme ve politikalar karşısında mücadelemizi büyütmeye devam edeceğiz. Bugün Dersim'deyiz, biraz sonra Gülistan'ın arkadaşlarını ve ailesini ziyaret edeceğiz. Gülistan bulunana kadar “Gülistan nerede” sorusunu sormaya devam edeceğiz. 

14 Ocak 2020