Grup Başkanvekilimiz Filiz Kerestecioğlu Sağlık Bakanlığı ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığının yanıtlaması istemiyle birer soru önergesi hazırladı

Grup Başkanvekilimiz Filiz Kerestecioğlu'nun Ergene Havzasındaki kirlilik ve bu kirliliğin etkilerine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki ve Sağlık Bakanı Ahmet Demircan'ın yanıtlaması istemiyle soru önergeleri hazırladı:

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

 

Trakya’nın en önemli su kaynaklarından biri olan Ergene nehrine, bölgedeki yaklaşık 2 bin sanayi tesisinin ağır metal barındıran atıksularını boşaltmaları nedeniyle Ergene deresinin “çok kirli su sınıfı” olan dördüncü sınıf su kalitesine düştüğü tespit edilmiştir. Bölgedeki kuyu ve sualtı kaynakları bile sanayi tesislerinin atıkları nedeniyle kirlenmektedir.

Ergene’deki kirlilik, Ergene Havzası İllerinde (Tekirdağ, Edirne, Kırklareli) kanser vakalarının sayısını büyük ölçüde artırmıştır. Söz konusu illerimiz, kanser hastalığının en çok görüldüğü iller arasındadır. Bölgede araştırma yapan akademisyen ve araştırmacıların ortaya koyduğu bulgular, Trakya’nın yaşamı, doğası, denizi, dağları ve ovalarının çok ciddi bir tehdit altında olduğunu ortaya koymaktadır.

Yapılan analizlerde, Ergene nehrinin suyunda kurşun, civa, kadmiyum, kobalt, bakır gibi ağır metaller ve arsenik çıktığı görülmüş, ayrıca fosforlu-azotlu bileşikler ile solvent, asit, alkali ve boya gibi sayısız kimyasal maddeler tespit edilmiştir. Özellikle sonbahar döneminde etkili olan yağışlar ile Ergene Nehri'nin taşması sonucu Trakya bölgesindeki bir çok tarım arazisi söz konusu atıklar nedeniyle zehirlemekte, Ergene havzasında üretilen tarım ürünleri tüm Türkiye’ye dağıtıldığından bu durum yalnızca Trakya bölgesinde yaşayan yurttaşları değil tüm Türkiye’yi etkilemektedir.

Ergene’deki kimyasal değerlerin yüksek seyretmesi gübre, toprak ve birçok bitki türünde ciddi kimyasal birikimler olduğundan başta kanser türleri olmak üzere birçok hastalığı tetiklediği bölgede görev yapan sağlıkçılar tarafından da dile getirilmektedir. Trakya’da çalışan hekimler, “en küçük hastanede bile her ay onlarca yeni kanser vakasının tespit edildiğini, onkoloji kliniklerinde randevu bulabilmek için yurttaşların sabah 5’te sıraya girdiklerini, çok küçük yaşta çocuklarda dahi ilerlemiş kanser bulgularının ortaya çıktığını” ifade etmektedirler.

Bölgedeki kirliliğin etkilerinin araştırılması amacıyla “Kocaeli, Antalya ve Ergene Havzası İllerinde (Tekirdağ, Edirne, Kırklareli) Yetiştirilen Gıdalarda ve Sularda Çevresel Kirleticilerin Belirlenmesi” adıyla 10 üniversitenin de katılımıyla Sağlık Bakanlığına bağlı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu tarafından bir araştırma yapıldığı araştırmada çalışan bilim insanları tarafından dile getirilmektedir. Bu araştırma, Ergene ve Dilovası bölgesindeki çevresel ortamlardan (Hava+Gıda+Su+İş ortamı) orada yaşayan insanlara kanser yapıcı kimyasal maddelerin geçip geçmediğini, yani bu insanların çevresel kanserojenlere maruz kalıp kalmadıklarını ortaya koymak için yapılmıştır. Ne var ki, söz konusu çalışmanın sonuçları Bakanlığınız tarafından kamuoyuyla paylaşılmamıştır.

Bölgedeki kirliliğe ilişkin Danıştay kararlarında belirtilen etkin idari tedbirlerin ise alınmadığı gözlenmektedir. Bölgede görev yapan araştırmacı ve sağlıkçılar, bölgedeki duruma ilişkin kamuoyunu uyardıklarında ise bölgede görev yapan idari görevlilerin baskısına maruz kalmaktadırlar. Örneğin, geçtiğimiz yıllarda, Edirne’de Devlet Hastanesi'nde Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Dilek Tucer, Ergene Nehri'nin suladığı alanlarda yetişen pirinçlerin kansere yol açabileceğini söylediği gerekçesiyle Edirne Valisi tarafından görevinden alınmıştır.

Önceki dönem görev yapan Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın Edirne ziyareti sırasında kanser ilaçlarının temini için yardım isteyen ve kendisine verilen parayı, 'Dilenci değilim" diyerek geri çeviren lenf kanseri hastası üniversiteli 27 yaşındaki Dilek Özçelik’in ölümü halen hafızalardadır. Ergene Havzası İllerinde sanayi atıklarının yarattığı kirlilik ve kanser oranlarındaki artışın önlenmesi için acilen etkin idari tedbirler alınması gerekmektedir.


Bu bağlamda;

1 - Ergene Havzası İllerinde (Tekirdağ, Edirne, Kırklareli) bölgesinde son on yılda kaç kanser vakası tespit edilmiştir, yıllara göre dağılımı nasıldır? Kanser vakalarında artış gözlemlenmekte midir?

2 - Bölgede kansere bağlı kaç ölüm yaşanmıştır. Yıllara yaş ve cinsiyet gruplarına göre dağılımı nasıldır?

3 - Bölgede çok küçük yaşta çocuklarda dahi ilerlemiş kanser bulgularının ortaya çıktığı doğru mudur?

4 - “Kocaeli, Antalya ve Ergene Havzası İllerinde (Tekirdağ, Edirne, Kırklareli) Yetiştirilen Gıdalarda ve Sularda Çevresel Kirleticilerin Belirlenmesi” araştırmasının sonuçları nelerdir?

5 - Ergene ve Dilovası bölgesindeki çevresel ortamlardan (Hava+Gıda+Su+İş ortamı) orada yaşayan insanlara kanser yapıcı kimyasal maddeler geçmekte midir?

6 - Ergene ve Dilovası bölgesinde yaşayan insanlar çalıştıkları iş ortamlarında kanserojen kimyasal maddelere maruz kalmaktalar mı? Bunun tespiti amacıyla İş Sağlığı ve İş Güvenliği kapsamında düzenli olarak işçilerden kan ve idrar örnekleri alınarak analiz edilmekte midir?

7 - Ergene Havzasındaki kirliliğin etkisiyle Marmara Denizi'ndeki bütün balık türlerindeki kanserojen kimyasal kalıntıları ortaya çıktığı doğru mudur?

8 - Ergene Havzasında bulunan sanayi tesislerle ilgili hangi aralıklarla denetimler yapılmaktadır.
Sanayi tesislerinin ağır metal barındıran atıksularını Ergene nehrine boşalttıkları bilinmektedir. Halk sağlığına ciddi zarar veren bu tesislere neden yaptırım uygulanmamaktadır?

9 - Sanayi tesilerinin atıksularına ilişkin ölçümler nasıl yapılmaktadır?

10 - Bölgede görev yapan araştırmacı ve sağlıkçılar, bölgedeki duruma ilişkin kamuoyunu uyardıklarında neden bölgede görev yapan idari görevlilerin baskısına maruz kalmaktadırlar?

11 - Sanayi tesislerinde kaç çevre mühendisi istihdam edilmektedir? Çevre mühendislerinin tesislerin atık sularıyla ilgili bağımsız raporlama yaptıklarını düşünüyor musunuz?